Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
C S biçilen İsrail’in nihai sınırlarının belirlenmesi konusu. İkinci nokta Filistin ile daha da önemlisi Hamas’lı bir Filistin ile kurulacak ilişkiler ve bu ilişkilerin boyutları. Üçüncü nokta ise ekonomi politikaları. Ekonomi her ne kadar İsrail’de her daim güvenlik politikalarının gölgesinde kalmış olsa da son seçimlerde az da olsa sonuçları etkileyebilme gücüne erişmiş gibi görünüyor. Çünkü dışarıya pek yansımasa da İsrail’de başta işsizlik olmak üzere ekonomik veriler alarm vermeye başlamış durumda. Şayet ekonominin kötüye doğru yönelen ibresi tersine çevrilmez özellikle de işsizliğe bir çözüm bulunamazsa İsrail’in bir diğer kâbusu olan "tersine göç" bile söz konusu olabilir. Bu da "Arapların çoğunlukta olduğu bir İsrail" paranoyasının gerçeğe dönüşmesinin yoluna İsrail’in kırmızı halılar sermesi anlamına gelir. TRATEJİ 13 ı Yahudi toplumunda farklı tepkilere neden oluyor… referanduma dönüştü kulak vermesi. Şiddetle, kanakan anlayışı ile hiçbir yere varılmadığı açıkça ortada. Ancak burada önemli olan ve her türlü barış ve çözüm yollarını tıkayan çok önemli bir sorun daha var. Eğer çözümsüzlük taraflardan birinin ya da her ikisinin de bir şekilde işine geliyorsa, yapılacak hiçbir şey yok. Eğer perdenin arkasında böyle bir neden varsa tüm yazılanlar, tüm söylenenler buharlaşır gider. Yani kaosun bitmeye, şiddetin dinmeye niyeti yoksa yapılacak pek fazla bir şey yok. İsrail’deki siyasi partiler ve seçimlerde kazandıkları sandalye sayısı: 1. Kadima (İleri) Partisi (29) 2. İşçi Partisi (19) 3. Şas (12) 4. Likud (12) 5. İsrail Beytenu (Evimiz İsrail) (11) 6. Milli BirlikMilli Dini Parti Bloku (9) 7. Gil (Emekliler Partisi) (7) 8. Birleşik Tevrat Yahudiliği (6) 9. Meretz (5) 10. Birleşik Arap Cephesi (4) 11. Balad (3) 12. Hadash (3) 13. Şinnui (Değişim) 14. Daam (ArapYahudi İşçi Partisi) 15. Yeşil Yaprak (marihuana ve diğer uyuşturucuların kullanımının serbest hale getirilmesini savunuyor), 16. Yeşiller Partisi (Çevreci) 17. Halev (Bankalarla Mücadele Partisi), 18. Herut (Hürriyet) Partisi 19. Hetz (Laik Siyonizm Partisi) 20. Lehem 21. Lev la’olim 22. Lider (Liberal Demokrat Parti) 23. Milli Yahudi Cephesi 24. Yeni Siyonizm 25. Tek Gelecek 26. Yoksullara İktidar Partisi 27. Tafnit (Dönüm Noktası) 28. Tzdek Lakol (Herkes için adalet) 29. Tzomet Partisi 30. Yachad (Birlikte) 31. Brit Olam Kaynak: Jerusalem Post İSRAİL SEÇİM SİSTEMİ ? İsrail’de yazılı bir Anayasa yok. Resmi olarak olmasa da, uygulamada adı geçmese de "Tevrat" ilahi Anayasa görevi görüyor. ? İsrail parlamentosu Knesset 120 sandalyeden oluşuyor. ? Seçimler 4 yılda bir yapılıyor. ? 18 yaşını doldurmuş her İsrail vatandaşı oy kullanabiliyor. ? Nispi temsil sisteminin uygulandığı İsrail’de, seçimler tek bölgede yapılıyor. ? Seçim barajı yüzde 2 gibi oldukça düşük bir oranda ve bu da tek partili iktidarı zorlaştırıyor. ? Nüfusu 6 milyon 276 bin 883 olan İsrail’de, 5 milyon 14 bin 622 kayıtlı seçmen var. ? 8 bin 519’u yerleşik, 1186’sı hastane ve hapishaneler için oluşturulan gezici, 92’si ise yurt dışı temsilcilikleri için kurulan toplam 9797 sandıkta oy kullanıldı. ? Parti listeleri ve oy pusulaları hem İbranice hem de Arapça olarak basıldı. ? 28 Mart Seçimleri, yüzde 62’lik katılım oranı ile İsrail tarihinin en düşük katılımlı seçimleri oldu. 3. İNTİFADA? İsrail son seçimlerle birlikte iyiden iyiye su yüzüne çıkan yeni sorunlarla yüzleşmek durumunda kaldı. İsrail’in yüzleştiği önemli sorunlarından biri de şüphesiz lider sorunu. İsrail belki de tarihinde ilk kez "lider" sıkıntısı çekiyor. Seçim sonuçlarının ahvali ortada. Ne sivrilen bir parti var ne de liderlik karizmasına sahip bir parti başkanı. Böyle bir siyasi kompozisyon, İsrail’i hiç olmadığı kadar şiddetli bir siyasi karmaşaya sürükleyebilir. Knesset’in şu anki görünümü istikrardan uzak bir İsrail’in sinyallerini veriyor. Bu süreçte İsrail’i çetin mücadeleler, hararetli tartışmalar bekliyor. Hele ki, "duvar"ın öbür tarafında Hamas gibi pusuda bekleyen bir "düşman" varken İsrail’in böylesine bir istikrarsızlığa sürüklenmesi en korkunç senaryoya bile gerçekleşme şansı verebilir. Yani şiddet bilenerek Ortadoğu’ya geri dönebilir ve 3. İntifada’nın kapıları sonuna kadar açılabilir. İçdış politika ayrımının olmadığı Ortadoğu’yu ise buna bağlı olarak yine İsrailFilistin merkezli, yine, yeni bir kaos fırtınası esir alabilir. Oy kullanan İsrailliler. KAOSUN BİTMEYE NİYETİ YOK İsrail Ordusu’nun seçimlerden birkaç gün önce, Ariel Şaron’un 2000 yılında yine bir seçim öncesi gerçekleştirdiği, 2. İntifada’nın fitilini ateşleyerek tarihe geçen Haremül Şerif Yürüyüşü Provokasyonunu andıran Eriha Hapishanesi Baskını 3. İntifada’nın habercisi olarak nitelendirildi. Ancak "şimdilik" korkulan olmadı ve Hamas iktidar olduğu günden bu yana büründüğü sessizliği bozmadı. Filistin kendi geleceğini kendi elleri ile tayin etmek istiyorsa "beklegör" politikasından vazgeçmeli. Aksi takdirde İsrail tek taraflı olarak de facto sınırlarını resmi sınırlar haline getirirken Filistin durumu sadece seyretmekle ve alışılageldiği gibi kendi çapında reddetmekle kalacak Sınırı çizen Kudüs’ü geçerken, olan yine Filistinlilere olacak. İsmindeki "direniş hareketi" ibaresine yakışır(!) şekilde halen direnen Hamas, eğer gerçekten dediği gibi varlığını sadece siyaset sahnesinde sürdürecekse El Fetih’in düştüğü hatalara düşmemeli. Kısacası Hamas, El Fetih’in yaptığı gibi öznesi her kim olursa olsun ortaya konulan tüm çözüm planlarını reddederek bir adım bile ileri gidemez. Yoksa bir dahaki seçimlerde El Fetih’ten çok daha büyük bir hezimete uğraması kaçınılmaz olacaktır. Bu noktada en basit bir şekilde barışa giden yolda atılması gereken ilk adım her iki tarafın da ön yargılarını bir tarafa bırakarak "diyalog" çağrılarına