Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Son ya da sol siyasal gelişmelerin bir başka boyutu ABD ile ilgilidir. ABD, Sovyetlerin dağılmasından sonra komünizm tehlikesinin ortadan kalktığı anlayışıyla, Latin Amerika’daki sol gelişmeler karşısında, Venezuela’da demokratik seçimle işbaşına gelen Başkan Chavez’e karşı yapılmak istenen askeri darbeyi desteklemesi ve askeri güç oluşturma çabaları bir yana, en azından bugüne değin, büyük bir saldırıya girişimedi. Denilebilir ki bunu gerektirecek bir korkuya da kapılmadı. Arka bahçesi saydığı Orta Amerika ve Karayip ülkelerinin güneyine göreli olarak ilgisiz kaldı. Bunun asıl nedeni, Latin Amerika solunun niteliği yönünden ABD’ye ve genelde kapitalizme karşı, şimdilik bir tehlike oluşturmadığı varsayımıdır, denilebilir. Bu nokta, Latin Amerika solun niteliğinin sorgulanmasını gerektiriyor. C S TRATEJİ 19 LATİN SOLUNUN GELECEĞİ Brezilya, Arjantin, Venezuela, Ekvator, Uruguay ve son olarak da Bolivya’da yeni liberal ve yapısal reform yanlısı politikalara açıkça karşı çıkan başkanlar işbaşına geldi. Orta Amerika ve Karaiplerle birlikte gelecek bir yıl içinde 10 ülkede daha başkanlık seçimleri yapılacaktır. Başta 102,3 milyon nüfusu ve 9 nin doları aşan kişi başına geliri olan Meksika olmak üzere, bu ülkelerin çoğunda sol iktidarların işbaşına geleceğine kesin gözüyle bakılıyor. Latin Amerika solu, eşitlik, özgürlük, dayanışma ve sosyal haklar ilkelerini öne çıkarıyor. Latin solu, küresel sömürüye karşı çıkan ve kendi toplumlarında aç, açık, işsiz kalan yani, dışlanan toplum kesimlerinin ortaklığına dayalı bir toplumsal tabana dayanıyor. Burada ilerici aydınlar, özelleştirme sonucu işlerini yitirenler ve kırsal ve kentsel küçük üreticilerle sivil toplum kuruluşları ve yer yer kilise de yer alıyor. Kısaca, Latin Amerika solu, bir işçi sınıfı hareketi olmaktan çok, esas olarak bir sınıflar koalisyonudur. Latin Amerika solu da tıpkı ülkelerin ekonomik ve toplumsal yapıları gibi, türdeş değil. Latin Amerika’nın solcu başkanlarının söylemi ile eylemleri, kendi koşullarına bağlı olarak, ülkeden ülkeye değişiyor. Başkanların tamamına yakını, makroekonomik istikrarın gerekliliğini vurguluyor; kapitalist düzeni en azından şimdilik veri alıyor; piyasa denetimini öne çıkarıyor; hukukun üstünlüğünü benimsiyor. Ancak başkanların halkın çoğunluğu tarafından desteklenen ve sandıkta başarıyı getiren söylem ve eylemleri, önemli sol nitelikler simgeliyor. Ortak noktaların başında, Arjantin ve Brezilya’nın IMF’ye olan borçlarını bir erken ödeme planına bağlayarak, ekonomik ve siyasal, bağımsız politikalar izleme olanağını yakalamaları geliyor. Bolivya Devlet Latin Amerika solunun Başkanı çok önemli bir özelliği, Morales... eğitim, sağlık, yoksullukla savaşım; daha eşitlikçi gelir dağılımı ve toplumsal dışlanmışlığın ortadan kaldırılması konularında, başkanları işbaşına getiren toplum kesimlerinin Venezuela Devlet Başkanı Chavez gereksinmelerini karşılamayı ana amaç saymalarıdır. Böylelikle, milyonlarca insan yoksulluk sınırının üstünde bir gelir düzeyi yakalıyor. Petrol, doğalgaz, maden gibi doğal kaynakların ulusal denetimi sürekli olarak gündemde tutulmakla birlikte, henüz somut adımlar atılmıyor. Ancak, solun iktidara gelmesinden sonra oluşan siyasal istikrar ortamı, başta Arjantin ve Venezuela olmak üzere, çok yüksek oranda ekonomik büyümeye ulaşılmasını sağlıyor. Latin Amerika solunun çok önemli bir özelliği de, sol yönetimlerin, ülkeler ve halklar arasındaki yardımlaşma ve dayanışmayı üst düzeye çıkarma çabalarıdır. Bu sürece Küba da dahildir. Bu yardımlaşma ve dayanışma, ABD’nin önceleri bu ülkeler arasında kurulmasını istediği ortak pazar ya da serbest ticaret bölgeleri oluşturma girişimlerinden çok farklı niteliktedir. Latin Amerika solunun ülkeler arası yardımlaşma ve dayanışması, doktor, sağlık, eğitim, sosyal çalışma danışmanlığı konularını içerdiği gibi, gerektiğinde parasal desteklemeyi de kapsar. Latin Amerika’daki sol, iktidarların olduğu ülkeler arasındaki dayanışma, dikkat çekiyor. Bu ülkelerde petrol ve doğalgazın ulusal kontrolü konusu, sürekli gündemde tutulmasına karşın, somut bir adım henüz atılmadı. Sonuç olarak, sol Latin Amerika’da, toplumun yoksul kesimlerine çok önemli kazanımlar sağlıyor. Bu kazanımları gerçek bir sol olarak algılamak yerine bunları gerçekleştirenleri ABD’nin yeni egemenlik görüşünün yeni müşterileri sayarak tümüyle ret etmek çok mu anlamlıdır? Bu sorunun doğru yanıtı, daha doğrusu Latin Amerika solunun ne ölçüde gerçek bir sol olduğunun saptanması, çoğu solcu devlet başkanının belirttiği gibi gelecek on yıllarda verilecektir. Ancak bu durum, sol adına bu ülkelerde elde edilen kazanımların görmezlikten gelinmesine neden olmamalıdır. Latin Amerika solunun başarısı, diğer gelişmekte olan ülkelere örnek oluşturarak, dünyanın geleceğine çok olumlu katkılar yapabilir. ÖRNEK OLABİLİR Mİ? Latin Amerika solu, varolan dünya koşullarında, solun temel değerlerini kendi gerçekçiliğiyle birleştirerek yol almaya çalışıyor. Ancak, büyük sorunlarla karşı karşıya kalacağı da açıktır. Sorunların başında, bu ülkelerin demokratik kurumlarının az gelişmişliği yatıyor. Hukukun üstünlüğüne dayalı bir yönetim geleneğinin yerleştirilmesi; siyasal destekçileri kollama anlayışının bir yana bırakılması; rüşvet ve yolsuzluklarla savaşım; solu iktidara taşıyan toplum kesimleri arasında çıkabilecek çıkar kavgaları gibi gelişmeler başlıca içsel sorun noktalarıdır. Sayısal Veriler2003 Arjantin Bolivya Brezilya Şili Kolumbiya Ekvator Paraguay Peru Uruguay Venezuela Toplam/ Ortalama Not: Nüfus artış oranları yüzde olarak, 19902003 ortalamasıdır. Kişi başına gelir, alım gücü eşdeğeri ve ABD doları olarak. Kaynak: LAC Databook, 2005. Nüfus 36,8 8,8 176,6 15,8 44,6 13,0 5,6 27,1 3,4 25,7 357,4 Nüfusun Artış Oranı 1,2 2,2 1,6 1,5 2,0 2,2 2,6 2,0 0,6 2,3 1,7 Kişi Başına Gelir 12 106 2 587 7 790 10 274 6 702 3 641 4 684 5 260 8 280 4 919 6 624