Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
8 Etkin ve sonuca yönelik mücadele yöntemi C S TRATEJİ Teröre karşı istikrarlı işbirliği Ali KÜLEBİ TUSAM Ulusal Güvenlik Stratejileri Araştırma Merkezi Başkanvekili akulebi@tusam.net ir insanlık suçu olan terörizm, günümüzde uluslararası özellik kazandı. Bu, terörle mücadelenin de uluslararası olmasını gerektiriyor. Aksi takdirde teröre karşı tatmin edici ve kalıcı başarı elde edilemediği gibi terör bir gün bu konuda zafiyet gösterenleri de bulur ve vurur. Bugün ABD’nin karşı karşıya kaldığı asimetrik Elkaide savaş olgusunun temelinde bu var. 80’li teröristlerinin yıllarda ABD tarafından Afganistan’da bombaladığı Sovyet Ordusu’nu başarısızlığa uğratmak için din faktörü ön plana alınmış ve HSBC Bank komünistlere karşı başarılı bir savaş veren çeşitli ülkelerden gelen grupları kullanma yöntemi bir süre sonra kontrolden çıkmıştı. ABD’nin kendi elleriyle yetiştirdiği bu kişilerin, ABD’nin küresel güç olma yolundaki çalışmalarının yarattığı çelişkilerinden dolayı su yüzüne çıkan rahatsızlıkları, uluslararası boyutta bir asimetrik savaş yaratmıştı. Bu savaşın bugün dünyanın hemen her yerinde ortaya çıkma ihtimali, teröristlerin yerinin belli olmaması, sayılarının, sosyal konumlarının belirsizliği ve kullanabilecekleri silahların çeşitliliği asimetrik savaşın tarifine tam anlamıyla uyuyor. B düzeyde örgütlenmiş bireysel oluşumlar da organize terör örgütlerine, asimetrik savaş sürecinde maddi çıkar amacıyla yardım edip aynı saflarda yer alıp, taşeronluk yapabilirler. Bu beraberlik uluslararası alanda da olabilir ve hatta günümüzde genelde ülkelerarası bir görünüm almış durumda. Yine bu taşeron örgütler kamusal alanları, enerji tesislerini, ulaşım ve haberleşme sistemlerini hedef alabilirler ve bunu uluslararası düzeyde de uygulayabilirler. Yine yüksek düzeyde örgütlü terörist grupların özellikle politik etkinlik yaratmak amacıyla kitlesel, uzun vadeli çıkarlara dönük eylemler yapmaları söz konusu iken, genelde köktendinci veya etnik amaçlı teröre başvuran grupların bu amaçlarına ulaşmada kamuoyunun ilgisini çekmek için ciddi zararlar verecek ve ses getirecek eylemleri hedeflemeleri söz konusudur. Yine bu noktada bu büyüklükte ses getirici eylemlerin ancak uluslararası koordine ve destekle oluştuğu dikkate alınırsa, bunlara karşı savaşın da yine uluslararası boyutta olması gerekir. Örneğin, 11 Eylül 2001 terör olayları, bir zamanlar ABD yardımıyla kurulmuş Afganistan’daki terör kamplarında eğitimlerini tamamlamış kişiler ile, Ortadoğu ülkelerindeki çeşitli amaçlarla kurulmuş kuruluş ve kişilerce finanse edilmiş ve yine ağırlıklı olarak Hamburg’daki plancı elebaşlarınca devreye sokulmuştur. Bireysel terörizm genelde etkisini dar bölgede ortaya çıkarsa ve bununla mücadele bu bölgede sınırlı kalsa da politik, köktendinci veya etnik terör ve bunlarla mücadele şekli uluslararası boyutta istikrarlı bir işbirliğini gerektirir. TÜRKİYE’DEKİ TERÖR Türkiye’deki PKK terörünün de temelinde uluslararası komplo boyutu yatıyor. Öncelikle Yunanistan, Suriye, Rusya, Irak, İran, Lübnan gibi yakınımızdaki ülkelerin maddi, askeri ve istihbarata dönük destekleri ve özellikle teröristlere barınak sağlamaları Türkiye’nin terörle mücadelesini zaman zaman yaşamsal bir mücadele haline getirdi. Türkiye’nin geleneksel askeri ve yönetim deneyimleri terörle mücadelesini kolaylaştırabilecekken, teröristlerin her boyuttaki askeri yardımı yakın çevremizden ve keza daha uzaklardan elde etmeleri nedeniyle, bizim için hem maddi hem de manevi olarak oldukça pahalıya mal olan bir süreç ve gelişmeyi ortaya çıkardı. ABD’nin Birinci Körfez Savaşı’ndan sonra Irak’ta 36. paralelin kuzeyini kontrol altına almış olması, bu olanaktan yararlanan ve çoğu NATO üyesi olan sözde müttefiklerimiz Danimarka, Belçika, Fransa, İngiltere, Almanya, Avusturya, Norveç, İsviçre ve İsveç gibi ülkelerin her kademedeki resmi veya gayri resmi kuruluşlarının PKK’ya belli ölçülerde yardımlarını kolaylaştırmıştır. Avrupa’nın en büyük ve iddialı ülkesi haline gelebilecek Türkiye’yi, PKK unsuru ile güçsüzleştirmek amacını güden bu ülkelere, özellikle Sovyetler Birliği’ni ve 1990 öncesi Bulgaristan’ını da eklemek mümkün. 1990’lardan sonra da Rusya’nın kontrolsüz devlet yönetimi sırasında PKK’ya yönelik yardımlarına devam ettiği ve Çeçenistan’daki gelişmelerle ilişkilendirerek Türkiye’ye karşı kullanıldığı da bir olgudur. Aynı şekilde Çin’in de Sincan’daki Uygurların mücadelesinde Türkiye’nin muhtemel desteğini engellemek amacıyla kısa süreli de olsa PKK’ya yardım etmiş olduğu biliniyor. Esasen değişik amaçlarla hareket eden bunca ülkenin desteği olmamış olsaydı, PKK’nın hala belli ölçülerde varlığını sürdürebilmesi AMAÇLARINA GÖRE TERÖR Bugün artık uluslararası bir sorun haline gelmiş olan terör geçmişte, dünyadaki iletişim ve ulaşım olanaklarının sınırlı olmasından ötürü bölgesel olarak ortaya çıkmış iken şimdilerde ticaret ve turizm hareketlerinin yoğunluğu nedeniyle kolaylıkla sınır ötesi hale gelebiliyor. Teknolojik olanakların terörizme uygulamada yardımcı olması da terörizmin boyutunun asimetrik savaş anlamında gelişmesini sağlıyor. Asimetrik savaş, değişik şekillerde tarif edilebilirse de kısaca, daha zayıf bir ordunun veya topluluğun daha güçlü bir orduya karşı yürüttüğü rastgele/belirsiz mücadele olarak tanımlanabilir. Bu savaşın belki de daha dar anlamdaki şekli olarak nitelendirebileceğimiz çeşitli boyutlardaki terörün genelde güvenlik güçlerince uğraşılması gereken düzeyleri; a) Bireysel ve adi suçla ortaya çıkan terörizm, b) Politik amaçlı örgütlü hale gelmiş terörizm, c) Köktendinci veya etnik amaçlı terörizmdir. Bu tür örgütlerin terör yöntemleri de genelde; 1) Düşük düzeyde örgütlenmiş birey ve küçük grupların daha ziyade maddi çıkar veya fanatik amaçlarla yaratabilecekleri terör olayları, 2) Eğitilmiş, belli amaca dönük ve ileri düzeyde örgütlenmiş grupların terör girişimleri şeklinde ortaya çıkabilir. Bu tür tehditlerin ortaya çıkışında, düşük Günümüzün en önemli tehdidi olarak değerlendirilen terör konusunda, müttefik ülkeler arasında bile sorunlar yaşanıyor. El Kaide örneği düşünüldüğünde, Türkiye’nin bazı müttefiklerinin bölücü teröre sağladıkları destekler, gelecekte kendileri için ciddi riskler oluşturabilir.