26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

22 İran için toplanacak, Güvenlik Konseyi’nde Pekin’in tutumu… C S TRATEJİ Çin, direnme sinyali veriyor Dr. Nuraniye HİDAYET EKREM TUSAM Uzak DoğuPasifik Araştırmaları Masası nekrem@tusam.net cak ayında İran’ın nükleer çalışmalarını tekrar başlatmasıyla nükleer sorun, dünya gündeminin sıcak konularından biri haline geldi. Almanya’nın yanı sıra BM üyesi beş ülkenin dışişleri bakanları, Şubat ayının başında, İran’ın yaptırımlara tabi tutulması için Güvenlik Konseyi’ne sevk edilmesi yönünde anlaşmaya vardılar. Rusya ve Çin’in "isteksiz" de olsa Konsey’in ortak tavır koyması gerektiğini kabul ederek İran’ın aleyhine oy vermeleri dikkat çekti. Çünkü bu iki ülkede, İran’ın kolay kolay yalnız bırakılmayacağı görüşü hâkimdi. Toplantı öncesi UAEK’nin (Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu) İran temsilcisi Ali Sultaniye, Rusya ile Çin’in kendi taraflarında olduğunu ve bu ülkelerin Tahran ile ilişkilerinin önem taşıdığını belirtmişti. İran’ın baş müzakerecisi ve İran Milli Güvenlik Komitesi Genel Sekreteri Ali Laricani, 27 Ocak 2006 tarihindeki Çin ziyareti sırasında, Çinli yetkililerden diplomasi yoluyla çözüm için zemin hazırlanacağına dair söz almıştı. Çin her platformda İran’a yaptırım uygulanmasına karşı çıkıyor. Bu nedenle Ali Sultaniye, UEAK’nin 2 Şubat 2006’daki toplantısı öncesi, Çin’in hala İran’ın tarafını tuttuğuna inanmaktaydı. Ancak UAEK’nin toplantısında Çin, uluslararası toplumun beklemediği bir şekilde, ABD ve Avrupa ülkelerinin isteği doğrultusunda oy kullandı. Çinli temsilci Wu Hailong, Pekin’in kararının kurumun tüzüğünde yer alan 12. maddenin C paragrafı ve 3. maddenin B paragrafında belirtilen uygulama olarak algılanmaması gerektiğini vurguladı. Wu Hailong’un sorunun çözülmesi için bir O ABD’nin, Ortadoğu enerji kaynakları aracılığıyla Çin’in büyümesini kontrol altına alma girişimi, nedeniyle kritik bir aşamaya geldi. Pekin, önemli bir enerji kaynağı olarak gördüğü İran’a yönelik ambargo ve askeri operasyon seçenekleri’ne, karşı çıkacağı izlenimi veriyor. çaba olarak değerlendirdiği UAEK kararıyla İran’ın diplomatik manevra alanı giderek daralıyor. ÇİN’İN TUTUMU Pekin yönetimi, İran’ın nükleer çalışmaları ile ilgili sorunların diplomasi yoluyla çözümlenmesinden yana. Ali Laricani, Moskova ve Çin’i ziyaret ederek ABD ve Avrupa ülkelerinden gelen baskıya karşı arayış içine girdi. Pekin yönetimi ise bu ziyaret esnasında İran’ın nükleer çalışmaları ile ilgili tutumunu tekrarladı. 26 Ocak 2006 tarihinde Çin Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Kong Quan, sorunun barışçıl yollarla çözülmesinden yana olduğunu belirterek, bu konuda her türlü yapıcı öneriye sıcak baktıklarının altını çizdi. Sözcü, tarafların sabırlı olması ve sorunun UAEK’ye taşınmadan önce, müzakereye uygun zemin hazırlanması gerektiğini açıkladı. Nasıl bir uygulama ile bu amaca ulaşılabileceği ile ilgili bir soruya sözcü, "mevcut gerginliği yumuşatabilecek her türlü somut adım bu amaç çerçevesinde sayılabilir" yanıtını verdi. Çin’in amacının diplomatik çabaları güçlendirerek, bir an önce müzakereleri başlatmak olduğuna dikkat çeken sözcü, yaptırım/yaptırım ile tehdit yöntemlerinin, İran’ın nükleer sorunu gibi uluslararası sorunların çözümünü zorlaştırdığını ileri sürdü. Kong Quan 7 Şubat’taki basın toplantısında, İran’ın nükleer çalışmalarının Güvenlik Konseyi’ne Laricani*nin Çin temaslarından... sevk edilmesinin nedenlerini şu şekilde açıkladı: 1. Çin daima nükleer silahların yayılması anlaşmasının ciddiyetini ve otoritesini savunmuştur ve nükleer sorunun diplomasi yoluyla çözülmesinden yanadır. 2. Kararnamede İran’ın konu ile ilgili sorumluluğunu yerine getirmesi gerektiği ifade edilmektedir. Sorunun Güvenlik Konseyi’ne sevk edilmesi çözüm yetkisinin konseye verildiği anlamına gelmez. Pek çok zorluk olmasına rağmen UAEK çerçevesindeki çözüm alanının geniş olduğunu belirten sözcü, uluslararası toplumun diplomatik çabalarından vazgeçmemesi gerektiğini savundu. Ayrıca İran’ın UAEK’nin kararına uymasının ve kurumla işbirliği yapmasının, Çin dâhil tarafların yararına olacağını belirtti. Sözcü, ABD’nin askerî operasyon düzenlemesi ya da Güvenlik Konseyi’nin yaptırım uygulaması halinde, Çin’in tutumunun ne olacağı hakkında bir açıklama yapmaktan kaçınırken, İran’a yönelik her türlü ciddi yaptırıma karşı olduklarını açıkladı. Çin Sosyal Araştırmalar Merkezi tarafından yapılan bir araştırmaya göre, Çin halkının yüzde 68’i İran’ın barışçıl amaçlı nükleer faaliyetlerini desteklerken, yüzde 76’sı ise ABD’nin uyguladığı politikalara karşı çıkıyor. Çin ve İran arasındaki ticaret hacmi 10 milyar doları aşıyor. İki ülke Ocak 2006’da 350 milyon dolarlık ağır vasıta araç alımı için anlaşmaya vardı. Buna göre Çin, İran’a 2006 yılı içerisinde 10 bin adet H 7 model ağır vasıta araç ihraç edecek. Bu anlaşma günümüze kadar yapılan ağır vasıta ihracatı anlaşmalarının en büyüğüdür. Çin’in Tahran Büyükelçisi, iki ülke arasındaki ticaret hacminin arttığını ve yakın gelecekte ülkesinin, İran’ın en büyük ticari ortağı olacağını söylüyor. Çin’in 2004 yılında 1 milyar dolarlık petrol dışı ürünü İran’a ihraç ettiğini ve bu rakamın 2005 yılında 3 milyar doların üstüne çıktığına dikkat çekiyor. Petrol dışı ürün ihracatında Çin’i İran’ın en büyük ortaklarından biri olarak nitelendiren büyükelçi, bazı projeler konusunda iki ülke arasında 2005 yılında 38 anlaşma imzalandığına değiniyor. Petrol sektöründe de iki ülke arasında onlarca anlaşma olduğunu ve bu alanda işbirliğinin artacağı belirtiliyor. Bu anlaşmalar çerçevesinde Çin PetroKimya Şirketi, İranlı bir şirketin yardımıyla İran’ın Yadavaran petrol yatağını işletmeye başlayacak. Karşılık olarak Çin, 25 yıl boyunca, İran’dan her yıl 10 milyon ton sıvılaştırılmış doğal gaz satın alacak. Uzmanlar, milyarlarca dolar değerindeki anlaşma ile Çin’in Ortadoğu’da daha büyük bir rol üstleneceğini belirtiyor. Londra’da bulunan Küresel Enerji Araştırmaları uzmanlarından Manuşer Takin, Çinli yetkililerin, nükleer anlaşmazlığı geçici bir sorun olarak gördüklerini ancak artan enerji talebini karşılamanın daha önemli bir sorun olduğunu belirtiyor. Takin, İran’ın Çin’i kolay bir müşteri olarak gördüğünü belirtiyor ve ekliyor: "Her iki ülke de, buna sadece ekonomik açıdan bakıyor. İran, petrol ve doğal gazını ihraç etmek istiyor, Çin de uzun vadeli petrol üreticisi
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear