Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ulusal güvenlik danışmanı Hadley’in de dediği gibi fiyaskoyla sonuçlandı. Daha sonra, İran, konusunda, yine Çin ve Rusya engel olarak ortaya çıktı. Çin’in Latin Amerika, Afrika ve Avrasya’da artan etkisi, yeni muhafazakârları (neocon.) korkutuyordu. Başından beri, yenimuhafazakârlar komünist Çin’le sınırların belirlenmesini ve komünist Çin’in karşı tarafta kalmasını istiyorlardı. ABD’deki şahin kanadın bu yaklaşımı kendisini hemen Pentagon’un 6 Şubat 2006’da yayınlamış olduğu raporda gösterdi. Bu raporda, gelecekte ABD’nin küresel gücünü yıkabilecek yegâne gücün Çin olduğu vurgulanarak, her türlü önlemin alınması tavsiye edilmekteydi. ÇİN’İN DENGESİ Bush, geçen yılki Pekin gezisinden eli boş dönünce Hindistan’a yöneldi. Washigton’la nükleer alanda işbirliği yapan Hindistan, barındırdığı Müslüman nüfus nedeniyle sıkıntı yaşayabilir. C S TRATEJİ 11 sahip olduğunun altını çizdi. Ayrıca, Bush, Hindistan’ı küresel güç olarak tanımlayarak, BM Güvenlik Konseyi daimi üyeliğine önerdi ve adaylığını destekleyeceklerini açıkladı. Bunlara ek olarak, Bush, Hindistan’a son teknoloji ürünü olan savaş uçakları satmak istediklerini de açıkladı. Kuşkusuz, daha önce birçok ABD Başkanı Hindistan’ı ziyaret etmiştir. Bunlar: Dwight Eisenhower (Aralık 1959), Richard Nixon (Ağustos 1969), Jimmy Carter (Ocak 1978) ve Bill Clinton (Mart 2000). Fakat hiçbiri bu ziyaretleri esnasında Hindistan’la anlaşma imzalamamıştır. Bu ilki de bu ziyarette Bush gerçekleştirdi. PAKİSTAN’A MESAFE Bush gezisinin son gününde Pakistan’a geçerek, Pervez Müşerref’le görüştü. Gezi öncesi, Pakistan da tıpkı Hindistan’la imzalanan bir nükleer işbirliği anlaşması imzalamayı bekliyordu; hatta böyle bir durumda nükleer tesislerini UAEK denetimlerine bile açmayı düşünüyordu. Fakat Bush yaptığı açıklamada, Hindistan’ın yerinin farklı olduğunu, Pakistan’la karşılaştırılamayacağını, dolaysıyla Pakistan’ın böyle bir anlaşmayı beklememesi gerektiğini ifade etti. Bush, Pakistan’da olma gerekçesini de Pakistan’ın El Kaide ve Taliban liderlerini adalet önüne çıkaracağı konusunda verdiği sözde durup durmadığını kontrol etmek olarak gösterdi. Bunun yanında, Bush, seçimlerin yapılarak demokrasinin tesis edilmesini, Keşmir sorunun çözülmesini istedi. Şüphesiz, Pakistan, hayal kırıklığına uğradı. Açıkça, Bush, Pakistan’ı Çin’in kollarına itti. Bunun nedeni çok basittir. ABD, Pakistan’ı Hindistan karşıtı Çin bloğuna iterek, Hindistan’la olan stratejik ortaklığını daha da sağlamlaştırmak istiyor. Kısaca, ABD, Asya’da safların belirlenmesini istiyor. Öte yandan, Pakistan, Başbakanının ulusal güvenlik danışmanı Muhammet Ali Durrani, ABD’nin tavrı konusunda, "biz de Çin’le nükleer işbirliğimizi geliştiririz" şeklinde açıklamada bulundu. Rapordan da anlaşıldığı üzere, Asya bölgesinde, nakliye uçakları, P3 C Orion casus uçakları, Perry ABD, en çok Çin’den çekinmektedir. Bunun farkında sınıfı fırkateyn, Seahawk helikopterleri ve F16 savaş olan Çin, en son Pakistan’la stratejik ortaklık kurarak, uçakları satmayı taahhüt etmişti. Ancak, Hindistan bölgedeki güvenlik çemberini daha da güçlendirdi. Başbakanı Manmohan Singh’in 2005 yılında yaptığı 1962’de sınır sorunu nedeniyle Çin, Hindistan’la Washington gezisinde, Amerikalı yetkililer, eğer küçük bir savaş yaşamıştı. Bu dönemde, Sovyetler imzalanan nükleer işbirliği anlaşmasının Kongrede Birliği, Hindistan’ın yanında yer almıştı. O günden ölmesi istenmiyorsa, İran konusunda Hindistan’ın beri, Çin, Pakistan’ı Hindistan’a karşı güçlendirerek, ABD’nin arkasında durması gerektiği konusunda karşı bir denge oluşturmaya çalışmaktadır. uyardı. Hindistan, tercihini ABD’den yana kullanmak Hindistan’ın ŞİÖ’ye dâhil edilmesi, Çin’in dış polizorunda kalmıştı. Bu ortam içinde, 1 Mart günü, tikada büyük başarılarından birsidir. Böylece, Çin, Bush Hindistan’ı ziyaret ederek, ilişkilerde yen bir Hindistan’ı daha rahat kontrol edebilecektir. Çin’in dönem başlattı. Ziyaretin en önemli sonucu, ABD’nin Hindistan konusundaki fobisi, Bush’un geçtiğimiz Hindistan’la sivil amaçlı nükleer işbirliği anlaşması günlerde Hindistan’ı ziyaret etmesiyle doğrulanmış imzalaması olmuştur. Bu anlaşmayla, ABD, oldu. Hindistan’a sivil amaçlı reaktör parçaları ve uranyum Pakistan Devlet Başkanı Müşerref’in Çin gezisinyakıtı verecek. Bunun yanında, Hindistan, yirmi iki den birkaç hafta sonra, Bush’un Hindistan’ı ziyaret nükleer santralden on dördünü Uluslararası Atom etmesi oldukça düşündürücüydü. ÇinPakistan strateEnerjisi Kurumu’nun denetimine açmayı taahhüt etti. jik ortaklığına yanıt, 27 Şubat günü Tayvan’dan geldi. Kalan sekiz santralin de ileride denetime açılacağı Tayvan "devlet başkanı" Çen Şui Bian, Tayvan’ın öngörülüyor. Bu anlaşmanın sonucunda sınırlı Çin’le barışçıl yollardan birleşmesi sürecini yürütmek uranyum rezervleri olan Hindistan için yakıt sorunu için Milliyetçi Parti tarafından 1990 yılında, kurulmuş ortadan kalkıyor. Batılı uzmanlara göre, bu durum, olan Ulusal Birleşme Konseyinin görevine son verdi. Hindistan’ın 6–10 arasında fazladan nükleer başlık Konseyin ortadan kaldırılması, Tayvan’ın birleşmeden üretme imkânını da sağlıyor. çok bağımsız bir devlet olmak istediği anlamına Bush, Hindistan’ın doğal müttefikleri olduğunu geliyordu. Çin’in yanıtı sert oldu. Çin, "Tayvan’ın söyleyerek ortaklıklarının dünyayı dönüştürecek güce Çin’den ayrılmayı aklından bile geçirmemesini" söyleyerek, bağımsızlık Bush’un Afganistan ziyaretinden... yanlısı faaliyetlere tolerans gösterilmeyeceğini açıkladı. Çin ordusundan General Çang Çuo da Çin ordusunun Tayvan’ın anavatandan (Çin’den) ayrılmasına asla izin vermeyeceğini belirtti. 5 Mart günü, Çin parlamentosunun yıllık olağan toplantısı açılış konuşmasında, Başbakan Wen, Tayvan’ı sert bir şekilde uyarmış, ayrılıkçı hareketleri casus belli (savaş nedeni) sayacaklarını açıklamıştır. Kuşkusuz, durup dururken, 16 yıldan beri var olan bir kurumun görevine son vermenin Tayvan için cesur bir adım olduğu açıktır. Çin’in askeri, ekonomik ve politik gücünün zirvede olduğu bir zaman diliminde, böyle kışkırtıcı bir adımın Tayvan’ın boyunu aştığı şüphe götürmez bir gerçektir. Bu arada, ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Adam Ereli aracılığıyla bölgedeki statükonun korunmasını isteyerek, Tayvan’dan yaptığı yanlışı düzeltmesini istedi. Tayvan’ın bu çıkışının arka planında ABD’nin olduğu ve ÇinPakistan ortaklığına bir gözdağı verdiği kulislerde konuşuluyor. ABD’DEN MYANMAR BASKISI Çin, bu ziyareti oldukça yakından izledi. Özellikle ABD’nin Hindistan’ı Çin’e karşı güçlendirdiği söylentileri barış içinde kalkınmayı öncelikli ulusal güvenlik meselesi olarak benimsemiş olan Çin için kesin bir tehdittir. Bush’un Myanmar’ı eleştirmesi ve Kuzey Kore ile birlikte anması, bu küçük ülkenin Çin’le olan işbirliğini akıllara getiriyor. Çin, bu ülke aracılığıyla Bengal Körfezini ve Hint okyanusunu kontrol ediyor. ABD, bunun farkında olduğu için Myanmar’a dolaylı baskıda bulunuyor. Çin, bu ortam içerisinde bir önlem olarak savunma bütçesini yaklaşık yüzde on beş artırdı. Oysa geçtiğimiz yıllarda savunma bütçesine ayrılan paranın giderek düşürüleceği açıklanmıştı. ABD, Hindistan’ın Çin’in yanında, İran’ı da bölgede dengeleyebilecek bir askeri güç olmasını istiyor. Ancak Hindistan’da yaşayan 150 milyon Müslüman nüfusu da göz ardı ediyor. Unutulmaması gerekir ki, Bush’un Hindistan ziyaretinde, en büyük gösteriler Şiilerin yaşadığı Hindistan’ın kuzey bölgelerinden geldi. Hindistan’da ulusal bir bütünlükten söz etmek mümkün değildir. Hindistan’daki etnik ve dini yapı bölgenin en kırılgan yapısıdır. En ufak bir hareketlenme ülkeyi birkaç devlete bölebilir. Geçmişte Hindistan’dan iki devletin çıktığını unutmamak gerekir. ABD HİNDİSTAN ABD, Soğuk Savaş sonrası dönemde, Hindistan’ı küresel politikada yeni bir güç merkezi olmasını destekliyordu. Rusya ve Çin için Hindistan bulunmaz bir karşı ağırlıktı. 2004 yılında, ABD ile Hindistan, bir takım askeri alımlar konusunda anlaşmışlardı. Amerikan yönetimi, Hindistan’a antifüze radar sistemi, patriot füze sistemi, C130