26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Avrasya enerji kaynaklarının egemenliği mücadelesi… C S TRATEJİ 21 ABD’den yeni adım Gürol KIRAÇ TUSAM Türkistan Araştırmaları Masası gkirac@tusam.net ürkistan bölgesinin enerji kaynakları üzerinde 1990’ların başından itibaren küresel bir mücadele söz konusu olmaya başladı. Sovyetler Birliği’nin ortadan kalkmasıyla Batılı devletler, o güne dek giremedikleri bu coğrafyadaki enerji kaynaklarına ulaşmak ve bu rezervlerin kendi inisiyatifleri doğrultusunda dünya piyasalarına ulaşmasını sağlamak için yoğun bir çaba sarf etmeye başladı. Bu çabalardan birisini de TransAfgan Boru Hattı Projesi oluşturuyor. sonra yeniden canlandırılmasının, Hamid Karzai’nin devlet başkanlığı dönemine ve Zalmay Halilzad’ın ABD Başkanı’nın Afganistan özel temsilciliği görevi zamanına denk gelmesi dikkatleri yeniden bu boru hattına yöneltti. T TRANSAFGAN BORU HATTI TransAfgan Doğalgaz Boru Hattı’nın ilk projelendirilme biçimi, Türkmenistan’ın güneybatısındaki Devletabad’tan başlayıp Afganistan üzerinden Pakistan’ın Karaçi Limanı’na kadar uzanmasını öngörmekteydi. Daha sonra Hindistan’ın da projeye katılmasıyla hat uzatıldı. 16 Şubat 2006’da Aşkabat’ta yapılan toplantıda Hindistan’ın projeye dâhil olması resmen onaylandı. Yılda 30 milyar m3 kapasiteli, 3 milyar dolar civarında maliyeti olan ve Asya Kalkınma Bankası’nca finanse edilecek boru hattının bölge istikrarına katkı sağlayacağı düşünülüyor. Rusya’nın enerji kartı ile yaptığı hamleler, ABD’yi yeni adımlara zorluyor. Hindistan’ı İran gazından vazgeçireceği düşünülen ve Türkmenistan’a Rusya dışında alternatif sunmayı hedefleyen TransAfgan iletim hattı, yeniden gündeme geliyor. TransAfgan Boru Hattı oluşturuyor. ABD, Hazar ve çevresindeki enerjiyi kendi kontrolündeki enerji nakil hatlarıyla bölgeden taşımak için yoğun çaba sarf ediyor. Yıllardır bölgede enerji taşımacılığı konusunda Moskova’nın tekel konumunu kırmak amaçlanıyor. BaküTiflisCeyhan Boru Hattı ve bu projeye Kazakistan’ın da bağlanma çabaları bu girişimlerin en önemlilerinden. Bir diğeri ise halen proje aşamasındaki TransHazar Boru Hattı Projesi. Bu proje de aynı amaçlara hizmet ediyor ve Türkmen doğalgazının Azerbaycan, Gürcistan ve Türkiye üzerinden Avrupa pazarına açılmasını hedefliyor. Bunların dışında yukarıda da anlatıldığı gibi 1995 yılından bu yana uğraş verilen ancak yeni dönemde hız kazanan TransAfgan Boru Hattı Projesi ABD’nin Hazar Denizi ve Türkistan bölgesinde hedeflediği hâkimiyete ulaşmasını sağlamaya yönelik projelerin sonuncusu. TransAfgan Boru Hattı’nın stratejik öneme sahip olmasının nedeni, Türkistan bölgesinden güneye inecek enerji iletim hatlarının, ABD’nin Avrasya’daki enerji rakiplerinin tümünü zarara uğratan bir alternatif olmasıdır. ABD’nin şer ekseninde gösterdiği İran, tarihsel rakibi Rusya ve diğer rakibi Çin’in, bu olası projeden büyük zarara uğrayacakları açıktır. Türkmenistan, doğalgazını ihraç etmek için şu an iki güzergâh kullanıyor. Bunlardan birincisi Rusya diğeri ise İran boru hatlarıdır. Ayrıca, Rusya kendi enerji nakil hatlarını kullandırmanın dışında 25 yıllık bir anlaşmayla Türkmen gazı üzerinde hâkimiyet kurmuş görünüyor. Bu anlaşma dâhilinde aralıklarla yapılan fiyat ayarlamalarında Türkmenistan’ın elini güçsüz bırakan durum, boru hatlarının alternatifsizliğidir. Moskova’yla elindeki gazı ihraç etmek için anlaşmak zorunda olan Türkmenistan’ın bu durumu Ukrayna gibi diğer ülkelerle yaptığı ticareti de olumsuz etkiliyor. TransHazar ya da TransAfgan gibi projeler, bir yandan Rusya’nın doğalgazın nakli konusunda tekel olmasını, diğer yandan enerji alımında yapılan fiyat ayarlamalarında Rusya’nın iletim hatlarını bir koz olarak kullanmasını engelleyecektir. Dolayısıyla Rusya’yı ekonomik olarak zayıflatacak bu projeler, siyasi açıdan da Moskova’nın bölgesel etkinliğine darbe vuracak nitelikte. TransAfgan Boru Hattı, İran konusunda benzer kazanımlar sağlamasının yanı sıra, Hindistanİran enerji işbirliğine sekte vuracak önemli bir projedir. İran’dan Hindistan’a uzanacak olan doğalgaz boru hattı üzerinde görüşmeler devam ediyor. ABD, karşı çıktığı bu projeye alternatif üreterek Hindistan’ın ihtiyaçlarını karşılamak istiyor. Hatta bu nedenle önceleri TransAfgan Boru Hattı’na Pakistan’dan geçmesi nedeniyle soğuk bakan Yeni Delhi yönetimi ikna edilerek projeye dahil edildi. Projenin hayata geçirilmesinin önünde Afganistan’daki güvenlik problemleri gibi çeşitli siyasi ve ekonomik problemler bulunuyor. Ancak, ABD’nin Rusya’nın hâkimiyetini kırma mücadelesini sürdüreceği de bu tür projelerle daha net anlaşılmaktadır. PROJE’NİN OLUŞUMU Arjantin enerji şirketi Bridas 1992 yılından itibaren Türkmenistan doğalgazına yönelik girişimlerini başlatmış ve birçok proje gerçekleştirmişti. Türkmenistan doğalgazının dünya pazarlarına açılabilmesi için Pakistan ve Afganistan’la da yoğun bir diplomasi yürüten Bridas yetkilileri 1994 ve 1995 yıllarında Benazir Butto ve Türkmenbaşı ile görüşmelerde bulundu. 15 Mart 1995’de Türkmenbaşı ve Butto arasında bir anlaşma imzalandı. Ancak, Ekim 1995’e gelindiğinde ABD’li yetkililer ve Amerikan enerji şirketi Unocal devreye girdi ve Türkmenbaşı’yla New York’ta, TransAfgan Boru Hattı’na ilişkin bir anlaşma imzaladılar. Washington’un bu hamlesi henüz kızışmaya başlayan enerji rekabetinin ilk verileriydi. 1996 yılı Bridas ve Unocal şirketlerinin Türkmenistan, Afganistan ve Pakistan’da lobi faaliyetleri yürütmelerine sahne oldu. Projeyi alabilmek adına tüm imkânlar seferber ediliyordu. Bu mücadeleye tanıdık isimler de müdahil olmuştu. ABD Başkanı’nın bir dönem Afganistan özel temsilciliğini yapan daha sonra da Afganistan Büyükelçiliği görevini yürüten ve şu anda ABD’nin Irak Büyükelçisi olan Afgan asıllı Zalmay Halilzad, o dönemde Unocal firmasının danışmanlığı görevini yürütüyordu. Hatta 11 Eylül saldırılarından sonra kınadığı ve terörizme destek vermekle suçladığı Taliban’la, o dönemdeki görüşmeleri yürüten isimdi. Halilzad’ın yanı sıra Hamid Karzai de bu çalışmaların içerisinde yer alan diğer bir isimdi. Afganistan Operasyonu sonrasında her iki ismin de Afganistan siyasetinde önemli pozisyonlara gelmesinin "demokrasi" ya da "halk desteği" ile pek ilgisi bulunmuyor. Bunun Washington’un bir operasyonu olduğu kabul ediliyor. Ayrıca, her iki ismin de ABD vatandaşı olması ve Afganistan siyasi tarihinde etkin bir role sahip olan Peştun etnik grubundan olmaları da önemli ayrıntılardandır. ABD bu yöndeki çalışmalardan sonuç aldı ve Ağustos 1996’da Unocal liderliğinde bir konsorsiyum kuruldu. Unocal yüzde 46,5 (ABD), Delta Oil yüzde 15 (S.Arabistan), Turkmenrosgaz yüzde 7 (Türkmenistan), Itochu yüzde 6,5 ve Inpex yüzde 6,5 (Japonya), Hyundai yüzde 5 (G.Kore) ve Crescent Group yüzde 3,5 (Pakistan) hisseye sahipti. Daha sonra Rus Gazprom’a da yüzde 10’luk bir hisse verildi. Ancak çeşitli nedenlerle Haziran 1998’de Gazprom, Aralık 1998’de ise Unocal konsorsiyumdan ayrıldıklarını açıkladılar. Projenin artık rafa kaldırıldığını ve gerçekleşmeyeceğini düşünenler, 31 Mayıs 2002’de İslamabad’da Hamid Karzai, Pervez Müşerref ve Türkmenbaşı arasında imzalanan anlaşma ile yeniden umutlandılar. Projenin 11 Eylül’den yaklaşık sekiz ay 16 Şubat 2006’da Türkmenistan’da TransAfgan Boru Hattı Projesi’yle ilgili yapılan dokuzuncu toplantının en önemli gündem maddesi projenin bir türlü hayata geçirilememesiydi. Bunun aşılması amacıyla yeni kararlar alındı: Projenin hızlandırılması için bir çalışma grubu oluşturuldu. Teknik ve hukuki konular üzerinde çalışacak bu grubun ilk toplantıyı Mart 2006’da gerçekleştireceği belirtildi. Projeye taraf olan devletlerce üç yıl süreli yeni bir protokol imzalandı ve 2002’de Afganistan, Pakistan ve Türkmenistan arasında yapılan anlaşmaya eklendi. Doğalgaz miktarı konusunda anlaşmaya varıldı ve geleceğe yönelik yeni anlaşmalar üzerinde çalışma kararı alındı. Türkmenistan, Devletabad doğalgaz yataklarının denetlenmesi için gereken izin belgelerini De Golyer and MacNaughton (ABD) şirketine verdi. Asya Kalkınma Bankası, projenin inşası ve yatırımlarla ilgili, potansiyel yatırımcılara sunulacak teklifleri açıkladı. Afganistan, boru hattının güvenliğiyle ilgili bazı konulara değindi. Bir sonraki toplantının Nisan 2006’da İslamabad’da yapılması kararlaştırıldı. Avrasya enerjisi üzerinde sürekli gündemde olan WashingtonMoskova çekişmesinin bir ayağını da
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear