Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
6 Gözde KILIÇYAŞIN TUSAM Balkan Araştırmaları Masası gyasin@tusam.net Medeniyetler çatışırken kiliseler faaliyetlerle doğrudan ilgili. DEĞİŞEN İNANÇ yakınlaşıyor… C S TRATEJİ P apa 16. Benedikt "kalbinin bir kısmını İstanbul’da bırakarak" memleketine dönerken dünya hala bu ziyaretin içeriğini ve sonuçlarını konuşuyordu. Papa'yı asıl davet eden Fener Rum Patriği Bartholomeos iken olası bir krizi engellemek üzere devreye giren Türkiye, Cumhurbaşkanı aracılığıyla Papa’yı davet ederek bunu resmi bir ziyaret şekline dönüştürdü. Türkiye’nin bulduğu formüle rağmen ziyaret hem Vatikan tarafından hem de Fener Rum Patrikhanesi tarafından "din" vurgusuyla duyuruldu. SİYASİ MANEVRALAR Türkiye’de ziyarete yüklenen anlamlar karşılıksız çıkarken ziyaretin asıl amacının Ortodoks dünyası ile yakınlaşmak olduğunu ziyaret öncesinde de vurgulayan Vatikan bu hedefine ulaşmakla kalmadı. "Anadolu’daki Hıristiyan mirasını koruyacağı" mesajını da verdi. Türkiye’nin "diplomatik" bir forma dönüştürmeye çalıştığı ziyaret yamanmaya çalışılan resmi görüntüsünden hızla sıyrılarak "din" amaçlı gerçekleşti ancak bu dinsel içerik hesaba katılmamış "siyasi" sonuçlar da doğurdu. Tarihsel geleneğe uygun olarak dini sebepler siyasi çıkarlar için, siyasi gereklilikler dinsel yetkiler için kullanıldı. "Dinlerarası diyalog" ifadesinin öncelikle teolojik ayrılıkları nedeniyle iki ayrı din görünümüne bürünen Ortodoks Kilisesi ile Katolik Kilisesinin yakınlaşması anlamını taşıdığı da açıklık kazanmış oldu. Benzerliklerden yola çıkılarak yakınlaşma yoluna gidildiği belirtildi ancak bir süre önce başlayan teolojik diyalogda sıra Papa, Bartelomeos "Papa’nın birinciliği" konusuna ile kucaklaşırken... gelince bu sürecin kesilmesi de herhalde kaçınılmaz olacaktır. Nitekim teolojik ayrılık öncelikle Ortodokslukta Papa’nın cismani otoritesinin, üstünlüğünün, İsa’nın vekili olduğunun ve yanılmazlığının kabul edilmemesine dayanıyor. Yine de 30 Kasım günü "kardeşlik kucaklaması" seremonisinden sonra Papa ile Rum Ortodoks Patriği Bartholomeos tarafından yayınlanan ortak deklarasyonla Avrupa, Hıristiyan köklerini korumaya çağrılırken Hıristiyanlar arasındaki bölünmelerin İncil’i müjdelemek için engel olduğu belirtildi. Böylece deklarasyonla "Petrus ve Andrew’in" bıraktığı "bütün ulusları İsa’nın öğrencisi yapma" görevi anımsatılarak bu amacı gerçekleştirebilmek için bölünmelerin sona erdirilmesi gerektiği vurgulandı. Nitekim Vatikan açısından "dinlerarası diyalog"un Hıristiyanlığı yayma misyonunun bir parçası olarak görüldüğü çeşitli defalar dile getirilmişti.(1) Bu açıklamalara göre misyonerlik faaliyetlerinin hedefinde "Mesih’i ve onun İncil’ini tanımayan diğer dinlerin mensupları" bulunuyordu. Ancak hedef sadece Hıristiyanlık dışındaki din ve inanç grupları değil. Nitekim son yıllarda hız kazanan Hıristiyanlık içinde mezhep değiştirmeler de misyoner Vatikan’dan Fener’e siyasi destek Papa’nın ziyareti sonuçlanmasına karşın tartışmaları sürüyor. Ziyaretin ana mesajı ise Ortodoks dünyası ile yakınlaşma ve ‘Anadolu’daki Hıristiyan varlığını koruma’ hedefi idi. Bu mesajlar şimdilik yerine ulaşmış görünüyor. COĞRAFYASI Dünyanın siyasi haritası değişirken Türkiye’de pek farkına varılmasa da inanç coğrafyası da değişiyor. Bu anlamda yayılmacılık açısından ABD politikaları ile Vatikan politikaları arasında bir fark yok. Özellikle eski Sovyet hinterlandında bu değişim çok daha net hissediliyor. Komünist dönemin dinsizleştirme politikaları geçmişin izini silerek yeni yüklemeler için inanç dünyasının boşaltılması açısından en büyük hizmetini Protestan misyonerlere sağlamış oldu. Özellikle Orta Asya’da Protestan cemaat hatırı sayılır derecede artarken dünyanın başka bir yerindeki kimi cemaatler de Ortodoksluğa dönüyor. Öte yandan, Moskova Patrikhanesi’nin kanonik coğrafyasındaki bir kilise Fener Rum Patrikhanesi ile yakınlaşırken, Soğuk Savaş döneminde Fener Rum Patrikhanesi’ne yakınlık gösteren bir başka kilise Moskova Patrikhanesi’nin yetki alanına dönebiliyor.(2) Bunlara, itikatta tamamen Ortodoks geleneklerine bağlı olmakla birlikte Papa’nın otoritesini ve Katolik dogmalarını kabul eden kimi kiliselerin Sovyetlerin dağılmasıyla birlikte yeraltından çıkıp canlanması da eklenmeli.(3) Bu anlamda Katolik ve Ortodoks Kiliselerinin İstanbul buluşması önemli mesajlar içeriyordu. Mesajın hedefinde Hıristiyanlık dışındaki inançlardan çok Hıristiyanlığın dört ana kilisesi bulunuyordu. Katolik ve Ortodoks dünyası arasındaki 1600 yıllık büyük çekişmenin, kavganın ve anlaşmazlığın başlıca nedeninin Fener Rum Patrikhanesinin yani İstanbul Patrikhanesinin "Ekümeniklik" iddiası olduğu düşünüldüğünde Papa’nın ziyaretinin taşıdığı tarihi önem daha da belirginleşiyor. EKÜMENİK ŞİFRE Tüm Hıristiyan Kiliselerinin Hıristiyanlıkla ilgili tartışmalı konuları aydınlatmak üzere ilk kez bir araya geldiği 325 tarihli İznik Ekümenik (genel) Konsili’nde üç kilise (Roma, Antakya, İskenderiye) ekümenik (evrensel) patriklik olarak tespit ve tescil edilerek bunların "yetki sahaları" da belirlenmiştir. Tespitte ölçüt bu kiliselerin İsa’nın havarileri tarafından kurulmuş olmaları yani "Apostolic kökenli" olmaları esas olmuştur. Tarih, 381 yılından itibaren de ''Tek kilise, tek devlet'' şiarını uygulamaya çalışan, bu amaçla da dini hareketleri siyasi denetim altına almak isteyen Doğu Roma İmparatorları’nın İstanbul’daki bir kiliseye de bu payeyi verme amaçlı çalışmalarına sahne olur.(4) Antakya Patrikhanesi’nin Ereğli (Heraclea) Metropolitliği’ne bağlı bir Episkoposluk olan İstanbul Kilisesi’ne patriklik statüsü verilmiş ve Roma Piskoposuyla eşit haklar taşıdığı