Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
4 C S TRATEJİ Katrina felaketinin ABD’nin küresel politikalarına etkileri atrina Kasırgası’nın ardından Bush yönetiminin kurK tarma faaliyetlerinde gösterdiği aciziyet, ABD toplumunun, geleceğe bakış ve etik değerlerinin kökten değişmesine neden oldu. Bu gelişmelerin ABD dış politikasını kökten sarsacağı belirtilirken, demokrasinin beşiği olarak kabul edilen bir ülkede siyahilere karşı gösterilen ırkçılığın da ortaya çıkmasına neden oldu. Doç. Dr. Birol AKGÜN Selçuk Üniv. İİBF Uluslararsı İlişkiler Bölümü merikanın güney doğu sahillerindeki eyaletleri ve özellikle de New Orleans şehrini vuran Katrina kasırgasında ölenlerin sayısı ve ekonomik kayıpları konusunda henüz resmi bir açıklama yapılmamakla birlikte, felaketin yol açtığı insani ve maddi kaybın 11 Eylül olaylarının neden olduğu kayıplardan çok daha fazla olacağı tahmin ediliyor. Ancak kesin olan bir şey var ki, o da bu doğal afetin hemen ertesinde TV ekranlarına yansıyan yağma görüntüleri ve kamu bürokrasisinin afetle mücadelede ve mağdur halkın yaralarının sarılmasında sergilediği aciziyet, Bush yönetiminin siyasi gücü ve Amerikan toplumunun geleceği ve etik değerleri konusunda çok ciddi bir tartışmayı da başlatmış gözüküyor. Bu olayın Ame A The Observer 18 Eylül rikan toplumundaki bazı fay hatlarını yeniden harekete geçirmesi ve hatta ABD’nin 11 Eylül sonrası dönemde uygulamaya koyduğu tek taraflılığa (uniletralizm) dayalı mevcut dış politikasını kökten sarsacak bir süreci başlatması da beklenmelidir. Devlet gece bekçisi artışmaya açılacak konuların başında modern dünyada devletin temel fonksiyonu ve görevlerinin ne olduğu sorusu gelmektedir. Kapitalizmin kalesi sayılan ve liberal devlet geleneğinin egemen olduğu Amerikan toplumunda, devlet daha çok gece bekçisi rolündedir ve toplumsal hayata müdahale etmez. Avrupada görülen sosyal refah devleti, kapitalizmin kalesi Amerika’da asla var olmamıştır. 1930’larda Başkan Roosevelt’in uyguladığı New Deal politikasıyla elde edilen pek çok kazanım da, 1970’lerde güç kazanan neoliberal akım ve 1980’de iktidara gelen yeni sağ düşüncenin temsilcisi Reagan tarafından ortadan kaldırılmıştır. Oysaki modern devletin gücü, bir savaş ya da doKatrina’nın yaraları sarılmadan Rita fırtınası ğal afet anında kendi vatandaşlarına ne ölçüde sahip çıktığı ile öliçin kentler yeniden boşaltıldı. (20 Eylül) T çülür. Bunun içindir ki, Katrinanın vurduğu şehirlerde aç ve açıkta kalan ve kurtarılmayı bekleyen binlerce fakir Amerikan vatandaşı kızgınlık ve şaşkınlık içindedirler. Güneydoğu Asyadaki Tsunami felaketine koşan Amerikan askerlerinin neden kendilerini kurtarmaya gelemediklerini sormaktadırlar. Dahası, uluslar arası toplum da TV ekranlarında gördüğü manzaralara şaşırmakta; Hollywood filmlerinde dünyanın her yerine istediği anda ulaşabilen süper güç Amerikanın nasıl olup da kendi ülkesinde aciz kaldığına hayret etmektedir. Küba ve Venezüella’nın yardım önerileri ise ibretle izlenmektedir. New York Times’ın ünlü yazarı Thomas Friedman, Bush yönetiminin çekirdeğini oluşturan NeoCon’ların Üsame Bin Ladin’le mücadele için doğru bir ekip olabileceğini ama bu tür doğal felaketler ile fakirlik ve ırkçılık gibi sosyal sorunlarla mücadele etmek için hazırlıksız ve yetersiz kaldıklarını; çünkü muhafazakârların buna devletin bir işi olarak değil toplumun ve gönüllü hayır kuruluşlarının bir görevi olarak baktığını söylüyor. "Eğer Bush bu bilinen politikasına devam ederse, Katrinanın bir kenti yok ettiği gibi onun başkanlığını da yok edecektir" (NYT, 7.9.2005). Katrina felaketinin yeniden gündeme getirdiği bir diğer can alıcı tartışma da ülkenin kanayan yarası ırkçılık ve fakirliktir. New Orleans kentinin üçte ikisi siyahtır ve toplam nüfusun yüzde 30’u neredeyse yardıma muhtaç fakirlerden oluşmaktadır. Cazın ve müziğin merkezlerinden biri olan bu kentteki fakir siyahlar bir anlamda, birinci dünyadaki "üçüncü dünyalılar" gibi yaşmaktadır. Yarım milyon nüfuslu şehirde toplam 120 bin kayıtlı araç olduğu söylenmektedir. Durumu iyi olanlar kendi vasıtalarıyla şehri günlerce öncesinden terk etmiştir. Hızı saatte 280 mili bulan ve beşinci derecede yani en etkili kasırganın hızla yaklaştığı meteoroloji yetkililerince günler öncesinden bildirilmesine rağmen, ne federal hükümet ne de Louisiana eyalet yönetimi fakir halkı bu bölgeden uzaklaştırmak için toplu taşım araçları göndermiştir. Bu nedenle bölgenin siyah fakir halk, kendilerine karşı en temel insani duyarlılığın gösterilmediğini bile bile ölüme terk edildiklerini iddia etmektedir. Eğer aynı durumda beyazlar olsaydı, Amerikan toplumunun ve hükümetin çok daha duyarlı davranacaklarını söylemektedirler. Sebebi ne olursa olsun Katrina kasırgası, Amerikan toplumunda mazide kaldığı sanılan fakirlik ve ırkçılığın üzerindeki külleri atarak alevli bir tartışmayı yeniden Amerikanın siyasal gündemine taşıyacağı anlaşılmaktadır. İnsan insanın kurdu elaketin ortaya çıkardığı ırkçılık ve fakirlikle bağlantılı bir diğer sorun da ahlaki erozyondur. Felaket bölgesindeki alışveriş merkezleri herkesin gözü önünde çetelerce soyulmuş ve yağmalanmıştır. Görüntüler ekonomik kriz sonrasındaki Arjantin’de yaşanan sosyal anamoliyi ve işgal sonrasında Irak’ta yaşanan anarşik ortamı hatırlatmaktadır. Medeni yaşamın temelini oluşturan toplumsal düzen ve kanun ve nizam hâkimiyeti tamamen kaybolmuştur. İngiliz siyasi filozofu Thomas Hobbes’un ünlü F ?