23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

C S chröderPutin işS birliğinin özünde başta Almanya olmak üzere büyük Avrupa ülkelerinin Soğuk Savaş mantığını aşmaları bulunuyor. ABD’ye karşı elini güçlendirmek isteyen AB ülkeleri ve Rusya bu proje ile petrol tekelini kırma olanağına sahip olabilir. ise, başta Almanya olmak üzere büyük Avrupa ülkelerinin Soğuk Savaş mantığını aşmaları bulunmaktadır. Şüphesiz Avrupa için Rusya’nın dönüştürülmesi, Doğu Avrupa ve BDT ülkelerinin bağımsızlıklarının desteklenmesi önemlidir. Ancak bu politika, hem Rusya’nın tekrar yükselme ihtimali hem de tekrar yükselen bir Rusya’nın Avrupa güvenliğine zarar getirebileceği ihtimali üzerine kurguludur. Schröder’in izlediği Rusya politikası ise, Rusya’nın Avrupa güvenliğine ve gelişmesine yapabileceği katkılar üzerine kurgulanmıştır. Aslında bu politika, Rusya’nın ve AB’nin artık iç içe geçmiş yakın çevrelerinde ve Doğu Avrupa’da menfaat çatışmasını göz ardı etmemektedir. Ancak kıt enerji kaynaklarına sahip olan Avrupa’nın yanı başında zengin enerji kaynaklarına sahip olan Rusya’nın yer alması, Avrupa’ya eşsiz bir fırsat sunmaktadır. Rusya, Avrupa’nın enerji güvenliğinin sağlanmasında önemli seçeneklerden birisi konumundadır. Bunun yanı sıra Rusya, büyük bir pazar ve yatırım alanıdır. Rusya’nın Avrupa’nın istediği gibi dönüştürülmesi oldukça zor olsa da, Rusya’nın ekonomik bağlarla Avrupa’ya bağlanması iki tarafın isteği doğrultusunda ve hiç zorlanmadan gerçekleşmektedir. Yine de, Kuzey Avrupa Boru Hattı Anlaşması’nın imzalanması için, bu faktörler yeterli olmayabilirdi. Rusya’nın ortaya attığı bu projeye başlangıçta hayal olarak bakılmıştı. Projeye gerçekleşebilme imkanını sunan ABD olmuştur. ABD’nin Küresel Hakimiyet Projesine Tepki rak savaşı bir taraftan transatlantik ilişkilerin bozulmasını beraberinde getirirken, diğer taraftan AB içerisindeki görüş ayrılıklarını da göz önüne sermiştir. Doğu Avrupa ülkelerinin ABD’nin yanında yer almaları, sadece ABD’ye olan bakışlarını değil, aynı zamanda AB’nin askeri ve siyasi bir güç olma potansiyelinden duydukları şüpheleri de göstermiştir. Irak savaşı konusunda yaşanan ayrılıklar, yukarıda bahsi geçen doğal gaz boru hattı anlaşması konusundaki görüş farklılıklarında da açıkça görülmektedir. Irak savaşı sırasında olduğu gibi, Doğu Avrupa ülkelerinin menfaatleri eski Avrupa ülkelerinin menfaatlerinden çok, ABD menfaatleriyle uyum göstermektedir. ABD’nin dünyanın önemli enerji yataklarını ve enerji ikmal yollarını doğrudan kontrol etme konusundaki hevesi, sadece Çin ve Hindistan gibi Asya devlerini değil, Almanya gibi bir Batı ülkesini de enerji güvenliğini sağlamak amacıyla Rusya ile daha yakın işbirliğine itmiştir. ABD’nin enerji ikmal yolları üzerinde hakimiyetini arttırması, Avrasya’ya askeri olarak yerleşmesi, dünya enerji talebinin artması, Avrupa’da Kuzey Denizi enerji kaynaklarının tükenmeye başlaması, bütün bunlar Avrupa ülkeleri için enerji güvenliğinin önemini bir hayli arttırmıştır. Avrupa’nın en büyük ekonomisi olan Almanya için enerji talebinin alternatif kaynaklardan karşılanması önemli bir güvenlik meselesi haline gelmiştir. Aynı şeyi diğer Batı Avrupa ülkeleri için de söylemek mümkündür. ABD’nin enerji kaynakları üzerinde kurmaya çalıştığı hakimiyet belli ki sadece Çin ve Hindistan gibi ülkeleri değil, Avrupa’yı bile endişelendirmektedir. Bu açıdan transatlantik ilişkilerin düzelmesi gerektiği konusunda ABD’de tartışmalar yapıladursun, Rusya bu menfaat çatışmaları ortasında iyi bir denge oyunu oynamaktadır. Böylece Rusya, sadece yükselen Çin’in enerji sağlayıcısı değil, aynı zamanda Avrupa’nın enerji sağlayıcısı durumuna yükselmektedir. Rusya’nın Avrupalılığı ine de RusyaAvrupa ilişkileri sadece enerji ve ekonomi eksenlerinde değerlendirilebilecek kadar basit değildir. Rusya’nın Avrupa ile yaşadığı problem, Türkiye’nin de yaşadığı "Avrupalı" kabul edilmeme problemidir. Şüphesiz Avrupa, kendi çevresinde etkinlik kurmaya çalışmayan, sadece kaynak deposu bir Rusya’yı tercih ederdi. Rusya’nın, yakın çevresinde Avrupa ile menfaatlerinin çatıştığı da açıktır. Ancak Putin döneminde RusyaAvrupa ilişkilerinde Rusya’nın kendi milli menfaatlerinden ödün vermeyen ve Avrupa’nın Rus içişlerine karışmaması konusundaki kesin tavırları, Avrupa’nın Rusya oyun kurallarını kabul etmesine sebep olmuştur. Bu kabul ediş, menfaat çatışmasının bitmesi demek olmasa da, daha yapıcı işbirliğinin kurulmasına vesile olmaktadır. Rusya’nın bir Avrasya gücü olduğu söylenedursun, Rusya yönetici elitleri, Rusya’yı daha ziyade Avrasya coğrafyasına hakim olan bir Avrupalı olarak görmektedir. Sovyet sonrası Rusya yöneticileri, bir yandan Soğuk Savaş döneminde Avrupa dışı olarak görülen Rusya’nın tekrar "Avrupa Uyumu"nda yer almasını isterken, diğer yandan Avrasya’daki seçenekleri de göz ardı etmemektedir. Şüphesiz Rusya’nın izlediği uluslararası politikada Türkiye için çıkarılabilecek birçok ders bulunmaktadır. TRATEJİ ÇİZGİLİ DÜNYA ? 11 AB’de teröre ‘islama’ karşı alınacak önlemler, yasakların demokrası, hukukla çatışması gündemde. Y I The Inependent 18 Eylül The Inependent 13 Eylül The Sunday Times 18 Eylül
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear