Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Years
                    
                    
                
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                MERHABA
imarlıkla toplumu, kültürü, sanatı, tarihi, 
felsefeyi, edebiyatı, matematiği, müziği 
M bütünleştiren bir Rönesans insanı, 
“insanların mutluluğunu amaçlayan bir düşünür” 
olarak yazıları, kitaplarıyla çağdaşlığa çağırdı.
“Bizim kuşak İslam dünyasında eşi olmayan bir 
Cumhuriyet Devrimi’nin içinde yetişip ona omuz 
Öykü cehaleti…
veren bir kuşaktır. Bizi yabancı emperyalizmler 
değil, ona karşı çıkanlar yetiştirdi” diyerek 
Öykümüzde HBT’yi (Herkese Bilim Teknoloji) kaç kişi okuyor ya da şöyle mi 
“Türkiye’nin geleceğini ve çağdaş dünyaya 
sormalıyım: HBT’yi okuyan öykücü var mı? E, böyle de sorulmaz, ayıptır. Dergide 
katılma sorunlarını aydınlatma çabası”yla yazdı. 
ulusal bilgelerimizden Doğan Kuban’ın eski yazıları da yer alıyor. Zaten başlık Kuban 
Türkiye’nin çağdaşlaşmasının önündeki temel 
esinlemesi, öykü cehaleti de “birikimsel” çünkü.
sorunlarını “Örgütlü cesaret, kentlileşme zorlukları ve 
sistemli bilgi kirliliği” olarak saptadı ve yol gösterdi: 
oğan Kuban bilgenin yazı giri- “Her toplumum geleceği kendi elindedir. 
şini kendimize göre dizelim mi: (...) Cehalet vurdumduymazlık maskesi takmış 
D “Cehalet, kuşkusuz öğretim- ve ülkenin afakını sarmış, siste kimse bir şey 
sizlikten kaynaklanır. Öğretimsizlik öğ- görmüyor. Bilim teknoloji ikilisinin ve bütün 
retilecek (öykülerimiz) olmamasından dünya kültürlerinden süzülmüş verilerin katılarak 
değil, varlığının zararlı görülmesinden tanımlanan tek uygarlığa katılması çağdaşlığı 
kaynaklanır. Yaşamın her an öğreni- tanımlayan olgudur. Sorumlu aydının görevi açık: 
lecek bir (hikâye) sunduğu bir dünya- Çağdaş dünyaya bilgi toplumunu örgütleyerek 
da öğretecek bir (öykü) bulamayanlar katılmak için toplumu hazırlamak.”
ya aptallar ya önyargılılardır.” (HBT, 15 
Emperyalistlerin bağımlı kılmak istediği Müs-
Ağustos 2025, Sayı 484) 
lüman dünyasını el altında tutmak için “cehalet”i 
Merak ediyorum, Alberto Manguel okur-
kullandığını, Kemalizm ya da Atatürkçülüğün 
ları acaba Doğan Kuban’ın bu tür dene-
“Çağdaş olmaya çağrı” olduğunu söyleyerek 
melerini topladığı kitaplarını da okumuş 
vurguladı ve “cehaletin temel bir hastalık” oldu-
mudur? Ya Akşit Göktürk, Nermi Uygur 
ğunu söyleyerek uyarmaya devam etti: 
yapıtlarını? Öykücülerimize de uyarlaya-
“Einstein çok zaman önce ‘Eğer dünyada ya-
iki gün edebiyat öğretmeni olarak çalışan ve on dört yıl 
lım bunu; demem o ki salt roka otuyla 
şayacaksak her şeye yeniden başlamak gereke-
bir ay on üç gündür emekli olan ve üç yıl dört ay on sekiz 
yetinmeyeceksin arkadaş istifno otunun da tadını bileceksin. 
cek!’ demişti. Aydının savaşı burada başlıyor. İn-
gündür de oğlu ve gelininin yanında, Cebeci’deki bu köhne 
sanlara geleceğin ne hazırladığını anlatma yolla-
ÖYKÜNÜN ÖĞRETMENLERİ…
apartman dairesinin kuzeye ve sokağa bakan en soğuk 
rını bulacaklar. 
Bizde okuma-yazma savaşının, öykü cehaletinden kurtu-
odasında kalan, arkadaşlarının ve öğrencilerinin gözünde 
Bu yeni bir devrimdir. Silahla değil akılla olacak. 
luşun öncüsü hep öğretmendi. Kimi yazar küçümser, oysa 
Mümtaz Hoca olan ama şimdi hocalığı da düştüğü için 
Bu bütün buluşlardan daha zor görünüyor. Arapça 
pek çoğunun, sözgelimi Sait Faik adını bile ilk kez öğret-
sadece isminden ibaret kalan Mümtaz.”
olursa daha dindar, Farsça olursa daha edebi olur 
meninden duyduğunu, okul kitabındaki örneklerden öykü-
Felsefe öğretmeni eşiyle entelektüel çift olarak geniş bir 
diye düşünmüş bir kültürden geliyoruz. 
ye yöneldiğini öğreniriz kendilerinden. 
dünya kurmuştur Mümtaz. Şiirleri dergilerde yer buluyor-
Bilgisizlik sömürüsünden kaynaklanan kötülük-
“Öğretmen”, sayısız yazarın sayılamayacak çokluktaki 
dur. Eşini yitirince “öksüz” kalır, yaşam zordur. Çocukken 
ler ekonomik dengesizliğin temel nedenlerinden 
öyküsünde birer kurmaca kişisi olarak da karşımıza çıkar. 
yitirdikleri kızlarını anımsatan torunu, şiir onu yaşama bağ-
biridir. Bizim sorunumuz cahil toplumu eğitmektir. 
Üstelik Cumhuriyetin yüzyıl boyunca geçirdiği bütün evre-
lar. Çünkü evinde kaldığı oğlu için o, “maaş kartı”dır salt, 
Ne var ki öğretim yarı cahilin ya da sömürücü-
lerin, kırılmaların tanıklığını yaptı öykünün öğretmenleri. 
oğluyla ailesinin ona “ihtiyacı olduğunu” bilir, ayrılmak ister 
nün elindeyse amacına ulaşamıyor. Türkiye ce-
Halkımız, kendi yaşamöyküsünü, bir toplumsal tarih tanık-
ama bu nedenle de terk edemez. 
haletiyle övünen olağanüstü bir ülke!.” 
lığı anlamında daha çok romanlardan öğrense de utkularla 
Kendisini ustamız Erdal Atabek’in sözleriyle, 
derin kırılmaların, kulluktan kurtulup yurttaş olmanın bilincine 
DİLAN ÖZDEMİR: ‘BULUTTAN HAFİF BUĞUDAN AĞIR’
saygı ve özlemle anıyoruz: 
öykülerimiz yoluyla erdi. Çünkü böylelikle ayırdında olmadan 
Dilan Özdemir (d.1997), “Sonsuz Bir Günün Öyküsü”nde, 
aydınlanmaya geçiş sürecinin öznelerine dönüştü her biri. “Ne için yaşıyorsun? Nelere değer veriyorsun. 
genç bir kadın öğretmenin ağzından yoğun karda öğrenci-
Aralarında yuvarlamayla yarım yüzyıl bulunan ama öykü- Hayatın üreticisi misin? Hayatın tüketicisi misin? 
leriyle mahsur kalışına yönelir. 
ye 2000 sonrası geçen kalemlerin öykü öğretmenleriyle ta- Üretilmiş değerlere sahip olmaya mı çalışıyorsun? 
“Çocuklar her şeyden habersiz kartopu oynadılar ön-
Hayata ve dünyaya değer katmak için mi yaşıyor-
nışalım hadi gelin. Çağatay Güler’den Öteberi Sandığı (Fa-
ce. Epey neşelilerdi. Bu toprağa doğup da ilk kez kar görü-
sun. Soru budur. Yanıt da oradadır. Doğan Kuban 
vori, 2024), Ahmet Karadağ’dan Dirlik Düzenlik Apartmanı 
yormuş gibi” “[S]onra anladılar soğuğun niyetini. [E]tekleri-
bu yanıtı vermiştir, vermektedir.” (“Yaşamın anla-
(Mahal, 2024), Dilan Özdemir’den Buluttan Hafif Buğudan 
me saklanmaları uzun sürmedi. Onları en küçük sınıfa gö-
mı nedir?”, Cumhuriyet, 18 Nisan 2016).
Ağır (Vapur, 2025). İşte öyküler…
türdüm. Burası ana binadan ayrı. Soba en iyi burayı ısıtıyor. 
Ölümsüz aydınımız, ağabeyimiz Doğan Kuban 
Sıkı sıkıya kapadık kapımızı. Yarısı ürkek, yarısı meraklı çift-
ÇAĞATAY GÜLER: ‘ÖTEBERİ SANDIĞI’
Öner Yağcı’nın yazısı...
kapağımızda. 
lerce gözle bir arada kaldım… Hâlâ öğretmen miyim onlar 
Çağatay Güler (d. 1951) bizi, “Öğretmen değil mi, yanlışı 
korkarken? Yoksa abla, anne mi olmam gerekli?” - M. Sadık Aslankara (“Öykü cehaleti” / 
yakaladığında uyarmadan edemez” dediği bir emekli öğret-
Zaman geçmiştir, ne yardım istemeye giden öteki öğret- Çağatay Güler, Öteberi Sandığı, Favori /  
menle buluşturuyor “Öğretmen” adlı öyküsünde. 
men ne de aileler görünür. “Demek ki yol kapalı. Ama mut- Ahmet Karadağ, Dirlik Düzenlik Apartmanı, 
“Ömrü yanlış düzeltmekle geçmiş! Az değil, kırk yılı yetmiş 
laka bize ulaşmaya çalışıyorlardır.” “Korkmayın. (…) Büyü- Mahal / Dilan Özdemir, Buluttan Hafif Buğudan 
yıllık ömrün.” “Alışmış bir kez, pire kadar da olsa hatayı, yan-
Ağır, Vapur),
yünce güle güle anlatırız. (…) Şimdi sıraları yan yana dize-
lış olanı görüp göstermeye. (…) Öğretmenken daha kolaydı(r). 
ceğiz. Sobaya yakın olsun. Sokulun birbirinize. / Montlarını 
Yaptırımı olduğu için uyarıları dikkate alınıyordu(r) sınıfça.” - A. Celal Binzet (Geneviéve Fraisse, Tarihin 
giydirdim. Şalımı da dizlerine örttüm…” “Titremeye başla-
Gittiği doktor öğrencisi 324 Ahmet uyarmak zorunda ka- Devamı: Kadın Sanatçılar, Kadın Yaratıcılar, 
dım. Korkudan midem bulanıyordu. Üstelik sınıftan çıkama-
Çeviren: Ahmet H. Durukal, Yapı Kredi),
lır: “Hocam artık emekli oldunuz, vazgeçin dünyadaki tüm 
yacağımı bilmek, korkumu çocukların gözü önünde yaşa-
yanlışları düzeltmeye çalışmaktan. Bu yanlışlar dünyada - Gültekin Emre (Hayati Baki, hayat yaprakları: 
mak ihtimali her şeyi daha da berbat ediyordu.” 
hep olacak. Düzeltilebilecekler düzeltilecek düzeltilemeyen- dilin evinde dünya, RavenART),
Derken “Kapımız zorlandı. Nasıl yaptılarsa yaptılar buzla-
ler taş, diken örneği yaralayıp bereleyecekler.”
- Y. Bekir Yurdakul (Gürsen Özen, O-Ne-O 
rı kırdılar. İçeride bacaklarıma sarılmış çocuklarla ben, dı-
“[D]ünyanın her hatasını, her yanlışını dert ediyorsu-
Gezegeni, Günışığı Kitaplığı),
şarıda dört jandarma eriyle (öteki öğretmen)…” Öğrencile-
nuz. Siz midenizden, kalbinizden, bağırsaklarınızdan ne 
- Dolu dolu Vitrindekiler, kısa tanıtımlar, Emek 
rin “yedekte tuttukları bir anne”dir öğretmen ama onu ev-
istiyorsunuz?”“Küfret hocam, en azından benim ilaçlardan 
Yurdakul’un hazırladığı Güncel ve Mustafa Başaran’ın 
de bekleyen anne yoktur. Yaz bitti, okullar açıldı, öğrenci 
daha iyi ve etkilidir.”
hazırladığı Bulmaca ile de düşün trafiği sürüyor!
öğretmeniyle buluştu. Şimdi her biri yeni hikâyeler yaşaya-
AHMET KARADAĞ: ‘DİRLİK DÜZENLİK APARTMANI’
İyi okumalar...
cak. Bunlar yaşanırken öyküler okumasız kalmasın sakın.
Ahmet Karadağ (d. 1975) “Şu Anda Ölmek Yeni Bir 
Düzeltme ve özür: Arife Kalender’in geçtiği-
Şey Değil” başlıklı öyküsünde “kalabalık bir evde yalnız” www.sadikaslankara.com, her perşembe öykü-roman, 
miz hafta yayımlanan fotoğrafının imzası İsa Çelik 
öğretmenle tanıştırır okuru. “Tam otuz üç yıl sekiz ay yirmi tiyatro, belgesel alanlarında güncellenerek sürüyor. 
olarak yazılmıştır. Doğrusu Kadir İncesu olacaktır. 
Düzeltir, özür dileriz.
lİmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına: Alev Coşkun l Yayın Yönetmeni: Gamze Akdemir l Tasarım:  
Serhan Eren l Sorumlu Müdür: Betül Berişe l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık 
AŞ l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli- İstanbul l Tel: 0 (212) 343 72 
74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Uets: 25999 - 15079 - 37611 l Reklam Genel Müdürü: Evsun Sinem 
Alkan l Reklam Rezervasyon: Tel: 0 (212) 343 72 74 Mail: reklam@cumhuriyet.com.tr l Baskı: İleri Basım 
KITAP
Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. AŞ, Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No: 11A/41 
Bahçelievler - İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. 
            
    
