Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Beton orduların gölgesinde büyürken…
Çerçiyi bilir misiniz? Ya teneffüsü? Peki, O-Ne-O Gezegeni’nin yerini sorsam… Ama tulumbanın ne işe
yaradığından haberiniz vardır! Bu arada günlüğünüzün anahtarı sakladığınız yerde, değil mi?
Hepsi birbirinden ilginç büyüme öykülerinden hangisinin kapısını aralasak doğanın, hayatın, yaşamanın dışına
savrulmalar da çıkıyor karşımıza. Gürsen Özen’in özenli diline Yusuf Tansu Özel’in sımsıcak desenleri eşlik ediyor.
kalmışsa bir köşe başında sevinçle
Y. BEKİR YURDAKUL
buluşuyorsunuz yeniden.
“Normal kitap yok mu” sorusuna
aan, bugün “ben geldim” şifreli
yol açan şiir kitapları kadar olmasa
çalmıyor kapıyı. Bir iki tık, o ka-
da çocuklarımız için öykü kitaplarının
Kdar. Annesi gelmemiş olsa! Evi de
da beklenenden çok az yayımlanabil-
Kaan’ı da toplayan Leyla ablası açsa.
diği gerçeğinin gölgesinde buluşunca
Gelmiş işte. Kapı açıldığında o “kelebek
O-Ne-O Gezegeni’yle daha başka
gülüşlü annesi”ni karşısında buluyor.
oldu sevincim.
Tepeden tırnağa sevgi dolu bir tarayış
ne ki ayaklarda donuyor o bakışlar.
ÖYKÜDEN ÖYKÜYE GEZE GEZE…
O ne o? Sol ayağında, ayakkabısının
Neredeyse sözün sonuna vara-
olması gereken yerde bir terlik hem de
cağız, hadi biraz da öteki öykülerde
pembe. Üstelik çorap da kapkara kalıp
olup bitenlere bakalım.
gibi duruyor giyili olduğu yerde.
“Tulumba” öyküsünde Baran’la
Ve hikâyemiz başlıyor! Annesi soru-
tulumbadan su çekerken buldum
yor. Kaan yana yakıla, güle
kendimi. Bir de onun kadar merak
katıla anlatıyor da anlatıyor.
ettim ektiği limon çekirdeğinin fidana
Yana yakıla anlatışında
dönüşmesini. Yaşamın, doğanın dışı-
bugün de geçerli bir yaşa- Okulları, mahalleleri, sokakları, oyun
na savruluşlarımızı düşündüm bir de.
sahaları; eğlenceleri, şakaları, ilgi alan-
ma kültürünün fotoğrafı göz
Ve Baran’ın, “Ben musluktan başka su akan bir
ları, dersleri, yaramazlıkları; ev ortamları,
kırparken güle katıla Gürsen
şey görmedim ki!” çığlığını da yazıverdim aklımın
Özen’in anlatısını ustalıkla yakın uzak tanışları, komşuları, mahalle
günlüğüne.
esnafı, öğretmenleri...
varsıllaştırmakta kullandığı
Yalnızca Baran mı suyun nereden geldiğine, yıl-
Gürsen Özen, özenli dokunuşları ve şık
gülmece el ediyor.
lar süren okul çağlarına karşın yabancı kalan?
Gezegen mi? Kaan’ın, sezdirmeleriyle hepsini yanı başımızda
“Şifreli Mavi Bavul”da neler saklı bir bilseniz.
duyumsayışımızı sağlıyor, kolaylaştırıyor.
yaramazlıkla başarı salınca-
Mert’in büyüme halleri, yolculuk heyecanları, peşi-
ğında okulun, arkadaşlığın, Her öykünün kahraman ve karakterle-
mizi bırakmayan yetişkinler (ya da yetişkinlik halle-
öğrenmenin tadını çıkaran riyle daha yolun başında sanki tanış çıkı-
ri), güvensiz ortamlarımız...
yoruz, mekânla çabucak kucaklaşıyor, bir
arkadaşlarıyla bir topun pe-
Aile ilişkiler, sevgi bağları...
şinde koşuyoruz şimdi. anda oralarda buluyoruz kendimizi.
“Çerçi” öyküsüyle, bugün artık neredeyse
İşte her şey o daracık za-
kimsenin anımsamadığı o sokak sokak, köy köy
TEMEL DUYGU SEVGİ
man diliminde, teneffüste
gezen satıcıları (çerçileri), onların da yerini alan
Sahiciliğin egemen olduğu anlatılar zaman
başlıyor. O şahane vuruşta
“uzak” ve “soğuk” süpermarketlerin yanında can
zaman geri dönüşlerle de renklenirken hep-
topla bir uçunca “hemen es-
alıcı başka bir gerçekle bakışıyoruz:
sinde temel duygusu olarak sevgi öne çıkıyor.
kimeyecek ya seneye de giyer” bir numara büyük
Üreticinin köylerden gidişi, köylere hali vakti yerinde
Tepeden bakmalardan, kibirden uzak, doğayla
ayakkabısı, işte onu soruyor annesi.
ne ki üretimle ilişkisi olmayan bir kesimin gelişi...
bütünleşmiş bir yaşamı bütün öykülerinde önce-
E, Kaan da anlatıyor ya ne güzel!
“Papatya Olduk Biz”de, çocuklar ve çocuklukla-
leyen Özen’in, metinlerin duldasında “saygı” diye
Neyse öykünün sonunda O-Ne-O Gezegeni’nden
rıyla büyüyenler, şakanın neşeli şapkasını giymek-
fısıldayışları da duyuluyor.
güvenle dönüp “havuçlu, pirinçli hem de zeytinyağlı
teler. Bir şapka da size uzatıyorlar.
Toplumsal farklılıklar, üretim ilişkileri, eğitim
pırasa”nın başına geçiveriyorlar.
“Anahtarlıktaki Ayıcık”ta tanışacağınız Arel’i de arka-
süreçlerinde değişen koşullar, sınıf çelişkilerini de
daşları Hikâyeci Derin, Ay Unuttum Buket, Rüzgârdan
HEPSİ TANIDIK, BİZİM MAHALLEDEN… görmezden gelmiyor Özen.
Hızlı Batu’yu da şimdiden merak edin bence.
Kimi öykülerinde -aslına bakarsanız alttan alta
Ah, nasıl da dalıp gittim böyle Kaan’ın öyküsü-
“Güller ve Karıncalar”, “beton orduların çok katlı
ne! Oysa yer yer coşkulu, arada sakin ama her tamamında- büyüme sorunları, o çağlarda yaşa-
askerleriyle toprağı ve gökyüzünü işgali”nden açar-
noktasında pırıl pırıl akan dere boyunda, Kaan’ınki nan sıkıntılar, dar boğazlar, kendine güven, kendi-
ken sözü, emeğe saygı, hayatla baş etme izleğiyle
ni gerçekleştirme çabaları da yer yer gülümseyip
gibi sevgi dolu sekiz öykü daha var.
de aklımızda kalıyor.
Evet, bugünkü kitabımız bir öyküler güldestesi. arada kahkahalar eşliğinde yol alırken göz kırpıyor.
“Dedemin Hııı-Parmağı”nda günlüğünü anahtarı-
Elbette ötekilerden de söz edeceğim merakınızı Hele ki bir köşe başında, okul kapısında, sokak
nı bulamayan Fırat’a yardım edersiniz, değil mi?
uyandırıp bu şirin bahçelere girmeniz için kapıları aralarında ya da evlerden birinde dizeleriyle Beh-
Son öykümüz, finali kadar adıyla da ilginç: “Mü-
aralayacak kadar. çet Necatigil, İsmail Uyaroğlu, Nâzım Hikmet el
MüGüÇoVa!” Sahi, Müjdeci Müjgan teyzenin bah-
Mert, Baran, Derin, Kaan, Funda, Arel, Yasemin, sallamıyor mu?
çesinde iş makinelerinin ne işi var?
n
Batu, Buket, Ada, Ömer ve arkadaşları... Ya da bir şarkı, türkü çalınıyor kulağınıza.
Hepsi tanıdık, hepsi bizim mahallenin çocukları, Onları da yeniden ekliyorsunuz edebiyatın varsıl- O-Ne-O Gezegeni / Gürsen Özen /
öykü boylarında dolaşırken ansızın fark ediyorsu- laştırdığı dünyanıza. Resimleyen: Yusuf Tansu Özel / Günışığı
nuz ki içlerinden biri sizsiniz, hikâye de sizin sanki. Ola ki yoksa dağarcığınızda ya da unutulup Kitaplığı / 120 s. / 10+ / 2025.
14
18 Eylül 2025
Desen: YUSUF TANSU ÖZEL