Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
ARİFE KALENDER’DEN ‘TENDEN GÖMLEK’
Şiir denen o ‘tenden gömlek’
Benden çoğula giden şiirinde insanın ve yeryüzünün varlık acısından, Kendisi ve başkası olacak şairleri arıyor şiirimiz. Arife Kalender’in
varoluş sancısından uzağa düşmeyen şiirlerinden oluşan yeni kitabı Tenden Gömlek’i tam da buradan okunması gereken, şairin kendi
Tenden Gömlek’le (Everest Yayınları) şiirin ateşten gömleğini ağrısının insanın toplumsal açmazlarından ayrı yerde olmadığını
çıkarmayacağını söylüyor bize Arife Kalender. söyleyen şiirler güldestesi.
bu varoluş savaşımı Tenden Gömlek’te de sürüyor.
MUSTAFA KÖZ
Sözü edilen kitaplarında kadın, şiirin nesnesi olmaktan kurtu-
lup başkaldıran kişiliğe bürünür. Silik nesne, “şair özne”nin ki-
ŞİİRİ ÖMRÜ BİLMİŞ ŞAİR!
şiliğinde sorgulayıcı bir karaktere dönüşür. Bu, Kalender’in şii-
Kimi şairler için şiir bir küpe, bir broş,
rini cesur kılan, başkaldırının “insan” olmayla özdeşliğini gös-
bir yüzük, bir kravat iğnesi gibi takı-
teren bir tutumdur ki şairi özgünleştiren de bu şiirsel edadır.
lıp çıkarılan bir süs nesnesi; kimi şair-
ler için bir kazak, bir yelek, bir pardö-
EY AŞK!
sü gibi zaman zaman giyilen sonra da
“Atlar ve Kuşlar” şiirinde yine bir isyanı canıyla besler şair:
bir köşeciğe atılan bir giysidir.
“karanlıkta toplandılar, geceydi/ gece besler örümcekleri odalar-
Kimi şairlerse şiiri tenleri gibi yaşam-
da/ kalkın kızlar, çalın yere öğrendiğiniz ne varsa/ kara, sarı saç-
ları boyunca taşırlar. Ruhlarıyla gövde-
larınızı rüzgâra salın/ canımızı kim savunacak canımızdan başka!”
leri birleşmiştir onların. O “tenden göm-
“Bedenimde hiç kimsenin hakkı yok/ Alırsa elimden aşk alır an-
lek”, ölümle de soyulmaz üzerlerinden.
cak” diyen kadın, özgürlüğü başkasından beklemez artık, onu öz-
Sonra okur da taşır onu ruhunda.
gürleştiren tek şey vardır: “Aşk”. Kitapta aşk yine başucunda şairin:
Şiiri ömrü bilmiş şairlerden söz edi-
“Sahi öğütülmüş aşk mı alacaktım/ tozlarını mevsimlere ya-
yorum. Bu dünya yetmez onlara. Me-
yarak geçer (Aşk Tozu’ndan). “Aşk, kimdin?/ uykusuz bırakan
lih Cevdet Anday’ın deyişiyle “Bu dün-
merak/ kimdin, ne söylerdin, öpüşleri unuttum/ çavlan devinirdi
ya bir daha olmalı” derler yazmak için.
içimde/ ellerim kav parçası, tutuşurdum.” (Su ve Gölge’den). O
söndüren” dizeleriyle “söz” ve
kav, birçok şiirinde köze, alaza, yangına duruyor.
BENDEN ÇOĞULA GİDEN
“anlam” ilişkisine bakıyor.
Kitabın başka ayırıcı yönüyse şairin kimi şiirlerindeki mis-
ŞİİRLER: ‘ZENGİNİM, BENDE Bu ilişki, kitabın kimi şiirlerin-
tik-felsefi söylemin bu kitabın kimi şiirlerinde de tasavvufi bir
HERKES VAR’ de de yüze çıkıyor. “Seni Okudum”
dille işlenmesi denebilir.
Sözü Arife Kalender’in şiirine geti- şiirinde şair, önceki şiirlerinde sür-
“harabat ehliyim, özde çekirdek, tözde sevda/ çıplak geldim,
receğim. Yeni kitabı Tenden Gömlek’le
düğü çocukluk izlerini yineledikten
gidiyorum, gerçeğin demindeyim.” (…) “cemlerin sakisiyim,
(Everest Yayınları) şiirin ateşten gömle-
sonra şiiri “söz”e bağlıyor:
su verdim karıncaya/ dönüp duruyor semahlarda kuşaklar/ can
ğini çıkarmayacağını söylüyor bize şair.
“Seni okudum/ okudum, kuş yeri-
benim, canan benden doğar/ sazımda tınısı durur, turnalar ey
Nicedir “kendinden kendine” gidip ge-
ne harfler uçtu/ bitti mi ezber?/ her
turnalar/ kaç yıl daha gezerim divanelikte/ sandım ki uslanmı-
lirken derinleşen bir şiirin sadece şairin
güne farklı ben, her güne başka/ bi-
şım Haydar Haydar” (Kaç Yıl Daha Divanelikte’den); “der-
yaşamına değil, başkasının yaşamına da
ri dünde kaldı, öteki yarını bekler.”
viş postu söze su verendir. Ali’yi bekler/ Cem oluruz un etse de
ilişkin olduğunu söylüyordu Kalender.
Dünde kalanlar, yarına da
değirmen/ ben Ali’yim, her günün vardır Zülfikârı” (Turna’nın
Bunun için “Zenginim, bende her-
taşıdıklarıdır şairin. Bunun için çocukluk, bozkır günleri (sıla),
Kanadında’dan) gibi dizelerde görülebilir bu tema açılımı.
kes var”, “Kendimi başkasına erteledim/ Bıktım kendim olmak-
anne imgesi (geleneksellik), kadının toplumsal ezilmişliği
tan” demişti önceki şiirlerinde. Benden çoğula giden şiirin-
şiirlerinin baskın teması olmuş yeniden.
ŞAİRİN AĞRISININ İNSANIN TOPLUMSAL
de insanın ve yeryüzünün varlık acısından, varoluş sancısından
İlk beş kitabının (Maviler de Eskidi, Göçebe Sevinçler, Sus-
AÇMAZLARINDAN AYRI YERDE OLMADIĞINI
uzağa düşmeyen şiirleri Tenden Gömlek’te de görüyoruz.
kun Resimler Durağı, Gül Küstü, Kırmızı Firari) otobiyografik-
SÖYLEYEN ŞİİRLERDEN BİR GÜLDESTE!
lirik-narrative (anlatımcı) özellikleri sonraki kitaplarında sey-
Sözün özü, Tenden Gömlek’te Kalender, insana ve yaşama iliş-
VAROLUŞ SIKINTISI VE YARATICI YALNIZLIK!
rele seyrele Tenden Gömlek’te daha derin, daha yoğun bir an-
kin hiçbir şeyi şiirine yabancı kılmamış. Çok söyledim, yine söy-
Yine öncesinde “Bir ulu yalnızlıktır/ kimseye sığdıramam
lam katmanına bürünmüş.
leyeyim. Şiirimiz özellikle 80 darbesinden sonra kendine çekilip
kendimi” dediği varoluş sıkıntısından da beslenen bu şiirlerde
ıssızlaştı. “İnsansız bir şiir” yazılıp okunuyor çoğunlukla. Baş-
şair, “yaratıcı yalnızlık”ın bütün olanaklarından yararlanmış.
KADININ VAROLUŞ SAVAŞIMI!
kasının yarasına bakmayan, sinameki, kokmaz bulaşmaz bir şiir...
Kendi deyişiyle “İçimizin dehlizlerinde oluşan dilin, söze ge-
Temalar değişmese de dil, alabildiğine içine çekilmiş, simge-
Kendisi ve başkası olacak şairleri arıyor şiirimiz.
lebilmesi için içimizi iyi dinleyip gözlemleyebilmemiz için gere-
leşmiş. Bu durumun şairin dil birikiminin gelişimiyle ve şiirsel
Kalender’in Tenden Gömlek’i tam da buradan okunması gere-
ken yalnızlık”tan fazlasıyla el ve dil almış.
deneyimiyle oluştuğu söylenebilir.
Gereklidir bu aktarma şiir için. Tenden Gömlek ancak böyle ken, şairin kendi ağrısının insanın toplumsal açmazlarından ay-
Bu birikim, şairin varoluşunu, kadının toplumsal yaşamdaki sı-
oturabilir çünkü şairin ruhuna. Doğa ve şairin iç doğası ancak rı yerde olmadığını söyleyen şiirler güldestesi.
kışmışlığını daha doğal aktarmasına olanak sağlamış kuşkusuz.
böyle şiirin diyalektiğinde buluşabilir. Kitap boyunca bu göm- Yazıyı “Söz” şiiriyle açtık son söz de “Söz”ün son iki dizesi
Bu durumu Nilüfer Altunkaya şöyle açıklıyor: “Halk edebi-
leği soyunmamış Kalender. olsun: “sözdür doğar, değişir, biçimini alır günlerin/ öldürür,
yatının zengin mirası ve toplumsal geleneğin izlerini de taşıyan
güldürür... şiirin ortasında şadırvan”
şiirlerinin yanı sıra kadın olmanın hallerini dile getirdiği şiir-
ANLAMIN CÜMLE KAPILARI: DİL VE SÖZ!
Şiir şadırvanının suyu eksilmesin Arife Kalender, nice şiirlere...
n
Dil ve söz, “anlam”ın cümle kapılarıdır şaire göre. Kitabın leriyle de kendi şiir evrenini genişletebilmiştir Arife Kalender.”
açılış şiiri “Söz”de bu sorgulamayı yapıyor şair. “Sözdür ma- (Yasakmeyve, sayı 79, 2016, Arife Kalender Özel Sayısı) Tenden Gömlek / Arife Kalender / Everest
nayı biçimleyen, cümleyi diken/ onun urbasıdır hem yakan hem “Kadın Burcu” ve “Deli Bal” kitaplarıyla başlayan kadının Yayınları / 72 s. / 2025.
HALİT ZİYA UŞAKLIGİL’DEN ‘NESL-İ AHÎR’
“Kendinden önce derli toplu bir konuşmanın bile bulunmadığı sıkıntılar gözler önüne serilir.
denemelerden sonra, birdenbire onun sağlam yapılı romanlarına
Ancak Uşaklıgil’in asıl amacı romanın başkahramanı Süleyman
gelince, onun edebiyatımızda nasıl bir konak olduğu görülür.”
Nüzhet’in etrafındaki gençler üzerinden, bu baskıcı ortamda
Ahmet Hamdi Tanpınar
bunalan gençliğin sesini, kaygılarını bütünüyle yansıtmaktır.
Bunu yaparken İstanbul’u da romanın bir karakteri gibi tüm
alit Ziya Uşaklıgil’in, 1908-1909 yıllarında tefrika edilen son
renkleriyle ön plana çıkartır.
romanı Nesl-i Ahîr, unutulmaz bir devir romanı. II. Meşrutiyet’in
Yapıt, İletişim Yayınları tarafından Alev Sınar Uğurlu’nun
Hyarattığı heyecan sürerken kaleme alınan bu romanda, II.
önsözü ve Osmanlıca aslından notlarla yayımlandı.
n
Abdülhamit dönemine yönelik keskin eleştiriler yer alır.
Baskıcı ortam, iç politikadaki aksaklıklar, hafiye teşkilatının Nesl-i Ahîr / Halit Ziya Uşaklıgil / Osmanlıca aslından
çıkardığı sorunlar, devlet dairelerindeki bozulan işleyiş, liyakat
notlarla yayına hazırlayan ve önsöz: Alev Sınar Uğurlu /
yerine kayırmanın öne çıkması, ordu ve eğitim alanındaki İletişim Yayınları / 604 s. / 2025.
11 Eylül 2025
6
İSA ÇELİK