28 Haziran 2025 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

olduğunu da görüyoruz: Üçü de çok genç yaşlarda kalelerle bu gerçeği edebiyat dünyasına yavaş yavaş giriştikleri projelerini birkaç yıl içinde bir, iki kısa kabul ettirmişlerdir. yapıtla gerçekleştirdikten sonra genç yaşta yaşama Bugün Lautréamont ve yapıtı, şair Marcelin veda etmişlerdir. Pleynet’nin deyimiyle Fransız kültürünün “olmazsa olmaz” bir öğesi konumunda ise bunda üstgerçekçi- DÜZYAZI ŞİİRİN KURUCUSU lerin payı çok büyüktür. ALOYSIUS BERTRAND’IN ÖNCÜ İşte bu nedenlerden, çağdaş Türk şiirinin bu üç YAPITI: ‘GASPARD DE LA NUIT’ şairin eserleriyle cebelleşmeden ufkunu geniş- 1842’de hiç kimsenin okumadığı gizemli bir şiir letemeyeceğine inanan Özdemir İnce, bu çevi- kitabı yayımlanır: Gaspard de la Nuit. Bir yıl önce ri projesine karar vermiş ve uzun yıllar süren titiz yoksulluk içinde veremden ölmüş olan bu kitabın bir uğraş ve çalışma sonucu yaşama geçirmiştir. yazarı edebiyat tarihine düzyazı şiirin kurucusu ola- Her şiir çevirisi zor olsa da bu üç şairi Türkçe- rak geçecek, kısacık yaşamında ürettiği bu tek yapı- ye aktarmak, ölçü, uyak ve geleneksel dize zo- tı da bu yeni türün ilk başyapıtı olarak anılacaktır. runluluklarından kurtulamamış Lamartine, Victor Esin kaynağı romantizmin köklerinde bulunduğu Hugo ya da Verlaine şiirlerini çevirmeye benze- halde yapıtın yayımlandığı yıllarda neden bu dere- mez. Özgün metinleri okuyabilen Fransız okurlar ce anlaşılmamış olduğunu genç şairin seçtiği bu ye- için dahi zor yapıtlardır bunlar. ni ve şaşırtıcı biçeme dayandırabiliriz. Gaspard de la Nuit karanlık ortaçağ Fransa’sı- Baudelaire’in yıllar sonra Paris Sıkıntısı hakkında, nı fantazmagorik öğeler aracılığıyla betimleyen yayımcısı Arsène Houssaye’ye yazdığı bir mektupta bir yapıttır. Rimbaud ve Lautréamont’un dünya belirttiği gibi, Aloysius Bertrand aslında birçok şai- görüşleri ve biçemleri ise birbirine daha yakındır. rin hayallerini süsleyen bir düşü de gerçekleştirmiştir: Argo ve halk ağzı deyimleri, edebi ve bilimsel “… uyumu uyağı olmadan da şiirli, ezgili olan, terimlerle karıştırmaktan çekinmedikleri gibi çe- ruhun iç devinimlerine, hayalin dalgalanışlarına, şitli dil düzeylerini aynı sayfa, hatta bazen aynı bilincin çarpıntılarına uyacak kadar çevik ve çeliş- tümce içerisinde kullanmaktan çekinmezler. Yeni ken bir düzyazı mucizesini içimizde kim hayal etme- sözcükler (neolojizmler) türetmekten ayrı bir haz miştir ki?” der Baudelaire bu mektubunda. aldıkları da kesindir. 21. yüzyıl okurunun gözünde ne kadar olağan gö- zükse de, Özdemir İnce’nin de belirttiği gibi 19. ÖZDEMİR İNCE: ‘XIX. YÜZYIL GEÇ yüzyılın ilk yarısında, dizeyle yazılmayan, ölçü ve ROMANTİK DÖNEM FRANSIZCASINI uyak kullanmayan bir metnin “şiir” olabileceği fik- TÜRKÇEDE KARŞILAMAYI rinin bile aslında başlı başına bir devrim olduğunu AMAÇLAMADIM!’ düşünebilirsek Aloysius Bertrand’nın ne denli bü- Bu şairleri Türkçeye aktarmak için Özde- yük bir işe girişmiş olduğunu kavrayabiliriz. mir İnce arkaik bir dile başvurmaktan özel- Kitabın daha ilk sayfalarında, cüceler, sim- likle kaçınmış ve 19. yüzyıl Fransız şair- yacılar, cadılar, iskeletler, idam mahkûmları lerinin dilini, 19. yüzyıl Türkçesini taklit gibi tuhaf ve korkutucu figürlerin kol gezdiği ederek çevirmeye yeltenmemiş. bu yapıta adını veren Gaspard de la Nuit’nin, Şair olduğu kadar yetkin bir Shakespeare şairin memleketi Dijon bölgesinde şeytanın çevirmeni de olan Yves Bonnefoy’nun gö- lakabı olarak kullanıldığını öğreniyoruz. rüşü de aynen böyledir: “Bir metin (hangi Metaforik bir öğe olarak kullanılan bu isim, yüzyılda yazılmış olursa olsun) bugün ko- evrenin gizemli güçlerini, hem insanın dışın- 5 nuşulan dile çevrilir.” da meydana gelen hem de düşlerin ve karaba- Özdemir İnce aynı düşünceyi uygulama- sanların fantazmagorik imgeleri gibi, içimiz- ya koyarak çalışmalarında, sadece günü- de gizli olan güçleri temsil eder ve bu yüzden müz Türkçesinin zengin olanaklarını kul- salt biçem açısından değil, içerik olarak da lanmayı seçmiş ve bunu da açıklıkla dile yeni bir görüşü başlatan öncü bir yapıttır. getirmiş: “XIX. yüzyıl geç romantik dönem Özdemir İnce, yapıtlarını Bertrand’dan aşağı Fransızcasını Türkçede karşılamayı amaç- yukarı 30 yıl kadar sonra üreten Lautréamont ve 6 lamadığımı söylemek isterim.” Rimbaud’nun da, Baudelaire gibi yazılı bir ta- nıklık bırakmamış olsalar dahi, Gaspard de la ÖZ TÜRKÇENİN BÜTÜN nuit’yi okumuş olduklarını düşünüyor. ZENGİNLİĞİ SERGİLENİYOR! Sadece onun açtığı yoldan giderek düzya- Böylece bu çevirilerde öz Türkçenin bü- zı şiire başladıkları için değil, “çırnak, zehir, tün zenginliğinin sergilendiğini görebiliriz: yanın kapılarını açar gibidir. Mantık ve algının geleneksel kate- vantuz, tarantula, değişim, başkalaşım, gece” gibi birçok ortak La vitalité se répandra magnifiquement n gorilerini ortadan kaldıran bu metinlerde canlı varlıklar, nesne- izlekleri de olduğu, aynı karanlık atmosferi yansıttıkları için. (Lautréamont): “dirimsellik yayılacak görkemle”. ler, duyumlar, duygular ve düşünceler hep birlikte algılanır, tüm En ünlüleri olmasa dahi, ilk sırada hem kronolojik hem de man- Vous toucherez avec vos mains des branches ascen- duyular sürekli karışır ve başdöndürücü sinesteziler ortaya çıkar. n tıksal açıdan Aloysius Bertrand’ı görüyor olmasının nedeni de dantes d’aorte et des capsules surrénales, et puis des sen- ALAIN BORER: “RIMBAUD ŞİİRİ BIRAKMADI, bu devrimi ilk başlatan ve romantizm döneminin hiç de elveriş- timents! (Lautréamont): “Atardamarın yükseklere ağan ONU TAMAMLADI. ‘ILLUMINATIONS’DAN li olmayan koşullarında gerçekleştirmeyi başaran şair olmasıdır. dallarına ve böbreküstü kapçıklarına dokunacaksınız par- SONRA NE YAZILABİLİRDİ?” maklarınızla, ve sonra duygular!” RIMBAUD’NUN GÖRÜLMEMİŞ 21 yaşında, şiirin en yüksek doruklarına ulaştıktan sonra ede- Il avait plus de force qu’un saint, plus de bon sens n BİR DÜNYA ARAYIŞININ ŞİİRİ! biyata veda eden genç dahi için, şair ve eleştirmen Alain Bo- qu’un voyageur, -et lui, lui seul ! pour témoin de sa gloi- Özdemir İnce, Türkçeye çevirdiği Rimbaud’nun düzyazı şiir rer, Özdemir İnce’nin, çevirisinin önsözünde hatırlattığı gibi, re et de sa raison (Rimbaud): “Daha güçlüydü bir ermiş- kitapları Cehennemde Bir Mevsim ve Illuminations’nu yalnız- Rimbaud’nun aslında şiiri bırakmadığını ama onu tamamladığını ten, daha sağduyuluydu bir gezginden – ve o, yalnızca o! ta- ca çağcıl şiirin değil, aynı zamanda geleceğin şiirinin de kurucu düşünmektedir. “Illuminations’dan sonra ne yazılabilirdi?” der. nığıydı başındaki aylanın ve aklının.” metinleri olarak kabul eder. Tıpkı Aloysius Bertrand ve Arthur Rimbaud gibi Comte de Rimbaud’nun Cehennemde Bir Mevsim’i yazarken metin- Daha 16 yaşında “Kahin’in mektupları” diye bilinen iki met- Lautréamont da kısacık yaşamı süresince kimsenin dikkatini lerinin ne anlama geldiğini soran annesine verdiği yanıtı bi- ninde genç şair, “Ben bir başkasıdır” tümcesini kurarken “ro- çekmeyen iki kısa yapıt yazmış ve kimsenin adını bilmediği bir liyoruz: “Ne anlama geliyorsa o anlama, hem sözcüğü söz- mantik ben” ve “kartezyen ben”i yıkmak amacını güdüyordu dünyada ölmüştür. Hatta 19. yüzyılın sonlarına doğru bu aykırı cüğüne hem de her anlamda.” ve bu iki kısa yapıtıyla, klasik şiirin bütün geleneklerini, sert yapıtları okuyan bazı yazarlar, onları hasta bir ruhun saçmalık- İşte bu çok anlamlılığı bozmamak ve çağrışımı yoksullaş- kurallarını, yapısal düzenini parçalayıp, altüst etmeyi başarmış- ları şeklinde algılamak gafletine düşmüşlerdir. tırmamak için Özdemir İnce’nin her türlü yorumdan özellik- tır. Zira Rimbaud için yazmak, yeni bir şiir yaratmak ve bilin- le kaçınarak kaynak metne olan bağlılığını korumaya çalış- MARCELIN PLEYNET: “BUGÜN LAUTRÉAMONT mezi ortaya çıkarmaktır. ması da dikkate değer bir kaygı olarak göze çarpıyor. VE MALDOROR’UN ŞARKILARI, FRANSIZ Özellikle Illuminations’da, Rimbaud hiç görülmemiş, duyul- Maldoror’un Şarkıları için yazdığı önsözde, Öz- n KÜLTÜRÜNÜN ‘OLMAZSA OLMAZ’ BİR ÖĞESİ mamış bir dünya arayışının şiirini yazar. Sürekli yepyeni bir in- demir İnce’nin kendi verdiği örneği ele almamız gere- sandan, yeni bir yaşamdan, yeni bir müzikten, yeni bir aşktan KONUMUNDA İSE BUNDA ÜSTGERÇEKÇİLERİN kirse: le cil de l’écume, “köpüğün kirpiği” diye çevrilmiş. PAYI ÇOK BÜYÜKTÜR.” dem vurur. Şiirsel dilin devrimi ile dünyayı ve yaşamı değiştir- “Denizin kirpiği” olarak çevrilseydi, buradaki ad aktarması meyi hedefler, adeta bu amaca kilitlenmiştir. André Breton ve üstgerçekçiler Maldoror’un Şarkıları’yla il- (métonymie) ortadan kaybolmuş, şiirsellikten ödün verilmiş, Gizli ve gizemli bir alemi şiirin ve sözcüklerin gücüyle orta- gilenmeye başlayıncaya kadar Lautréamont kimsenin bilmedi- özgün metnin zenginliğine ket vurulmuş olacaktı. ği, bilse de önemsemediği bir şair olarak kalmıştır. ya çıkarmakla yükümlü hisseder kendini. Yarattığı şiir dilinde, Özdemir İnce’nin şiirsel bir dil kullanma amacıyla baş- n peri masalları ile mitolojik evrenin doğaüstü katmanlarını, bar- Ancak Breton ve arkadaşları Lautréamont’nun yapıtındaki vurduğu yöntemlerden birinin de “dilimizin bağışladığı o bar çağların büyüleyici vahşeti ile karıştırır. gerçek amacın, tıpkı Rimbaud gibi yaşamı değiştirmek, dili ve büyük armağan” diye nitelediği devrik tümce olduğu görü- Yapıtlarında dünya bize bir tiyatro, adeta yapay bir dekor gibi edebiyatı tepetaklak etmek olduğunu, klasik Fransız kültürüne lüyor. Fransızcanın katı cümle yapısı kurallarına göre Türk- sunulurken gerçek tiyatro ise bize duygusal ve imgesel bir dün- açıkça meydan okuduğunu kavramışlar, çeşitli deneme ve ma- çenin daha esnek bir yapıya sahip olduğunu bilen >> 26 Haziran 2025 9
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear