15 Mayıs 2025 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

(10 MAYIS 1919 / 6 EKİM 1990) Laikliğin yiğit savunucusu din bilim kadını: Bahriye Üçok! Toplumun cahilliğe sürüklenmesine karşı bilimsel yöntemlerle Bağnazlığa aykırı düşünceleri nedeniyle 1960’lı yıllardan mücadele etmiş bir Cumhuriyet öğretmeni olarak inancı başlayarak gericilerin hedefi oldu, tehditler altında yaşadı ve siyasal malzeme yapanlara karşı Cumhuriyet ve devrim yakın tarihimizin kanlı saldırılar zinciri içinde evine kargoyla yasalarını savunan özgür bir yurttaş, yaşamı boyunca laik gönderilen bir bombalı paketle öldürüldü. Türkiye Cumhuriyeti’nin devrimci ilkelerine bağlı kalarak kadın “Ne zaman gericilik başlasa, ilk tehlike, kadın haklarınadır” haklarının yılmaz savunucusu bir bilim kadınıdır Bahriye Üçok diyen çağdaş, aydın bir Türk kadını, Atatürk aydınlanmasının (10 Mayıs 1919 / 6 Ekim 1990). örnek bir savunucusu ve eksikliğiyle azaldığımız Bahriye Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin ilk kadın öğretim Üçok’u Hasan Hüseyin’in dizeleriyle ve saygıyla anıyorum: üyesi bir bilim kadını, siyasetçi, din bilimci olarak laiklik, kadın “Ekilir ekin geliriz/ Ezilir un geliriz/ Bir gider bin geliriz/ Beni hakları ve irtica tehlikesi konularında bilinçle ayakta durdu. vurmak kurtuluş mu…” birtakım tarikatların bayrağı gibi kullanıldığını kanıtladığı ÖNER YAĞCI için...” (Cumhuriyet, 9 Ekim 1990). CAHİLLİĞE KARŞI BİLİMSEL YÖNTEMLERLE CUMHURİYETÇİ, ÇAĞDAŞ BİR BİLİM KADINI, MÜCADELE ETTİ! GERİCİLERİN HEDEFİ OLDU! SİYASETÇİ, DİN BİLİMCİ! Toplumun cahilliğe sürüklenmesine karşı bilimsel “Bir kadının en güzel örtüsü ahlak örtüsüdür” diyen yöntemlerle mücadele etmiş bir Cumhuriyet öğretmeni olarak Bahriye Üçok, Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nin ilk inancı siyasal malzeme yapanlara karşı, Cumhuriyet ve kadın öğretim üyesi bir bilim kadını, siyasetçi, din bilimci devrim yasalarını savunan özgür bir yurttaş; yaşamı boyunca olarak laiklik, kadın hakları ve irtica tehlikesi konularında laik Türkiye Cumhuriyeti’nin devrimci ilkelerine bağlı bilinçle ayakta durdu. kalarak kadın haklarının yılmaz savunucusu olan bir bilim Din ile irticayı birbirine karıştırmayan, İslam dinini çağdaş, kadınıdır Bahriye Üçok (10 Mayıs 1919 / 6 Ekim 1990). gerçekçi ve hoşgörülü bir felsefeyle yorumlayan çizgisiyle 1988’de “Kuran başını örtmeyenler için ne ceza aydınlanmanın, çağdaşlığın, laikliğin, hoşgörünün, kadın öngörüyor? Örtmeyenler kâfir mi oluyorlar” sorusunu, haklarının, insanlaşmanın bayrağını hep yükseklerde tuttu. “Kuran başını örtmeyene hiçbir ceza getirmiyor. Saçının bir Kitapları, yazıları, konferansları, bildirileriyle İslam tarihi ve telini gösteren cehennemde yanar diye bir şey yok Kuran’da” din bilimle ilgili inceleme ve araştırmalarının birikimiyle dinle, diye yanıtlayan; türban konusunda, “Mesele dini açıdan yaşam biçimiyle, laiklikle ilgili bilimsel aklı savunan yorumlarını, olsaydı ben gerçekten bir inanç konusu olduğu için saygı aklın aydınlığını, Atatürk Devrimleri’nin değerini Cumhuriyetin duyardım başörtüsüne ama bir inanç konusu olarak değil bir aydın kadını olarak korkusuzca aktardı, savundu. bir siyaset konusu olarak ortaya döküldü. Atatürk ilkelerinin Bilimsel ve tarihsel gerçeklerle, hadisler ve ayetlerle kadın ortadan kaldırılması üzerine ortaya çıktı. Bu meselenin haklarının İslam tarihindeki yerinden, iktidar heveslilerinin altında yatan gerçek doğrudan doğruya Türkiye’nin laiklik şeriat özentiliğine kadar bugün ülkemizi tehdit eden ne varsa ilkesine, rejimine karşı olduğu inancını kesinlikle taşıyorum” daha en başından uyarmaya, insanları bilgilendirmeye çalıştı. diyen Bahriye Üçok, bağnazlığa aykırı bu gibi düşünceleri ‘İSLAMDAN DÖNENLER VE YALANCI nedeniyle 1960’lı yıllardan başlayarak gericilerin hedefi oldu, tehditler altında yaşadı ve evine kargoyla gönderilen bir PEYGAMBERLER’, ‘İSLAM DEVLETLERİNDE bombalı paketle öldürüldü. TÜRK NAİBELER VE KADIN HÜKÜMDARLAR’ Aynı yıl gerçekleştirilen Muammer Aksoy, Çetin Tarihsel gerçeklerin her şeyden önce gelecek için bir yol Emeç, Turan Dursun cinayetlerinin bir halkası olarak gösterici niteliğinde olduğu ve öyle olması gerektiği dü- yakın tarihimizin kanlı, hain saldırıları arasında yerini şüncesinden hareketle dönemin toplumsal, sosyal ve eko- almış, “Vurulduk ey halkım, unutma bizi…” söyleminin nomik koşullarını da göz önüne alarak sahte peygamberle- öznelerinden biri olmuştu. rin İslam tarihindeki yerine İslamdan Dönenler ve Yalancı 24 Ocak 1993’te aynı halkaya eklenecek olan Uğur Peygamberler’de (son basım Kırmızı Kedi, 2022) baktı. Mumcu, onun “niçin öldürüldüğü” sorusunun yanıtını Konusunda ilk yapıt olma özelliğini taşıyan kitabında, şöyle vermişti: “Bu sorunun yanıtı bellidir. Üniversite ve İslamiyetin yayılması ve yerleşmesi sırasında Arabistan’ın yüksekokullarda kız öğrencilerin başörtü takmalarının İslam çeşitli bölgelerinde ortaya çıkmış olan sahte peygamberlerden dini ile ilgisinin bulunmadığını, türban ve başörtüsünün Esved, Tuleyha, Secah ve Müseylime’yi inceledi. >> 10 8 Mayıs 2025
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear