18 Nisan 2025 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

MEHMET SÂDIK’TAN ONCA MAVİLİĞİN İÇİNDE BOZKIRLA MEŞK’ Akdeniz’den Anadolu bozkırlarına kavganın şiiri! Kesinlikle öyle. Kalemi coşkun bir ne- ‘BOZKIR BENİM BAŞKA BİR DENİZİM’ hir gibi akan şair ve yazarları okuyabilmeyi Ben Mersinliyim. 20’li yaşlarımın ortala- bir şans olarak görüyorum ve öyle metinler rına dek gök ve deniz mavisiyle iç içe yaşa- okumaya özen gösteriyorum. dım. Sonra bozkırla tanıştım. Bozkırın yal- Şair ve öykücülüğü iç içe geçmiş birçok nızlığı aslında içten içe yoğun bir kaosun ol- usta var. Ben de o ustaların izinde, lirik şii- duğu fakat sakinliğiyle ortaya çıkan gize- rin bana kattığı etkiyle öykülerimde coşkun mi, bağlamanın tezenesiyle olan ahengi be- bir anlatı ve kurgu yaratmaya çalışıyorum. ni biraz daha kendine çekti. Bozkır da benim başka bir denizim oldu. ‘İNSAN KENDİ DOĞASINA DÖNMELİ’ İsmin de hemen hemen böyle bir hikâyesi Şiirlerde doğa unsurlarına sıkça baş- n var. Ressam Mustafa Pilevneli’nin 60. yıl vuruyorsunuz ancak doğanın izlerinin gi- retrospektif sergisinin adı “Mavilerde 60. derek silindiği kente ait mekânlar da öne Yıl” idi. Pilevneli’nin mavilerle dolu eserle- çıkıyor. Ne dersiniz yazınımız doğal olanı ri arasında, küçücük bir bozkır tablosu beni geri mi çağırıyor? Akdeniz’in ılık sularından, Anadolu bozkır- Şehir ve şehrin mekânları yüzümüze çar- larının karayeline götürdü. İsim o gün çıktı, pan tokat gibi gerçekliğimiz artık. Fırsatı ve sonra şiirleşti, sonunda kitaplaştı. olanağı olan doğanın kucağına bırakabili- Şiiri meydana getirirken belli başlı ku- n yor kendini. Ben de düşlerimde, imgelerim- rallar ileri sürülebilir mi sizce? Günümüz- de yaşatıyor, aktarıyorum. Yazınımız doğal de modern Türk şiiri olarak “yeni kuşak” olanı geri çağırmak, bir olmak zorunda. İn- yapıtları nasıl değerlendirirsiniz? san kendi doğasına da dönmeli. Yapmacık, Tamamen bir okur, iyi bir şiir okuru ola- suya sabuna dokunmayan, sessiz kalan, si- rak bu yorumumun kayıtlara geçmesini is- likliğe alışan yazının ve sözün ne toplumu- terim: Yeni kuşak şiirimiz ruhsuz, kavgasız, İlk olarak öykü kitabı Mezarlıkta Piknik’le (Cumhuriyet Kitapları) muza ne de dünya halklarına bir yararı var. cansız ve dibine kadar mekanik. İmgeden okuru selamlayan Mehmet S. Aman’ın, Mehmet Sâdık adıyla Şiirlerinizin geneline yayılan isyan n yoksun, anlamsız sözcükler topluluğu! şiirlerini bir araya getirdiği Onca Maviliğin İçinde Bozkırla Meşk duygusu ve hesap sorma bilinci okuru çe- Aynı zamanda yayımlayan da bir insan olarak adlı kitabı, Mavi Gök Yayınları tarafından yayımlandı. şitli biçimlerde yokluyor. Her dönem değiş- şunu gözlemliyorum: Şiir diye ortaya dökülen Şiirlerinde kavgayı, sevdayı, yalnızlığı, memleketi mekle birlikte bugün modern Türk şiirinde, nice metin; bazılarını özüyle, bazılarını biçi- şiirin isyanının kaynağı nedir? dizelerine taşırken gelenekle çağdaşı özgün bir üslûpla miyle değerlendirildiğinde yol, şiire çıkmıyor. “İsyanı olmayan bir insandan, kavgası ol- Elbette bu satırlarda “Şiir nedir?” tartış- harmanlayan Sadık, dizelerinde zorlu yollarda atılan adımları, mayan bir insandan ‘insan’ olabilir mi?” ması yapmak istemiyorum. Ancak son yıl- direnişi, insanın kendine yolculuğunu ve belki de yitip diyor Nihat Genç. Ahmet Telli de “kavga- larda yazınımızda bir melezleşmenin başını gitmemeyi anımsatıyor. dan uzak kalmışsan/ sevdadan da uzaksın alıp gittiği, neyin ne olduğunun ayırt edile- demektir” der. İsyan ve kavga hali, insanın mediği gerçekliğiyle baş başayız. kendi doğasında olan duygular. Düzyazıların şiir diye okutulduğu ve ödül- den büyük değerli şairlerden biçimsel ola- BERRİN KARADENİZ Uyuklayan halkı uyandırandır şair. Göre- lendirildiğini görüyoruz. Mensur şiirden bah- rak halk şiirini yaşatan, poetikasında benim- vidir. Hugo’nun “Şairin Görevi”nde dediği- setmiyorum. Düzyazı, şiir olarak ödüllendirili- seyenler yok değil. Aklıma ilk olarak Süley- Şiirlerinizde halk kültüründen temala- dir şair: “ışık saçıyor şair sonsuz gerçek üs- n yor. Yine bir deneme, öykü dalında ödüllendi- man Çobanoğlu geliyor. Ancak şairlerinin rın önemli bir yer tuttuğunu görüyoruz. Siz- tüne/ ışık saçıyor şair, saçıyor alevlerini,/ rilebiliyor. Teknik olarak öykü bile diyemeye- çoğunun poetikalarında halk, uzak bir ülke. ce bugün halk şiirinin akışı sürüyor mu? olağanüstü bir aydınlıkla ruhumuz/ için ışıl ceğimiz birçok ürün roman diye satılıyor. Me- Hem biçimsel hem de biçemsel olarak halk Halk şiirinin unsurları bana çok daha ger- ışıl parlatıyor gerçekleri”. tinler arası ilişkiden, bir harman oluştan da söz şiirinden, halk kültüründen kopuk binlerce şiir çekçi, çok daha samimi geliyor. Esin kayna- Bugün Türk şiirinde isyanın kaynağı en başta etmiyorum, bunu özellikle belirtmek isterim. dolaşımda. En sonunda bu da bir tercih. “Ben ğım halk kültürü ve halk şiirleri. yoksulluk olmalıdır, sömürülen emek olmalı- Sırada nasıl bir çalışma var? n neden tercih ediyorum” diye soracak olursa- Şu bir gerçek ki Karac’oğlan’ın, Yunus dır, insan onuru olmalıdır, ulus bilinci olmalı- Bir araştırma-inceleme üzerine çalışıyo- nız, Türk şiirinin doğduğu toprakların yeşe- Emre’nin yanından yöresinden kimse geçe- dır, adalete açlık olmalıdır, gericiliğin kıskacı rum, uzun bir emeğin ürünü olacak. Siyasal rebilmesine bir nebze de olsa katkı sunmak. meyecek. Biçimsel olarak “halk şiiri”nden olmalıdır. Peki var mıdır, bana sorarsanız yok- İslamcı AKP iktidarının son günlerde de har- Öykü ve şiir birçok yazar / şair için söz etmek pek olanaklı değil günümüzde. tur. İşte o yüzden Türk şiiri halktan kopmuştur. lanan kültürel iktidar savaşı üzerine. Ama n Halk şiirinin en önemli unsuru hece ölçüsü, birbirini besleyen, güçlendiren iki alan. Şa- Çünkü şair görevini yerine getirmemektedir. elbette, öykü ve şiir yazmaya devam ediyo- öcü olarak görülüyor edebiyat ortamımızda. irliğinizle öykücülüğünüz arasındaki ilişki- Kitabın ismi ilginç. Var mıdır bu ismin rum. Aklımın bir köşesinde bir novella ve n Hem çağdaşlarımdan hem yaşça bizler- yi nasıl değerlendirirsiniz? bir hikâyesi? bir roman konusu da var. n AHMET EMRE DAĞTAŞOĞLU’NDAN ‘ANADOLU TÜRKÜLERİNDE SEMBOLLER, ÖRÜNTÜLER VE KÜLTÜREL BAĞLAMLAR’ nadolu türküleri yaygın bir biçimde icra edilip din- bilinenlerin yanı sıra pek bilinmeyen türkü sözleri de kültürel yapısının özel- lenmesine ve çeşitli bağlamlarda akademik ça- ele alıp inceliyor, kültürel bağlamlar göz önünde bu- liklerini de dikkate ala- A lışmaların konusu olmasına karşın herkesin dili- lundurarak bu sözlerin içerdiği semboller ve örüntüle- rak yanıtlıyor. n ne pelesenk olmuş türkü sözlerinin bile anlam katman- ri teorik bir çerçevede yorumluyor. Anadolu Türkülerin- ları hakkında yeterli sayıda çalışma bulunmamaktadır. Örnekler üzerinden inceleyerek türkü sözlerini an- de Semboller, Örün- 2004 ‘ten bu yana Açık Radyo’da Dilden Dile Titre- lamlandırma konusunda bir yordam öneren Dağta- tüler ve Kültürel Bağ- şimler isimli halk müziği programını hazırlayıp sunan şoğlu, bunların yanı sıra geleneksel kültür ortamında Ahmet Emre Dağtaşoğlu, Pan Yayıncılık tarafından ya- hayat bulan türkülerin hızla değişen ve eskiye kıyasla lamlar / Ahmet Emre yımlanan Anadolu Türkülerinde Semboller, Örüntüler Dağtaşoğlu / Pan Ya- çok farklı bir yapı arz eden günümüz şartlarında nasıl ve Kültürel Bağlamlar adlı çalışmasında, yaygın olarak hâlâ revaçta olabildiği sorusunu Anadolu’nun sosyo- yıncılık / 300 s. 3 Nisan 2025 11 VEDAT ARIK
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear