22 Şubat 2025 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

(24 AĞUSTOS 1904 / 24 ŞUBAT 1992) Hıfzı Veldet Velidedeoğlu: Tam bağımsızlığımızın uyanık bekçisi! 27 Aralık 1919’da Ankara’ya gelen Mustafa Kemal’i Dikmen’de karşılayan bir lise öğrencisi, açıldığı günden başlayarak 10 yıl memur olarak görev yaptığı TBMM’de Cumhuriyetin kuruluşunun, Devrim Yasalarının hazırlanmasının, Nutuk’un okunmasının tanığı Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, bir hukuk savaşçısı olarak 1961 Anayasası’nın hazırlanışına, hukuk dilimizin sadeleştirilmesine katkılar sundu, yaşamını Atatürk, Cumhuriyet, laiklik savunuculuğuyla sürdürdü, 85 yaşında Atatürkçü Düşünce Derneği’nin ilk üyesi ve onursal başkanı oldu. 3 Mayıs 1942’de “Medeni Kanunumuzun Dili” başlıklı ilk yazısından başlayarak Cumhuriyet gazetesinde yazdı. Nadir Nadi’nin deyişiyle, “Cumhuriyet’te kurduğu bu Halk Kürsü”nü, yüzlerce makale ile ömrünün sonuna kadar sürdürdü. Yaşamını laik, çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini oluşturan Atatürk ilkelerini, evrensel insan haklarını, hukuk devletini anlatmaya ve savunmaya, haksızlıkların ve her türlü sömürünün karşısına dikilmeye adayan Hıfzı Veldet Velidedeoğlu, aramızdan ayrılışının bir gün öncesindeki son yazısında, ÖNER YAĞCI “Gençler, Atatürk’ün çağdaşlaşma yürüyüşünü sürdürünüz; bunun için, ‘İkinci Milli Mücadele’yi başlatınız!” dedi. ‘BİR LİSE ÖĞRENCİSİNİN MİLLİ MÜCADELE ANILARI’ Hocaların hocası Hıfzı Veldet Velidedeoğlu’nu, Muammer Aksoy’un sözleriyle, özlemle Cumhuriyetin kuruluşunun tanığı, bir hukuk savaşçısı hocaların hocası anıyorum: “Her dönemde denenmiş, küçük hesaplara, kişisel çıkarlara kapılmamış”, Hıfzı Veldet Velidedeoğlu (24 Ağustos 1904 / 24 Şubat 1992), “Ulusal saygın bir kişilik, radikal uçların ve irticanın karşısında iflah olmaz bir Atatürkçü olarak Kurtuluş Savaşı’nın ilk gününden başlayarak bu savaş süresince Ankara’da sanırız tüm kuşaklar boyu hatırlanacaktır.” ve Anadolu’da bulunmak bir talih eseri olmuştur. Geriye baktığım zaman Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkıldığını, yeni Türk Devleti’nin nasıl kurulduğunu gözleriyle görmüş, yaşamış bir insanın heyecanını duyuyorum. rına da örneklik ve önderlik ettiği için ‘mazlum halkların evrensel önderi’ nitemine hak ka- Bu heyecanın ya da coşkunun doruk noktası, Atatürk gibi kendi çağına damgasını basmış ev- zanan ve böylece dünya tarihinde yeni bir çağ açan adamın, Gazi Mustafa Kemal’in, yaşa- rensel bir adamı birkaç kez yakından görmüş olmaklığımdır” dediği günleri 1971’de yayım- mından en önemli bölümü anlatır” dediği Söylev’i, “Atatürk’ün olağanüstü ileri görüşünü, lanan Bir Lise Öğrencisinin Milli Mücadele Anıları’nda ayrıntılarıyla aktardı: özelliklerini ve kişiliğini yansıtan, aydınlatan, bağımsızlığın kutup yıldızı” olarak tanımladı. “O gün TBMM Osmanlı saltanatını kaldırmış değil, eylemli olarak zaten tarihe karışmış NADİR NADİ: ‘CUMHURİYET’TE HALK KÜRSÜ’SÜ KURDU!’ olan bir saltanatın 16 Mart 1920 tarihinden başlayarak yok olduğunu tescil etmişti.” (s. 177) 3 Mayıs 1942’de “Medeni Kanunumuzun Dili” başlıklı ilk yazısından başlayarak Cumhuri- VELİDEDEOĞLU: ‘İLK MECLİS, BELKİ DE DÜNYA TARİHİNDE yet gazetesinde yazdı. Nadir Nadi’nin deyişiyle, “Cumhuriyet’te kurduğu bu Halk Kürsü”nü, BENZERİ OLMAYAN BAMBAŞKA BİR ULUSAL KURULUŞTUR!’ yüzlerce makale ile ömrünün sonuna kadar sürdürdü. Düşünce özgürlüğünü, hukukun üstünlü- İlk Meclis: Milli Mücadele’de Anadolu’da (1976, Cumhuriyet Kitapları, 2020), Atatürk’ün ğünü her şeyin üstünde tuttuğu yazılarında, Türkiye’nin sorunlarını tartışırken laiklik temelinde “Meclis dar bir yasama göreviyle değil, ulusun genel yönetimini eylemli olarak yüklenmek, ulus bilincinin geliştirilmesi, toplumun çağdaş uygarlık değerleriyle aydınlanması için çabaladı. ülkenin kurtuluşunu sağlamak ve savunmak görev ve yetkisiyle kurulmuştur. Ve artık yüksek ‘TÜRKİYE’DE ÜÇ DEVİR’ meclisimizin üstünde bir güç yoktur” (s. 25) dediği Meclis’i “Belki de dünya tarihinde ben- 1942’den başlayarak toplumsal ve siyasal olaylarla ilgili düşüncelerini CHP, DP, 1961- zeri olmayan bambaşka bir ulusal kuruluştur” cümlesiyle tanımladı ve şöyle anlattı: 1971 arasındaki koalisyonlar ve AP iktidarlarında yaşananları Türkiye’de Üç Devir’de “Meclis’in ilk açıldığı gün olan 23 Nisan 1920’den 1 Ocak 1929 tarihine kadar… (1972) inceledi. İç ve dış gezilerinden izlenimlerini, önemli kişi ve olaylarla ilgili anılarını, Meclis’te türlü görevlerde bulundum. Milli Mücadele’nin başından sonuna değin bütün ev- yurt sorunlarını aktararak ülkemizin kalkınması için çözüm yolları aradı. relerini hem de devrimlerin türlü aşamalarını onların içinde yaşadım. Lisenin onuncu sını- “Demokrasi, her vatandaşın, her istediği köşede işporta kurması veya gecekondu yapması, fından on birinci sınıfına henüz geçmiş, on altı yaşını bile tam doldurmamış bir gencin o ta- caddelerde dilediği yerden geçip yürümesi, ormanlarda dilediği gibi tasarruf etmesi, imamla- rihsel andaki yürek çarpıntılarını da hâlâ duyarım.” (s. 6, 17) rın kutsal cami kürsülerini politika pazarı durumuna getirmesi, tek kelime ile, yasalara ve ya- “‘SÖYLEV’, ATATÜRK’ÜN OLAĞANÜSTÜ İLERİ GÖRÜŞÜNÜ, saklara yan çizilmesi ve bütün bu davranışların görmezlikten gelinmesi demek değildir” yazdı. ÖZELLİKLERİNİ VE KİŞİLİĞİNİ YANSITAN, OKUYANI AYDINLATAN, 15-18 Aralık 1969’daki Büyük Öğretmen Boykotu’nu, “Öğretmenlerin, uzun süredir uğ- BAĞIMSIZLIĞIN KUTUPYILDIZIDIR!” raştıkları halde kendilerine verilmemiş olan haklarını almak için pasif direnmeye geçme- 1977’de yayımlanan Anıların İzinde adlı anılarında, “Atalarımın kenti” dediği Çorum’da si gerçek hukuk kurallarıyla bağdaşmazlık halinde olamaz. Bu davanın ortaçağ metotlarıy- geçen çocukluğundan, 1915-1919 arasında yatılı öğrenci olduğu Yozgat Lisesi’nden başla- la değil, anayasamızın sosyal devlet anlayışı çerçevesinde, adalet ve şefkatle çözülmesi ge- yarak yaşam anılarını, tanıklıklarını aktardı. “Günün ve geleceğin bütün kuşaklarına Türki- rekir” düşüncesiyle selamladı. ye Cumhuriyeti’nin kuruluş tarihini ve böylece Türk ulusunun tutsaklıktan kurtuluşunun öy- 1990’da yayımladığı 12 Mart: Faşizmin Felsefesi ve 12 Eylül: Karşı Devrim adlı kitapla- küsünü” öğretmek için Atatürk’ün Nutuk’unu gençlerin anlayacağı bugünkü dile uyarladı: rında karşıdevrim ve faşizm dediği bu baskı dönemlerini, faşizmin felsefesini inceledi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk / Söylev (3 c., Cumhuriyet Kitapları). Faşizme, işkenceye karşı durdu, hak ve özgürlüklerinin korunması için uğraştı. Türkiye’nin Önsözünde, “Atatürk’ün Söylev’i Türkiye’de 1919’dan sonra gerçekleşen kurtuluşun ve daha sonraki dönemlerde içine itildiği karanlığı ilk gören ve uyaran bir aydın olarak büyük devrimin öyküsüdür. Bu tarihsel ve anıtsal ‘öykü’ Batı emperyalizminin sömürü al- hukukun üstünlüğünü, düşünce özgürlüğünü ve Atatürkçü düşünceyi savunduğu tındaki öbür ezilmiş ulusları etkileyip onların günümüze dek süregelen bağımsızlık savaşla- 12 Mart döneminde ve sonrasında Cumhuriyet’te yayımlanan yazılarını Sağ’sız Sol’suz >> 20 Şubat 2025 8
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear