Catalog
                    Publication
                
                - Anneler Günü
 - Atatürk Kitapları
 - Babalar Günü
 - Bilgisayar
 - Bilim Teknik
 - Cumhuriyet
 - Cumhuriyet 19 Mayıs
 - Cumhuriyet 23 Nisan
 - Cumhuriyet Akademi
 - Cumhuriyet Akdeniz
 - Cumhuriyet Alışveriş
 - Cumhuriyet Almanya
 - Cumhuriyet Anadolu
 - Cumhuriyet Ankara
 - Cumhuriyet Büyük Taaruz
 - Cumhuriyet Cumartesi
 - Cumhuriyet Çevre
 - Cumhuriyet Ege
 - Cumhuriyet Eğitim
 - Cumhuriyet Emlak
 - Cumhuriyet Enerji
 - Cumhuriyet Festival
 - Cumhuriyet Gezi
 - Cumhuriyet Gurme
 - Cumhuriyet Haftasonu
 - Cumhuriyet İzmir
 - Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
 - Cumhuriyet Marmara
 - Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
 - Cumhuriyet Oto
 - Cumhuriyet Özel Ekler
 - Cumhuriyet Pazar
 - Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
 - Cumhuriyet Sokak
 - Cumhuriyet Spor
 - Cumhuriyet Strateji
 - Cumhuriyet Tarım
 - Cumhuriyet Yılbaşı
 - Çerçeve Eki
 - Çocuk Kitap
 - Dergi Eki
 - Ekonomi Eki
 - Eskişehir
 - Evleniyoruz
 - Güney Dogu
 - Kitap Eki
 - Özel Ekler
 - Özel Okullar
 - Sevgililer Günü
 - Siyaset Eki
 - Sürdürülebilir yaşam
 - Turizm Eki
 - Yerel Yönetimler
 
                        Years
                    
                    
                
                    Our Subscribers Can Login And Read Original Page
                    I Want To Register And Read The Whole Archive
                    I Want To Buy The Page
                
            
                ROMAN ÖDÜLÜ
ABDULLAH ATAŞÇI / ‘MERYEM’İN ÇİÇEKLERİ’
‘Doğruyu görmenin tek yolu 
vicdan!’
Roman dalında 58 yapıtın değerlendirildiği ve seçici kurulu Asuman Kafaoğlu Büke, Zeynep Aliye, Öner Yağcı, Gamze Akdemir’den oluşan 
80’inci Yunus Nadi Roman Ödülü, Abdullah Ataşçı’nın Meryem’in Çiçekleri (Everest Yayınları) adlı yapıtına verildi. 
Yapıt, 1915 Anadolu’sunda geçen olayları genç hâkim Sinan’ın gözünden aktarıyor. Ermeni tehcirini tüm tarafların bakış açısıyla yaklaşarak 
bireylerin iç dünyası üzerinden yalın bir dille anlatmayı başarıyor. Güçlü doğa betimlemelerine sahip Meryem’in Çiçekleri, insan vicdanına 
seslenen anlatısıyla iyilik ve kötülük kavramlarını bir kez daha sorgulatıyor.
ABDULLAH ATAŞÇI
Abdullah Ataşçı, Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden 
mezun oldu. Bir süre gazetecilik yaptıktan sonra Milli Eğitim 
Bakanlığı’nda çalışmaya başladı. Öykü ve yazıları pek çok 
dergide ve süreli yayında yer aldı. 
Sığ Suyun Balıkları, Vicdan Saatleri, Kimse Bilmesin, Susmak 
Derdi, Dağda Duman Yeri Yok, Birîndar, Yara Bende ve (Selim 
Adanır adıyla yayımlattığı) Ben Buranın Yabancısıyım, Heder 
Ağacı ve Meryem’in Çiçekleri adlı romanları yayımlandı. 
Yara Bende adlı kitabıyla 2019 Attilâ İlhan Roman Ödülü’nü 
kazanan Abdullah Ataşçı’nın ayrıca Kar ile Kara ve Okuldaki 
Yabancı isimli iki çocuk kitabı bulunuyor.
kendiliğinden.
BERRİN KARADENİZ
Sinan ve 
n 
Adis karakterleri 
ACILARIN METAFORU: TERS LALE!
toplumsal bir 
Romana adını veren “Meryem’in Çiçekleri” neyi 
n 
temsil de taşıyor. 
simgeliyor? 
Bu karakterleri 
Ters lalelerin boynu bükük duruşunun büyük acılara 
kurgularken 
maruz kalmış insanları çağrıştırmasından yola çıkarak 1915 
onları nasıl bir 
yılının Anadolu’sunda toplumun her kesiminden yurdunu 
arketip olarak 
terk etmek zorunda kalan, yollarda perişan olan ve hastalık, 
düşündünüz?
şiddet ya da açlık yüzünden ölen insanlar için ters lalelerin 
Romanı yaz-
iyi bir metafor olacağını düşündüm. 
maya başlama-
Toplumsal açıdan zorlu bir konuyu işliyor; halkın 
n 
dan önce aklım-
CENGİZ KAPLAN
dönüşümü, kolektif kötülüğün tehlikesi, kadınlık ve hafıza 
daki iki ana ka-
gibi derin temalara yer veriyorsunuz. 
rakterdi 
Sizce edebiyat toplumsal hafıza ile ne derece ilişkilidir? 
Adis ile Sinan. Adis, kardeşiyle kuzeni dışındaki bütün ya- cesaretini nasıl bulabilir? “Doğru”nun kaynağı nedir?
Edebiyat bütün sanat dalları içerisinde geçmişi görünür 
kınlarını Hamidiye Alayları’nın saldırısı sonucunda kaybet- Devlet ve toplum gücü temsil ederler. Bu gücü korumak 
kılmak adına büyük bir güce sahip. Aslında geçmiş sadece 
miş bir Ermeni genci. Dolayısıyla intikam duygusuyla dolu. için gelenekleri, dini hatta bilimi bile kullandıklarına 
geçmiş değildir tabii ki. Roman, yüzyıllar önce yaşanmış 
Bu duygu onu güçlü kılıyor. Zulme uğrayan bütün topluluk- tanıklık ediyoruz. 
olayları konu edinirken bile günümüzü hatta geleceği 
ların mücadeleci ruhunu temsil ediyor. 
Doğrunun sözü hiç edilmezse var olduğunu da rahatlıkla 
bile anlatmak gibi yazarına büyük bir olanak sunuyor. 
Sinan’ı ise vicdanlı bürokratların bir temsilcisi. 
unutabiliriz. Edebiyat, olaylara farklı da bakarak doğruyu 
Homeros’u, Cervantes’i ya da diğer klasikleri dönüp dönüp 
Sadece onlar değil, Mecit Ağa’dan Diyarbekir Valisine, 
pek çok yönden görünür kılabildiği için değerlidir. 
okumamız boşuna değil. 
Abdo’dan Yüzbaşı Davut’a kadar romandaki bütün önemli 
Doğru dediğimiz şeyi görmenin tek kaynağı vardır: 
Yazarın toplumsal hafızayı diri tutma, geleceğe taşıma 
kahramanlarımı olayların cereyan ettiği dönemin toplumsal 
vicdan. Bana göre her iyi edebiyat ürünü, okuyucunun farklı 
gibi kendiliğinden doğan bir sorumluluğu olduğuna 
tabakalarını temsil etmesi için kurguladım.
duyarlılıklarını görebilme, geliştirebilme özelliğine sahiptir. 
inanıyorum. 
Ülkemizde özellikle feodal düzenle halk yıllarca 
n 
‘KADINLAR BU ROMANIN VİCDANIDIR’
Geçmişin karanlık odalarını aydınlatmak için tarihçilerin 
sömürüldü. Meryem’in Çiçekleri’nde bunun çarpıcı bir 
Kitaptaki kadın karakterler genellikle güçlü,  
n 
yazdıkları asla yeterli olmamıştır. 
temsilini görüyoruz. Neler söylersiniz?
dirençli ve vicdanlı. Anadolu’nun bilge kadınlarının  
Edebiyat tarihteki herhangi bir olay, kahraman, küçücük 
Geri kalmış bütün toplumların kaderidir bu. Oligarşik 
bir temsili midir bu?
bir zaman dilimi üzerinden bütün insanlığı anlatacak kadar 
yapılar içerisinde küçük bir azınlık her türlü olanağa 
Geçmişten günümüze neredeyse bütün savaşların, 
güçlüdür.
sahipken büyük kitleler sömürüye açıktır. 
çatışmaların temelinde asıl sorumluluğun erkeklere ait 
Kitabınızda doğa ve mitolojik unsurlar önemli bir 
n 
Meryem’in Çiçekleri’ndeki olayların öncesini anlattığım 
olduğunu söylemek yanlış olmaz sanırım. 
yere sahip ve anlatı yer yer gerçeküstü öğelerle bezenmiş. 
Heder Ağacı’nın ana meselesi de buydu. 
Gerçekte olduğu gibi romanda da erkekler yıkarken 
Bu anlatım dili bilinçli bir tercih miydi?
Orada Hamidiye Alayları’na katılan aşiretlerin başta 
kadınlar onarıyor, yeniden var etmeye çalışıyor. 
Bu, öncelikle romandaki olayların geçtiği dönemle 
Ermeniler ve Kızılbaşlar olmak üzere kendilerinden 
İstanbul’daki aydın kadınlar da Diyarbekir’in bir 
ilgili. Doğanın insana karşı hâkimiyetini güçlü bir şekilde 
olmayanlar üzerinde kurduğu tahakkümü karakterlerimin 
köyündeki yaşlı kadınlar da bunu yapıyor. Kadınlar, bu 
koruduğu bir dönem çünkü anlatılan. 
romanın vicdanıdır diyebilirim. üzerinden anlatmaya çalıştım. 
İkincisi de günde bir kez geçen bir trenin uğraması 
Bana göre yazar, kendi ülkesinin temel sorunları üzerine 
dışında modern dünyayla bağını koparan bir dağ köyünde DEVLET VE TOPLUMUN GÜCÜ!
düşünmeli ve bunları anlatmanın yollarını aramalıdır. 
n
doğmuş olmam ve kulağıma yaşlı kadınların büyülü Romanda devlet, toplum ve geleneklerin sesi çoğu 
n 
hikâyeler fısıldamasıyla ilgilidir sanırım. Meryem’in Çiçekleri / Abdullah Ataşçı / Everest 
zaman bireyin vicdanıyla çatışıyor. 
Romandaki gerçeküstü öğeler hem planlı hem de İnsan bunca ağır baskının altında hâlâ doğruyu yapma Yayınları / 424 s.
8 9 Ekim 2025
            
    
