25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

“‘SICAK YAYINCILIK’ DENEN BİR YAYINCILIK VAR Kİ İNCELİĞİ BOZUYOR!” 1980’lerde, La Fonten Orman Mahke- n mesinde kitabınızın önsözünde, “Bugüne dek dünya çocuk yazını, büyükler için yazılmış edebi ürünlere çocukların sahip çıkmasıyla gelişip beslenmiştir” diyorsunuz. Bugün de aynı kanıda mısınız? Dünya çocuk yazınının geldiği yeri nasıl değerlendiriyorsunuz? Dünyada çocuk yazınına katkıda “ Dünyada çocuk yazınına katkıda bulunmuş ya- bulunmuş yazarlar var. Ancak zarlar var. Ancak günümüzde “sıcak yayıncılık” günümüzde ‘sıcak yayıncılık’ denen bir yayıncılık var ki bu inceliği bozuyor. denen bir yayıncılık var ki bu Doğal ve gerçek pastanın yerine sağlıksız, bo- inceliği bozuyor. Doğal ve gerçek yalı şeylerle yapılanları tercih ediyor insanlar. pastanın yerine sağlıksız, boyalı Örneğin moda da insanın sürüklendiği bir alan. Şunu giyeceksin, bunu kullanacaksın. Ka- şeylerle yapılanları tercih ediyor rar vermekle kalmıyor, sürüklüyor insanı. insanlar. Benim çocukluğumda Benim çocukluğumda ünlü karakterlerin ço- ünlü karakterlerin çocuklarla cuklarla buluşturulması vardı. buluşturulması vardı. Ve kimi Ve kimi değerleri taşırdı bu yapıtlar; sevgi, değerleri taşırdı bu yapıtlar; sevgi, ahlak değerleriyle bezeli, insanları aydınlatma- ahlak değerleriyle bezeli, insanları yı, dili öğretmeyi amaçlayan yapıtlardı onlar. aydınlatmayı, dili öğretmeyi Bugün yaygın olarak şiddetten tat alan bir in- amaçlayan yapıtlardı onlar. Bugün san, karakter, hava yaratmaya çalışılıyor. yaygın olarak şiddetten tat Yaşar Kemal, “Yalvaç Ural (…) dünyanın epey- alan bir insan, karakter, hava ce dışında kalmış olan dilimizin dünyaya ulaş- yaratmaya çalışılıyor. ” masıdır” diyor. Yurtdışında çıkan kitaplarım, kitabın kendi gücüyle basıldı. Nobel alan yazarın Macaristan’da ikinci sanki hepimiz İngiltere’de yaşayacakmışız gibi İngiliz- Başparmak Çocuklar çığlığınız ve geldik bilgi-bilişim n baskısı yapılmamış. ce öğretmeye kalkıyoruz. Köy yaşamı / kültürü ortadan çağına... Günümüz çocuklarının kolayca uyum sağladı- kalkmış, köylü de ekmeği bakkaldan alıyor artık. Her ğı bu gelişme karşısında onlar için yazanlar ne yapmalı? ‘DERGİLER ÖNEMLİ KAPILARDIR’ yaz pancar tarlasına kenevir ekilmiş gibi. Aslında değişen bir şey yok. Biz mekanik oyuncaklar- Milliyet Çocuk (1977), onun yerini alan MİÇO; n la oyunlar kurardık. Sözgelimi tilt oynanırdı o yıllarda. ardıllarına örnek olmuş, yol açmış. AH YAPAY ZEKÂ! Belli yaşın altında olanlar oynayamazdı. Şimdi o oyunlar Bando (1989), Milliyet Kardeş, Braielle alfabesiyle ba- Bir metnin “çocuklar için” olduğunu belirleyen n küçüldü, dijital oldu, eve girdi. sılan ilk çocuk dergisi Körebe (1996) ve daha başkaları… etmenler desem? O oyunlarda ne var: Banka soy, bakkalı soy, şöyle kaç. Öncelikle dergilerin, çocuk yazını bağlamında yeri ve Çocuk dağarcığının sınırları bellidir. Her yaşın algı sı- Hedef böl parçala yönet. Bugünkü sıkıntılar aslında önemini sormak isterim. Bugün o dergilerin olmayışı nırlarına girer sözcükler vardır. Ona göre davranılması bütün dünyanın kapitalist (tek kutuplu) olmasından nelere yol açıyor? gerekiyor. Bugün duygular anlatılmaya çalışılıyor. O zamanlarda edebiyat dergileri, yazdıklarınızın ki- kaynaklanıyor. Bence ipucu şu: Çocuk neyi algılar / algılayamaz, onu taba dönüşünde en önemli kapıydı. Dergideki yapıtınızı bilmek gerekiyor. Bunu da zamanla yakalıyorsunuz. ‘BUGÜN KİTAP HALKA İNMEDİ, HALKIN İLGİ usta edebiyatçılar eleştirir, yol gösterirlerdi. Şimdi gündemde yapay zekâ var. Ne söylemek ALANININ DIŞINA SÜRÜKLENDİ!’ n Şimdi doğrudan yayıncıya gidiyor dosyalar, dolayısıy- istersiniz? Otu, börtü böceği, evcil-ehil-yaban hayvanları, n la derginin mutfağından ve onları izleyen ustaların de- Bugün insan, dağarcığı kendisinden daha yüksek ro- sebzeleri, meyve ağaçlarını bilmeyen ama tüketimin da- ğerlendirmesinden / testinden geçmiyor. botları yarattı. Olasılık hesaplarını çok hızlı yapıyor. yattığı sınırlı bir dünyada yaşayan çocuklar için üzül- Şimdi ustasız yetişiyor “yazar”lar, ilk kitaplarıyla “fe- Yapay zekâ çocuklar için roman, öykü, şiir, kitap- düğünüzü, yazdıklarınızla onlara başka güzellikleri ha- n nomen” oluyorlar ve ağacın tepesine çıkmaya çalışıyorlar. lar yazabilecek mi? tırlatmaya çalıştığınızı biliyoruz. Donanım olmayınca da kısa sürede düşüyorlar oradan. Bir arkadaşım “Yalvaç Ural gibi öykü yaz!” dedi, yazdı. Çocukların kitapla bağını nasıl kurmalıyız? Çocuk dergileri benim yayıncıyla buluşmamı kolaylaştırdı. Ben “mamafih” demem, “meselâ”, “müstesna” demem, Bugün kitap halka inmedi, halkın ilgi alanının dışına ‘DÜNYA EDEBİYATININ EN ÖNÜNDE “maalesef” demem. Ben öz Türkçe yazarım. Hani Yalvaç sürüklendi. Bakın hemen her il ve ilçede koca koca fut- OTURAN TÜR FABLDIR’ bol sahaları, stadyumlar var. Ural gibi yazıyordu? Son yayımlanan kitabım yüklenmez- Peki, bunca uzun soluklu çalışmalar size neler kattı? se bilemez ne yazdığımı… Yeni kitabımı buna ayırıyorum. Sonuçta dünya güzel bir yere gitmiyor. 10 yıl sonra n Bu yazılarımda farkına vardığım bir gerçek dünyada bugün piyasada olan insanların hiçbiri piyasada olmaya- Yeniden başlasaydınız yine çocuklar mı olurdu n okurlarınız? Türkçeden daha zengin bir akraba adlandırması yoktur. cak. Onların yerini “fenomen”ler, “Youtuber”lar alıyor, Toplumcu bir yaşamın getirdiği bir sonuçtur bu. Masa- “influencer”lar alacak. Bir Ahlat ya da Hünnap ağacı ektin diyelim. O, sen- ya büyük bir aile olarak oturulurdu. Sen ne kadar kurmaya çalışsan bu “sıcak yayıncılık” den sonra da çocukları besleyecek. Dünya edebiyatının en önünde oturan tür fabldır. Söz- başka bir şey koyuyor ortaya. Çocuk edebiyatında benim varlığım; çocuklarla, onları cükler kök, gövde ve ekten oluşur. Bazen ek olmayabilir. Anne baba bugün çocuklarına karşı ezik bir konum- ana babaların teşvikiyle başladı. Beni okuyan o çocuklar Çocuklar bunu bilirlerse bir filoloji okumuş kadar bil- büyüdü, benim daha büyükler için yazdıklarımı okudular. dalar ve çocuk anne babayı kolayca alt ediyor. Ne kadar giye ulaşırlar. Bunları öğrenmeleri gerekir çocukların. çabalasan o eğilimi kıramıyorsun. Çocuk yazarlığı farklı. Çok sağlam, yılların süzgecin- den geçmiş yapıtlar ister. Beş duyusu var insanın; bunların dışında bir de duygu- Dolayısıyla bu eğilime uygun çalışmalar çıkıyor. Biz lar var: Kaygı, endişe, sevinmek, irkilmek… Bunların da salyangoz satıyoruz, onlar / çocuklar cips vb. satın alıyor. Evet, bugün yeniden başlasaydım yine çocuklar için alt katmanları var. Dört yaşında çocuğa, kendi dilini öğrenmeden yarın yazardım ama şair yanımı da ertelemezdim. n 14 31 Ekim 2024
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear