Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Dönüştüren anlatı: ‘Dönüş’
Libyalı romancı Hisham Matar’ın Dönüş (*) anlatısını okurken karşımıza çıkan en temel gerçeklik, onun ülkesinin
yakın dönemine dair anlattıklarıydı. “Arap Baharı”yla ülkesinin altüst oluşuna dair dile getirilenlerin arka planına
bizi taşır Matar. Otobiyografik anlatısında babası Cebelle Matar’ın öyküsünün dalbudak saran serüvenini anlatır
aslında. Bu, aynı zamanda Kaddafi Libya’sının totaliter rejiminin de tarihçesidir.
ürgünlük edebiyatta her daim yeni yıkımın açtığı boşlukta her bir şeyi gören
zaman tanıklıklarını getirir. Sürgü- / hisseden birinin kendini “Bir suç mahal-
S nün “özne”si yazar kendi yaşan- linin etrafında gezinen tanık” gibi görmesi
mışlıklarından yola çıkarak yazdığında belki de bu anlatının en dramatik yanıdır.
içten dışa bakışla uzak-yakın duruşun İç savaşın getirdiği yıkım, kitlesel göç
ülkenin geleceğini de karartır. Hisham Ma-
öykülerinde burukluk hep vardır.
tar, “Arap Baharı” safsatasıyla gelen bu
Sürgün zamanlar dendiğinde Milan
derin çöküşü bir yerde şöyle değerlendi-
Kundera’dan Juan Goytisolo’ya, Nâzım
recektir: “Yaşadığım toplumun bir soru-
Hikmet’ten Demir Özlü’ye uzanan bir
nu olduğunu düşünüyorum: Eğer yazar-
edebi coğrafyada gezinirken ister iste-
san, o zaman soru ne için yazdığın. Sa-
mez yazarın yaşadığı ortamla / düzenle
dece yazar olmak yeterli değil. Soru, bu-
çatışması karşımıza çıkan ilk olgu.
nunla ne yapmayı amaçladığın.”
Sürgüne gitme öyküsü başlı başına an-
Kendini siyasetin odağında görmese
latılası bir durumdur. Ama bunu içselleş-
de yazıp anlattıklarında bunun izlerinin
tirebilen anlatıcılar, kendi gerçeklikleri-
kaçınılmazlığından da söz eder:
ni öne çıkarmadan o sürgün zamanlara
“Siyasetle ilgilenenlerin önüne bir en-
dair yazdıklarıyla da edebiyatta böylesi
gel koyduğunda onların ilk düşündüğü
bir kanonik yapı oluşturmuşlardır.
şey bu engelin nasıl üstünden atlaya-
Andığım yazarların yapıtlarında ço-
cakları, yıkacakları ya da içinde bir delik
ğunlukla gözleyebildiğimiz de budur.
açacakları: Yani engeli aşmanın en kolay
“Yeni sürgün zamanlar” diye adlan-
ve etkili yolunun ne olduğu. Oysa benim için soru tama-
dırabileceğimiz süreç ülkeler / coğrafyalar ekseninde bir yandan ailesinin sürükleniş öyküsünü anlatırken, Lib-
men farklı: Engel ne istiyor? Neden orada bir engel var?”
farklılıklar göstermekle birlikte, kolonyalizm sonrası ya- ya gerçeğinde yaşanılanların adeta kronolojisini çıkarır.
Dönüş anlatısı, bir bakıma yazarın kendi değişme /
şanan siyasi ve toplumsal olaylar böylesi bir edebiya-
Diğer yandan da babasının muhalif kimliğinin yaşattı-
dönüşme zamanlarına da tanıklığı içerir. Uzaktan tanık
tın oluşumuna da kapı aralamıştır. ğı gerçeklik üzerinden ülkenin yakın tarihine dönük sor-
olduklarına yıllar sonra dönüp yakından bakma yolcu-
Ortadoğu coğrafyası, Afrika, Latin Amerika gerçe- gulamayı anlatısının odağına taşıması Dönüş’ü sürgün
luğuna çıkarken, o dönüşte karşılaştıklarıyla bir ülkenin
ğinde başlı başına bir sürgün edebiyatı kavramından
zamanların anlatısı olarak okumanın ötesine taşır bizi.
yıkıma uğrayan hafızasını da kayda geçer.
söz edebiliyoruz. Yaşadığımız iki yüzyıl bu örnekleri Bir bakıma “belgesel” nitelikte bir anlatıdır Dönüş.
Matar, orada hem kendi ailesinin hem de ülkesinin öy-
günbegün çoğaltmaktadır. Anlatıcı, bize, bir ülkenin dağılıp parçalanışını anlatıyor.
küsünü buluşturur. Yaşadığı karşılaşmalarda ise karşısı-
Libyalı romancı Hisham Matar’ın Dönüş (*) anlatısı-
Kötü zamanların iyi zamanları var edebileceği gerçeği-
na çıkan ikiyüzlü siyasetinin ülkesini nereye sürüklediği-
nı okurken karşımıza çıkan en temel gerçeklik, onun nin asla olmayacağını yaşanan deneyimlerle aktarır.
ni de bu tanıklığıyla anlatır. Sürgünlük, değişen dönüşen
ülkesinin yakın dönemine dair anlattıklarıydı. “Arap “Dehşetin ihtimali”nden söz eder. Yitirilmişlik duygu-
bir zamanın dili olarak bir anlatıcının dünyasına nasıl yan-
Baharı”yla ülkesinin altüst oluşuna dair dile getirilenle-
su içindeki anlatıcının ülkesine dönüş öyküsünde ta-
sır bunu da Dönüş’te karşımıza çıkarıyor Hisham Matar.
rin arka planına taşır bizi Matar. nıklık / yüzleşme var. Dinledikleri, görüp hissettikleri…
Gezindiği edebi coğrafyada kendi dilini kurarken ül-
Otobiyografik anlatısında babası Cebelle Matar’ın Ve ülkenin yakın tarihinden geçmişine uzanan bir anlatı
kesinin gerçeğinden söz ederek de kapalı bir dünyanın
öyküsünün dalbudak saran serüvenini anlatır aslında. yolculuğudur onun sürgün zamanlarına gelip yansıyan.
kapılarını aralıyor bize. Edebiyatın gücünü göstererek
Bu, aynı zamanda Kaddafi Libya’sının totaliter rejimi- Başlayan ve süren o yitirilmişlik duygusunda baba-
yapıyor bunu da, Matar.
n
nin de tarihçesidir. nın kaybı ile ülkenin kaybedilmesinin öyküsü Matar’ın
Anlatıcının çıkış noktasında “minnet ve hatırlama”yla anlatısında özlem ötesi bir duyguya bürünür: Şimdide- (*) Dönüş: Babalar Oğullar ve Aradaki Memle-
birlikte, kayboluşun ve sürüklenişin, yitirilen ülkeyle ka- ki geçmişin izlerine dönmek… ket, Hisham Matar, Çev. Yasemin Çongar, Siren
nayan hafızanın yaşattığı yüzleşme vardır. Öyle ki Matar, Dönüş’te yaşanan gerçeğin izlerini sürerken yaşanan Yay., 248 s.
ROBERT SCHILD’DAN
‘CANLI BIR ETNOGRAFIK MÜZE: BURGAZADASI’
obert Schild, genişletilmiş yeni baskısını yapan çalışması Canlı Tüm bu kişiler ile söyleşilerde bulunan yazar için Burgazadası, Os-
Bir Etnografik Müze: Burgazadası’nda (Adalı Yayınları), İstanbul manlı toplumunun geriye kalmış bir tortusu, bir çeşit “canlı etnogra-
R Adaları’nın en küçüğü olan Burgazadası’nı yaz aylarında şen-
fik müze”dir.
Kitapta Burgazadası kısaca tanıtıldıktan sonra söyleşilere geçili-
lendiren 20’yi aşkın etnik ve dini gruplardan söz ediyor:
yor. 95 Burgazlı’nın Ada ve Adalılık hakkındaki görüşleri alınıyor, bu-
Sünniler, Aleviler, Kürtler, Karadenizliler, Ortodoks Rumlar, Katolik
rada neden yaşamayı yeğledikleri irdeleniyor, ayrıca üç komşu İstan-
Rumlar, Gregoryen Ermeniler, Katolik Ermeniler, Aşkenazlar, Sefarad-
bul Adası’nda oturan tanıkların, Burgazadası hakkındaki görüşleri alı-
lar, Karay Yahudileri, Levantenler, Maltalılar, Araplar, Süryaniler, Kel-
nıyor. Çalışmanın sonunda ise zengin bir fotoğraf bölümü yer alıyor.
n
daniler, Çerkesler, Makedonlar, Karadağlılar, Hırvatlar, Polonyalılar, Al-
manlar, Avusturyalılar, Bahailer ile sonradan aralarına katılan üç Ame-
Canlı Bir Etnografik Müze: Burgazadası / Robert Schild / Ada-
rikalı ile birer İngiliz, Fransız, Hollandalı ve Finlandiyalı... lı Yayınları / 278 s.
12 18 Ocak 2024
DIANA MATAR