25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

O K U RLA R A rendiz Atasü, çağların değişimlerine, yaşanan süreçlerin toplumsal izlerine her zaman duyarlı olmuş bir yazar. ‘Eski Zaman Masalları’, ‘Üçleme’ ve ‘Yeni Zaman Öyküleri’ adlı üç bölümde, son dönem öykülerini derlediği “Kızıl Kale”, Atasü’nün gerçek ile fantastik arasında yaptığı bir yolculuk. Masalların dünyasından gerçeklerin dünyasına uzanan bu öyküler aynı temel kaygıyı, çürüme karşısındaki irkilmeyi ele alıyor. Erkeğin egemenleştikçe hoyratlaştığı bu dünyanın dili de kendini gerçekleştirme konusundaki baskıcılığı da kitabın temel kaygısı. Atasü’yle “Kızıl Kale”yi konuştuk. Sait Faik Hikâye Armağanı sahibi Mahir Ünsal Eriş’in öyküleri; içlerinde anımsıacımsı tatlar barındıran, yüzümüzü çok yakından bildiğimiz bir geçmişe baktırıp ‘güzel şeyler’ anımsatan, bazen de eğlendiren öykülerdi. Eriş şimdi ilk romanıyla karşımızda: “Dünya Bu Kadar”. Eriş’in, öykülerinde soluduğumuz hava, romanınına da sinmiş ve ortaya hisleri samimiyetten, kendisi tesadüflerden, ruhunu da yaşamın kendisinden alan bir roman çıkmış. “Toprağın Öptüğü Çocuklar” koymuşlar adını. F16’larla vurulmuş onlarca çocuğun ve onların bedenlerinin onlarca uzvunun birbirinden kopuk yattığı diyara yapılan yolculuk anlatılıyor. Tanıklıklar ve alışamamalar, vakti zamanında basının ve “münevverlerin” katliama karşı tavırları belgeleniyor arşivden yazılar ve başlıklarla anlatılıyor. Annelerin ve ablaların, kardeşlerin ve babaların o andan önce son hatırladıkları anlarla birlikte... Adalet için anlatılıyor. Sibel Oral’la kitabına dair bir söyleşi gerçekleştirdik. Pelin Aslan Ayar’ın çalışması “Fantastik Roman”ı, Hakan Bıçakcı ve Alican Saygı Ortanca ‘Çifte Bakış’ta değerlendirdi. Bol kitaplı günler... H.G. Wells’in efsane öyküsü E Kimseye görünmüyorsan körsün H.G. Wells’in “Körler Ülkesi”, görmeyi unutarak iç zenginliğine ulaşanlarla buna karşı çıkan bir adamın gerilim dolu hikâyesi. r Ali BULUNMAZ osyalist olduğunu açıkça beyan eden bir bilimkurgu yazarından daha güzel bir şey var mı? Elbette vardır ama bu birleşim ender rastlanır türden. H.G. Wells, bilimkurgu ve sosyalizmi bünyesinde barındıran bir isim. Başkaldıran Wells’in hemen her kuruma eleştiri yönelttiğini, çocukluğunda oturduğu bodrum katından insanların ayaklarını görerek büyüdüğü için hayal gücünün geliştiğini söylediğini de not edelim. Hatta kendi yaşıtlarının çoğunun aynı şeyi yaşadığını fark edince sınıf bilincini ve ayrımını anladığını, bunun da onur kırıcı olduğunu kavrıyor. Wells’in Zaman Makinesi, Görünmez Adam, Dr. Moreau’nun Adası ve Dünyalar Savaşı gibi başlıca yapıtları, hem bu sınıf kavramı üzerinden yürüyen hem de fantastik öğeler barındıran kitaplardı. Bugünden bakınca bir sürü eksik gediği bulunan bu eserlerle bilim kurgunun öncülerinden biri olduğu tartışmasız. Ütopyaya çok sıcak bakmayan, toplumun gereğinden fazla bir hızla sosyalistleştirilmesine karşı çıkıp farklı bir sosyalizm anlayışı benimseyen Wells’in, Körler Ülkesi adlı öyküsü ise deyim yerindeyse anlattığı And Dağları gibi tam bir zirve. H.G. Wells S Elena Ferrandiz TURHAN GÜNAY turhangunay@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr twitter: www.twitter.com/CumKitap KRALLIK TAM BİR DARBE GİRİŞİMİ Elena Ferrandiz’in çizimleriyle daha da destansı kıldığı Körler Ülkesi, And Dağları’ndaki ıssız vadinin sonunda bir memlekette görme yetisini kaybeden insanları anlatıyor. Kaza sonucu o vadide sıkışıp kalan genç dağcı Nunez ise efsanenin gerçeğe dönüşme sürecini bizzat yaşar. Mevzunun efsaneliği, yanardağın patlamasıyla vadinin öbür tarafında hapsolan adamın anlattıklarıyla ilgili. Verimli vadide her şey istedikleri gibi giderken ahaliye musallat olan ve yeni doğan çocukları dahi kör eden hastalık yüzünden ağızlarının tadı kaçıyor. Olayı bir mikrop veya enfeksiyon yerine günaha yoran halk, bu badireyi atlatmanın yolunun efsundan geçtiğine inanıyor. Rehber dağcı Nunez, uçurumdan aşağı yuvarlanıp bu efsanenin tam ortasına düştüğünde, hayatta kaldığına mı yoksa gördüğü hayret verici şeylere mi şaşıracağını bilemez. Nunez, görenlerin ülkesi dünyadan geldiği haliyle farklı bir muameleyle karşılaşır; tıpkı el değmemiş bir bölgeye ayak basan kâşiflerin şaşkınlığında olduğu gibi. Nunez’in geldiği dünyayı, Körler Ülkesi’nin büyüklerine anlatması ve onların hiçbir şey anlamaması bu durumda çok doğal, iç gözü açık bilgelerin Nunez’e felsefeden, hayattan ve dinden bahsetmesi de. Wells, bu noktada dümeni eski zaman bilgeliğine kırıyor ve bizi oradaki saf düşüncenin içine çekiyor. Nunez’in, insanları uykusundan uyandırmış olması ise az önce adı geçen keşif karşısında afallayan yerlilerin haline benziyor. Wells, Nunez’in bulunduğu yerdekilere görmeyi öğretme girişimini ve bir tür krallık ilan etme çabasını darbe metaforuyla sunuyor. kaç kişiyle oynadığı körebeye benziyor. Kendisini anlamayan insanlara “Siz körsünüz, bense görebiliyorum” diye haykırması da bu yüzden. Bir bakıma onlara üstünlük kurma gayretinde. Wells’in gerilim ve çatışma yüklü satırları burada bir kez daha sınıf ayrımı benzeri bir yola sokuyor okuru: “Medeniyet illeti ona Bogota’da bile musallat olabilmişken şimdi gidip de kör bir adamı katledecek gücü kendinde bulamıyordu. Bunu yapabilirse hepsini katledeceği tehdidiyle şartlarını zorla kabul ettirebilirdi.” Nunez’in, kör bilgeler tarafından “çarpık zihniyetli” diye mahkum edilip teslim alınması işin renginin değiştiğini gösteriyor. Nunez, ağır cezalara çarptırılması ve bayağılığıyla yüzleşmesinin ardından vatandaşlığa geçiriliyor. Ama âşık olduğu kızla evlenme isteğine “ırklarının saflığının bozulacağı” endişesiyle karşı çıkan ülkenin gerçek sahipleri onunla mesafeyi koruyor. O mesafeyi kapatacak tek çözüm önerisi ise Nunez’in, kendisine yapılan kör vatandaş olma teklifini kabul etmesi. Burada büyük bir ikilem gün yüzüne çıkıyor ve Nunez’in geldiği gibi gitme telaşı başlıyor. Wells’in çelişki, gerilim ve ikircikli hallerle ördüğü hikâyede tekrarlanıp duran “Körler Ülkesi’nde tek gözlü insan Kral’dır” sözü, Nunez’in durumunda değiştirilebilir tabii: Kimseye görünemiyorsan körsün. Peki, kim haklı? Kör bilgeler mi iki gözünün gördüğünden vazgeçmek istemeyen ve bu uğurda âşık olduğu kadını bile hiçe sayabilecek Nunez mi? Sinir bozucu bir soru... n alibulunmaz@cumhuriyet.com.tr ÇARPIK ZİHNİYETLİ ADAM Nunez’in krallık hayali, bire karşı bilmem Körler Ülkesi/ H.G. Wells/ Çeviren: Evrim Öncül/ Kolektif Kitap/ 68 s. İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç t Genel Yayın Yönetmeni: Can Dündar t Yayın Yönetmeni: Turhan Günay t Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Abbas Yalçın t Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı t Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. t İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 t Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. t Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden t Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Körükçü t Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya t Reklam Müdürü: Ayla Atamer t Tel: 0 (212) 251 98 74750 (212) 343 72 74 t Yerel süreli yayın t Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 3 1 4 2 3 N İ S A N 2 0 1 5 n S A Y F A 3
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear