25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Ahmet Telli’den “SöyleSen” “Ne kadar anormalsen o kadar benzersizsindir.” Gustavo Faverón Patriau’dan aldatmaca, saplantı ve gerçek arayışı üzerine sarsıcı bir metin ANTiKACI “Borges’in büyülü gerçekçiliğini, Calvino’nun Görünmez Kentler’ini anımsatan yanları var; aynı zamanda çok daha gizemli, gotik, dehşetli bir şeyler de var.” Daniel Alarcón, Geceleri Daireler Çizerek Yürürüz’ün Yazarı Şiirde ‘70 kuşağı’ tartışmaları “SöyleSen”, ‘meraklısı’ için söyleşiler kitabı. Ahmet Telli’nin çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanan söyleşilerinden oluşuyor. Kitabın sonunda da bir ‘söyleşi ve sormacalar’ listesi var. r Türey KÖSE cının tutanakçısıydım/ anlatıp durdum aşkları/ ayrılıkları ve o destan/ yalnızlığını ömrümüzün.” Bu dizeler, Su Çürüdü kitabının “Anlatıp Durdum” başlıklı ilk şiirinden. Ahmet Telli, 40 yıla yaklaşan edebiyat yaşamı boyunca acıyı, gurbeti, sürgünü, kavgayı, isyanı, öfkeyi, aşkı anlatıp durdu. Verdiği söyleşilerde de, “devrimci şiirin” şiirin neresine düştüğünü. Atilla İlhan’ın şiir kitaplarının sonunda “meraklısı için notlar” vardır ya, SöyleSen de “meraklısı” için söyleşiler kitabı. Ahmet Telli’nin çeşitli gazete ve dergilerde yayımlanan söyleşilerinden oluşuyor. Kitabın sonunda da bir “söyleşi ve sormacalar” listesi var. Ahmet Telli “Sunu” yazısında “neden böyle bir kitap” sorusuna “Yarım yüzyılı geçen bir zamandır şiirler, yazılar yazmışım; yazmaya devam edi “A yorum. Dahası mektupçu bir kuşaktan geliyorum; sayfalar dolusu mektuplar yazmışım tanıdıklarıma. Dönüp baktığımda kitaplaştırmayı hiç düşünmeyeceğim şeyler de yazmışım. Bunların içinde gerekli gördüklerimi kitaplaştırdım, diğerlerini dışta tuttum. Nitekim, bu kitabı oluştururken de birçok metin elendi” yanıtını veriyor. Elemenin nedeninin, söyleşiyi yapanla değil, söyledikleriyle ilgili olduğunun altını çiziyor. Yazının sonuna bir de dilek ekliyor: “Kitaplaştırmadığım, yayımlamadığım hiçbir yazının benden sonra gün yüzüne çıkarılmasını arzu etmem. Bu durum beni incitir ve üzer.” “SLOGANCI ŞİİR” Ahmet Telli söyleşilerde “hiçbir kuşağa ait olmadığını” yineliyor. Tozlu kütüphaneler, egzotik genelevler, deliliğin sınırlarında gezinen hastalıklı küçük bir kız kardeş ve kitap koleksiyonculuğu... Antikacı, yozlaşma ve şiddet yüzünden harap olmuş huzursuz bir Güney Amerika şehrinde geçen tutkuyla sarmalanmış bir cinnet öyküsünü anlatıyor. Ahmet Telli şiiri “barikat günleri” ve Yangın Yılları’ndan gelen Dövüşen Anlatsın, Hüznün İsyan Olur diyen bir şiir. Ahmet Telli hüznün, gurbetin, kavganın, öfkenin muhalif, komünist şairi. Şiir yazmaya 70’li yıllarda başladığı için “70 kuşağı şairi” diye anılıyor. Kitapta seçilen söyleşilerde en çok soru gelen yer bu kuşak tartışmaları ve “slogancı şiir” eleştirileri. Birçok kez “toplumcu gerçekçi şiir”, “70’lerin slogancı şiiri” konusunda sorularla karşılaşmış. “Şiirin işlevi olmalı mı?”, “Dünyayı değiştirme işini neden sanata, şiire yüklüyorsunuz? “, “Devrimci şiir devrimin neresine düşer?” gibi sorulara yanıt vermiş hep. İlk yıllarda verdiği yanıtlarda politik seçimleri, vurguları daha baskın görünüyor. Yıllar geçtikçe yanıtlar daha çok şiirin penceresinden gelmeye başlıyor. Kitapta yer alan ilk söyleşi, Türkiye Yazıları dergisinde 1980 yılında yayımlanmış. Muzaffer Buyrukçu 35 yıl önce “slogancı şiir, devrimci şiir” hakkında sorular yöneltmiş. Telli, “Sloganlar kısa ya da uzun süreli hedeflere yöneliktir. Bu hedefler ele geçirildi mi, sloganın işlevi de biter. Oysa şiirin hedefleri öyle ele geçirilebilecek gibi değildir” karşılığını vermiş. 1985 yılında yapılan bir başka söyleşide yine “Şiirin bir işlevi olmalı mı?” K İ T A P S A Y I 1 3 1 4 S A Y F A 1 6 n 2 3 N İ S A N 2 0 1 5 C U M H U R İ Y E T
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear