Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
SUAT DERVİŞ EDEBİYATINA BAKIŞ Yıldızları Seyreden Kadın Yeni Yüzyıl Üniversitesi’nde düzenlenen kadın yazarlar sempozyumlarının üçüncüsü olan “Suat Derviş Edebiyatı” kapsamında sunulan bildirilerden seçilerek oluşturulan kitap, Günseli Sönmez İşçi tarafından hazırlanmış. FERYAL TİLMAÇ Y ıldızları Seyreden Kadın başlıklı kitapla ilk karşılaştığımda, henüz kapağını bile açmamışken aklıma Selim İleri’nin bundan birkaç yıl önce yazdıkları geldi: “Kıymetlerin kıymetini bilmeyiş bizim cemiyetimize mahsustur.” Yeni Yüzyıl Üniversitesi’nde düzenlenen kadın yazarlar sempozyumlarının üçüncüsü olan “Suat Derviş Edebiyatı” kapsamında sunulan bildirilerden seçilerek oluşturulan kitap, Günseli Sönmez İşçi tarafından hazırlanmış. Sempozyumu da kitabı da, olması gereken zamanda Suat Derviş hayattayken o ya da bu sebeple kadın olduğu için? gereğince değerlendirilmemiş bir yazara, gecikmiş de olsa bir hak teslimiyeti, deyişi ödünç alarak “kıymetlerin kıymetini biliş” olarak algıladım. “Ataerkil hafıza kadınların sanatsal üretimi konusunda zayıftır,” diyor Günseli Sönmez İşçi de giriş yazısında: “İndirgemeci bir bakış açısı uç verir çoğu kez; Suat Derviş bu kaderi paylaşan yazarlardan birisi, hayattayken eserlerine yeterince ilgi gösterilmemiş; dik başlı, güzel ve çapkın kadın efsanesi ön plana çıkmış.” FARKLI BAŞLIKLAR ALTINDA SUAT DERVİŞ Suat Derviş çok yönlü bir aydın, dahası üretken bir yazar. Düzenlenen sempozyumun ve bildirilerin derlenerek kitaplaştırılmasının amaçlarından biri de onu tüm yönleriyle ele almaya çalışmak; iyi okura daha yakından tanıma fırsatı sağlarken ortalama okuyucuda adını duyup da onun erkek olduğunu düşünenler var! ve yeni nesilde farkındalık yaratmak. Daha sistematik bir yaklaşım, okuma, kavrama, yerleştirme kolaylığı sağlayacağından, kitaptaki yazılar “Aydın Suat Derviş”, “Kadın Yazar Suat Derviş” ve “EleştirmenGazeteci Suat Derviş” başlıkları altında gruplanmış. “Aydın Suat Derviş” başlıklı ilk bölümdeki yazılar, yazarın kişiliği, siyasal bilinci, düşüncesiyle yaşayışı arasındaki karşıtlıklar, muhalif kimliği, toplum hayatının tam içinden geçip giderken biriktirdikleriyle hayal gücünü birleştirip yarattığı karakterler, eserlerinde yer alan toplumcu ögelerle tutkunun vazgeçilmez birlikteliği, Fosforlu Cevriye ve Ankara Mahpusu gibi eserlerinin üzerinden anlatılıyor. Yazarın kendi roman karakterlerini aratmayacak denli inişli çıkışlı olan bireysel tarihinin, kırılmalarla ilerleyen, biçimde özellikle de içerikte yaşanan sıçramalarla değişen, git gitde toplumsal duyarlılığı artan, dokusu sıkılaşan, gelişen, incelen yazını üzerindeki etkisi titizlikle araştırılıyor. Bölümün en çarpıcı sorusu Erendiz Atasü’ye ait. Belki de tüm kitap boyunca yanıtı aranan soru bu: “Suat Derviş niçin adeta sessiz bir toplumsal sözleşmeyle unutuşa terk edilmiştir?” İkinci bölüm, Kadın Yazar Suat Derviş, bu kez de yaza Kitap boyunca Suat Derviş’in gazeteciliğinin de etrın Aksaray’dan Bir Perihan kisiyle tuttuğu dönem kaydına olabildiğince tanıklık ediyoruz. adlı romanının, ima edilen yazar, açıkkapalı anlatıcı gibi farklı tanımlamaları dikkate alan, metin odaklı, oylumlu, bilgilendirici bir okumasıyla açılıyor. Kitap boyunca olduğu gibi bu bölümdeki incelemelerde de yazarın gazeteciliğinin de etkisiyle tuttuğu dönem kaydına olabildiğince tanıklık ediyoruz. Bu yazılar Suat Derviş edebiyatını toplumsal Şeylerin Romanıdır, İstanbul’un Bir değişim, kentsel dönüşüm, Gecesi, Ankara Mahpusu ve benzeri roman kişileri, mekânlar ve ana fon, eserlerini feminizm, Marksizm, kapiadeta bir kişimekân olarak İstanbul talizm, varoluşçuluk ve gotik edebiyat açısından ele alırken yazarın cinsiyebağlamında okuyan farklı yazılar bütinin yazınına etkilerine bakıyor, kitünü zenginleştiriyor. Örneğin, “Çılgın taplarında tekrar ederek görünen aşk, Gibi: Aşk ve Yabancılaşma” başlıklı yayalnızlık, yabancılaşma, ölüm, yaşam, zısında Gül Uluğtekin “Nitekim Çılgın sevgisizlik, değersizlik duygusu ve yol Gibi’de yer alan, farklı bir gezegenden açtığı narsisizm, apati, namus, şeref ve zamandan bu dünyaya ve zamana gibi mesele edindiği pek çok temanın düşmüş olma imgesi, hem Ne Bir Ses izini sürerek, meraklısına zihin açıcı Ne Bir Nefes ve Hiçbiri gibi 1923 tabir okuma deneyimi sunuyor. rihli ilk dönem romanlarında hem de Yazarın Kara Kitap, Bu Roman Olan Fosforlu Cevriye gibi olgunluk dönemi yapıtlarında yer alır” saptamasını yaparak bunu Marksist yabancılaşma izleğiyle açıklıyor. Oysa bu imge benim zihnimi doğrudan Martin Heidegger’e götürüyor. Suat Derviş onu ve diğer varoluşçuları okumuş muydu? Şüphesiz. Peki, bu yabancılaşma izleği entelektinin bir yansıması mıydı? Yoksa bu olmadık bir yerden olmadık bir çağa fırlatılmışlık duygusu onun doğasında olan, tanıdığı, bildiği ve tarif ettiği, daha doğrusu romanlarında göstererek anlatmaya çalıştığı kendi temel varoluş sorunlarından biri miydi? Düşününce bana ikinci seçenek daha yakın geliyor. Bir de görece az değinildiğinden olacak, yazarın öykülerini merkeze alan “Öykülerde Unutulan Kadınlar” adlı yazıyı özellikle ilginç buldum. Özlem Polat Alan, kapsamlı incelemesinin bir yerinde şöyle diyor: “Derviş’in hayata bakış açısı, görüşleri ve bu görüşlerin oluşumuna kaynaklık eden eğitimi, aile çevresi, hatta yaşayışı, yazdığı öyküler üzerinden izlenebilir. Öyküler yaşanılan döneme ait zamanı, mekânları, yaşayışı, giyimi kuşamı, sosyal adabı ve anlayışı aktarır niteliktedir.” SEYAHATLERİYLE SUAT DERVİŞ Kitabın, “Eleştirmen Gazeteci Suat Derviş” başlıklı son bölümündeki yazılarda Derviş’i bu kez tutkusu ülkesine yönelmiş, tam anlamıyla rasyonel, toplumcu ve idealist bir cumhuriyet aydını kimliğiyle görüyoruz. Gerek kaleme aldığı edebiyat eleştirileri, gerekse gazetelere yazdığı fıkralar ve yine gazeteler için gerçekleştirdiği röportaj serileri üzerinden yazarın dünya ile etkileşimini, düşünsel verimini, topluma fayda sağlamak amacıyla yaptığı seyahatlerin izdüşümlerini bu bölümde okuyoruz. Cumhuriyete ve onun yeni yeni oluşmaya başlayan kurumlarına örnek teşkil edeceğini, ilerlemeye katkı sağlayacağını düşündüğü, yabancı ülkelerin daha yerleşik kurum ve kültürlerine karşı duyduğu coşku kadar, tüm bunları önemli hiçbir detayı atlamadan toplumu bilgilendirme, uyarma, dikkati çekme ve harekete geçirme amacıyla kaleme getirdiği seyahat notlarıyla, yurtiçi ve yurtdışında yaptığı röportajlar da konuları ve yaklaşımları açısından hayranlık uyandırıcı. Kapsamlı ve kuşatıcı bir Suat Derviş portresi sunan kitap, okurun içini daha fazlasını araştırma, keşfetme, öğrenme, anlama isteğiyle dolduruyor. Çok yönlü yaklaşımı ve zengin içeriğiyle Suat Derviş hakkında yazılacak yeni kitaplara olduğu kadar, ihmal edilmiş, değeri teslim edilmemiş, unutulmaya yüz tutmuş ya da düpedüz unutulmuş daha pek çok yazar hakkında yapılabilecek çalışmalara da esin kaynağı olmasını dilerim. n Yıldızları Seyreden Kadın: Suat Derviş Edebiyatı/ Yayına Hazırlayan: Günseli Sönmez İşçi/ İthaki Yayınları/ 344 s. 6 12 Kasım 2015 KItap