25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

GEORGE SAUNDERS’IN NOVELLASI Beyni hendeğe düşen tiran George Saunders, “Phil’in Dehşet Verici Kısa Saltanatı”nda ülkesini germekle kalmayan, kötü şöhreti sınırları aşan bir tiranı resmediyor. Politik hiciv yüklü kitapta yazar, güç bağımlılığının ve dalkavuk danışmanların, bir yöneticiyi ne hale getirebileceğini gülümseterek anlatıyor. ALİ BULUNMAZ alibulunmaz@cumhuriyet.com.tr ç içe geçmiş iki ülke düşünün: İç Horner ve Dış Horner. İç Horner, sadece bir vatandaş alabilecek büyüklükte, geri kalanlar oraya girebilmek için kuyrukta beklemek zorunda. Dış Horner ise görece kalabalık ve orada, güç bağımlısı bir diktatör yaşıyor, adı Phil. Aslında tek ülke olan İç Horner’la Dış Horner’ın birleşimi, bütün vatandaşların aynı anda sığamayacağı bir coğrafyaya işaret ediyor. George Saunders’ın Phil’in Dehşet Verici Kısa Saltanatı adlı novellası, tam da burada hayat buluyor. İ “ASIL BEYİN SORUNU YAŞAYAN BU SALAKLAR” Saunders, romanı ilkin bir çocuk kitabı olarak tasarlamış. Ama bakmış ki işin içine politika ve hiciv giriyor, birden dümen kırıp büyüklere seslenmeye karar vermiş. Phil de kervan yolda düzülür misali, yazdıkça kendini bulmuş. Phil’in acıklı bir geçmişi var! Pek kimsenin ciddiye almadığı, huysuz ve orta yaşlı, kendi halinde bir Dış Hornerlı. Gel zaman git zaman kendisine “akıl” verenler sayesinde, ülkesine taşan İç Hornerlıları vergiye bağlayıp güçlenmeye başlıyor, daha doğrusu güçlendiriliyor. “Danışmanlarının” bir dediğini iki etmiyor anlayacağınız. Bu arada hayatının aşkı tarafından refüze edilince aksiliği artıyor ve beyni hendeğe yuvarlanıp gidiyor. Yüce Tanrı’nın bir lütfu olan güzel ülkesi üzerine daha çok eğiliyor haliyle. Millî duyguları kabarıyor, ülkesini “korumak için” elinden geleni ardına koymuyor. Aynaya baktığında yiğit ve asil bir lider görüyor! Yüzünü ülkeye döndüğünde ise gördüğü şey İç Hornerlıların ufak tefek ve cılız, Dış Hornerlıların iri yarı ve kuvvetli olduğu. Bu, vergileri arttırmasını sağlıyor. Phil ve danışmanları, İç Horner’ı deyim yerindeyse haraca bağlarken cömertlikleriyle övündükleri yetmezmiş gibi “olağanüstü zekâları”yla böbürleniyorlar. Aslında Phil, başkan tarafından atanmış; kanunları uygulamak ve vergileri toplamakla görevli sahte bir başkan. Ama rolüne ya da işine kendisini fazlasıyla kaptırmış görünüyor. İç Hornerlıları aşağılayıp her birine kan kusturmasının nedeni de bu. Beyni yerinde olmadığı için mantıksız konuşan Phil, gerginlik yaratmaya ve uluslararası kriz çıkarmaya da bayılıyor. Tüm yaptıklarını da yansıtma yöntemiyle karşısındakilere yükleyerek işin içinden sıyrılmaya çabalıyor: “Asıl beyin sorunu yaşayan bu salaklar” diyerek körüklediği şiddeti, “millî güvenliği sağlama” gerekçesine dayandırıp yoluna devam ediyor. HALKINA HER ŞEYİ YAPABİLECEK BİR KARAKTER Phil, yükselen muhalif sesleri oylama yoluyla anında nesneleştiren bir isim. “Ben kötü değilim, kesinlikle iyiyim, yaptıklarım herkesin çıkarına” diyebilecek kadar da “tevazu sahibi.” Zaten bu hali, enikonu kontrolden çıkmasında büyük rol oynuyor. Kendisine sorgusuz sualsiz güvenenleri ve sözünden çıkmayanları etrafına toplayan Phil, “milletinin güvenliğini” ve “refahını” ilgilendiren konularda, güven kartını açarak oylamalar yaptırıyor. Peki, sonuç ne oluyor? Tahmin edersiniz herhalde... Medya da aynı yoldan ilerleyip Phil’in ağzından çıkan her kelamı, bağıran puntolarla halka duyuruyor. Tabii bütün bu güç gösterilerinin varacağı bir nokta var: Paslanan, etrafını ot bürüyen, solan ve unutulan bir tiran olmak... Tekrar başa dönelim: Bir ülke düşünün, tıpkı bir çiftlik... Öyle bir çiftlik ki George Orwell’e bile kahkaha attıracak bir düzene ya da düzensizliğe sahip. Geçmişi anlattığı gibi bugünü, hatta geleceği de betimliyor. Şimdilerde Phil’in benzerleri türediği düşünülürse durum hayli ironik. Phil’in günümüzdeki benzerlerinden bazıları bir baharla devrildi, bazıları sırtı sıvazlandığı için ortalıkta gezinmeye devam ediyor. Bazıları ise adı geçen baharla doğdu. Saunders, işte tüm bu durumu özetlerken günümüzün çılgın dünyasında güldüren, düşündüren ve aynı zamanda acıklı olabilen bir hikâye kurgulamış. Gücün nasıl büyütülüp denetimden çıkabileceğini anımsatırken bunun doğurabileceği trajikomik sonuçları da anlatmaya uğraşmış. Phil, bu anlamda sadece keçileri kaçıran ve her şeyi kendisiyle ölçen bir karakter değil, nereye gittiğinin farkına bile varamayan bir antikahraman. Phil’in konuşmalarından biri tüm durumu açık ediyor: “Ey halkım, şimdi size bizden bahsedeceğim! Biz kimiz? Biz, belagat sanatında usta ama aynı zamanda ketum bir halkız. Derin duygular hissederiz ama utanç verici duygu gösterilerinden kaçınırız. Katı olsak da asla aşırı katı değiliz; eğlenceden hoşlansak da asla saçma görünmemize sebep olacak aptalca şekillerde eğlenmeyiz, amacımız özellikle saçma görünmek değilse. Millî renklerimiz, çeşit çeşit olsa da tutarlıdır. Bizimle ilgili her şey, olması gerektiği gibidir. Örneğin, aşırıya kaçmak gerektiğinde aşırıya kaçarız ve aşırıya kaçmışken bile zevkliyizdir ama asla müşkülpesentliğe varacak kadar aşırı rafine bir zevklilik değildir bu. Ilımlılığımızın ölçüsü bile ılımlıdır, kendimiz ölçüsüzce ılımlı olmaya karar vermediğimiz sürece; hatta şoke edici ölçüde cafcaflı bile olabiliriz ki bu durumlarda cafcaflılığımız gerçekten nefesleri kesecek kadar hayret vericidir ve hata yapmaya karar verdiğimizde, hatalarımız her milletin muazzam hataları gibi büyük, görkemli ve geri çevrilemezdir ve hatalarımızı inkâr etmeye karar vermişsek tam olarak gerçeği söylüyormuşuz gibi konuşuruz ve hatalarımızı itiraf etmeye karar verdiğimizde bunu da dokunaklı, aşırı bir içtenlikle yaparız!” Phil, tüm tiranlar gibi gerçeküstü ya da yanındaki yöresindekiler tarafından gerçeküstü olarak nitelenen eylemler gerçekleştiren bir yönetici. Dolayısıyla o, hem bugüne ait gibi duruyor hem de şimdiden bağımsız ve çok uzak bir noktada konumlanıyor. “Halkı için her şeyi yapmak”tan öte, halkına her şeyi yapabilecek bir karakterle karşı karşıyayız. Saunders, bunu öyle bir anlatıyor ki novelladaki mizah, kimi anlarda güldürüyor kimi anlarda epey düşündürüyor. Phil’in en yapmacıksız hali olarak zalimliğinin öne çıkması buna güzel bir örnek. Saunders, nereden baksanız akıldışı bir hikâye oluşturmuş. Varlıklar, ortam, Phil’in kendisi, İç ve Dış Horner; hemen her şey akla aykırı. Tam da bu nedenle bugün yaşadıklarımıza benziyor... n Phil‘in Dehşet Verici Kısa Saltanatı/ George Saunders/ Çeviren: Niran Elçi/ Delidolu Yayınları/ 78 s. 10 12 Kasım 2015 KItap
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear