05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Gürsel Aytaç’tan “Yaratıcı Yazarlardan Edebiyat Eleştirileri” Deneme’yi başka türlerle karıştırmayın! Gürsel Aytaç’ın kitabı, Türk ve Alman yazarların ve şairlerin denemelerinde yaratıcı yazarlıklarının yanı sıra denemeci tavırlarını örneklerle okumanın, kendilerini daha yakından tanımak isteyen ilgili okura ya da haklarında çalışma yapan uzman kişilere çok büyük yarar sağlayacak. r Nuran ÖZYER ürsel Aytaç’ın üç bölümde kaleme aldığı Yaratıcı Yazarlardan Edebiyat Eleştirileri adlı kitabını iki nedenden ötürü önemseyerek ve zevkle okudum. Birincisi, kitabın “Deneme ve Eleştirel Deneme Üzerine” başlıklı ilk bölümünde, edebiyatta özel bir yere sahip olduğuna inanılan bir edebi tür olan denemeyle ilgili teorik bilgilerin kısa ama öz bir biçimde okura verilmesi. Zira bu bilgilerin, özellikle yirminci yüzyılda deneme türünün örneklerinin çoğaldığı ülkemizde, eleştiri içeren, kısa biçimde kaleme alınmış her metne ya da köşe yazılarına deneme adını verenlere büyük yararının olacağına inanmam. İkinci neden ise Gürsel Aytaç’ın şu cümlelerinde yatıyor: “Kendisi roman, öykü gibi kurmaca eserler vermiş, dolayısıyla yaratıcı yazar niteliği gösterenlerle şairlerin başka yazarlar ve şairler üzerine yazdıkları eleştirel denemelerin yanı sıra bazen aynı denemenin kapsamına girecek tarzda kendi edebiyat anlayışlarını da net bir biçim de dile getirdiklerini görüyoruz. Öte yandan, bunu yapmamış olsalar bile eleştirilerinde, üzerine yazdıkları yazarları ve şairleri ele alış tarzlarında, kendi tutumları açıkça ya da sezdirilerek ortaya çıkıyordur” (s. 1213). DENEME YAZARI ELEŞTİRİR VE YARGILAR Batı Edebiyatı’nda geçmişi on altıncı yüzyılda Montaigne’in Essais’i (Denemeler) ile başlatılan, bizim edebiyatımızda ise ilk örneklerini oldukça geç, on dokuzuncu yüzyılda, gördüğümüz edebi bir tür olan deneme, ülkemizde maalesef çoğu kez başka edebi türlerle karıştırılıyor. Genellikle eleştiri, inceleme hatta gazete ve dergilerde yayınlanan köşe yazıları ile özdeş tutulan deneme türü, Aytaç’ın da belirttiği gibi “değerlendirme işlevi yüklenen düzyazılar grubu içinde ele alınıyor” (s. 9) olsa da aynı grupta yer alan eleştiri, yorum ya da başmakaleden önemli özellikleriyle ayrılır. Deneme yazarının amacı eleştirmek ve yargılamaktır ancak bunu yaparken kullandığı ölçütler, eleştiri S A Y F A 8 n 2 2 denemelerinde, eleştirdiği eserlerin, daha çok içerik ve yöntem sorununu irdeleyip kitapların dil ve üslubuna hiç ya da çok az önem vermesi dikkat çekici. Adalet Ağaoğlu’nun yazdığı “gerçekte yazar ne için yazdığını bilse de hiç bilmese de onun asıl derdi, tasası ‘nasıl’da’ olsa gerek” (s. 43) tarzında düşüncelere sık rastlanmasa da çoğunun, edebiyat eleştirisi ve eleştirmenliği konusunu oldukça fazla önemsediği görülüyor. ALMAN YAZARLARDAN ÖRNEKLER Kitabı okurken eleştiriye değer veren yaratıcı yazar ve şairlerin yazdığı denemeleri okumanın yanı sıra eleştiriden hoşlanmayan yazarların da yazıları ya da konuşmalarında, kendi eserlerini ya da diğer yazar ve şairlerin eserlerini değerlendirmesinden kaçamadığını görmek de önemli. İşte örnek: Alman Klasisizminin en büyük temsilcisi olan ve eleştirilmekten ve eleştirmenden nefret ettiğini gösteren ifadeleriyle bilinen, yaratıcı yazarlıkla eleştirmenliğin temelde birbirinden ayrı alanlar olduğunu savunan ve kendisinin de eleştiriyle hiç uğraşmadığını söyleyen Goethe’nin “artık kitaplar okunmak, bilgilenmek için yazılmıyor, tersine eleştirilmek için üzerinde konuşabilmek, fikir yürütebilmek için yazılıyor (...) Kitaplar eleştirildiğinden beri eleştirmenden başkası okumuyor, eleştirmen de şöyle böyle okuyor” (s. 111) derken kaleme aldığı Edebiyat Yazıları’nda ünlü şair ve dram yazarı Heinrich von Kleist’a karşı duygularını aşağıdaki cümlelerle dile getirir: “Bu şair, her ne kadar ona katılma konusunda iyi niyet sahibi olsam da bende hep ürperme ve iğrenme uyandırmıştır, aynı tabiatın iyi niyetiyle güzel yaratılmış bir bedenin ümitsiz bir hastalığa tutulmuş hali gibi” (s. 115). Amacı eleştirmek olan denemenin, Aytaç’ın da belirttiği gibi özellikle “yaratıcı yazarların daha çok deneme türündeki edebiyat eleştirileri, onların sanatçı dostlarını nasıl değerlendirdiğini anlamak açısından önemlidir” (s. 149). Uzmanlık alanı Alman edebiyatı olup ülkemiz edebiyatını da takip eden bir okur olarak bu kitapta adı geçen yazarların deneme yazılarının toplandığı, adlarını yeni öğrendiğim bazı deneme kitaplarını bulup almam gerektiğini düşündüm. Kitabın, Türk ve Alman yazarların ve şairlerin denemelerinde yaratıcı yazarlıklarının yanı sıra denemeci tavırlarını örneklerle okumanın, kendilerini daha yakından tanımak isteyen ilgili okura ya da haklarında çalışma yapan uzman kişilere çok büyük yarar sağlayacağına inanıyorum. Bu durumda Aytaç’ın aşağıdaki cümlelerine katılmamak mümkün değil: “İlgili yazarları yahut şairleri daha berrak biçimde anlamak, daha doğrusu onlar hakkında bir araştırma ya da inceleme yapmak isteyenler, onların denemelerinden faydalanabilirler, hatta faydalanmaları gerekir derim” (s. 13). n Yaratıcı Yazarlardan Edebiyat Eleştirileri/ Gürsel Aytaç/ Phoenix Yayınları/ 152 s. K İ T A P S A Y I 1340 G içeren diğer türlerin ölçütlerinden çok farklıdır. Aytaç, kitabın “Yaratıcı Yazarlarımızdan Edebiyat Eleştirileri” adlı ikinci bölümünde Ahmet Hamdi Tanpınar, Nâzım Hikmet, Adalet Ağaoğlu, Oğuz Atay, Kemal Tahir, Erendiz Atasü, Selim İleri, Hilmi Yavuz, Nedim Gürsel, Tahsin Yücel, Enis Batur, Orhan Veli ve Cemal Süreya’nın; “Alman Edebiyatının Yaratıcı Yazarlarından Eleştiri Örnekleri” adlı üçüncü bölümünde “Herder, Schiller, Goethe, Novalis, Thomas Mann, Dürrenmatt, Heinrich Böll, Richarda Huch, Elias Canetti ve Peter Handke’nin eleştirel denemelerinde gerek diğer yaratıcı yazar ve şairlerin eserleri gerek kendi yazdıkları eserler ya da zaman zaman kendilerine yöneltilen sorulara verdikleri cevapları örneklemiş. Aytaç, en önemli özelliği yazarın öznel tutumu olan, “başka türlü düşünmeyi denemek” anlamıyla deneme türünü, özelikle adı geçen bu yazarlarda incelemesini, “edebiyatta araştırma ve uzmanlık alanım öncelikle roman olduğu için romancılarımızın roman eleştirilerini gözden geçirme fikri, ilk olarak Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ‘Edebiyat Üzerine Makaleler’indeki’ roman eleştirisini ortaya çıkarmamla doğdu” (s. 19) cümleleriyle açıklıyor. Kitapta, Türk edebiyatından verilen örneklerin yeni tarihli olmasına karşın, Alman edebiyatından verilen örnekler on sekizinci yüzyıldan başlıyor. Yazarların özellikle Türk yazarların Nâzım Hikmet Peter Handke Thoma Mann Gürsel Aytaç, kitabının ikinci bölümünde Nâzım Hikmet ve Enis Batur; “Alman Edebiyatının Yaratıcı Yazarlarından Eleştiri Örnekleri” adlı üçüncü bölümünde ise Thomas Mann ve Peter Handke’nin eleştirel denemelerinde gerek diğer yaratıcı yazar ve şairlerin eserleri gerek kendi yazdıkları eserler ya da kendilerine yöneltilen sorulara verdikleri cevapları örneklemiş. Enis Batur E K İ M 2 0 1 5 C U M H U R İ Y E T
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear