Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Savaşı’yla 1930’ların sonlarına doğru reşit olan genç erkek kuşaktan beslenmiş olması. Faşist değerler, bu kuşaklara genç erkekleri sosyalleştiren iki kurum aracılığıyla aktarılıyor: Orta ve yüksek eğitimle militarizmi teşvik eden askeri birlikler. Çağrı aslen genç erkeklere yönelik olduğu için aynı zamanda belirgin bir şekilde maçoydu ve kısmen disipline edilmiş şiddet biçimindeki kabadayılık etosunu ve barış zamanlarında militarizmin paramilitarizme dönüşmesini teşvik ediyordu. Sonuçta Faşizmin karakteri, şiddeti ve nihayetinde cinayeti ahlakileştirmeye yatkın kurumlarda toplumsallaşmış bu genç erkekler tarafından oluşturulacaktı. Öyle de oldu. Zamanında sosyalist hareketten de taktikler devşiren Faşizm, bununla yetinmeyerek dinlere de el attı, epey yardımını gördü ve birçok tekniğini ödünç aldı. Kutsallığın bazı anlamlarını Tanrı’dan ulusdevlete kaydırmayı başararak sömürdüler, kutsallığın anlamını modernize etmeye ve millileştirmeye çalıştılar. Çalışma çerçevesinde örneklersek Rumen faşizminin ve onun kadar olmasa da Avusturya faşizminin dinî ruhu öndeydi. İtalyan faşizmi ise bu konuda adeta uzmanlaşmıştı. Nuremberg toplantıları ve benzerleri de kutsallık damarından kan çekiyordu, öyle ki birçok Alman Protestan rahip Nazi olmuştu. SINIF ÇATIŞMASI CAN VERDİ Vargıları doğrultusunda Michael Mann, “Geç kalkınma ve kapitalist krizlerle canlanan sınıf çatışması otoritarizm Faşizme can verdi. Mağlubiyet, karmaşa ve ortaya çıkan paramilitarizm ve yeniden silahlanma üzerinden askeri kriz de öyle. Avrupa’nın merkezi, doğu ve güneyinin ikili yarıotoriter, yarıliberal devletleri de öyle. Gitgide Faşizme meyleden eğitimli ve silahlı gençliğe mesajlar ileten ve bölgesel bölünme ile şekillenmiş ideolojik iletişim ağları da öyle” diyor. Son tahlilde ise bilançoyu şöyle netleştiriyor yazar: “Beş faşist hareketin de farklı farklı sebepleri vardı. Nihayetinde, İtalya tek başına erkenden faşist oldu, Almanya revizyonist bir büyük güçtü, Avusturya iki farklı faşist hareketle aciz hale düşmüş bir ülkeydi; her ikisi de faşistleri taklit eden otoriteryenleri ile Macaristan acz içinde, Romanya kendi beğenmiş bir haldeydi.” Çok bilinenli ve çok elemanlı bir denklem Faşizm! Şablonu, evrende ve “fıtratta” sabit bir nokta gibi. Unutulmamalı ki çoğu zaman bir devlet çatısı altında yeşerdi, milyonlarca seçmen tarafından iktidara getirildi. n (*) Kolonyal milisler, 1915’te Osmanlı İmparatorluğu’ndaki Teşkilatı Mahsusa kuvvetleri, Kamboçya Angkası, Kızıl Muhafızlar, Hutu Interahamwesi, Arkan’ın Kaplanları vb. gamzeakdemir@cumhuriyet.com.tr Faşistler/ Michael Mann/ Çeviren: Ulaş Bayraktar/ İletişim Yayınları/ 565 s. 1340 2 2 E K İ M 2 0 1 5 n S A Y F A 1 7 “Çok bilinenli ve çok elemanlı bir denklem Faşizm! Şablonu, evrende ve ‘fıtratta’ sabit bir nokta gibi. Unutulmamalı ki çoğu zaman bir devlet çatısı altında yeşerdi, milyonlarca seçmen tarafından iktidara getirildi.” sadece iktisadi olarak daha gelişmiş ülkelerde veya merkezin, doğunun ve güneyin güçlülerinde ortaya çıkmadı. Bu iddia Almanya ve İtalya’ya dair takıntıdan ziyade az gelişmiş ve küçük güçlerdi. Bunlar kimdi ve neden faşist olmuştu? Kaç yaşındaydı; erkek miydi, kadın mıydı; asker miydi, sivil miydi; kentli miydi, köylü müydü; dindar mıydı, laik miydi; varsıl mıydı, yoksul muydu; hangi bölgelerden, iktisadi sektörlerden ve toplumsal sınıflardan geliyordu? İncelemenin önemli ayaklarından biri de Mann’ın birkaç bölüm ayırdığı bu sorular. Yanıtı irdelerken faşist liderlerin, militanları, üyeleri, yoldaşları, işbirlikçileri ve seçmenlerinin toplumsal kökenlerini incelerken diğer siyasi hareketlerdeki muadilleriyle karşılaştırıyor Mann. KABADAYILIK, GENÇ ERKEKLER VE DİN! Mann’ın, faşizmin nasıl geliştiğine ilişkin çarpıcı tespitlerinden biri de faşist çekirdeğin her yerde, Birinci Dünya C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I