22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

RENKLER n SESLER n HARFLER AYTÜL AKAL n NİLAY YILMAZ n ÇİĞDEM GÜNDEŞ n MAVİSEL YENER MUSTAFA DELİOĞLU n Kitap Gölgesi Barış Odaları Ülke yol ayrımındaymış; okumaya, yasaları öğrenmeye, düşünmeye gerek yokmuş! Nasıl olsa halk yerine düşünen bir Prens varmış… r Mavisel YENER M asallar Ülkesi’nde tuhaf şeyler oluyor. Yıllardır kapalı olan Kuyu’nun çevresinde garip bir gölgenin görülmesinin ardından Prens Hortim ortadan yok oluveriyor. Üstelik, ülkeyi esrarengiz bir sis esir alıyor. Dahası, büyük bisiklet yarışının başlamasına iki gün kalmış… Masallar Ülkesi’nin küçük cadısı Şeroks, yepyeni bir serüveniyle kapımızı çalıyor. Masal Ülkesi’nin yıllardır kullanılmayan Barış Odaları’nda bulunması gereken üç kitaptan biri kayıp. Prens Hortim’in kraliyet yüzüğü odalardan birinde unutulmuş. Bütün bu tuhaflıkların nedenini araştırmak için küçük cadı Şeroks’un yardımı gerekiyor. Barış Odaları, Prens Hortim tahta yeni çıktığında kurulmuş. Açılışı büyük umutlarla yapılmış. Başlangıçta çok ilgi görmüş, anlaşmazlığa düşen herkese uzlaşma olanağı sağlamış. Daha önce kavgalarını, küskünlüklerini yok etmek için körkuyunun başına giden insanlar artık sorunlarını Barış Odaları’nda çözmeye başlamışlar. Orada çözümlenen anlaşmazlıklar ışığında üç kitap yazılmış: Susma Konuş, Önce Kendine Sor, Başkasını Anlamak. Saray bilgelerinin yazdıkları bu kitaplar, ülke halkı için daha da yol gösterici olmuş. Dört barış odasına da bu kitaplar konulmuş. Günlerden bir gün, ülkenin iki büyük ailesi, anlaşmazlıklarını bu odalarda çözmeyi reddedince araya Prens Hortim girmiş ve ailelerin arasını yumuşatmış. O günden sonra halk, odalar yerine Prens Hortim’e başvurmaya başlamış. O da arabuluculuk görevini yavaş yavaş üstlenmiş. Masallar Ülkesi halkına bu iş pek rahat gelmiş. Artık hiçbir sorunlarını kendileri çözmeye uğraşmıyor, hemen Prens Hortim’e gidiyorlarmış. Barış Odaları’ndaki kitapları okumaya da gerek yokmuş, yasaları öğrenmeye de, düşünmeye de… Nasıl olsa halk yerine düşünen bir Prens varmış! Minik cadı Şeroks ve arkadaşları Kaybolan Prens’i ararken bir yandan da Masallar Ülkesi’nde yaşanan gelişmelere tanık oluyorlar. Aslı Der, serinin diğer kitaplarında olduğu gibi, okurlarına yalnızca heyecanlı bir macera sunmakla kalmıyor aynı zamanda onları düşündürüyor. POTURAS, BİREYLERİN YAŞAM BİÇİMLERİNE KARIŞMAYA BAŞLAMIŞTIR… Masallar Ülkesi önemli bir yol ayrımına gelmiştir; halkı her şeye kolayca inandırabilen aç gözlü, hırslı Poturas yönetimi ele geçirmek üzeredir. Halk çıldırmış haldedir, birbirine saldırmaya hazırdır. Poturas, bireylerin yaşam biçimlerine karışmaya başlamıştır bile, fakat ne yazık ki bireyler bunun ayrımında değildir, çünkü sorgulama yeteneklerini yitirmişlerdir. Dahası, Poturas’a “Kurtarıcı” gözüyle baMASAL ÜLKESİ’NDE AKIL TUTULMASI YAŞANIYOR karlar. Prensleri Romanın başından sonuna değin Masal Ülkesi’nin onlara her zaman sisler içinde oluşu elbette rastlantısal değil. Sis im“şunu yap, bunu gesiyle birlikte duyumsadıklarımız şu cümlelerde yapma” diye akıl saklı: “Bir şeyi öğrenmek istiyorsan, kendini o şeyin vermiş, bilinçsiztam ortasına atmalısın. Yani bizim durumumuzda sice de olsa, yarasin tam ortasına girmek doğru karar!” (s, 78) Çocuk tıcılıklarının önüne okur, Şeroks’un cesaretine dikkatle baktığında kendi duvar çekmiştir. yansımasını görecek. Bu görüntü, Şeroks ile özdeşim Yaratıcı bireylekurmasını sağlayacak. Okur kendini kahramanın yerine rin bütün “yap koyarak kitabın büyülü hayalhanesinin bireyi olacak. ve yapma”ları Huban Korman’ın nitelikli çizgileri de bu düş yolculueritmeye, özgürlüğün sonsuz alanında nefes almaya ğuna eşlik edecek. gereksinimleri vardır. Geçmişteki hatalı tutumlar neÇocuk kitaplarında eksikliğini duyduğumuz önemli deniyle düşünce tembelliğine alışan, yaratıcılığı unutan bir konu var. Yazanlar anlatacakları olayları dış gerbu halkı kim uyandıracak, kolay olacak mı, göreceçeklikten alıyor fakat onu dönüştürmeden, metinsel ğiz… gerçeği yeniden kurmadan, ham olarak çocuklara Küçük cadı Şeroks’un dediği gibi “Her insan kendi sunuyorlar. Diyeceksiniz ki “yazan mı, yayımlayan mı masalını kendi yazıyor ve hepimizin masalı farklı bitibundan sorumlu?” Özellikle “yazan” diyorum “yazar” yor.” Ama yine de, unutmamalı ki masal diliyle yazılmış demiyorum! Herkes dilediğini yazmakta özgür. O nebu fantastik roman bize aslında gerçeğin tuvalinden denle yazana kızmasın kimse! Asıl sorun, o metnin görüntüler yansıtıyor. İyi yazılmış fantastik yapıtların yeni bir gerçeklik kurmadığının farkında olmayıp kitabı bir ayağı gerçekte, diğeri düşte olmalı, tıpkı Barış Odayayımlayan editörlerle yayınevlerinde. Bu konuyu ayrı ları’ndaki gibi. bir yazıya bırakıp Barış Odaları’na dönelim. Barış OdaKüçük cadı Şeroks’un bozduğu hain plaları, izlek bütünlüğü içinde pek çok farklı ilişkiye de nın ardından, Prens Hortim’in itiraf ettikleri, değinen, dış gerçekliği yeniden kurgulayıp başarıyla kendisiyle yüzleşmesi, halkından özür metinsel gerçeğe dönüştüren bir roman. Geleceğin dilemesi, yaptığı vicdan muhasebesi, mimarı olan çocuklara, Masal Ülkesi’nde yaşanan akıl kurgunun arkasında bir yerlerde duran tutulmasını anlatan Aslı Der, diğer anlatıcılardan ken“bizi biz yapan değerlerimiz” konusunda disini ayrıştıracak özgün bir kurgu, anlatım, bakış açısı çocukları düşündürecek. “Barış Odaları yakalıyor. Keşke, sadece çocuklar değil, yetişkinler de işlemeliydi… Adil ve vicdanlı insanların okusa… n yetişmesine yardım etmeliydi. Her işe www.maviselyener.com burnumu sokmamalıydım. Sanki ben herkesten üstünmüşüm gibi tek başıma *Barış Odaları/ Aslı Der/ Resimleyen: Huban Koraklınız olmaya, adalet dağıtmaya kalktım. man/ Günışığı Kitaplığı/ 2014/ 208 s./ 9+ Yanlışımı bu açıklıkta anlamışken, nasıl bakarım halkımın yüzüne?”(s.145) Romanda dikkat çeken bir başka nokta, prenses Foreri’nin karakter gelişimi. Eşi kaybolunca kızgın ve sinirli olmayı seçen Foreri, ülkesini yönetmesi gerektiğini fark ettiği andan itibaren bambaşka bir kimliğe bürünür. Artık öfke kontrolü yapmaya başlamıştır. Uzun kabarık etekli giysilerden kurtulur, etek ve ceket giymeye başlar. Eşinin yokluğunu hissettirmemek için elinden geleni yapan güçlü bir kadındır artık. O arada Foreri, âkil insanları ( bilgeleri) toplar. Gerçi, âkillerden kimisinin aklından zoru olduğu sonradan ortaya çıkacaktır! Foreri’ye destek olmak yerine köstek olacaklardır. Barış ve uzlaşma sözcüklerinin tek başlarına bir anlamı olmadığını, bu anlamın yaratılması gerektiğini başarıyla satır arasına saklıyor Aslı Aslı Der Der. Anlamları, ancak onları yaratırsak buluruz! C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1281 Şeroks, sözcüklerin gücünü kavramıştır. Kraliçe sözcüğünün etkisinin prenses sözcüğünden daha güçlü, kral sözcüğünün prens sözcüğünden daha etkili olduğunu bilir. O nedenle prens ve prensesin rütbelerini büyütür. Yine de, gerçek anlam varoluş, duygu ve eylemle bütünlenirse bir işe yarar. Hınzır sincap Kiklo, Alina, Yaşlı masalcı Lutta, Büyücü Timma gibi yan karakterler romana yalnızca renk katmakla kalmıyor, kurgunun güçlü yapısına büyük katkı veriyorlar. Komik isimlerine bakmayın, aslında her biri gündelik hayatın içinde görülebilecek tiplerin, duygusal, düşünsel özelliklerini yansıtıyorlar. Serinin ikinci kitabı Büyük Tuzak’ta da benzer bir yapı dikkat çekiyordu. Büyük Tuzak, Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği tarafından 2007’de Yılın Çocuk Romanı seçilmişti. S A Y F A 1 6 n 4 E Y L Ü L 2 0 1 4
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear