26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Vitrindekiler Osmanlı Tasvir Sanatları 1: Minyatür / Metin And / Yapı Kredi Yayınları / 600 s. Metin And’ın hazırladığı, Osmanlı Tasvir Sanatları 1: Minyatür kitabı, Hazine’de korunan, savaş sırasında ganimet olarak ele geçtiğinde padişahlarca özel olarak ilgilenilen, Osmanlı’da çok yüksek maliyetlerle hazırlanan minyatürlü yazmaları inceliyor. Okunacak, bakılacak, kaynak olarak kullanılacak bir eser olan Osmanlı Tasvir Sanatları 1: Minyatür, bu sanatın Osmanlılar’da geçirdiği evreleri; bir saray sanatı oluşunun mekân, teknik ve yöntem bakımından değerlendirilmesi; portreler, padişah yaşamları, saray, şenlikler, edebi eserler, dinsel konular, doğa ve kent görünümleri, bilimsel ve ansiklopedik konular, kuşlar hayvanlar – yaratıklar ve bitkiler dünyası, kadınlarla erkekler gibi başlıklar altında hazırlanmış ayrıntılı bir albümden oluşuyor. İlk baskısı Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yapılan Osmanlı Tasvir Sanatları 1: Minyatür (2002) kitabı, yeni bir tasarım, gözden geçirilmiş içerik ve kullanışlı dizinlerle tekrar okuyucu karşısında. Odysseia’nın Kayıp Bölümleri / Zachary Mason / Çeviren: Selin Siral / Jaguar Kitap / 232 s. Odysseus’un Troya Savaşı sonrasındaki maceraları şöyle de özetlenebilir: “Bütün dönüşler İthake’yedir.” Zachary Mason, Odysseia’nın Kayıp Bölümleri’nde Odysseus’un, deyim yerindeyse “bütün dönüşleri”ni, kırk dört bölümde yeni güzergâhlar çizerek başka başlangıçlar ve farklı sonlar yaratarak anlatıyor. Calvino’nun Görünmez Kentler’de Marco Polo’nun anlattıklarını yeniden kurgulayarak bambaşka şehirler inşa etmesi gibi Mason da canlı bir hayal gücü ve ona yakışan destansı bir dille Homeros’un destanını yeniden düşlüyor: İthake’ye giden yolda hayaller, kahramanlıklar ve hüzünlerle örülmüş yeni maceralar ve bambaşka hikâyeler sunuyor. Odysseia’nın Kayıp Bölümleri, Odysseus’la henüz tanışmayanları ise efsanelerin büyülü dünyasına davet ediyor. Timsah Park / Karen Russell / Çeviren: Püren Özgören / Siren Yayınları / 412 s. Çağdaş Amerikan edebiyatının en parlak yazarlarından Karen Russell’ın kaleminden, büyük ses getirmiş, çarpıcı bir roman: Timsah Park! Yırtıcılarla güreşen bir anne, Kızılderili şefi havalarında bir baba, sivri zekâlı bir ağabey, ruhlarla konuşan bir abla ve timsahlarla çevrili Ava Bigtree, zamana ve kayıplara karşı direniyor; Russell, Timsah Park’la yüreklere işleyecek bir romana imza atıyor. Russell, bataklıkta bir adada yaşayan ve hayatını timsaj gösterileriyle kazanan bir ailenin çöküş öyküsünü anlatıyor romanında. Hayatın sürprizlerine, algının kör noktalarına ve hayatta kalma stratejilerine taze ve farklı bir bakış atıyor. Paris’ten Cava’ya Yolculuk / Honoré de Balzac / Çeviren: Orçun Türkay / Sel Yayınları / 70 s. Yayınevinin “Geceyarısı Kitaplığı” adını verdiği dizi, yayımlanan son iki kitapla devam ediyor. BunS A Y F A 2 8 n 1 1 E Y L Ü L lardan biri de Balzac’ın Paris’ten Cava’ya Yolculuk adlı kitabı. Daha çok hacimli kitaplarıyla tanıdığımız Balzac’ın bu incecik kitabı, paralelinde Cava yolculuğu, bir düşülkeye yapılmış bir düşgezi gibidir. “Çok okuyan değil, çok gezen bilir,” demişler ya, Balzac’ta bu, asıl bilen duymasını bilendir. Yazar bu ustalığını göstere göstere konuşturup, her duyuyu tıka basa doyurur kelimeleriyle kitapta. “O denli canlıdır ki anlatısı, ölü döneriz oradan. Cava’ya gitmiş mi, gitmemiş mi? Kaç yazar?” Binbir Gündüz Masalları/ Kolektif/ Çeviren: Recep Kırıkçı/ Büyülü Fener Yayınları/ 722 s. Binbir Gece Masalları kadınlara odaklanırken Binbir Güzndüz Masalları erkekleri merkeze alıyor. Binbir Gündüz Masalları’nın çıkış yeri Hindistan olarak gösterilirken masalları okumaya başladığınızda Ortadoğu coğrafyasında gezineceksiniz. Binbir Gündüz Masalları, Feleknaz’ın gördüğü düş üzerine evlenmeyi ertelemesi neticesinde gelişen olaylar örgüsü içinde aslında erkeklerin vefasız olduklarına dair olan inancı kökünden söküp atmayı amaçlıyor. Masallardaki gelişmeler ise iyinin, güzelin, doğrunun ve haklının üstün gelmesi doğrultusunda ilerliyor. Her ikisinde de amaçlanan, toplumun temel yapısında çekirdek konumunda olan ailedeki eşlerin, vefa ve sadakat bağlamında, dirlik ve düzenlerini sürdürebileceklerini anlatmaya yöneliktir. Binbir Gündüz Masalları, tıpkı Binbir Gece Masalları gibi kültür mirasımız için oldukça tanıdık olmasına karşın; günümüzde Türkçeyi Latin harfleriyle okuyup yazan insanımız için yabancıdır. Her gecenin bir gündüzü olduğu kesinliğinin yanında, Binbir Gece’nin de bir Binbir Gündüzü olmaması doğal karşılanabilir mi? Kayıp Düşler Peşinde / Nuran Durmaz / Destek Yayınevi / 264 s. Kendine yeni bir yol çizmeye çalışan Gaye, geçmişinden kaçarken kendisiyle yüzleşmek zorunda kalan Emir ve bilgelikle delilik arasında gidip gelen Bonetti’nin yolları kayıp düşlerin peşinde kesişir. Düş ormanının pusu dağıldığında, gerçek hayatta hiçbir zaman görülemeyecek canlılıkta renkler görünür hale gelir. Peki, gece tüm renkler kararıp zifiri karanlık bastığında, ormandan bir çıkış yolu bulmak, gerçek dünyaya dönmek mümkün olabilecek midir? Bağdat Caddesi Güzeli / Ender Aksu / Artemis Yayınları / 304 s. Bağdat Caddesi’nin en güzel kızı, yıllar sonra incinmiş gururu, gri eşofmanı, dip boyası gelmiş saçları, ayva göbeği ve yanlardan pırtlayan yağlarıyla dönmüştü Cadde’ye. Ama kendini toplaması uzun sürmeyecek, bir kuaför seansı, alışveriş turları, eski dostlarla kabarık hesaplı birkaç buluşma ve kimi cazip flört girişimleri sayesinde tastamam dirilecekti. Yakışıklı mı yakışıklı Hope’u da unutmayalım. İşte Yasemin’in yeni hayatı! Peki, her şeyin bu kadar mükemmel gitmesi müm kün mü? Elbette hayır. Hadiseler pusuya yatmış, Yasemin’i bekliyor. Kocasının türlü biçimlerde unutturduğu ‘ihtiras’, pek ihtimal verilmeyen, hazırlıksız zamanlarda Bağdat Caddesi Güzeli’ne kendini tekrar hatırlatacak. Ve yeniden keşfedilen aşk, Yasemin’i epeydir ayrı kaldığı özgüvenin duvarına çarpacak. Bağdat Caddesi Güzeli boyunca Yasemin, dünyanın en güzel kadınına dönüşecek, dönüşmek isteyen kadınlara da ilham verecek. Yersiz Yurtsuz / Edward W. Said / Metis Yayınları / 389 s. Yersiz Yurtsuz, zamanımızın en önemli düşünürlerinden Edward Said’in çocukluk ve ilkgençlik yıllarına dair anılarını aktardığı samimi bir otobiyografi. Said’in küçüklüğünde yaşadığı kimi ikilemlerin, otoriter babasıyla ve hem çok sevdiği hem de içerlediği annesiyle ilişkilerinin onda bıraktığı izleri görmek mümkün bu anlatıda. Hayatının ilk yıllarında yaşadığı kimlik karmaşasının, kendi deyişiyle “budalalık derecesinde” İngilizvari bir adla Araplığı su götürmez bir soyadına sahip olmanın, Hıristiyan bir Amerikan vatandaşı olarak Filistin, Lübnan ve Mısır’da, ardından bir Arap olarak Amerika’da yaşamanın Said’in kimlik ve aidiyet konusundaki görüşlerini nasıl biçimlendirdiğini görmek de mümkün. Hepsinden önemlisi, Said’in “ülkeden ülkeye, şehirden şehre, evden eve, dilden dile, ortamdan ortama sürüklenişler” sonucunda gelişen “yersiz yurtsuzluk” haliyle barışıp, mezhepleri ve ülkeleri aşan entelektüel aidiyetini bulmasının hikâyesi olarak okunabilir bu anılar. Resmi Tarihe Meydan Okuyorum / Cemil Koçak / Timaş Yayınları / 366 s. Kitaplarıyla Cumhuriyet’in ilk yıllarının daha net anlaşılmasını sağlayan Cemil Koçak, bu kez tarihçilik serüvenini ve karşısına çıkan engelleri okurlarıyla paylaşıyor. O yıllardan bugüne, otuz beş yıl boyunca yaptığı çalışmaların ise bir bilançosunu çıkarmanın tam zamanı! “Resmî tarihe meydan okuyorum!” diyen Koçak, yaptığı araştırmaların ışığında, Cumhuriyet’in kuruluşundan günümüz Cumhuriyet’ine doğru bir seyahate çıkıyor. Yalın, anlaşılır, merak uyandıran ve sorgulayıcı üslubuyla tekparti döneminden Milli Şef İnönü’ye, darbelerden Ergenekon’a, ordusiyaset ilişkisinden yakın tarihin ünlü politikacılarına, geçmişte ve günümüzde Türkiye’nin ne kadar demokratik olduğu mevzuundan Cumhurbaşkanlığı seçimlerine, Mustafa Kemal Atatürk’ten Tayyip Erdoğan’a kadar pek çok nokta ekseninde bir Türkiye okuması imkânı sunuyor... İstiklal Harbi ve Anadolu (19211923) / Mehmet Turgut Argun / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları / 232 s. 1921’de Askeri Baytar Mektebi’ni bitirdikten sonra Kurtuluş Savaşı’na Garp Cephesi’nde katılmış, Sakarya Meydan Muharebesi’nden Büyük Taarruz’a cephenin başveteriner muavini olarak görev yapmış, hem savaşın hem de mesleğinin zorluklarını yaşamış bir hürriyet sevdalısı... İnebolu, Kastamonu, Çankırı, Ankara, Akşehir, Afyon, İzmir’e kadar Anadolu’nun çeşitli yerlerinde görev yapan Mehmet Turgut Argun ve arkadaşları, başka cephelerden gelecek iyi haberleri ve barışı beklerlerken bir yandan da türlü imkânsızlıklara rağmen görevlerini aksatmamak için çabalarlar. Argun, kitapta günlüğü ve anıları çerçevesinde cepheye dair gözlemlerinin yanı sıra, Anadolu’da bulunduğu yerler, oraların insanları ve savaşa dair hislerini de aktarıyor. Kitap, Argun’un Kurtuluş Savaşı’nın önemli şahsiC U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 2 8 2 2 0 1 4
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear