Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
69. YUNUS NADİ ÖDÜLLERİ Yusuf ALPER ŞİİR ‘Bir uzun şiirin bölümlerini yazıyorum’ yarlılıktan yanayım. Ancak bireyi asla ıskalamayan bir toplumsal duyarlılık içindeyim. Kısaca ‘Yolda’ için, 20112014 arasını kapsıyor diyebilirim genel olarak. Tabii ki daha önceki dönemde yazılmış, ancak tam anlamıyla içime sinmeyen, sonradan damıttığım şiirlerim de yer alıyor son kitabımda. BİR UZUN ŞİİR... “Bu öldürmeler çağında neyi yazabilir ozan?” diyorsunuz. Kelimelerin peşine düşen, derdi olan bir şair, bu çağda nelerden etkilenir, neleri düşer dizelerine? Elbette çekilen eziyetleri, baskıları. Neler mi yazdırıyor beni. Daha çok dış dünyanın sıkıntıları, öldürmeler, şair asılmaları... İnsanların yaşamlarının kısıtlanması. Susturulması... Dış dünya desem de tüm bu acılar içsel bir acı. Kişisel bir deneyim, üzüntü... Yaşanan bu acıların ardından bir potansiyel oluşuyor içinizde ve yaratma sürecini tetikliyor. Kısacası hayatla doğrudan ilişkim var. Tabii ki kendi yaşamımdan kesitler, bireysel acılar da giriyor dizelerime. Kısacası tüm tanıklıklar, şahit olunanlar düşer dizelere. Evet, yıllar öncesinden yazdığım bir şiirim yıllar sonrasında yaşanan Gezi’yi anlatıyor. “Bu öldürmeler çağında neyi yazabilir ozan?” diye o yıllarda yazdığım şiirim günümüzde yaşanan sıkıntılarla benzerlik taşıyor. Gelelim “Şairler bir uzun şiirin bölümlerini yazarlar” cümlesine... Behçet Necatigil kurmuştur bu cümleyi. Ben de katılıyorum Necatigil’in dediğine; Yusuf Alper dizelerinde bireyi asla ıskalamayan bir toplumsal duyarlılık içindedir. Bu yüzden de “bir uzun şiirin bölümlerini yazmaya” devam ediyor. Seçiciler kurulunda “Edebiyatımızın Cumhurbaşkanı”, İkinci Yeni’nin isim babası var. Yunus Nadi Ödülü’ne sahip olmanın ayrıcalığını yaşadığınızı söylüyorsunuz. Neler hissettiriyor bu ödül size? Evet onuncu kitabım ‘Yolda’. Ataol Behramoğlu, Egemen Berköz, Düzenlenmeye başladığından bu yana Cumhuriyet değerleriyle yoluna soluksuz devam eden ve bu yıl 69’inci yılına giren “Yunus Nadi Ödülleri” sahiplerini buldu. Yunus Nadi Şiir Ödülü’nün sahiplerinden biri Yusuf Alper oldu. Alper’le İzmir’de bir araya geldik, “Yolda” adlı kitabının yanı sıra şiirleri ve yaşam üzerine sohbet ettik. r Oğuz YILDIZ apıtınız, Yunus Nadi Şiir Ödülü’yle taçlandı. Yolda’yı konuşmadan önce okurlarımıza sizi tanıtalım. Kim Yusuf Alper? Şiirle nasıl tanıştı? 1956 Horasan doğumluyum. 1979’da Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki eğitimimi tamamlayıp 1985’te Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde psikiyatri uzmanı olarak görev aldım. Ardından 1991’de doçent, 1998’de de profesörlüğe yükseldim. Halihazırda da Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde çalışmayı sürdürüyorum. Şiirle tanışmama gelirsem, 1970’lerin ilk yıllarında başladı çiziktirmelerim, küçük notlar halinde. Ardından Pablo Neruda’nın “20 Aşk Şiiri ve Umutsuz Şarkı” kitabı ilk kez yayınlanmıştı ülkemizde. Üniversite yılları. 17’sinde bir delikanlıyken Neruda’nın kaleme aldıklarıyla kendi yazıp çizdiklerimin yakınlığını gördüm. Böylelikle şiire ilgim iyice arttı. Tabii ki ardından diğer dünya şairleri ve bizimkilerin yapıtlarını izlemeye, okumaya başladım. Kaleme aldığım şiirlerim özellikle 1977 sonrasında Türk Dili, Türkiye Yazıları, Oluşum, Dömeneç, Ankara Sanat, Somut gibi birçok dergi ve gazetede yer almaya başladı. Bu da bana “daha da şiir” demeye itti. Kırk yıldır şiirle uğraş içindeyim diyorsunuz. Yolda’da yer alan şiirleriniz dönemsel mi yoksa kırk yıllık bir emeğin mevyeleri mi? Elbette kırk yıllık bir emeğin harmanlanıp tecrübeyle yoğrulması. Ardından kelimelerle anlam kazanması. Ancak şunu özellikle belirtmek isterim. Ben, güncel şiir yazmaktan kaçınırım. Günübirlik olaylardan da pek etkilenmemeye çalışırım. Ancak bir şiirimi Gezi’ye ayırdım. Benim ilk kitabımda da bu duyarlılık var. Toplumsal duS A Y F A 8 n 1 9 Y Muzaffer İlhan Erdost, Sennur Sezer ve Doğan Hızlan gibi alanlarında çok saygın isimlerin olduğu bir jüriden ödül almak tarifsiz bir övünç. Yunus Nadi Ödülleri ülkemizde verilen birkaç önemli ödülden biri. Cumhuriyet gibi bir kurumun içinde. “Edebiyatımızın Cumhurbaşkanı” Doğan Hızlan jüride. İkinci Yeni’nin isim babası Muzaffer İlhan Erdost, toplumcu, direnç şairi olmasının ötesinde incelikli bir dile sahip Sennur Sezer, ulusal ve uluslararası birçok önemli ödül sahibi Ataol Behramoğlu, döneminin en incelikli sözcük kuyumcusu şairlerinden biri Egemen Berköz. Yazın dünyamızda çok özel yerleri olan isimler. Tüm bu isimlerin içinde bulunduğu Cumhuriyet gibi bir köklü ve seçkin kurum. Yıl 1979 diyorsunuz... Doğan Hızlan. Zarlar atıldı. Nedir içeriği öykünün? Evet, bir dönüm noktası da denilebilir 1979’da. Somut Dergisi o yıl “Genç Şairler Yeni Yazarlar” adı altında özel bir sayı hazırlamıştı. Seksen kadar genç şair vardı. O, seksen şairin içinden üç kişinin adını anmış, birinden de alıntı yapmıştı. O şair Yusuf Alper’di. Doğan Hızlan, Cumhuriyet’teki köşe yazısında benim şiirimden bir alıntı yapmıştı. Dolayısıyla otuz beş yıl önce zarını atmıştı Hızlan. Yıllar sonra bir denk geliş, jüride yine Hızlan. Bu kez o genç şairin olgunluk çağında yazdığı şiirler ödüllendiriliyor. n Yolda/ Yusuf Alper/ Noktürn Kitapları/ 80 s. Alper’in “Yolda”da yer alan Gezi’ye ilişkin şiiri..... BU HALK BİZİM HALK BENİ YANILTSA Bir kahvenin yeşillere açılan penceresinden Çamlar kayınlar meşeler arasından El ele gençler geçiyor sevgiyle bakınarak Taksim Gezi Parkı’ndaki sevecen eller gibi Birbirlerinin yaralarını saran Biber gazlı gözlerine limon sıkan Zulümlere limon sıkan O güzel çocuklar; adamlar ve kadınlar gibi Kırmızılı Kadın’lar, yeşil, mor, sarı kadınlar gibi Oğlum gözlerinin acısını dindirirken “Tarih yazılıyor, nasıl olmam burada” diyor Bende “Yekta” çağrışıyor: “Yarın devrim olacak da o kitap okunmayacak Ayıp olacak çok ayıp olacak” Burası Türkiye oğlum Sonsuz çıkar hesaplarıyla haşır neşir, Nereden ne avanta sağlarımın peşinde, Mayın gibi dolaşan adamlar Burası bizim ülkemiz ; canımız ciğerimiz Bu halk bizim oğlum “koyun gibi” de olsa Bu halk bizim oğlum “akrep gibi” de olsa Bu halk bizim olmasa beni yanıltsa Yanıltıyor, yanıltacak galiba Bıçak kemiğe dayandı; “kaybedecek bir şey yok zincirlerinden başka” Bu halk bizim halk, beni yanıltsa n 2 0 1 4 C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1270 H A Z İ R A N