25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Ş P iir Atlası CEVAT ÇAPAN César VALLEJO Şiirler/ Çeviren: Ayşe Nihal Akbulut VII Birkaç gündür havaları, yoldaşlar, epeydir havaları döndürdü esen yel, topraklar, bıçağın sırtında, cumhuriyetçi silahın düzeyinde. Birkaç gündür İspanyol oldu İspanya. Birkaç gündür kötülük yörüngelerini döndürdü, el çekti, kulak veren gözlerini felce uğrattı. Birkaç gündür çıplak tere batmış yakaran militanlar insandan ipe çekilmiş. Birkaç gündür, dünya, dostlarım, dünya ölüme değin İspanyol oldu. Birkaç gündür buralarda silahlar öldü Ve öldü tine bürünmüş ölü bedenler Ve gönül artık, yoldaşlar, bizim gönlümüz. Birkaç gündür gökyüzü, işte burada, günün gökyüzü, koca pençeli olanı. Birkaç gündür, Gijón; kaç gündür, Gijón; kaç zamandır, Gijón; çok topraktır, Gijón; çok insandır, Gijón; ve çok tanrı, Gijón; bir dolu İspanya, hey, Gijón. Yoldaşlar, birkaç gündür döndürdü havaları esen yel. 5 Kasım 1937 XI Ölü bedene baktım, gözüm çevik düzeninde ve ağır aksak düzensizliğinde tininin; yaşama dört elle tutunduğunu gördüm; ağzında iki boğazın duraksamış yaşı vardı. Ona saygısını haykırdılar: paramparça. Ona sevgisini haykırdılar: daha iyi ya! Ona kurşununu haykırdılar: o da ölü! Ve sindirim düzeni ayaklandı ve ardından tininin düzensizliği, ama boşuna. Onu bıraktılar ve kulak verdiler ve işte o zaman ölü beden sanki gizliden yaşamaktaydı, bir anlığına; ama zihinsel olarak dinlediler bedeni ve tarihler! Kulağına ağladılar, ve yine tarihler! 3 Eylül 1937 ‘Yoldaşlar birkaç gündür döndürdü havaları esen yel...’ erulu ozan Vallejo (18921938) yaşamının büyük bir bölümünü Avrupa’da, çoğunlukla Paris’te geçirmiştir. Daha önce de şiirleri Türkçeye çevrilen, örtük ancak çarpıcı anlatımıyla dikkati çeken yapıtlarında toplumcu öğreti ile Hıristiyanlık öğretisine göndermeleri harmanlayan Vallejo’nun aşağıdaki şiirleri İspanyol İç Savaşı’nı konu alır. España, aparta de mí este cáliz (1939) başlıklı, 15 şiirden oluşan kitaptan alınan şiirler, bu savaşa katılan gönüllülerin, halkın, yığınların sesini taşır okura. bedeninde onun koca bir bedeni, gönlü için tüm dünyanın ve ceketinde ölü bir kaşık. Pedro da yerdi yemeğini Teninin yaratıkları arasında, temizler, boyardı Masayı ve tatlı tatlı yaşardı herkesin temsilcisi olarak. Ve işte bu kaşık ceketinde gezerdi onunla, İster uyanık ister uyurken, her an yanında, ölü diri kaşık, kendisi ve simgeleri. Tez haber edilsin yoldaşların hepisine Çoh yaşasın yoldaşlar bu kaşığın dibinde sonsuzluğa! Ona kıydılar, ölüme zorladılar Pedro’yu, Rojas’ı, işçiyi, adamı, hepsini minicik bir bebek olarak doğanı, gökyüzüne bakarak, sonra büyüyeni, yüzüne al basarak ve hücreleriyle savaşanı, hayırlarıyla, zatenleriyle, açlıklarıyla, parçalarıyla. Ona kıydılar usulcacık kadınının saçları içinden, bu Juana Vasquez’in, ateşin saatinde, kurşunun yılında ve her şeye bunca yaklaşmışken. Pedro Rojas, böylece, öldükten sonra, ayağa kalktı, kana bulanmış tabutunu öperek, İspanya’ya gözyaşı döktü ve yine yazdı parmağıyla havaya: “Çoh yaşasın yoldaşlar! Pedro Rojas”. Ölü bedenini dünya doldurmuştu. 7 Kasım 1937 IV Dilenciler İspanya için dövüşüyor dilenerek Paris’te, Roma’da, Prag’da ve böylece yasallaştırarak, yakaran gotik harflerle, havarilerin ayaklarını, Londra’da, New York’ta, Meksiko’da. Tanrı aşkına diyerek savaşıyorlar cehennemi yakarılarla Tanrıya Santander için, daha kimsenin yenilgiye uğramadığı çarpışmada. Çok eski çilelere salıyorlar kendilerini, kan bürümüş gözlerinden göz yaşı diye kişilerin ayaklarına toplumsal kurşunlar akıtıyorlar, ve saldırıyorlar iniltilerle, bu dilenciler, dilenci olmak yetiyor öldürmelerine. Piyade alayından yakarılar, silahların demirden yukarı yakardığı, öfkenin yakardığı, kabına sığamayan barutun berisinde. Sessiz süvari bölükleri ateş etmekte, ölümcül bir dizemle, mazlumluğunu, bir kapının eşiğinden, kendi kendilerinden, ah evet, kendi kendilerinden. Gücül savaşçılar onlar ayaklarına gökgürültüsünü geçirmiş, çorapsız savaşçılar, şeytansı, sayısız, gücün omuzlarına yüklediği sanları sürükleyerek kemerlerinin altında ekmek kırıkları, çift kalibreli mavzer: kana kan. Ozan silah kuşanmış acıyı esenliyor! 23 Ekim 1937 Yığınlar XII 10 Kasım 1937 Savaşın sonu gelmişti ve ölmüş yatıyordu savaşçı, ona biri yaklaştı ve şöyle dedi, “Sakın ölme, öylesine seviyorum ki seni!” Ama ceset, yazık, öldü durdu. İki kişi yaklaştı ve yinelediler: “Bizi bırakma! Yiğit ol! Yaşama geri gel!” Ama ceset, yazık, öldü durdu. Yanına yaklaştı yirmisi, yüz, bin, beş yüz bin, haykırarak, “Bunca sevgi, ama ölüme güç yetmiyor.” Ama ceset, yazık, öldü durdu. Çevresini sardı milyonlar, ortak yakarılarıyla, “Bizimle kal, kardeşim!” Ama ceset, yazık, öldü durdu. Derken, yeryüzünün tüm sakinleri Çevresini sardı; ceset hüzünle baktı onlara, derinden, dokunaklı; Ağır ağır toparlandı, kalktı dirildi, önüne ilk geleni kucakladı; yürümeye başladı… C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1259 César Vallejo İspanya bu kâseyi benden uzaklaştır (1939) III Çoğunlukla koca küt parmağı havada yazardı: “Çoh yaşasın yoldaşlar! Pedro Rojas”, Mirando de Ebro’dandır, baba ve adam, koca ve adam, demiryolcu ve adam, baba ve adamın hası, Pedro ve ikidir dönmekte ölümden. Yelden kâğıt, kıymışlardır ona; geç! Tenden kalem, kıymışlardır ona; geç! Tez haber edilsin yoldaşların hepisine! Gerildiği tahtayı astıkları değnek, ona kıymışlardır; koca küt parmağının dibinden kıymışlardır! Bir solukta kıymışlardır! Hem Pedro’ya hem Rojas’a. Çoh yaşasın yoldaşlar havasının başında yazılmıştır! Çoh yaşasın böğründeki ahbabaların ha’sıyla Pedro’nun ve de Rojas’ın, yiğidin aslanın ve şehidin. Gözden geçirince onu, anlayınca öldüğünü, gafil avladılar S A Y F A 18 3 N İ S A N 2014 n
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear