24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

OKURLARA anat eğitiminde, sanata ait değerlerin irdelenmesi ve analiz edilmesiyle elemanların ve ilkelerin öğretim esasları da belirlenmiş oldu. Nokta, çizgi, doku, renk gibi elemanların sanat eğitiminin temel ve alt değerleri olarak, anlatım olanaklarının yaratıcı çalışmalarla ele alınması, çağdaş sanat eğitimine yeni bir boyut getirdi. Sanat eğitiminin yapılanmasındaki başlangıç güçlüklerinin aşılmasında ve görsel zenginliğin yaratıcı nitelikler gözetilerek geliştirilmesinde, sanatın içsel bileşkesinden gelen çıkarımlardan yararlanmak gerektiği tartışılmaz. Bu noktadan hareketle bireyi güven duygusu içinde ve sanatın temel verilerini değerlendirerek geliştiren bir sistemin içi doldurulmakta. Bundan hareketle içeriğinin tasarlanmasında; sanatın temel eğitimi aşamasında, iki boyuttan üç boyuta kadar yorumlanan değerlerin önemli noktalarının bilgi ve eleştirisi gözetilerek düzenlemeye gidilmiş bir kitap söz konusu: Ahmet Özol imzalı “Sanat Eğitimi ve Tasarımda Temel Değerler”. Sanatın diğer alanlarına ve grafit tasarımcılarına da temel altyapı oluşturmada katkı sağlayacak yönde içeriklenen kitap, çağdaş tasarım ilkeleriyle yaratılan değerlerden yararlanmak isteyenler için de çok örnekli bir başvuru kaynağı niteliğinde tasarlanmış. Özol’la “Sanat Eğitimi ve Tasarımda Temel Değerler” adlı kitabını konuştuk. İster bu zamanda olsun ister herhangi bir zamanda, ister bu dünyada, ister paralel bir evrende, ister 1984’te olsun ister 1Q84’te, ister bir ay aydınlatsın dünyayı ister iki, cehennemi cennet kılan tek şey aşk. Haruki Murakami’nin dünyada yankı uyandıran romanı “1Q84”, şiddetin kol gezdiği ruhen ıssız bir zamanı, yaşamımızı ele geçiren her türlü baskın zihniyetini anlatırken bir yandan da o cehennemin içinde aşkın yarattığı cenneti görmemizi sağlıyor. Bol kitaplı günler... Kırkmerak dizisinin yeni kitabı ‘Çanta’ S Çantalar ne anlatır? JeanClaude Kaufmann, bir sosyolog olarak kadınların çantalarına el atıyor. Kadınların orada büyük sırlar taşıdığına inananlardan hareketle Kaufmann, çantaları konuşturup onların hayatta nerelere denk geldiğini bulmaya çalışıyor. ? Ali BULUNMAZ nsanın başına gelenlerin çoğunun altında merak var. Sırlarla dolu olan (ya da olduğuna inandığınız) bir yere el attığınızda hangi kapanın kurbanı olacağınızı pek bilemezsiniz. JeanClaude Kaufmann bu anlamda çantalara merak salıp kadınların ayrılmaz parçasına dadanmış. “Salyangoz için kabuğu neyse kadın için de çantası odur” diyerek konuya dalan Kaufmann’a etrafındaki kadınların tepkisi gecikmemiş: Çanta bu kadar sır saklamaz! Yetmemiş “kendi işinize bakın meraklı sosyolog, boşuna vakit kaybediyorsunuz, çantanın içinde olağanüstü hiçbir şey yok” lafı patlatılmış. Fakat Kaufmann yine de sır avcılığından bir an bile vazgeçmemiş. Gelen tepkilere kulak tıkayarak çantanın bir noktasında illa ki ilgi çekici bir giz yakalayacağına inanmış: “Çanta sınırsız bir bağlılığın, satın alma çılgınlıklarının, sanki hazineler hazinesini barındırıyormuş gibi bir tehlike tehdidiyle karşılaşılır karşılaşılmaz sıkıca tutulan kayışların nesnesidir, öz benliğin kalbi, bütün sırlarıdır.” İMAJ HER ŞEYDiR Kaufmann, sırlarla beraber çantaların bir ruhu olduğunu düşünüyor. İçine ne koyulduğu çantanın ruhunu açık ediyor, elbette karıştırıp görebilirseniz! Çantanın bir başka özelliği toparlayıcı bir yoldaş olması: “Çanta insanın kendini düşünmesine ve geleceği tasarlamasına yardım eden yakın bir arkadaşıdır (...) Bilhassa nereye koyulacağı bilinmeyen ya da toplanmak için vakit bulunamayan her şeyi ‘içine koyma’ olanağı sağlar.” Çanta aynı zamanda herhangi bir karşılaşma veya tehlike için öngörünün ve önlemin taşıyıcısıdır. Kaufmann, onun rahatsız eden ya da huzur kaçıran ve ne yapılacağı bilinmeyen nesnelerin yerleştirildiği bir kurtarıcı olduğunu da ekler. Tam tersi bir çöplüğe de dönüşebilir kolayca, unuttuklarınızı bir anda hatırlamanızı sağlayan nesneye de. Beri yandan özgürlüğün simgesidir çanta: “Çantanın içine her şey büyük bir özgürlükle konulabilmeli. Çantayı yerleştirirken hesaplamak zorunda kalsaydık ne zevki kalırdı? Kaygısızlığın sarhoşluğu imkânsız olurdu.” Çok çantaya sahip olmak da bir tür gösterge. Genellikle görselliğin tazeliğini imliyor çanta bolluğu; her duruma göre farklı çanta: Kendini belli etmenin bir yolu. Hayal gücünün kışkırtılması pek çok şeyde olduğu gibi çantalar için de geçerli. Kaufmann buna bir ek yapıyor: “Aynı zamanda onun gelecek kimliklerini yükseğe taşıyacak harika bir yol arkadaşı olarak kendini ortaya koyabilmesi lazım.” Tabii imaj her şey, gerisi fasa fiso. Bu yüzden yaratılan ve üstlenilen imaj, uygun çantayla tamamlanmalı ve mümkünse güzelleştirilmeli. “Çantam imajımdır” diyenler, hemen Kaufmann’a göre çanta, öz benliğin bir parçası olarak içte, taşındığı yer yüzünden dıştadır. İ “ideal çantayı” bulmalı. Kırsal kesimde birbirine benzeyen çantalara karşılık şehirde kişiye özel, en güzel; özgünlüğü ve güzelliğiyle diğerlerini ezen modellerin yaratılıp kullanılması, “ideal çanta”ya ulaşmanın en acımasız aşamasıydı. Kaufmann’a göre bakışlar çantalara; onların eksiklik, fazlalık ve orijinalliğine kaymıştı artık. ÇANTADA BİR KİTAP Mağazaların çanta reyonlarının neden hiç boşalmadığı ve oraya giden pek çok kadının neden saatlerini harcadığını zamanla daha iyi anlamış Kaufmann. Çünkü sadece seçmek değil, alınacak ve kullanılacak çantayla kişiliğin ortaya konması da önemli. Bu nedenle ikilem, çelişki ve gerilimler doğal olarak yaşanıyor: Hem satın alma sırasında hem de bir dolap çantadan her sabah hangisinin seçileceği konusunda. Elbette sıkıntı bunlarla sınırlı değil. Çantanın günü elde mi omuzda mı geçireceği de ufaktan asabiyet yaratıyor. Çantanın şişkinliği, ağırlığı arttırınca bedene yük biniyor. Kaufmann bu durumu “her şey çantayı şişkinleştirmeye ve ağırlaştırmaya itiyor, hayatın seyri” diye açıklıyor. Her ne olursa olsun; ister şişsin ister hafiflesin ve çanta hangi hayatı yaşarsa yaşasın, Kaufmann’ın hatırlattığı önemli bir gerçek önümüzde öylece duruyor: “Kadını kadın yapan çantadır.” Buradan bakınca durum hayli karışık aslında, çünkü çanta hem dışarıda hem de içeride: Öz benliğin bir parçası olarak içte, taşındığı yer yüzünden dışta. Kendini çantasız “çıplak” ya da “ruhsuz” hissedenler olduğu gibi onu taşıdığını fark etmeyenler bile var. Belki biraz abartılı bir yorum ama Kaufmann, pek çok örneği incelemesinin ardından şunu söylüyor: “Çanta, bir tür varlığın son başvurduğu yerdir, öz benliğin silinme tehlikesine karşı tutunduğu daldır.” Varoluşsal bir nesne, bir moda aksesuvarı ya da öz benlik ve imajın bir parçası; hangisi daha baskın bilinmez ama çanta, hayatın olmazsa olmazlarının başında. Bu arada Kaufmann’ın, sırrı tam anlamıyla çözüp çözmediği bir muamma fakat konuşturduğu çantaların içine konacak bir kitap yazdığı kesin. alibulunmaz@cumhuriyet.com.tr http://bulunmazali81.blogspot.com Çanta/ JeanClaude Kaufmann/ Çeviren: Sinan Kutlu/ Can Yayınları/ 190 s. TURHAN GÜNAY eposta: turhangunay@cumhuriyet.com.tr cumkitap@cumhuriyet.com.tr İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç?Genel Yayın Yönetmeni: İbrahim Yıldız?Yayın Yönetmeni: Turhan Günay? Sorumlu Müdür: Miyase İlknur?Görsel Yönetmen: Dilek Akıskalı?Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş.?İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişli İstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64?Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL.?Cumhuriyet Reklam: Genel Müdür: Özlem Ayden/ Genel Müdür Yardımcısı: Nazende Pal/ Reklam Koordinatörü: Hakan Çankaya?Tel: 0 (212) 251 98 74750 (212) 343 72 74?Yerel süreli yayın?Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. CUMHURİYET KİTAP SAYI 1164 7 HAZİRAN 2012 ? SAYFA 3
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear