Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
V TR NDEK LER ¥ Atasü’ye 1982 yılında ‘Akademi Kitabevi Öykü Birincilik Ödülü’nü kazandıran bu kitap, okuyucuya “Kadınlar var mıdır aslında?” sorusunu düşündürmeyi hedefliyor. “Kadınlar da Vardır”, şimdi yapılan yeni baskısıyla okuyucuların karşısına tekrar çıkıyor. Suların Getirdiği Padişah/ Cahit Ülkü/ Sayfa 6 Yayınları/ 454 s. “Aleviler Hazaryalı Musevi Türklerin ardılları mı? Osmanlı Anadolu’ya geldiğinde Alevi miydi? Padişahlar kardeşlerini katlederken haklı mıydı? Osmanlı, ne zaman ve neden Müslüman oldu? Ve II. Selim sarhoş, sefih birisi miydi; yoksa Osmanlı tarihinin en büyük strateji dehası mı?” Bunlardan başka daha pek çok sorunun üzerine cesaretle eğilen Cahit Ülkü, hepsine çarpıcı yanıtlar veriyor romanında. “Suların Getirdiği Padişah” aynı zamanda, resmi tarihin ne denli aldatıcı olduğunu da ortaya koyuyor. Başlı başına bağımsız bir roman olduğu kadar yazarın çok tartışılan, uzun süre çok satanlar listelerinde yer alan “Son Hazaryalı” adlı romanının ayrılmaz devamı niteliğindeki “Suların Getirdiği Padişah”la okuyucular, gerçek Hürrem’i yakından tanıyacak, şehzadeler arasındaki kanlı savaşlara, evlat katillerine yüreğiniz yanarak tanık olacak. Gemileri Sayan Kedi/ Vecdi Çıracıoğlu/ Everest Yayınları/ 200 s. “Gemileri Sayan Kedi”, darbe dönemlerinden özellikle yazarın deyimi ile “güzdarbesi döneminden”, okuyucuya açılan yeni ve farklı bir pencere. Roman boyunca yer alan zaman ve mekân detaylarıyla okuru o ana, o mekâna götürmeyi amaçlayan yazar, roman kahramanının hesaplaşmalarını kendine özgü dil ve anlatımıyla sayfalara taşıyor. Vecdi Çıracıoğlu, güzdarbesinin ruhlarda yarattığı fırtınaları da gözler önüne seriyor. Bu kitap sadece bir dönem romanı değil, yazarın deyişiyle “bir yüzleşmenin de öyküsü”. Yurtseverlik Askerlik ve taatsizlik Üzerine/ Tolstoy/ Çeviren: Ö. Aydın Süer/ Epos Yayınları/ 158 s. “Yurtseverlik Askerlik ve İtaatsizlik Üzerine”; Tolstoy’un sömürü, zenginlik, savaş, askerlik, barış, yurtsever otoriteye karşı itaatsizlik meselelerini tartışan çeşitli yazıları ve mektuplarından meydana geliyor. Tolstoy’un romanlarının arkasında da bu kitapta bir araya getirilen yazılar ve benzer düşünceler yatıyor. Tolstoy’un yazdıklarıyla gösterdiği felaketler, okuyucuya çağın da gerçeklerini sunuyor. van Denisoviç’in Bir Günü/ Aleksandr Solijenitsin/ Çeviren: Mehmet Özgül/ letişim Yayınları/ 158 s. Aleksandr Soljenitsin, Stalin Rusyası’nda esaret altında yaşayan milyonlarca Rusun ortak kaderini hem paylaşmış hem de bu kitap aracılığıyla dünyaCUMHURİYET KİTAP SAYI 1101 ya duyurmuş. Bir parça ekmeğin, bir kâse suyun, bir çanak lapanın, tek bir parça çaputun bile hayatta kalmak ve yaşamaya devam etmek anlamına geldiği sürgün koğuşlarının tüm gerçekliğini edebi bir şekilde aktaran ve okuyucuya hissettiren ‘Nobel Edebiyat Ödülü’ sahibi Soljenitsin; Rusya’nın ücra bir köşesindeki bu buzlar ve karlar altındaki soğuk çalışma kampını ve esirlerin hayatta kalma mücadelesini anlatıyor. Bir Şehrin Boynundayız/ Ahmet Özer/ Yapı Kredi Yayınları/ 118 s. “annem havalanıp doğduğu topraktan/ çan seslerinin ardı sıra sürüklendi ege’ye/ ben alpler’in eteklerinde/ göle bakan bir manolya ağacı olarak kaldım” Ahmet Özer yayımlanan sekizinci şiir kitabı “Bir Şehrin Boynundayız”da, yeni şiirleriyle selamlıyor şiirseverleri. Özer’in lirik bir damardan söylediği şiirlerinde aşk, ayrılık, umut, özlem, hatırlama ve acı çarpıcı öğeler olarak dikkat çekiyor. Roman Kitabı/ Semih Gümüş/ Can Yayınları/ 224 s. “Roman sanatının çağdaş dünyanın öğütücü yanları karşısında sürgit öldürüle gelmekte oluşu, doğrusu, inandırıcılığını yitirmiş savların hâlâ ikide bir ortaya atılışına dayanıyor. Romanın yok olup gideceğini bekleyenler yaşlanıyorlar; oysa roman sanatına herkesin öyle gereksinimi var ki.” “Roman Kitabı” yapılan yeni baskısıyla okuyucuların karşısına tekrar çıkıyor. “Roman Kitabı”nda Semih Gümüş; Yaşar Kemal’den Latife Tekin’e, Kemal Tahir’den Bilge Karasu’ya uzanan romancılık geleneğimizi edebiyatın değerleri üstünden inceliyor. Öfkenin Şenliği/ Jaklin Çelik/ letişim Yayınları/ 110 s. “İstanbul’a, yıllardır uğramadığı sokağına ve evine eski bir hayaleti gömmeye dönmüştü. Cebinde; Harput’ta annesinden ve kardeşlerinden koparılmış küçük bir çocuğun, şimdi sahibine ve toprağına dönmek isteyen, eski bir gazetenin arasına konmuş bir tutam saçıyla…” Jaklin Çelik romanında; zamanın izinde ve bugünün aynasında ilerleyen üç kadını anlatıyor. Geçmişe doğru katman katman sarılan “Öfkenin Şenliği”nde Çelik, Ramela ve Şake’nin hikâyesini iç içe ilerleyen bir ağıt, yükselen bir çığlık gibi aktarıyor okuyucuya. Andy Warhol Felsefesi/ Andy Warhol/ Çeviren: Elif Gökteke/ Sel Yayıncılık/ 256 s. Sanatın ‘Pop Prensi’ Andy Warhol kitabında; aşk, seks, yemek, güzellik, sanat, şöhret, çalışma, para, başarı, New York, sanat sosyetesi ve dahası üzerine samimi ve muzip yorumlarından oluşan felsefesini açıklıyor. Kendisini de yermekten çekinmeyen bir üslupla, esprili bir yaklaşımla karısı diye adlandırdığı teybine kaydettiği düşüncelerini, kimi zaman etrafındaki herhangi bir “B”ye, kimi zaman da doğrudan okura ya da izleyicilerine sergiliyor. Zihin Emeği Kol Emeği/ Alfred SohnRethel/ Çeviren: Ayşe Deniz Temiz/ Metis Yayınları/ 224 s. “Kafa ve kol emeği arasındaki bölünmenin köklerinin dayandığı gerçek tarihsel an’ı nasıl ortaya çıkarabiliriz? İçine sıkışmış olduğumuz, insan ve makine, toplum ve bilim arasındaki karmaşık ilişkiler ağını çözmeye nereden başlayabiliriz?” “Zihin Emeği Kol Emeği” işte tam da bu sorulara yanıt arıyor: Marxist altyapıüstyapı ilişkisini ele alıyor, bu ilişkiyi sağlam bir temele dayandırmak için meta üretimine dayalı toplumlarda metanın biçimsel bir analizine girişiyor ve Marx’ın siyasal iktisat eleştirisine bilime ve bilmeye dair geleneksel kuramların eleştirisini ekliyor. Çağdaş Arap Aşk Şiirleri Antolojisi/ Çeviren ve Derleyen: Metin Fındıkçı/ Can Yayınları/ 296 s. “Çağdaş Arap Aşk Şiirleri Antolojisi”; Fas’tan Ürdün’e, Tunus’tan Yemen’e on iki Arap ülkesinden elli dört şairin şiirlerini bir araya getiriyor. Kitap, daha öncesinde okuyucunun çeviriler aracılığıyla tanıdığı şairler: Adonis, Mamud Derviş, Nazik el Melaike ve Nizar Kabbani gibi ustaların yanı sıra onları izleyen kuşaklardan gelen daha genç şairlerin şiirlerini de şiirseverlerle ilk kez tanıştırmış oluyor. Antoloji, Metin Fındıkçı’nın çeviri ve derlemesiyle okuyuculara sunuluyor. Toplumsal Cinsiyet Yanılsaması/ Cordelia Fine/ Çeviren: Kıvanç Tanrıyar/ Sel Yayıncılık/ 336 s. “Anne rahminde belirlenir cinsiyeti bebeklerin, ama asıl ayrım toplumda başlar: Erkek bebeklere mavi giydirilir, kızlara pembe…” Cordelia Fine, bu türden yargıların sağlamasını yapıyor kitabında, inanç haline gelmiş yanılgıları psikolojik ve nörolojik alanda takip ediyor. İronik bir mizahla kaleme aldığı, araştırmalarla tarihsel örnekleri harmanladığı “Toplumsal Cinsiyet Yanılsaması”, hem önemli bir kaynak hem de herkesin rahatlıkla anlayacağı bir başucu kitabı. Cennetin Kalıntıları/ Levent Şenyürek/ Çitlembik Yayınları/ 278 s. Romanın kahramanı TeleTurka Firması’nda mühendis olarak çalışan Âdem acımasız, kapitalist modern çağın baskısını çok yoğun hisseden bir kişidir. Sevmediği bir işi, sevdiği ama içinde mutlu olamadığı bir evi, konuştuğu ama pek bir şey paylaşmadığı komşuları vardır. İstanbul’da bir hayalet gibi dolaşarak çevresinde olup bitenlere tanıklık eder. Yaşadığı çağ onu tükürmeye hazırlanırken Âdem kendine bir kaçış yolu yaratmayı başaracaktır. Bu yol ise belirsiz ve tekinsizdir. Levent Şenyürek dikkat çeken iki öykü kitabından sonra şimdi de “Cennetin Kalıntıları” adlı romanıyla çıkıyor okuyucularının karşısına. 24 MART 2011 SAYFA 29 ¥ “Giri harek siz ka esinti Sanki duran reniyo Kitap sel to muş. Metin Aktu “Gün nına ö farklı larda) zik, re na gö sılığın tir. Sa karak lemle geler zın, m nié, G tir.” K yoğun Aktul ramla bir ye Kadr zalcı “AKP likle M boyun rolaşm değiş gidild lar sü sında rolaşm ci ola rıntılı Ezbe hiye Yayın “Ezb kında yaset Amer üzerin Steph ğu po Amer Ortad mediğ liştiği yaseti harita ka’da ötesin bir ak Çıldı tap/ 1 SAYF ¥