05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Ş Peter Laugesen iir Atlası CEVAT ÇAPAN Peter Laugesen/ Şiirler/ Dancadan Çeviren: Murat Alpar Şiiri yaşam biçimi edinmiş bir şair Her şey her zaman başka türlü yapılabilir Bir alık bile yapabilir daha iyisini Hemingway’in yaptığından yeter ki onu ilk yapan kendisi olsun Her şey yapılmış değildir daha ama olan her şeyi değiştirmek isteyenden gelmez yenilik, yenilik ancak daha olmayanda olabilenden gelir çekiçleyen kalbine fırlatılan bir ok gibi. *** MOVIESTAR I’m Dennis Hopper I’m an actor I’m a poet I’m a painter I’m a film maker I’m a photographer I’m yani a farfara from California *** Birer kelebek olsun gözleriniz çiçekten çiçeğe uçsun. *** Bırak otursun masada o tahtakurusu görmemiş gibi davran. *** Olur şey değil yahu umut da büyüyor umutsuzluk gibi büyüdükçe büyüyor yetkin biçime doğru umut ve umutsuzluk ikisi de doğuştan dünya beyaz kuşlar canlı küt küt eden küçük ısı topları sen şimdi su içen şu tavşana bak bak şu köpeğe tüyleri karlı o tüyler ki çıtırtılı bir elektrik santralı büyümekte olan çocuklara bak yaptığın tüm yanlışları anımsa ve bırak baskın çıksın unutmak *** CREDO Kabul ediyorum daha yaşlı olduğumu daha genç olanlardan sanırım buna boyun eğmek gerekiyor zamanla – Daha genç olduğumu da kabul ediyorum daha yaşlı olanlardan ama sanki hep öyleydim ben bildim bileli *** Ovidius Brabrand’ta Ya ben firar ederim ya da ülkem sonuç hep aynı yalnızca şiirin ayaklarıyla bulabilirim evin yolunu *** Tek gerçek şiirsel duygu derin hüzündür. Onun içinde tomurcuklanır gülümseme, gözyaşı olur damlar kahkaha. *** BEUYS Bilginin kapıları açılıp kapanabilir. Kapalı bir kapı güzeldir, göremediğin bir yüzü vardır çünkü. Açık bir kapı güzeldir, yerinde değildir çünkü. ............................................. ? CUMHURİYET KİTAP SAYI 1065 lk şiir kitabının okurla buluştuğu 1967 yılından bugüne dek 55 şiir kitabı yayımlanan Peter Laugesen (d.1942) çağdaş Danimarka şiirinin en ilginç temsilcilerinden biridir. 1960’ların sonuna doğru ve 1970’lerde yayımladığı şiir kitapları Laugesen’i Danimarka şiirinde en önemli avantgardiste’lerden biri konumuna yerleştirmiştir. Amerikalı Beat kuşağı şairlerinin, Rimbaud ile başlayarak gökçeyazın alanında boy gösteren yenilikçi şairlerin ve yapısalcılık sonrası gökçeyazın kuramının bir uzantısı olan Laugesen, şiirlerinde uluslararası bir yaklaşım sergiler. Başka şair ve yazarlardan alıntıları da içeren kitaplarının alışılmamış türden denebilecek yapısal görünümü anarşist bir anlayışın örneğidir. Laugesen’in ilk esin kaynaklarını gene onun bir şiirinden öğreniyoruz: Okuduklarım neydi? Suzuki’yi, Debord’u, Artaud’yu okudum. Dylan Thomas sesti, akarsuydu Kerouac. Finnegans Wake balta girmemiş yapay bir orman. Konakladığım ilk yerlerdi bunlar geleceğin çölünde. Başka bir şiirde de ermişlik unvanı verdiği gökçeyazın erlerinin (ki bunların hepsi onun için birer esin kaynağı olmuştur) dökümünü yaptığını görüyoruz. Burada adını andığı yazar ve şairler şunlardır: Shakespeare, Joyce, Beckett, Artaud, Baudelaire, Mallarmé, Rimbaud, Hölderlin, Dostoyevski, Diderot, Faulkner, Dickinson, Benjamin, Brecht, Benn, Poe, Carroll, Williams, Pound. Peter Laugesen otomatik yazı, ölçülü uyaklı şiir, anlamsız şiir, bilgece şiir, felsefi şiir, aşk şiiri, doğa şiiri vb. her tür şiir yazmıştır/yazmaktadır. Kitaplarında sayfalar dolduran şiirlerin arasına ikişer üçer dizelik haiku benzeri şiirler serpiştirir. Şiir yazmak Laugesen için, “şiirin ayaklarıyla ancak/bulabirim evin yolunu” ya da ”Yazmayı sürdürmek, her gün her gece. İşte hepsi bu.” diyebilecek kadar bir yaşam biçimi olmuştur. Bu yüzden de bütün olarak Laugesen’in şiirini ele alırsak bir günce niteliği taşıdığını görürüz. Yaşamın akışı içinde şairin kendi yaşantılarından, gözlemlerinden, okuduklarından, düşündüklerinden kaynaklanan, günü gününe şiir biçiminde yazıyageçirilmiş bir tanıklık, bir belge: İşte Peter Laugesen’in şiiri! İ ............................. Yavaş yürüyemeyecek kadar yaşlıyım ben Yaşlılık daha büyük hızdır Yavaş yürüyen yaşlı bir adam çabuk uykuya dalar. ............................. İnsanı nerdeyse boğan o öfkeyi o güçsüzlüğü bulmak gerekir. Olanaksız ise de onun anlatımı bir biçime sokulabilir. Onunla ve onun içinde yaşanabilir ve anlamlı bir sanat isteniyorsa eğer sanata da dönüştürülebilir. Ama hiçbir zaman söylenemeyecektir her şey, hep bir eksiklik kalacak ve söylenen hiçbir şey umudu içerecek kadar umutsuz olmayacaktır. Böyle görünüyor durum, böyle görünmeyi de sürdürüyor. Buna bağlı kalmalı insan. Bu işin gereği budur. Mizah da işe karışmalıdır. Ama isterlerinin en önemli olduğunda diretiyor gün. Bütün o küçük şeyler, unutulmuş okşayışlar. Köpeğin bilgeliği. Dünya ile çakışması gerekmez sanatın ama dünyadan kaynaklanması gerekir. Ve gerçek sanatta, görebilmeli insan geçmişte nasıl olduğunu dünyanın ve artık nasıl olmadığını. Bu işte burada. *** iki tane süzgeçli kova biri yeşil biri al yağmurun altında herbirinin burnu kendi doğrultusunda *** Dün beat vardı Yarın dada Hiçbir şey kesin değil Ama bu kesin Bir bisiklet bir bambu Üç çürük iskemle Bir kuş bir sincap Kar yerden kalktı Bahar ve yorgunluk Bitkiler uyanmakta Işık içinde çiçekler Al çantanı çek git Yeni bir dada şimdiden yolda *** Göl şapırdıyor kıyılarında tokatlıyor yağmur dolu kayıkları çürük iskeleye doğru Kızıl gülleler büyüyor ufalanmış şatolarda Otların arasından sarı mantarlar sesleniyorlar bir kez daha geri dönmeyecek olana *** Dolgun ve yabansı yüzüyor ay suda atlayabilirim onun üstüne birazdan bodoslamasına Li Po ustanın şiir kör bir midillidir dilin maden ocağı geçitlerinde sırtında bir kanarya ............................. düşüncelerin kocaman düztaban ayakları düşüncelerin kanlı küçük bale ayakkabıları düşüncelerin birayak ikiayak üçayak dörtayak beşayak ve kırkayakları düşüncelerin hoplaması düşüncelerin duraksaması düşüncelerin koşuşması düşüncelerin uygun adım resmi geçit aşaması düşüncelerin işleyişi düşüncelerin dansı sözcükler sözcükler sözcükler ............................. Bir madeni para yüzen bulutlar arasında gökte güneye doğru: Ay dopdolu Kitaplıktaki kitaplar şimdi ayna görüntüleridir düşlerin pencerenin camında Ağaçların koyu karaltısında kuşların cazbantı uyumakta ............................. Eski defterleri karıştırmakla geçiriyor ömrünü insan, karıştırılan bir eski deftere dönüşünceye dek yaşam. ............................. Yalnız değerli taşlara değil, ama uzun taşlara ve kalın taşlara ve yüksek taşlara ve yassı taşlara ve yuvarlak taşlara ve sivri taşlara da sahip çık konuştukları zaman. Ağırdır taşlar. ............................. SAYFA 24
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear