05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

Jack London’un Toplu Yapıtları’na dair Kahraman bir yazar Cem Yayınevi, dünya edebiyatının ölümsüz yazarlarından Jack London’ın toplu yapıtlarını, 9’u roman (Yanan Günışığı, Beyaz Diş, John Barleycorn, Uçurum İnsanları, Deniz Kurdu, Martin Eden, Demir Ökçe, Vahşetin Çağrısı, Elsinore’da İsyan), 5’i öykü (Yol, Atalarının Tanrısı, Kurdun Oğlu, Soğuğun Çocukları, İnsanın Sadakati) ile Âdem’den Önce romanıyla birlikte Balık Devriyesi Hikâyeleri ve Kızıl Veba romanına eklenen Güney Denizi Hikâyeleri ve yazılarından oluşan bir kitap (Devrim ve Diğer Yazılar) olarak, ayrı ayrı çevirmenlerin Türkçesiyle ve Kadir Kıvılcımlı’nın notlarıyla 17 ciltte sundu. biyatının sömürge edebiyatı olmaktan kurtulması yolundaki ilk adımlar, Avrupa’da yaşanan “aydınlanma çağı”ndan etkilenilerek atıldı. Bu dönemin en önemli katkısını yapan kişi Benjamin Franklin’dir (17061790). On sekizinci yüzyıl Amerika’sında şiirler, tiyatrolar ve roman dışındaki düzyazılar yaygın olarak yazılıp okunurken romanda önemli bir gelişme görülmedi, yayımlanan ilk roman The Power of Sympathy (1789) oldu. William Hill Brown”ın bu romanından iki yıl sonra da Susanna Haswell Rowson’ın Charlotte Temple adlı romanı; daha sonra da Hugh Henry Brackendridge’in Modern Chivalry; Amerikan uzun roman geleneğinin öncüsü olan Gilbert Imlay’nin The Emigrants; Charles Brockden Brown’ın Wieland adlı romanları ilk örnekler olarak yayımlandı. İngiliz egemenliğine karşı kendine özgü bir edebiyatın ilk adımlarıdır bunlar. On dokuzuncu yüzyıl başlarında egemen olan romantik akım, zencibeyaz ayrılığını konu aldı, yaşanan iç savaşın etkileri edebiyata da gerçekçiliği ve Nathaniel Hawthorne (18041864; Kızıl Damga), Edgar Allen Poe (18091849), Hermann Melville (18191891; Moby Dick) gibi yazarları getirmiştir. On dokuzuncu yüzyılın ortalarına kadar Amerikan romanında yalnızca edebiyata folkloru, halk sanatını sokan Mark Twain (18351910; Tom Sawyer’ın Serüvenleri, Hucleberry Finn’in Serüvenleri) ve Henry James (18431916; Daisy Miller) yetişti. “Amerikan eleştirel gerçekçiliği”, 20. yüzyıla doğru toplumun sorunlara eğilen dev yazarlarını teker teker edebiyata sokunca da Amerikan romanı dünya edebiyatında kendini göstermeye başladı. Bu dönemde Thedore Dreiser (18711945; Bir Amerikan Trajedisi), Sherwood Anderson (18761941; Yoksul Beyazlar), Upton Sinclair (18781968; Petrol, Şikago Mezbahaları), Sinclair Lewis (18851951; Babbit), Henry Miller (1891; Oğlak Dönencesi, Yengeç Dönencesi), Pearl S. Buck (18921973; Ana), F. Scott Fitzgerald (18961940; Büyük Gatsby), John Dos Passos (18961970; USA, Manhattan Transfer), William Faulkner (18971963; Ağustos Işığı, Absalom Absalom, Ses ve Öfke), Ernest Hemingway (18981961; Silahlara Veda, Çanlar Kimin İçin Çalıyor, İhtiyar Balıkçı), John Steinbeck (19021968; Fareler ve İnsanlar, Bitmeyen Kavga, Gazap Üzümleri, Yukarı Mahalle) ve Erskine Caldwell (19031987; Tütün Yolu) Amerikan gerçekçiliğinin usta yazarları olarak ortaya çıktı. Bu yazarlar kuşağı, Amerikan edebiyatının kökleşmesini ve dünyada kendini kabul ettirmesini sağladı. Böylelikle Bağımsızlık Savaşı’ndan önce roman örneğinin görülmediği Amerika’da güçlü bir roman geleneği yaratılmış oldu. JACK LONDON ADLI SERÜVENCİ Bu geleneğin halkalarından ve güçlü yazarlarından biri olan Jack London, 1876 yılında (12 Ocak) San Francisco’da doğdu. Özgünlüğünü, yaşama sınıfsal perspektiften bakmakla sağlayan ve Amerikan romanına ilk kez işçi sınıfının sorunlarını sokan Jack London, bu güçlü romancı kadrosu içinde kendini var etmeyi başaran bir yazardır. Üretken bir yazar olan Jack London, imzasını attığı romanlarının ve öykülerinin konularını kendi serüvenlerle dolu yaşamından, yolculuklarından, görüp izlediklerinden aldı, yazdıklarıyla toplumunun özellikle alt kesimlerinin yaşamlarını aktardı. Jack London, gerçeği bulma aşkıyla dolu olan, düşüncelerini yazdıklarında cesurca sergiledi; dünyayı kavrayışı, düşünsel zenginliği, olanca yoğunluğu, dobra dobra, yalın anlatımı ile güçlü ve etkileyici bir yazar oldu. Asıl adı John Griffith London’dı. Evlilik dışı bir çocuktu ve soyadını, o sekiz aylıkken annesinin evlendiği kocasından aldı. Çocukluk yılları yoksulluk içinde geçti; küçük yaşından itibaren gazete satıcılığı, teknelerde tayfalık, deniz polisliği, balıkçılık gibi işlerde çalıştı ve buralarda toplumun alt tabakalarındaki insanları tanıyıp onların yaşamlarını gördü. Tekneyle San Francisco körfezini dolaşıp istiridye korsanlarını izledi (Balık Devriyesi Hikâyeleri bu serüvenin öykülerinden oluşur), bir gemiyle tayfa olarak Japonya’ya gitti. 18 yaşındayken, 1893 ekonomik paniği sırasında yük trenleriyle Washington’a yürüyen işsizler ordusuna katıldı, ABD’nin birçok bölgesini gezdi. 1894 yılında artık o sosyalist bir militandı ve kütüphanelerde Darwin, Marx, Spencer, Nietzsche okuyarak kendini eğitti. Bu düşünürlerin düşüncelerinden etkilendi. 4 yıllık liseyi bir yılda bitirip California Üniversitesi’nde kısa bir süre okudu. 1896’da Sosyalist İşçi Partisi’ne girdi, aynı yıl partisinin Oakland Belediye Başkan adayı olarak seçime katıldı. 1897’de okuldan ayrılıp Altına Hücum döneminde Alaska’ya giden altın arayıcılarına katıldı. Bir süre hapiste kaldı. Döndüğünde yine yoksul ve işsizdi ve şansını yazarlıkta denemeye karar verdi. Jack London müthiş bir enerjiyle yaşadı ve yazdı. 17 yılda ilginç konu ¥ Ë Öner YAĞCI “Göçebe adımları eskiye hasretin/ Aşındırmakta baklalarını gelenek zincirinin/ Bir kere daha uzun uykusundan uyanmakta/ Vahşi temsilcisi ilksel türünün.” (Jack London, Vahşetin Çağrısı’nın girişinden) azı yazarların her yazdığını okumak isteriz. 68 Kuşağı için Jack London böyle bir yazardı. Siyasal bilinçlenmenin rüzgârıyla müthiş bir hırsla kitaplar, yazarlar keşfedip okuduğumuz o ilk gençlik yıllarımızdaki yazarlardan biri de Jack London’dı. Onun özellikle dönemin siyasal bilinçlenme gereksinmesine denk düşen Demir Ökçe, Uçurum İnsanları, Martin Eden gibi romanları baskı üstüne baskı yapıyor, okuyanların birbirine önermesiyle bu romanlar elden ele geziyordu. Kurt Kanı, Vahşetin Çağrısı, Deniz Kurdu, Yanan Günışığı, Beyaz Diş gibi kitapları birbirinden ilginç, özgün ve yeni konularıyla kimi kutuplardan, kimi vahşi hayvanların dünyasından, kimi uçsuz bucaksız denizlerden, kimi ıssız bozkırlardan, kimi tarih öncesinden kimi doğanın bin bir güzelliklerinden getirdiği sevgilerle vazgeçilmez bir yazar haline getirdi Jack London’ı. 1970’li yıllardan başlayarak Jack London’ın kitapları çeşitli yayınevlerinin listelerinde çeşitli adlarla, yeni çevirilerle kitapçı raflarının vazgeçilmez yapıtlarından oldu hep. B AMERİKAN ROMANININ DOĞUŞU VE GELİŞİMİ Ölümünün 100. yılı yaklaşırken Jack London’ın yapıtlarını ve yaşamını anlamak için önce Amerika Birleşik Devletleri’ndeki edebiyatın ve asıl olarak romanın gelişim çizgisine kısaca bir göz atmak istiyorum. Bu kuşbakışı yaklaşım, geç başlayan ama güçlü bir roman geleneği kuran Amerikan edebiyatındaki “Jack London Fırtınası”nı aktarmamızı kolaylaştıracaktır sanıyorum. İlk ürünleri 17. yüzyılda dinsel şiirlerle ve İngilizce olarak görülen Amerikan edeSAYFA 10 CUMHURİYET KİTAP SAYI 1065
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear