26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Değinmeler MUSTAFA ŞERİF ONARAN Masal Dünyası içbir edebiyat türü masallar kadar dünyayı kuşatabilmiş değildir. Afrika’nın yoksul bir köyünde bile, ninesinden masal dinleyen bir çocuk vardır. Masallar birbiriyle örtüşen özellikler gösterse de, ayrı ortamlarda, değişik yaşama koşullarında başka özellikler taşıyabilir. Halkbilimciler; ağızdan ağıza geçerken, ayrı ayrı kişilerce anlatılırken değişime uğramış olsa bile, masalların özünde değişmeyen bir gerçek olduğunu belirtirler. Demek ki masaldan alınması gereken bir ders olmalıdır. Dünyayı gezen masallara, uğradıkları yerin doğasından, insanından karışan renkler vardır. Böylece belli bir ülke yabancısı olduğu bir masalı kendileştirir. Hep masal anlatmak diyoruz. Demek ki masal anlatan biri vardır. Masal öncelikle sözlü edebiyat ürünüdür. Değişik ağızlarda biçimlendikten sonra yazıya geçirilir. H Çünkü Doğu ülkesinin sultanı, kendini başka bir erkekle aldatan karısını öldürtmekle yetinmemiş, her gece yeni bir genç kızla gerdeğe girip, ertesi sabah onu astırmıştır. Şehrazat’ın anlattığı “Binbir Gece Masalları” öylesine etkili, öylesine merak uyandırıcıdır ki, Sultan bu masallara öylesine bağlanır ki, akıllı eşi Şehrazat’ı öldürtmez, onunla mutlu olmanın yollarını arar. İşte bu yüzden Şehrazat Doğu kadınının simgesi sayılmaktadır. ÂLİM ŞERİF ONARAN Değişik kaynaklardan beslenen “Binbir Gece Masalları” Arap dünyasına mal edilse de, insanlığın düşlem gücünü geliştiren, masal dünyasına yeni kapılar açan gerçek bir gömüdür. Dr. Mardrus’ün çalışmasını temel alan ağabeyim Âlim Şerif Onaran, iyi bildiği başka dillerle de karşılaştırarak “Binbir Gece Masalları”nın tam bir çevirisini yaptı. Bu çeviri önce 16 kitap olarak “AFA Yayınları”ndan yayımlandı. Yılların emeğiyle ortaya çıkan bu çalışmaya AFA’nın yöneticisi olan Atıl Ant telif ödemedi. Üstelik nitelikli bir kültür insanı olan Âlim Şerif Onaran’a saygısız davrandı. Yargı yoluna başvuran ağabeyim haklarını elde etme olanağı buldu ama, Atıl Ant kayıplara karışmıştı. Sonuç kendisine bildirilemedi. Âlim Şerif’in ölümüne biraz da bu üzüntü yol açtı. Çok yönlü bir edebiyatçı olduğu kadar ilkeli yayıncılığın da öncülerinden olan Enis Batur, “Binbir Gece Masalları”nın Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkmasını sağladı. Hem de Muhsin Paşa’nın ağır hasta olduğu günlerde bu sorumluluğu yerine getirdi. Yapı Kredi Yayınları “Binbir Gece Masalları”nı önce 6 kitap halinde yayımladı. Masalların yayına hazırlanmasında Selahattin Özpalabıyıklar’ın emeği çoktur. Son 8 yıl içinde Yapı Kredi Yayınları, “Binbir Gece Masalları”nın tıpkıbasımlarını yeniden yayımlayarak okurların ilgisine sunmayı sürdürdü. Bu çeviri serüvenini anımsatışımın nedeni hem ağabeyimin anısına duyduğum saygı, hem yayın kesimindeki kimi yayıncıların sömürü alışkanlığına duyduğum tepki yüzündendir. “BİNBİR GECE MASALLARI” “Binbir Gece Masalları”, çocuklar için sakıncalı sayılacak yerleri çıkarılarak da yayımlanmıştır. Dr. Mardrus çevirisi eksiksiz yapılmıştır. Üstelik Dr. Mardrus yaşadığı çağdaki pek çok Fransız edebiyatçısını yakından tanıyordu. Her bir masal kitabını Stephane Mallaré, Paul Valery, Jose Maria de Hérédia, Andreé Gide gibi ünlü edebiyatçılara adamıştır. Uzun yıllar Arap ülkelerinde hekimlik yapan Dr. Mardrus Arapçayı iyi biliyordu. Masallara şiirli bir incelik de kazandırmıştır. Dünyanın bütün dillerine çevrilen “Binbir Gece Masalları”nın çocuklar için düzenlenmiş özet, ya da seçme masallar halindeki sürümleri de vardır. Bu masal geleneğiyle ilgili olarak Âlim Şerif Onaran’ın yorumları şöyle: “Doğu kültüründe masal geleneği önemli yer tutar. Bir yandan tıpkı Batı’daki ‘Chanson de Geste’i yayan ‘troubadour’lar gibi, bizde de saz şairleri şarkılı öyküler söyleyerek, öte yandan meddahlar geçmiş dönemlerden masallar ve öyküler anlatarak bu geleneği sürdürdürler.” “Binbir Gece Masalları” yalnız edebiyat alanını değil; opera, bale, tiyatro, sinema gibi sanat dallarını da etkilemiştir. Âlim Şerif Onaran’ın şu yorumunu abartılmış bulsanız da, gerçek payı olduğunu kabul etmek gerekir: “ ‘Binbir Gece Masalları’ için en son şunu vurgulamak istiyoruz: Arap Edebiyatı’nda iki büyük eser vardır: Biri (kutsallığı ve dinsel yüceliğinin ötesinde edebi yanıyla değerlendirildiğinde) Kur’an; diğeri de halkın içinden çıkarak ilhamı geniş şairler ve râvilerin ağzında ve kaleminde ‘rafine’ hale getirilimş bulunan ‘Binbir Gece Masalları’.” MASAL YAZANLAR Kuşkusuz Grimm Kardeşler ile Andersen derlediği masalların yanı sıra, kendi düşlem gücünden gelen masalları da kaleme alarak masal dünyasında gerçek bir üne kavuşmuşlardır. Bizde Pertev Naili Boratav ile Tahir Alangu’nun derlediği masallarla edebiyatımızı zenginleştirdiği unutulmamalıdır. Eflatun Cem Güney’in kendine özgü biçemiyle yeniden yarattığı masallara bir halkbilimcinin derlemeleri gözüyle bakmamak gerekir. Türkçenin inceliklerini “Anadolu Masalları”nda yaşatan Tahsin Yücel’in çalışmasını unutmamak gerek. Masal edebiyatına katkısı olan daha nice yazar var. Ama bu yazının amacı sözlü edebiyatın ürünü olan, dilden dile geçerek başka ülkelere yayılan masal dünyasını anımsatmaktır. Özellikle Türk dünyasını ilgilendiren masalların ortak değerleri üzerinde durmaktır. Uzak coğrafyalar, değişen yaşama koşulları dillerin de başkalaşmasına yol açıyor. Ama masalların bir gizli dili var ki Türk dünyasını birbirine yaklaştırabilir. Bu yakınlaşma barışın pekişmesine yol açabilir. “Türk Dünyası Masalları”nı bu anlayışla değerlendirmek gerekir. KARDEŞ MASALLAR Trabzon Valiliği bir “Kültür Hizmeti” olarak Yücel Feyzioğlu’nun düzenlediği “Türk Dünyası Masalları”nı yayımlıyor. Trabzon Valisi Nuri Okutan’ı Sakarya Valisi olduğu dönemdeki okumayı özendiren RAVİ Anadolu Masalları “Bir varmış, bir yokmuş” diye başlar. Ama Doğu ürünü sayılan; Hint, İran, Arap, Türk kültürlerinden damıtılmış olan “Binbir Gece Masalları”nın bir tekerleme gibi yinelenen başlangıcı şöyledir: “Raviyanı ahbar ve nakilanı âşar ve muhaddisanı ruzigâr şöyle rivayet ederler ki...” Bu sözleri şöyle yorumlayabilir miyiz? “Duyduklarını yayanlar, okuduklarından söz açanlar, yaşadığı olayları anlatanlar şöyle buyuruyor...” Bu sözler; duydukları, okudukları, yaşadıklarıyla bütünleştirerek, anlatıcının, masalın çerçevesini nasıl oluşturduğunu düşündürüyor. “Rivayet”ten türeyen “Ravi” sözcüğü “masal anlatan” kişiyi simgeler. Artık değişen konulara göre onlar “meddah”, “şovmen” olarak görevlerini sürdürmeye başladı. Kuşkusuz bu “ravi”ler arasında, Şehrazat, güzelliğiyle bütünleşen bilgisiyle, anlatma yeteneğiyle hiçbir zaman unutulmayacak bir masal anlatıcısıdır. Onun asıl unutulmaz özelliği Doğu kadınının kurtuluş simgesi olmasıdır. SAYFA 22 çalışmalarından tanıyoruz. Türk Dünyası Masalları’nın derlenmesine öncülük eden Nuri Okutan masal kitaplarının ortak “Önsöz”ünde şöyle bir gerekçeye ilgimizi çekiyor: “Çocuklarımızın ve onları kirli ve ahlaki zaaf içindeki dünyalardan korumaya çalışan, çocuklarına Türkçenin zenginliklerini kavratmak isteyen anne ve babaların masallara ihtiyacı vardır. Masal okumayan ve dinlemeyen çocukların eksik büyüdüklerini ve bu eksikliğin ilerleyen yaşlarda kendini daha fazla hissittirdiğini gözlemlemekteyiz.” Yücel Feyzioğlu’nun duru bir dili var. Böyle bir biçem özelliği kazanmak kolay olmamış. Kuzey Ren Vestifelya Eyaleti Eğitim Bakanlığı Metot Uzmanı Herr Petong’un danışmanlığında şu soruya yanıt arayarak biçemini geliştirmiş: “Konular nasıl işlenmeli, öykü, masal nasıl yazılmalı ki, çocuklar soluk soluğa okusun?” Yücel Feyzioğlu yalnızca dilini geliştirmekle masal yazılmayacağının da bilincinde. O, gençken sevdiği kızın izini sürerek Türk dünyasına dalmış. O dünyada sevi dalgınlığından kurtulup, “Masal Dünyası”na uyanmış. “Anadolu Masalları” (Keloğlan ile Kahkaha Hanım) dışında, Özbek (Murkumomo ile Çemotay), Kırgız (Er Tapıldı), Türkmen (Yartı Kulak), AzerbaycanDağistan (Cırttan ile Çilbik), Kazak (Aldar Köse) masallarını derleyerek Türk dünyasındaki masalları tanımamızı sağlamış. O uzak coğrafyadaki çocuklar, bize yabancı gelen yaşama koşullarında büyüse de, çocukların ulusu değişmiyor. Onların bakışlarında, duruşlarında, yürüyüşlerinde biraz da kendi çocukluğumuz var. “Adriyatik’ten Çin’e dek Türkçe” diyoruz ama, o Türkçeler artık birbirine de yabancı düşmüş. Yücel Feyzioğlu 2010 yılına kadar Türk Dünyası Masalları’nı 20 kitapta tamamlamak istiyor. Sırada Uygur Masalları ile Kosova Masalları var. Yücel Feyzioğlu çocuklarımıza şöyle sesleniyor: “Kaşgarlı Mahmut’tan tam 915 yıl sonra masalları derleyip senin için yeniden yazdım. Bu çalışma yıllarca sürdü. İstedim ki sen ve arkadaşların ortak kültürümüzle büyüyün... Çiçekler gibi açılıp, dünya renkleri arasında hak ettiğiniz yere yürüyün.” Bu yazıyı Orhan Veli’nin “Masal” şiiriyle noktalamak iyi olacak: “Çocuk gönlüm kaygılardan âzâde; Yüzlerde nur, ekinlerde bereket; At üstünde mor kâküllü şehzade; Unutmaya başladığım memleket. Şakağımda annemin sıcak dizi, Kulağımda falcı kadının sözü, Göl başında padişahın üç kızı, Alaylarla Kafdağına hareket.” ? Bu sayfayla iletişim kurabilmek için dergilerinizi ve kitaplarınızı aşağıdaki adrese gönderiniz: Hekimköy Sitesi 20. Sok. No: 8 06800 ÜmitköyAnk. Tel.: (0312) 235 91 11 236 23 46 MUSTAFA ŞERİF ONARAN CUMHURİYET KİTAP SAYI 991
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear