25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

David Smith öğrencilere kitabını imzalıyor. Dünya haritasını ezbere çizmek ister misiniz? Ë Çiğdem GÜNDEŞ Dünya Bir Köy Olsaydı David J. Smith / Tudem Yayınları / Resimleyen: Shelagh Armstrong / Türkçeleştiren: Bülent Arıkan eçen günlerde “Dünya Bir Köy Olsaydı” kitabının yazarı David Smith okul söyleşileri için Türkiye’deydi. Söyleşilerinden ilki, İstanbul Özel Doğuş İlköğretim Okulları’nda gerçekleştirildi. Bize de bu etkinliği izleyip aktarmak düştü... 17 Mart 2008, Çarşamba günü İstanbul, Acıbadem’deki Doğuş İlköğretim Okulu’nun dinleti salonundayız. David Smith kısa bir “Merhaba!”dan sonra hemen programına başlıyor. Öğrencilerden birer kıta adı söyleyip sahneye gelmelerini istiyor. Yedi öğrenci sahneye çıkıyor. David onlara, kıtaların isimlerinin yazılı olduğu kartlar veriyor ve “Hepiniz birer kıtayı temsil ediyorsunuz. Kıtaların büyüklüklerine göre ve büyükten küçüğe doğru sıralanın. Bir dakika süreniz var” diyor. Çocuklar biraz düşünüp diziliyor; Asya, Afrika, Güney ve Kuzey Amerika, Avrupa, Avustralya ve Antarktika… Sıralama doğru. David kıtalar hakkında kısa bilgiler veriyor; “Asta kıtası, yüzölçümü itibarıyla dünyanın %30’unu, Afrika ise %20’sini kaplar. Bunları sırasıyla, Kuzey Amerika, Güney Amerika, Antarktika, Avrupa ve Avustralya izler.” David, öğrencilere ellerindeki kartları salondaki arkadaşlarına vermeleri söylüyor. Sahneye bu kez başka bir grup çıkıyor. David Smith bu öğrencilerin ise kıta nüfuslarına göre dizilmelerini istiyor. Öğrenciler kısa bir sürede sıralanıyor; Asya, Afrika, Avrupa, Amerika, Avustralya ve Antarktika… David gene kısa ayrıntılar veriyor; “Dünya nüfusunun %61’i Asyalıdır, %13’ü Afrikalı, %13’ü Amerikalı, %12’si Avrupalı ve %1’i de Antarktikalı” ve hemen bir soru daha yöneltiyor salona; “Yeryüzünde kaç kıta var?” Salondakiler yanıtlıyor: Yedi. David ilginç bir açıklama yapıyor; “Oysa bazıları için yeryüzünde 6 kıta vardır: Asya ve Avrupa aralarında okyanuslar, büyük denizler gibi kesin bir ayrım olmadığı için bazı uzmanlara göre tek bir kıtadır. Adı da EuroAsia (Avrasya) olmalıdır” diyor. Ancak başka birileri; kıta sayısının beş olduğunu iddia ediyor. Çünkü onlara göre, Kuzey ve Güney Amerika da aynen Avrupa ve Asya gibi kesin ayrımı olmayan tek bir kıtadır. “Bitmediiii”, diyor David ve ekliyor: “Bazıları ise 4 kıta olduğunu söylüyor. Acaba neden?” Yanıt bir öğrenciden geliyor: “Çünkü Antarti G ka bir ada olarak kabul edilir bazı kaynaklarda.” David alkışlayarak kutluyor bu öğrenciyi ve nüfus yoğunluğunu anlatmaya başlıyor. Bunun için de bir öğrenciden yardım istiyor. Aybars sahneye geliyor ve sahneye dizilmiş 12 sandalyeden birine oturuyor. Yazar, nüfus yoğunluğunu Çin ve ABD’yi karşılaştırarak açıklayacak. Önce kısa bilgiler veriyor; “ABD’nin nüfusu 300.000.000, Çin’in nüfusu ise ABD’nin 5 katı. Yüzölçümleri ise neredeyse aynı…” Aybars ABD’nin nüfusunu sandalyeler ise ABD’deki yaşam alanlarını temsil ediyor. David, ABD’nin diğer bölgelerine oranla çok az insanın yaşadığı ya da hiç kimsenin yaşamadığı her bölge için birkaç sandalyeyi geri çekiyor. Sırasıyla; ABD’nin en büyük eyaleti olan Alaska için 2 sandalye çıkarıyor. Ardından ülkenin güney batısında yer alan ve Kaliforniya’dan başlayıp “Ölüm Vadisi” (Death Valley) olarak bilinen büyük çöl için 2 sandalye daha... Taşlık dağlarla çevrili olan ve Rocky Mountains olarak bilinen dağlık bölge için 2 sandalye ve son olarak da ABD’nin güneyinde yer alan ve ağırlıklı olarak çiftliklerin bulunduğu güney bölgesi için 2 sandalye çıkarıyor. Şimdi sahnede 4 sandalye var; birinde Aybars oturuyor, 3’ü boş. Aybars’ın işi bitince Çin’i temsil etmek üzere beş öğrenci geliyor sahneye ve sandalyelere oturuyor. David az önceki gibi sandalyeleri çıkarıyor: İlk olarak, Batı Çin’deki Tiyanşan Bölgesi için 4 sandalyeyi... Sonra Pakistan’ın kuzeyinden başlayıp, Vietnam’ın kuzeyine dek uzanan ve dünyanın en büyük sıradağları olan Himalaya Sıradağları’nın yer aldığı Güney Çin’deki bu dağlık bölge için 3 sandalye çıkarıyor. Artık, 5 çocuk 5 sandalyede oturuyor. Kuzey Çin’de dünyanın en büyük ikinci çölü olan Gobi Çölü var. Mongolya adında bir ülkenin yer aldığı ama çok az nüfusa sahip olan bu çöl bölgesi için de 3 sandalye daha çıkarıyor David. Ama bunun için iki öğrenciyi yerinden oluyor. Artık sahnedeki öğrenciler, gülüşmeler arasında sıkış tepiş oturuyorlar. 3 sandalyede 5 çocuk… Tıpkı Çin gibi… Çünkü diyor David; “Coğrafi koşullar insan yaşamını doğrudan etkiler. İnsanlar çöllerde yaşamaz. Ilıman iklimleri, sulak alanları, tarım ve hayvancılık yapabilecekleri düzlükleri, ulaşım sıkıntısı olmayan bölgeleri seçerler. Böylece önce ufak topluluklar sonra da büyük kitleler halinde bir araya gelir ve nüfus yoğunluğunu oluşturur.” David bu sözlerle sahnedeki çalışmasını ta mamlıyor ve video gösterisine geçiyor. Film, Dünya Bir Köy Olsaydı isimli kitabın UNICEF’in katkılarıyla filmleştirilmiş biçimi. Müzik de eklenince çocukların ilgisi iyice artıyor. Merakla izliyor tüm salon… Kitabın ve filmin en dikkat çekici yanı yeryüzündeki maddi kaynakların eşit olarak dağılmadığı… Öyle ki; sadece evler, arabalar, besin maddeleri değil, temiz hava ve su bile kimilerine daha yakın, kimilerine ise çok uzak… Resimlerden Avrupalı ve ABD’li olduğunu sanılan bazı insanlar evlerindeki musluğu açar açmaz suya kavuşurken bazıları (bunların da Asya ve Afrika vatandaşları olduğu anlaşılıyor) bir kova (kirli!) su için tüm gün uğraşmak zorunda. Elektrik kullanımı da aynı eşitsizlik de dağılmış köyde. Bazı evlerde elektrikli ev aletleri kullanılırken bazı evlerde mum ışığı ile aydınlatma sağlanabiliyor. “Dünya Bir Köy Olsaydı”nın vurguladığı bir önemli konu da, farklı kültürlerden gelen köy halkının dil, din, ırk ayrımı gözetmeksizin birlikte yaşamaları. Bir yandan kilise çanları çalarken diğer tarafta müezzin ezan okuyor. Video gösteriminin ardından sorulara geçiyor David Smith. Öyle çok parmak var ki havada… Öğrenci: Kitabı ne zaman yazdınız? D.S.: 1987’de başladım. Üç senede bitirdim. Basımı için on iki sene bekledim. Öğrenci: Yeni bir kitap yazacak mısınız? Konusu ne olacak? D.S.: Yeni kitabımı bitirdim. Bu da dünya nüfusu, coğrafyası, dünya dilleri, dinler ve çevrebilimi hakkında. Yayımcımın isteğiyle, daha özel bir kitap hazırladık. ABD’yi ele aldık. Her bir sayfada ayrı bir ülke ile karşılaştırarak ABD’yi anlatacağız. İsmi de “ABD Bir Köy Olsaydı,”. Sanırım önümüzdeki yıl bu sıralar basılacak. Öğrenci: Çocuğunuz var mı? Geleceği için kaygılanıyor musunuz? D.S.: Hayır, kendi çocuğum yok. Bir kız çocuğunu evlat edindik. Dünyadaki gelişmelere bakınca endişelenmemek mümkün değil. Ancak ben çok karamsar değilim, çünkü insanların konuşarak, tartışarak pek çok sorunu çözebileceğine inanıyorum. Eminim, hızlı nüfus artışı, küresel ısınma, kıtlık, su sorunu gibi pek çok konu çözülecektir. Öğrenci: Emekli olmayı düşünüyor musunuz? D.S. : Yooo! Hayır, bunu hiç düşünmüyorum. 25 sene öğretmenlik yaptım ve emekli oldum. Ama çocuklara kitaplarım aracılığı ile bir şeyler anlatmayı, dünyayı tanıtmayı sürdüreceğim. Öğrenci: Neden dünyayı bir köy olarak düşündünüz? D.S. : Bir gün 7. sınıf öğrencilerimden Afrikalı bir genç yabancı dil seçimi hakkında benden yardım istedi. İspanyolca ile Fransızca arasında kararsız kaldığını, hangisinin en yaygın kullanılan dil olduğunu sordu. “Eğer sınıfımız dünya olsaydı, en yaygın kullanılan dil hangisi olurdu?”. Bu yaklaşım dikkatimi çekti ve araştırmaya başladım. Pek çok kaynağa başvurdum ve çocukların böyle bir kitaba gereksinim duyduklarını görüp kitabımı yazdım. Öğrencim de daha yaygın kullanılan bir dil olduğu için İspanyolcayı seçti. Öğrenci: Yeryüzünde milyarlarca insan var. Neden 100 kişi seçtiniz? D.S.: Çünkü 100 basit, kolay anlaşılan, diğer dillere kolay çevrilen bir sayı. İstatistiksel bilgiler de hep yüzdelerle. Bu nedenle 100 sayısını seçtim. Öğrenci: Sizce bir ailenin kaç çocuğu olmalıdır? D.S.: (bu soruyu gülerek yanıtlıyor): İnanın dünyanın her yerinde bu soruyla karşılaşıyorum. Bu biraz da kültürlere göre değişiyor, örneğin Kuzey Amerika’da 1 2 çocuk normal bir sayı iken Afrika için 12 oluyor. Kısacası bu sorunun genel bir yanıtı yok, bu çok bireysel bir karar. Öğrenci: Araştırma yapmak için kitap mı, yoksa internet mi daha yararlıdır? D.S.: Güzel bir soru daha. Kuşkusuz internet çok kullanışlı bir araç… Ancak eğer, gerçeklere dayanan ve bilgilendirme amaçlı bir kitap yazıyorsanız, kaynak olarak kitabı tercih ederim. Çünkü internetteki bilgiler değişebilir hatta internet adresi değişebilir. Ancak kitaptaki bilgiler kalıcıdır. Ayrıca, size görüşünüzü soran birisine; “İnternete bak,” demek de doğru değil. Tek tek kaynak kitap adı verilebilmeli. Kuşkusuz ben de internet kullanıyorum ancak bilgi edinmek için o konuda güvenirliği kanıtlanmış kuruluşların hazırladığı kitapları yeğliyorum. Öğrenci: Öğretmenliği ne zaman ve neden bıraktınız? D.S.: Kitabım yayımlanır yayımlanmaz okullardan çağrılar aldım. Herkes okuluna gidip kitabımı anlatmamı, çocuklarla dünya hakkında konuşmamı istiyordu. Ama ben de bir öğretmendim, kendi işimi bırakıp gidemezdim. İlk sene tüm bu çağrıları geri çevirdim. İzleyen yıl, emekli oldum ve kendimi tamamen bu işe verdim. Öğrenci: Atatürk hakkında neler biliyorsunuz? D.S.: Elbette, Atatürk’ü tanıyorum. Hakkında pek çok şey duydum. En son uçakla buraya gelirken bir kitap okudum. Gerçekten onun hayata bakışı, gücü, idealleri… Çok önemli. Sen tanıyor musun Atatürk’ü? Sanırım her sene Atatürk konusunu işliyor ve pek çok şey öğreniyorsunuz. Öğrenci: Yazar olmaya nasıl karar verdiniz? D.S.: Aslında yazar olmaya ben karar vermedim. Yazarlık beni buldu. Sınıfımda öğrencilerime anlattığım konulardı bunlar. Bir gün bir yayımcı yazdıklarımı görünce ilgilendi ve bu kitabı yayımladı. Yani, yazarlık benim kendi kararım değildi. Bu son soruyla David Smith’in söyleşisi ve bizim de sayfada yerimiz bitti. Ancak siz bu bilgiler bize yetmez diyorsanız “Dünya Bir Köy Olsaydı”yı okuyabilir ya da dünya hakkında daha fazla bilgi için www.mapping.com sayfasında bir dünya turu yapabilirsiniz. İyi okumalar, iyi yolculuklar… ? David Smith çocuklarla birlikte sahnede... *David Smith söyleşini izleyip görüntüler almamıza izin veren Doğuş İlköğretim Okuluna ve değerli idarecilerine teşekkür ederiz. CUMHURİYET KİTAP SAYI 946 SAYFA 20
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear