25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

bilgisidir demek, abartı sayılmamalıdır. Özgeçmişine şunlar da eklenmeli: Tevazuyla taçlanmış bir entelektüel birikim; kabalığı bile utandıracak bir incelik; insanı ve yaşamı yücelten her emeğe derin saygı; yalnız kalma pahasına da olsa inandığı değerlerde büyük kararlılık; inanılmaz çeşitlilikte bir çizgi dağarcığı; yalnızca karikatüre göre düzenlenmiş bir hayat… Yazısız’daki bütün karikatürlere değinmenin olanağı yok kuşkusuz. Kaldı ki bu kadar çok insan halini, bu kadar derinden ve incelikle dert edinen, bu kadar açık bir kitap için gereksiz bir çaba bu. Herkes kendi aklıyla ve kalbiyle bu çizgilere yeni çizgiler ekleyecektir. Ancak, ben yine de birkaç karikatüre değinmeden geçemeyeceğim. Çizimleri kendimce küçücük bir okuma denemesi. Belki de kitabı okuyacak olanları kurnazca kışkırtma arzusu: Petrol varilleri önünde iki insan secdeye varmıştır. Birisi bir Arap Şeyhi, öteki Sam Amca imgesiyle temsil edilen, dünya kapitalizminin yeni “şeyh”lerinden birisi… Bu karikatürü, “paranın dini, ulusu yoktur” ya da “dünyamızın yeni tanrısı petroldür” şeklinde okumak sıradan bir okuma olacaktır. Burada, din gibi bir dokunulmazın ne kadar ‘dünyalı’ olduğunu; petrolün tanrılaştırılmasından çok, tanrı kutsiyetinin, müthiş bir yabancılaştırmayla nasıl sıradanlaştırıldığını görmezseniz, petrol varilleri önündeki üçüncü kişi olarak, tanrı korkusuna o ezeli secdenizi sürdüreceksiniz demektir. Sonra bu karikatür, insanın inanç tarihi olarak neden okunmasın? Biz onu hangi bilinmezle yüceltirsek yüceltelim, somut korkularla başlayan tanrı düşüncesi, aynı somut korkularda sürmektedir. Kuşkusuz, başlangıçtaki insani zayıflığını, güç ve çıkarla bir kötülüğe dönüştürerek… TRAJEDİNİN SESİ... Bir başka çizimde, zamanın kavşağında beyaz insanla karşılaşacak olan siyah insanın, bütün zamanlarda ruh acısı olarak sürecek trajedisini görürüz. Bu acı, ancak yaşandıktan sonra geniş bir açıdan görülebilecektir. Buna sonradan tanıklık eden bizim yenilgimiz ya da çaresiz öfkemiz, tam da bu geç bilgi ve uzaklıkta yatmaktadır. Burada, çizginin nasıl içeriğe dönüştüğünü bilmezsek, hikâyesi kanıksanmış bir resme baktığımızı sanırız. Siyah insan, kültürünün tüm ayrıntıları ve yaşamının bildik akışı bedenine işlenmiş olarak çizilirken başındaki davul, bu güzelliğin doruğudur beyaz insan, hiçbir değer imi içermeyen boş bir beden ve başının üzerindeki sopayla taçlanmış bir kimliksizlikle algımıza sunulacaktır. Sopanın, siyah insanın baCUMHURİYET KİTAP SAYI 982 ¥ katür, bir ayrıntı şındaki davula indiği anda çıkacak ses mi? Sanırım hepimizin insan olma trajedisinin sesi olacaktır. Savaş makinesi kocaman bir tankı aptal durumuna düşüren küçücük bir kuştan, bir dünya masalına çevrilen Titanik’in ardındaki gerçek öyküyü belleğimize çarpan Kızılderili şefine; yalnızlığı pencerelerinden çatılarından dökülen eski bir evin kederinden, ağaçlar gibi kök salmış bir daktilonun çiçek açan yaşama tutkusuna… her biri bizden özel okumalar bekleyen onlarca Semih Poroy emeği… Birisi ötekinden birazcık öne çıkıyorsa, bu bizim yaramızla ilgili bir önceliktir. Ne diyordu Octavio Paz: Okumak, bizi bilinmedik ülkelere daldıran bir zihinsel ve anlıksal yoğunlaşma biçimidir.(…) Kendimize giden, aklımızın ucundan geçmemiş yollar bulmaktır. Bu bir keşiftir. Reklam ve anlık iletişim çağında kaç kişi böyle okuyabilir; çok az; ama unutulmamalıdır ki uygarlığımızın sürekliliğini sağlayan onlardır.* Semih Poroy, insanın evrensel sorunlarını, insanı büyütmenin yaratıcı imbiğinden süzerek, dünya dillerinin ortak harfi olan çizgiyle hepimizin önüne koyan bir akıl ve yürektir. Elinizdeki kitap da Yazısız değil, dünyanın bütün dilleriyle yazılmış bir kitaptır. Komik bizi trajiğe taşımıştır. ‘Nasıl bir gelecek’ sorusu, bundan sonra daha çok bizim sorunumuzdur. Yazısız’daki yazısız emeğini çok iyi bildiğim Habib Bektaş dostuma ve Sardes Verlag’a, Semih’i huzursuz Alman dostlarıyla buluşturduğu için kuşkanadında bin selam… ? Ohne Worte (Yazısız), Semih Poroy, Karikatür Albümü, Sardes Verlag, Erlangen/Almanya, Ekim 2008, 80 s. *Öteki Ses/ Şiirin ve Yüzyılın Sonu, Octavio Paz, Çeviri: Hüseyin Demirhan, Suteni Yayıncılık, Ankara 1995 SAYFA 5
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear