Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Behçet Necatigil’i özlemle anıyoruz... ‘Sevgilerde’ Behçet Necatigil Beşiktaş’taki evinden edebiyat öğretmenliği yaptığı Kabataş Lisesi’ne gidiş gelişlerde; geniş kaldırımlı, dev çınar ağaçlarıyla bezeli o yolda yürürken gördüğü her şey, şiirlerinde kendisine bir yer bulacaktır. Bütün bu gidiş gelişlerden sonra vardığı yer; şairin huzur bulduğu, dış dünyanın dertlerinden, tasalarından bir nebze olsun uzaklaşabildiği tek sığınağı olan evidir. BEHÇET NECATİGİL’İ ANLAMAK “Odalardan birinde yorgun ikindi, Yığılıp kalacağım kendimi bırakırsam. Çanta ağır çeker, Gün boyu taşıdım belim büküldü. İş dönüşü caddeler çekici, Benim ellerim dolu: Çanta sabahtan beri File, pazarda doldu. Taş veya kurşun Kollarım koptu.” (Geceye Girerken Balad ) Kimi şiirlerinde ise duygu daha kapalıdır. Anlamı bir yerlerde saklar, okuru kışkırtan, kelimelerin içinearasına keşfedilmesi için bıraktığı ipuçlarıyla dolu birçok şiir yazar ve o şiirler daha soyuttur. “Çoklarından düşüyor bunca Görmüyor gelip geçenler Eğilip alıyorum Solgun bir gül oluyor dokununca.” (Solgun Bir Gül Dokununca) Behçet Necatigil denilince aklıma, şiire az ya da çok yakın olan her okurun içine işlemiş olan “Sevgilerde” şiiri gelir. Ezberimizde olsun ya da olmasın içimizdeki deftere yazılıdır ve her okuduğumda, o ilk andaki duyguyu bırakır yüreğime. “Bitmeyen işler yüzünden (Siz böyle olsun istemezdiniz) Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi Kalbinizi dolduran duygular Kalbinizde kaldı.” (Sevgilerde) Kim bilir belki de bu yüzdendir sevgide cömert oluşumuz, sevgiye dair içimizde ne varsa bir sonraki an’a taşımak çabalarımız. Çok sevgili Behçet Necatigil usta; ‘sevgi yazan’ kaleminizin ışığıyla, kalbinizi dolduran duygularınızla gizli bahçenizde açan çiçeklerden derleyip hayata sunduğunuz şiirlerinizle dünyamız biliniz ki daha mavi ve daha aydınlık sevgilerde… ? Necatigil hep “Bile/Yazdı” Rilke’yle aynı evde hayal tokuşturdular “Evin Halleri”ni çağından hiç koparmadı “Kalın Gürültüleri” sevmedi hiç Her gün “Uygarlık Raporu” verirdi dünyaya Bir sefertasının içindeydi dünya nimetleri Bir böcek lambaya doğru yürüyordu “Bir bilgece bilmezlikten geliştir” şiirini demişti Tutarlılık denilen tezgâhı her konu için genişti Ne şiirinden, ne de kendinden asla ödün vermedi Ödü kopardı toplumcuların ama Necatigil Çağdaş şiirler yazardı da en çok yaşadıklarını söylerdi Kimi düşünceler ona aykırıydı Haykırmaz, sessizce gülümserdi şiirleri Ses, sis ve giz şairiydi sanki Sözü ve dizeyi eksiltir, “Dar Çağ”ların içine atardı Ve şiirde gevezeliğe yüz vermezdi Okura boşluklar bırakırdı biz içimizden yutkunurduk Şiir görgüsü ve beğenisi lirizme doğru uçardı Yara, hüzün, ıstırap, bir imge miydi Necatigil? Necatigil şiirleri tam bir “Kapalı Çarşı”ydı “Üvey sokak”lardan geçmiş, “Eski Toprak”lardan Şiir yapmış, ironinin nabzını tutmuş, gurbet Ve hasret gecelerinde “hikmet burcu”nun falına bakmıştır Şiirleri “deniz fenerleri” gibi bir yanıp bir sönmezdi İçe dönük yaşar, içe dönük yazardı Yadsımakla, simgeyle, biraz da söylememek arasında Gider gelirdi hayatın çarşısında sessiz Çeviriler yaptı, radyo oyunları yazdı Çevirdiği Rilke ve Heine şiirleri ve “Malte Laurids Brigge’nin Notları”ndan etkilenmeyen var mıdır? Necatigil, Türkçenin en güzel eviydi Yoksul insanları düşünür ama zengin bir dil kullanırdı “Solgun bir gül”e benzerdi yüzü Bitmeyen bir sigara taşırdı dudaklarında O sevdiklerini gurbet odasında ağırlardı Issız bir ada gibi bakardı gözleri İncelikli şiirlerinden barınak yapardı Deşifre şairi olmadı hiç, kelimelere yeni Anlam kayıkları yapardı da, kendi içinde yüzerdi Evler, sokaklar “kareler aklar” içinde büyük bir yalnızdı “Ürkmüş boşluktan biri inliyorsa” hiç Necatigil okumamış demekti. Modern Türk Şiiri’nin büyük ustası Behçet Necatigil’i 13 Aralık 1979 tarihinde yitirmiştik. Geride bıraktığımız yıllar, şiirimizden ve yaşamımızdan nelerin eksildiğini acı biçimde gösterdi bize. Ustamızı bir kısa yazı ile analım istedik. Ë Gül ACEMİ “Adı Soyadı Açılır parantez Doğduğu yıl, çizgi, öldüğü yıl, bitti Kapanır parantez.” öyle diyordu “Kitaplarda Ölmek” adlı şiirinde Behçet Necatigil (19161979). 13 Aralık günü, incelikli kalemiyle ‘sevgi yazan’ şair’in ölüm yıldönümüdür. Kısa denilebilecek bir hayat sürmüş olan Behçet Necatigil edebiyat dünyamıza birbirinden seçkin eserler bırakmayı başarmış bir yazarşairdir. Türkçeyi kullanmaktaki ustalığı; sade, gösterişsiz ama kendine has müzikal bir dille yazmış olduğu şiirlerin yanında, Almancadan çevirdiği şiir tadındaki çeviri romanlarında da göze çarpmaktadır. Şair şiirlerinde, içinde yaşadığı çevredeki insanları, orta sınıfın halleri, komşular, evler, kanımca onun için en temel unsurlardan biri budur. Aile, yoksul ve dar gelirli insanlar, sahici ve incelikli bir duyarlılıkla kaleme aldığı mütevazı hayatları anlatır. Onu her okuyuşumda içimde sıcacık bir ‘bizden biri’ duygusu uyanmıştır. Esas mesleğinin öğretmenlik olduğunu öğrendiğim zaman ona olan sevgim ve saygım bir kat daha büyümüştür. Yıllarca “Kavuştum çoluk çocuğuma, Koltuğuma uzandım, rahatım. Kahvem içime sindi Başladı gecelik saltanatım.” Ev ve aile kavramlarının şairin yaşamındaki yeri çok büyüktür ve bu durum ev temasını sıkça işlediği şiirlerinden anlaşılmaktadır. O, ev’in her halini şiirleştirecek kadar sevmiştir evleri; “Evin yalın hali İster cüce, ister dev Camlarında perde yok Bomboş, ev. Evin –de hali, saadet, Isınmak ocaktaki alevde Sönmüş yıldızlara karşı Işıklar varsa evde Evin –den hali, uzaksınız, Hatta içinde yaşarken Aşkların, ölümlerin omzunda Ayrılmak varken evden.” ( Evin Halleri ) Behçet Necatigil şiirlerini okurken, şiirde duyguyu çok önemsediğini, onun tüm şiirlerinde ince ve küskün bir yan olduğunu fark ederiz. İncinmiş, kırılgan bir çocukluğa gönderme gibidir şiirleri... “Seneler geçip gider büyürsün. Bir gün olur hepsi biter: Endişeler, o çocuk üzüntü Hepsi biter. Aydınlanır senin için geceler, Güneş gibi görünürsün. Biraz sabır, küçük çocuk biraz sabır Ama Allahın koyduğu yerde, Yıldızlar daima yalnızdır.” Kimi zaman, anlamı sere serpe önümüze seren, açık şiirler de yazmıştır. B Soldan sağa: Behçet Necatigil, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Komet, Oktay Akbal ve Hilmi Yavuz birlikte Engin Turgut SAYFA 15 CUMHURİYET KİTAP SAYI 982