Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
B U L M A C A 1 J 2 K 3 J 4 I 5 I 6 K 7 E İLKER MUMCUOĞLU 8 G 9 H 10 A 11 E 12 G 13 G 14 E 15 B 16 I 17 F 18 G 19 H 20 J 21 A 22 I 23 H 24 G 25 K 26 B 27 F 28 B 29 I 30 A 31 F 32 J 33 H 34 K 35 E 36 E 37 D 38 A 39 G 40 G 41 C 42 A Feyza HEPÇİLİNGİRLER 25 Nisan Çarşamba Türkçe Günlükleri 29 Nisan Pazar ağlayan, Çağlayan olalı böyle bir toplaşÇ ma görmemişti. Milyon mu, değil mi tartışmalarına kimse giremedi bu kez. Halkın böyle çağıl çağıl çağlaması, halka inanan, halkın gücüne güvenen herkeste olduğu gibi, gözlerimi yaşartır benim. Yine yaşarttı. Gözyaşlarımı silmekten telef oldum. Kürsüde konuşanların kimilerinden daha sağduyuluydu halk. Orduyu göreve falan çağırmadı. Şeriata karşı olduğu kadar askeri darbeye da karşı olduğunu haykırdı. Hem de yüz binlerce ağızdan. 43 J 44 I 45 I 46 A 47 J 48 A 49 K 50 H 51 H 52 H 53 F 54 H 55 G 56 G 57 J 58 B 59 I 60 B 61 G 62 D 63 H H 64 H 65 F 66 I 67 C 68 F 69 J 70 F 71 H 72 B 73 J 74 H 75 F 76 F 77 G 78 I 79 J 80 C 81 D 82 B 83 B 84 F Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa, bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca, sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru, Mesut Aşkın’ın Üç Ayın Kırk Ayini adlı şiir kitabındaki bir şiirin adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, aynı şiirden dizeler ortaya çıkacaktır. Tanımlar ve sözcükleriniz: A. “Hanende Nedim Bey ki, gençliğinde Boğaziçi’nin ... en sevgili kulu iken artık onun da ihtiyarlamaya, sesinin bozulmaya başladığı söylenirdi” (Abdülhak Şinasi Hisar). 10 48 30 42 38 21 46 B. Bir konunun incelenmesi ve eleştirilmesi gereken bütün yönlerini birer birer inceleme, araştırma. 58 28 26 60 82 83 72 15 C. “Rodop”un ünsüzleri. 41 80 67 D. Erkek eşin karısına yanaşmaması için yemin etmesi. 81 37 62 E. Sıra ile yapılan görev, keşik. 35 36 11 7 14 F. Vazgeçiriliş. 53 17 68 76 27 84 75 65 31 70 G. Bir şeye işaret koyma. 12 18 24 8 40 61 39 56 55 77 H. “Ancak bugün anlıyoruz ki Mithat Paşadan beri o kırk yıllık davada beyhude ...... ..... çekmişiz/.” (Yahya Kemal Beyatlı). 71 63 19 13 50 64 74 9 23 54 52 51 33 erkes anılarını yazmalı. Yazabilir. Anı yazmak için yazar olmak gerekmez. Yaşananların boşa gitmediğini anlatmak için, bir kereliğine geldiğimiz bu güzelim dünyada neler gördüğümüzü, neler duyduğumuzu paylaşmak için. “Eczacı Bayan Tuncay Akdoğan” yazmış: “Benim Düş Merdivenlerim“(Elma Yayınevi). Ne iyi etmiş. Erzincan'da geçen bir çocukluğu, çocukluğunu Erzincan'da geçirmiş birinden daha iyi, daha doğal, daha yapmacıksız kim anlatabilir? “Doğunun batıdan farkı yok. Doğulunun batılıdan farkı olmadığı gibi. Yalnızca bir bilinmezlik var. Başkalarının gözüne değil, kendi gözünüze, gözlemlerinize teslim olun, gidin oralara… Güzellikleri görün. Anadolu'nun her karış toprağına basmaya çalışın. Bu topraklar bizim!” derkenki sıcaklık, içtenlik kitabın her satırında var. Yaşanmışlık, sımsıcak, yumuşacık sarıyor insanı okurken. Kitabın sonuna Erzincan ağzından sözcükleri içeren küçük bir sözlük eklemiş Tuncay Akdoğan. Bir de eski adı Cimin olan Üzümlü'de (Niye değiştirirler ki yer adlarını? Her adın bir geçmişi var.) kullanılan aile adlarından (lakaplardan) örnekler vermiş: Cıbılgil, Çılpakgil, Godoşdursungil, Kellegil, Kız Memmetgil, Soytarıgil, Tepikgil... Akdoğan'ın dediği gibi, bu takma adlar “yöre halkının tüm yoksulluğa rağmen yüce gönüllü, şakacı, neşeli ve hoşgörülü” olduğunu ne güzel gösteriyor. 1 Mayıs Salı H 30 Nisan Pazartesi u benzersiz lezzete asla hayır diyemi“B yorum.” Bir reklamda altı yedi yaşlarındaki bir çocuğa dedirtiliyor bu söz. O yaştaki çocuğun böyle bir tümce kuramayacağını bilmek de neyi, nasıl söyleyeceğini kestirebilmek de çocuk olmayı ya da çocuk sahibi olmayı gerektirmiyor. Eskilerin “izan” dediği şeyden biraz nasiplenmek yeter. 1 Mayıs Salı âlâ korkuyorlar. Taksim'i 1 Mayıslara açH maktan hâlâ korkuyorlar. Oysa sarıklı cüppeli, yeşil bayraklı kalabalıkların orada toplaştığına kaç kez tanık oldum. Taksim Meydanı'nda toplanacak olan insanların can güvenliğini sağlamaktan aciz olduğunu mu söylemeye çalışıyor bu meydanı 1 Mayıslara kapatanlar? Kendi bayramlarını kutlamak isteyen işçilerin, emekçilerin, onlardan yana olanların payına yine dayak düştü, yine coplanma, yerlerde sürüklenme, tazyikli suyla ıslatılma, biber gazıyla sersemletilme, sis bombalarıyla geri püskürtülme… Yalnız 1 Mayısı bayram olarak kutlamaya kalkanlar değildi cezalandırılanlar. İşine gitmek için yollara dökülenlerin de bayramları kutlandı. Kendi arabalarının içinde tutsak edilerek, beş altı kilometrelik yolu dört beş saatte almaları sağlanarak… Kendi insanından bu kadar korkar mı devlet? Ben anlamıyorum ki! Çalışanlar bayramlarını gönüllerince kutlasalar ne olur? Bayrama katılmayanlar işlerine mi gidemezler? Zaten gidemediler. Günlük yaşam mı aksar? Zaten aksadı. Kavga çıkar, dayak yiyenler mi olur? Zaten oldu. Hem de tekmenin tokadın yetmediği yerde copla, dipçikle. Yasağın kalkması, yasaklamanın sürdüğü zamanki kadar zarar veremezdi. Kimseye… Dünyanın dört bir köşesinde 1 Mayıs kutlanıyor bir şey olmuyor da Taksim Meydanı'nda kutlanınca ne olacak, rejim mi değişecek? ? feyzahep@gmail.com Yıldız Teknik Üniversitesi Türk Dili Böl. Çukursaray Binası Kat: 2 Barbaros Bulvarı 34349 Yıldız / İST. 26 Nisan Perşembe lanya'da çıkan bir gazete var: Alaiye. AdıA nın hemen yanında yer alan karede, “ALANYA DİLİNE SAHİP ÇIK” yazıyor. Altında ve daha küçük harflerle: “UNUTMA, DİLİN TÜRKÇE”. Bu uyarının, Alanya'da görülen hangi duruma karşı söylendiğini kestirmek pek güç değil. Bu uyarıyla her sayıda karşılaşanlardan kimileri, “Evet; ama gazetenizin adı da Türkçe değil.” diyesiymiş. Alaiye, bilindiği gibi, Alanya'nın eski adı. Alanya, kendi eski adını, demek ki geçmişini, tarihini “yabancı” sayabilir mi? Bu nasıl bir aymazlık? Bu toprakların tarihi, bizim tarihimiz. 27 Nisan Cuma erçek bir yayıncılık olayı! Dünyanın en G uzun romanlarından bir olarak kabul edilen “Klim Samgin'in Yaşamı” Evrensel Basım Yayın tarafından yayımlandı. Maksim Gorkiy, bu son ve en önemli, aynı zamanda, en çok tartışılan romanını 1925 1936 yılları arasında, demek ki on bir yılda yazmış. Rusça aslından ilk kez dilimize kazandırılan romanın çevirmenleri Melaike Hüseyin ve Ö. Aydın Süer. “1870'li yılların ortalarından başlayarak 1917 devrimine kadar çelişkilerle, kavgalarla ve düşünsel çatışmalarla geçen dönemin ruhsal ve entelektüel yaşamını ortaya koyan” roman, “Sovyet edebiyatında, destansı boyutlara varan ilk ideolojik, toplumsalfelsefi, aynı zamanda da toplumsalpsikolojik bir yapıt” olarak tanımlanıyor. Türkçe çevirisi toplam 2366 sayfa tutan roman, dört cilt olarak yayımlanmış ve okura kalın mukavva kutu içinde sunuluyor. Evrensel Basım Yayın'ın son aylarda yayımladığı, Haydar Demir'in “Makine”, Nevzat Güngör'ün “Görünmez Adam” adlı iki öykü kitabı ile Yaşar Atan'ın “Akdenizli Tanrılar” adlı mitoloji kitabı da sözü edilmesi gereken kitaplar. I. “... Öcü” (Fakir Baykurt’un bir romanı). 45 29 4 22 78 16 5 44 66 56 J. Kanama, Yeni Kuşbakışı ve Ölü Kitap adlı şiir kitaplarını da yaratan şair. 43 47 3 79 1 K. İngilizce “roman”. 49 2 6 34 25 20 73 57 69 32 Yine 27 Nisan Cuma aydar Demir'in öykü kitabına verdiği “MaH kine” adından dolayı aklıma geldi. Makina mıdır, makine mi? Makineciler, sözgelimi makine mühendisleri kendilerine makine değil, makina mühendisi dedirtir. Okan Bayülgen'in, Hakkı Devrim'i değişmez konuk olarak ağırladığı programın adının “Makina” olması da akılları karıştırıyor. Oysa, yazım kılavuzlarının doğru saydığı yazım “makina” değil, “makine”. 898. sayının çözümü: A. YEĞİN, B. OPUS, C. MAĞDEN, D. YÜREĞİNİN GÖTÜRDÜĞÜ YERE GİT, E. AĞDALI, F. YUTUŞ, G. IMMANUEL, ANT, H. ND, I. LAT, J. ABDİ, K. ROSTAND, I. IŞILTI. Şiir: “güneşin doğduğu yerde/ battığı yer arasında/ göğün altında/ toprağın üstündeyim/ şimdilik!Ayten Mutlu” CUMHURİYET KİTAP SAYI 899 SAYFA 31