25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

? Yani düş kurmak, roman yazmak için yeterli midir, demek istiyorsunuz? HERKES DÜŞ KURABİLİR Elbette ki düş kurmak, yazmak için yeterli değildir. Romanı, iki değişik etmen oluşturuyor. Biri dış etmen, öbürü iç etmen. Birincisi, ikinciyi tetikliyor. Gördüğümüz, gözlemlediğimiz, dinlediğimiz herhangi bir şeyden (dış etmenden), zihinsel bir faaliyet doğuyor. Örneğin Topal Viktor'un Anıları, bundan yaklaşık otuz yıl önce dinlediğim bir fıkradan çıktı. Fıkra, dış etmeni oluşturdu. Fıkranın anlatımı yirmiyirmi beş saniye sürüyordu. İki yüz sayfalık bir roman oldu. Yirmiyirmi beş saniyeyi, iki yüz sayfaya çeviren düşsel işlevidir. Güvercinler'de de aynı şey oldu. Posta güvercini yetiştirmeye meraklı bir fizik profesörünün, 67 Eylül Olayları sırasında, güvercinlerine, Kuşdili Çayırı'nda, gitgel talimi yaptırırken, sivil polisler, profesörü, Rusya'ya haber gönderdiği kuşkusuyla tutuklamışlar. Bunu bana profesörün akrabası anlattı. Bundan da yaklaşık iki yüz sayfalık bir roman çıktı. Dış etmen için en iyi örneklerden biri, “Geçmiş Zaman Peşinde” (A la Recherche du Temps Perdu) romanında, Marcel Prouste'un çıkış noktası, çay fincanına batırdığı bir kekin kokusudur. Bu kokudan yola çıkarak bütün bir geçmişine, çocukluğuna uzanır. Peki, iç etmen dediğiniz? Dış etmenin tetiklediği bilinçaltımız. İç etmen, bilinçaltımızdır. Bilinçaltımız, sınırsız bir karanlık. Bir o kadar da sınırsız bir zenginliktir. Ne varsa yaşadığımız, yaşamadığımız, yaşayamadığımız, bütün itilimler, ulaşılmamış hevesler, pişmanlıklar, anımsamaya dayanamadığımız, anımsamaktan ürktüğümüz, kesin unuttuğumuzu sandığımız, ama farkında olmadan bizi kemiren şeyler... Tek tek saymayayım. Bilinçaltımız, aktar dükkânından farksızdır. Ne arasanız bulunur. Asıl biz ordayızdır, ama olduğumuzu sandığımız biz, bunun farkında değildir. Fazla da kurcalamaya gelmez. Dış etmenin tahrikiyle, yüze çıkmaya başlayınca bilinçaltı, her ne yazıyorsa yazsın, yazara kendisini yazdırtır. Bilinçaltındaki hazne tükenmez, aksine, sürekli dolar. Yazarın, bilinçaltını kurcalaması, bir içebakıştır (introspection). Paul Auster de bu düşüncede olmalı ki, şöyle diyor: “Her roman, yazar için bir serüvendir. Her romanda yazar, daha önce hiç gitmediği yerlere gider. Her sefer kendini yeniden keşfeder.” İşte bu, “kendini her sefer yeniden keşfetmek”, benim teorimle Auster'ın görüşünün aynı paralelde olduğunu gösteriyor. Tabii bütün bunlara eklememiz gereken bir de çağrışım olgusu var ki, zihinsel işlevin motorunu oluşturur. Çağrışımlarımızın zenginliği, derinliği, dinamiği, bizi çeviren yakın dünyamızın derinliğine, zenginliğine, niteliğine bağlıdır (aile, okul, arkadaş, öğrenim, yaşam, okuduklarımız, mesleğimiz, aşklarımız, sevdalarımız, heveslerimiz, vs). Peki, üslup, tarz, kurgu, bunlar da mı düşsel? Onlar teknik. Kurgu, düşlerle kurulmuş yapının statik hesabıdır. Payandası, tereği, taşıyıcı kolonlarıdır. Bunlar olmazsa, düşsel yapı ayakta durmaz. Teknik öğrenilir. İlk romanınız Hulki Bey ve Arkadaşları'nda bu romanınıza, Yiğit Okur'un acemi dönemi diyebiliriz öylesine ustaca bir kurgu, öylesine içiçe geçen bölümler, sürprizler var ki... Bunları öğrendiniz mi? Efendim, böyle şeylerin okulu olmaz. Ama var, Haydelberg Üniversitesi'nin Tiyatro Bölümü’nde, nasıl oyun yazılacağı üstüne dersler var. Evet var. Amerikan üniversitelerinin bir çoğunda da böyle dersler var. Bizde de edebiyat atölyeleri çoğalmaya başladı. Gene de böyle şeylerin okulu olmaz kanısındayım. Bitirmeden önce biraz da son romanınız Büyücü'den söz edelim. Mart başında dağıtımı yapıldı. En çok satanlar arasına girdi. Mart sonunda birinci baskı tükendi. İkinci baskıya geçildi. Ne amaçladınız Büyücü'de? Büyücü'de, genel olarak iki plan var: Biri ön, öbürü arka plan. Arka planda, her türlü ekonomik, toplumsal olanaklardan yoksun iki çocuğun, bir oğlanla bir kızın, bütün yoksunluklara rağmen, bir yandan rastlantıların açtığı olanaklar sayesinde, bir yandan yetenekleri sayesinde başarıya yürüyüşlerinin öyküsü, ileri gidişler geri dönüşlerle anlatılıyor. Kronolojik bir sıra içinde değil. Açıp kapanan, inip kalkan perdeler ardına. Bu arka plandaki serüven. Ön plandaki görünüş çok değişik. Romanın kahramanı kadın, bir Yeşilçam yıldızı. Bütün bir Anadolu'nun taptığı, Tanrıça. Erkek, yeşil sahaların yıldızı. Bütün ulusun sevgilisi, Kral. Şan, şöhret, para, saygınlık... Kimsenin, ulaşmayı, değmeyi dahi hayal edemeyeceği bu iki insanın, gerçek dünyalarındaki dramı yazmak istedim. FARKLI KARAKTERLER... Hulki Bey ve Arkadaşları, Piyano, Deniz Taşları gibi önemli romanlarınızın birinci derecedeki kahramanları, hatta alt ve yan kahramanlarının pek çoğu, toplumsal konum sahibi, iyi eğitim görmüş, varlıklı, Cumhuriyet eliti burjuvalardan seçilmişken ilk kez, Haliç dokları, yanmış kilise avlusu, çamaşıra giden, özveri anıtı anne, mahalle bakkalı, yalınayak futbol oynayan posta müvziinin oğlu, yetimhaneden, on üç yaşında kaçmış, sizin deyiminizle “feleğin çemberinden geçmiş” bir genç kadın... Bir de futbol!.. Oysa bir söyleşinizde futboldan anlamadığınızı söylediniz. Ama futbol yazabildiniz. Bu saptamanın yanıtını verdim, sanırım: Cinayet romanı yazmak için, katil olmak gerekmez. Kaldı ki, ben futbol romanı yazmadım. Bir meslek sahibinin, hatta iki ayrı meslek sahibinin dramını yazdım. Bitirmeden bir soru daha. Ama kolay bir soru: Yayıneviniz, özgeçmişinizde, edebiyata, şiirle başladığınızı yazıyor. Şiiri niye bıraktınız? Bu muydu kolay soru? Ben de size kolay bir yanıt vereyim. Şiir, ehlileştirilememiş kısrağa benzer. Huysuzdur. Gem vuramazsanız, sizi sırtından atar. Kıskançtır. Kendisinden başka bir şeyle ilgilenmenize asla tahammülü yoktur. Çeker gider. İntikamı da acı olur. Hukuk öğrenimini, sonra da avukatlık mesleğini şiire yeğ tuttum. O da çekip gitti. İntikamı da acı oldu. Son sorum.... Dilerim son olur. Yazmak sizin için nasıl bir duygu? Yazdıkça paylaşıyorum, paylaştıkça çoğalıyorum. ? eoztop@aof.anadolu.edu.tr Büyücü/ Yiğit Okur/ Can Yayınları/ 279 s. 896 SAYFA 5 CUMHURİYET KİTAP SAYI
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear