Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
? mu, “Gelemezseniz telefonla bağlantı kurarız.” dediler. Fakat biz düşündük; kızım Ferda doktor, “Ben senin yanında giderim, ilaçlarımızı alır gideriz.” dedi. Kızlarım Serpil ve Ferda ve damadım Kaya ile beraber gittik, o toplantıya katıldık. Bütün bu arkadaşlar oradaydı. Hepsine teşekkür ettik. Ayrıca bu kitaba yazılarıyla katkıda bulunan tüm yazarlarla ilgili olarak da söylemek istediğim şeyler var. Yukarıda isimlerini saydığım dostlarım bu kitabın yayımlanmasını ve hazırlanmasını sağlamak suretiyle, yazarlar ise bu yazıları yazarak beni onurlandırdılar ve yaşattılar. Gerçekten samimiyetle söylüyorum, bu insanların tümüne gönül borcum var, bu borcumu yaşamımın sonuna kadar saklayacağım. “Yaşamda ve Yargıda Devrimci Duruş: Halit Çelenk” kitabıyla ilgili nasıl tepkiler alıyorsunuz? Ankara'da İlhan İlhan Kitabevi'nde düzenlenen imza gününe çok yoğun bir ilgi vardı... Bu kitap yayımlandıktan sonra kitabı gören insanlar bunların içinde yayınevleri sahipleri, yazarlar ve siyasetçiler de var çok beğendiklerini ve kendi türü içerisinde böyle güzel bir kitap görmediklerini söylediler. Muzaffer İlhan Erdost'un İlhan İlhan Kitabevi'nde imza günü yapıldı. Büyük bir kuyruk oluştu. İmza saat 14:30'dan 18:30'a kadar yaklaşık dört saat sürdü. Kuyruklar dolanarak binanın kapısına kadar iniyordu. Kuyruk devam ediyordu ama kitaplar kısa bir süre sonra bitti. Bunun üzerine daha önce kitabevine gelen ve “Biz imza gününe katılamayacağız ama, bizim için kitap imza edilsin, biz sonra gelip alalım.” diyen insanlara ayrılmış kitaplar da satıldı. Ertesi gün İstanbul'dan kitap getirtildi, evime gönderildi, ben onları bu insanlar için evimde imzaladım. Oraya gelenler de kitabı beğendiklerini belirttiler. Çok değişik biçimde bana görüşlerini anlattılar, birlikte resim çektirdik. Orada bazı ilginç olaylar da oldu; örneğin hamile bir hanımla eşi geldiler. Hanımın eşi, “Halit Bey, gördüğünüz gibi eşim hamile, yakında doğum yapacak. Çocuğumuzun kız olacağını öğrendik. Kızımızın adını da Ezgi koyduk. Bu kitabı lütfen onun adına imzalar mısınız?” dedi. Doğmamış çocuğa kitap imzaladık. Buna benzer bir olayı geçmişte Dikili'de de yaşamıştım. Üç yaşında annesinin kucağında gelen bir çocuğa kitap imzalamıştım. Yine bir vatandaş geldi, elinde kitap, “Ben âşığım, ben âşığım!” diye bağırıyor. Herkes şaşkın, ona bakıyor. “Efendim ben âşığım, lütfen bu kitaba aşkı yazın.” dedi. Onun üzerine kızım Ferda dedi ki; “Madem âşıksınız, aşkı en güzel siz bilirsiniz, siz yazın.” Vatandaş, “Hayır, hayır, Halit Bey aşkı çok iyi bilir, o yazsın.” dedi. Ve ben de orada yazdım bir şeyler. Biraz sonra ikinci bir kitapla gelmez mi… “Biraz önceki kitabın sayfası yetmemişti, lütfen buna devam edin.” diyor. Böyle ilginç olaylar da oldu. Kitap daha yeni dağıtılıyor, bu büyük ilgi sürecektir... Evet, çoğunu tanımadığım birçok insan arıyor ve bazı gazetelerde kitapla ilgili yazılar yayımlanıyor. Ören'den, İstanbul'dan, Antakya'dan, Almanya'dan ve başka yerlerden arayanlar oldu, çok telefon geldi. Almanya'da çok değerli arkadaşlar var, sendikacılar, aydınlar var. Onlar aradılar. Yani kitap yeni çıktı, yeni tanıtılıyor ama büyük bir ilgi var... Ben de bu kitabı size imzalattığım günün akşamı elime aldım ve kısa sürede ilgiyle okuyup bitirdim. Çok beğendim. SAYFA 28 “BUGÜN DE AYNI MÜCADELEYİ VERİRDİM” Son olarak söylemek istedikleriniz nelerdir? Özellikle de gençlere neler söylemek istersiniz? Aldığım izlenimlere göre; gençler arasında kitap okuma alışkanlığı eskisi kadar yaygın değil. Bu sistem içinde emperyalizmin de ideolojik ve kültürel hegemonyası ve birtakım propagandalarla gençlik okumaktan uzaklaştırılıyor, yurt“SOSYALİZM İLERİ AŞAMALARA severlikten uzaklaştırılıyor. EmperyaULAŞACAKTIR.” lizm, gençliği ve halkı kendisine karşı Oysa insanlık tarihi binlerce yıldan bemücadele veremeyecek bir duruma geri devam ediyor. Bütün sınıflı toplumlartirmeye çalışıyor. Onun için ben gençleda bir baskı, bir sömürü, bir işkence sisre her şeye rağmen, bütün o propaganda temi uygulanagelmekte. Sosyalizme inave baskılara rağmen okumalarını önerinanlar, insan haklarına dayalı; tüm inyorum. Mesela her türlü yurtsever yayınsanların baskıdan, sömürüden kurtulaları, bağımsızlık ve sosyalizmle ilgili yacağı, özgür bir dünya için mücadele veryınları, felsefi yayınları okumalarını ve kendilerine göre en doğru yolu bulmalarını istiyorum. Ben 87 yaşıma geldim. İnancıma göre en doğru dünya görüşü sosyalizmdir. Ancak ve ancak insanlığı sosyalizm kurtarabilir. Tabii okuyarak ve araştırarak, özümseyerek bu sonuca ulaştım. Hata ettiğimi hiç düşünmüyorum. Bugün tekrar doğsam, aynı çalışmaları yapar ve yine aynı mücadeleyi verirdim. ‘Vietnam Kasabı’ lakaplı ABD Büyükelçisi Commer’in ODTÜ ziyaretinde arabasının yakılması üzerine açılan davada, 168 Bugün ülkesanık avukatı adına Halit Çelenk tarafından yapılan savunma sonrası mahkemenin verdiği tahliye kararının okunduğu an. mizde tüm emek(12 Mart 1969/Kitaptan.) çiler, işçiler, öğver insanlarıyız” diye konuşmalar yapımektedirler. Sovyet deneyiminin devam retmenler, gençler, aydınlar, mühendisyorlar. Ama öbür yanda Amerikalıların etmemesi sosyalizmin bittiği anlamına ler, sanatçılar, yoksul köylüler emperyakucağında oturuyorlar, çünkü iktidar gelmez. İleride dünya koşulları değişecelizme karşı mücadeleyi yükseltmeye çaoluşlarını oraya borçludurlar. Onun için ğinden ve sosyalizm denemelerinin dabalıyorlar. Bazen diyorum ki, belki de bu tür nitelemeler kesinlikle yanlıştır. Alha ileri aşamalara kadar götürüleceğinben öğretmen olarak da bu mücadeleyi tını çizerek tekrar ediyorum. Gerçek den hiç kuşkum yok. Buna Güney Amesürdürebilirdim çünkü öğretmen örgütyurtseverler bağımsızlıkçılardır, antiemrika ülkelerini örnek verebiliriz. Güney lerinde öğretmen arkadaşlarımızın diperyalist olanlardır ve emperyalizme karAmerika ülkelerinde devamlı sosyalist rençli mücadelesine yıllarca tanık olşı mücadele verenlerdir. Deniz Gezmiş sistem genişliyor, yayılıyor ve Amerikan dum. Bu mesleğin insanların aydınlatılve arkadaşları bu nitelikte insanlardı ve emperyalizmine karşı mücadele veriyormasında ne denli önemli olduğunu göronların da en gerçek yurtsever olduğunu lar. Bunlar devam edecektir. Yani insan düm ve yaşadım. Ama şu anda benim düşünüyorum. Çünkü bu uğurda canlavaroldukça ve insanın yeni bir dünya düiçin geri dönüş yok. Bana göre, öğretrını vermekten çekinmediler. zeni isteği, umudu, amacı varoldukça men arkadaşların, günümüzde de öğrenIrak'taki olaylara gelince; şimdi orada sosyalizm de varolacaktır. Yeni yeni decilerine Türkiye'nin mutluluğa kavuşAmerika günden güne yenilgiye uğruyor. nemelerle yeni yeni sosyalist sistemler ması için hangi yollar gerekiyorsa bu yolBir batağa saplanmış durumda. Şuna kurulacak ve amacına ulaşacaktır. Ben ları yurtseverce anlatmaları yararlı olur inanıyorum, Amerikan emperyalizminin böyle düşünüyorum. diye düşünüyorum.? CUMHURİYET KİTAP SAYI 896 Teşekkür ederim, sizin beğeniniz benim için çok değerlidir, onu söyleyeyim... İlhan Selçuk kitaptaki yazısında; “İlk kez ne zaman tanıdım onu? 1960'ların başında... Demek ki dostluğumuz kırk yılı aşmış; yarım yüzyılın eli kulağında... Halit Çelenk tanıdığımda sosyalistti... Bugün de sosyalist! Peki bu ne biçim iştir? Sosyalizmin raconu bozulmadı mı? Bolşevik devrimi yıkılmadı mı?” diye soruyor siz ne dersiniz? Şimdi, öncelikle sosyalizmin raconu bozulmadı. Sosyalizm bir bilimdir. Bilimsel sosyalizm, adı üzerinde; bunun bir de uygulamaları vardır. Birçok insan Sovyetler Birliği'ndeki dağılmayı sosyalizm bitti diye yorumluyor. Aslında o iş öyle değildir. Rusya'da bir deneme yapılmıştır; yani Sovyetler Birliği aslında bir denemedir. İnsanlık tarihine baktığımız zaman bu dönem nihayet yüz yılı bile bulmuyor. Ve bu deneme, insanlığa çok şey kazandırmıştır. SSCB'de parasız sağlık, eğitim, konut, emeklilik hakkı, emekçilere parasız tatil hakkı, kadınlara dünyanın hiçbir ülkesinde rastlanmayacak ölçüde geniş yasal hakların tanınması ve burada sayamadığım birçok başarılı çalışma gerçekleştirildi. Sovyetler Birliğinin dağılmasında ise siyasal, sosyal ve ekonomik birçok iç ve dış etken rol oynamıştır. Bu konunun tartışmasının başka ortamlarda yapılması gerekir. Sevgili Halit Çelenk yaşamınızda “keşke”leriniz ve “iyi ki”leriniz var mı? Geriye dönüp düşündüğümde, yaptığıma pişman olduğum hiçbir şeyi hatırlamıyorum. Düşünce planında, ideolojik olarak, insan hakları ile ilgili konularda yaptığım çalışmalardan çok memnunum ve mutluyum. Bu çalışmaları severek yaptım. Nitekim ben bir kitabımda yazmıştım: “Ben bir savunmanım. Güzel insanları savundum. Halkını seven, onların 'bir orman gibi kardeşçesine' yaşaması için gencecik yaşamlarını veren insanları... ben bu güzel insanları savunarak, onlarla beraber, insan sevgisini, barış dolu, özgür ve mutlu bir dünyayı savundum. Bu güzel insanları seviyorum.Bir yaşam bu sevgiyle geçti. Kendilerini tüm insanlığa adayanlara bir yaşam vermek çok mu?” diye... Cumhuriyet gazetesinin ikinci sayfasında çıkan yazılarınız ilgiyle okunuyor, özellikle de son zamanlarda Irak konusunda yazdıklarınız... Irak'taki dram sizce nasıl sonuçlanır? Hatırlatma olarak burada şunu söyleyeyim; Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin Aslan ve arkadaşları antiemperyalisttiler ve bağımsızlıkçıydılar. Türkiye'nin bağımsızlığı için mücadele verdiler ve ülkenin emperyalist etkilerden arındırılması için mücadele verdiler. Bir yerde bugünkü olaylar, yani Irak ve benzeri yerlerdeki olaylar onların bu düşüncelerinin ne kadar doğru olduğunu gösteriyor. Şimdi bugün insanlığın en büyük düşmanı emperyalizmdir ve bir insanın gerçek anlamda insan hatta yurtsever sayılabilmesi için o insanın hem bağımsızlıkçı hem de antiemperyalist olması gerekir. Bu nitelikleri olmayan bir kimse, zaten yurtsever olamaz. Bazı yöneticiler basında, televizyonlarda “Efendim, ben ve arkadaşlarım Türkiye'nin en yurtse bugün BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) olarak hazırladığı ve uygulamak istediği proje ta Kuzey Afrika'dan Çin sınırlarına kadar 22 devleti içine alıyor. Yani emperyalizm bütün bu devletleri, bazılarını anlaşma yaparak, bazılarını silah kullanarak kendi emellerine hizmet ettiriyor, ettirmek istiyor. Amaçları yeraltı servetlerine el koymak, petrole el koymak ve o ülkelerin bor, demir gibi yeraltı servetlerine sahip olmaktır. Er geç insanlık emperyalizmi yenecektir. İnanıyorum ki bir yerde yenik düşecektir ve insan haklarını savunan işçiler, öğretmenler, aydınlar, köylüler ve tüm halk kesimleri başarıya ulaşacaktır. Buna inancım tamdır. Tabii ki Türkiye'nin talihsizliği, varlığını emperyalizme borçlu bir iktidarla yönetilmekte olmasıdır. Onları iktidara getiren emperyalist güçlerdir. Bu anlamda onları yurtsever olarak kabul etmek, Türkiye'nin refahı için mücadele ettiklerini söylemek mümkün değildir.