Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
? na geldi hemen önümde durdu. Elbette büyük bir tesadüftü ancak hayatım boyunca hem bu kadar yakından bir balinayı görmek istediğimden dolayı bu benim için unutulmaz bir an oldu. GEZİ KİTAPLARI YETERSİZ Gelelim Türkiye’deki gezi kitapları hakkındaki düşüncelerinize. Nasıl bakıyorsunuz son zamanlarda Türk edebiyatında artan gezi edebiyatına? Çıkan tüm gezi kitaplarını takip ediyorum ve dikkatli bir şekilde inceliyorum. Bence herkes kendi kalemine göre yazıyor ancak yine de bir rehber/gezi konsepti içinde olduğunu düşünmüyorum. Ben kitabımda bunu vermeye çalıştım bir gezgin kitabımda yazan bir yere gidince okuyarak kendi kendine tur yapabilir. Maalesef çıkan çoğu gezi kitabı anısal/öyküsel nitelikte olduğu için birebir gezilecek yerler hakkında detaylı bilgi vermemekte. Tüm bu ilginç güzergâhlara gitmeden önce nasıl bir hazırlık yapıyorsunuz? Ulaşabileceğim tüm kaynakları mutlaka okuyorum. Gideceğim yere kesinlikle bir ön bilgi sahibi olarak gidiyorum. Zaten olması gereken de bu, her gezgin gideceği ve keşfedeceği güzergâh hakkında mutlaka bir ön okuma/araştırma yapmalı. Okuduğum her kaynaktan kendimce notlar çıkartıp ona göre bir program oluşturuyorum. Bu aldığım notlara sonra güzergâha gidince kendi detaylı notlarım ilave oluyor elbette. Sizin için “bu çok zor” bir güzergâh dediğiniz bir yer oldu mu? Bir kadın olarak Tibet’te tuvalet konusunda oldukça zorlandığımı söyleyebilirim. Lasa – GyantseŞigatse gibi yerler arasında yapılan yollar çok uzun ve yükseklikten dolayı sürekli su içmeniz gerektiğinden sık sık tuvalet ihtiyacınız oluyor. İşte asıl sorun bu noktada çıkıyor; çünkü gittiğiniz yerde tuvalet nerdeyse yok gibi. Böyle bir durumda doğaya sığınıyorsunuz fakat elbette bir kadın için bu tahmin edildiği kadar kolay değil. Zaten sabah havanın çok soğuk olması, öğlen ise inanılmaz sıcak olması lahana gibi giyinmenize neden oluyor. Bu da Tibet gibi yerlerde ilave bir zorluk oluyor. Ben bunları sitem ettiğim için söylemiyorum, mevcut bir zorluk olarak belirtmek istedim; ancak her zaman olduğu gibi bunun da bir keyif alınacak noktası var. Asıl güzel yanı da bundan bile keyif alabilmek, böyle bir tecrübeyi yaşayabilmek. Ben buna zorluğun keyfi diyorum. HER YERE HERKESLE GİDİLMİYOR Genelde tek başına mı, yoksa grup ile seyahat etmeyi mi tercih edersiniz? Yalnız başıma seyahat etmeyi hiç sevmem, çünkü ben insan canlısı birisiyim ve yanımda mutlaka birilerinin olmasını isterim. Anında gördüklerimizi, yaşadıklarımızı paylaşmak ve tartışmak için. Ancak elbette gideceğim yeri kaldırabilecek gruplar ve/veya arkadaşlar ile gezmeye önem veriyorum. Çünkü uyuşmadıCUMHURİYET KİTAP SAYI ğınız ve sizin kadar heyecan duymayan insanlar ile dolaşmak pek de keyifli olmuyor açıkçası. Zaten kısıtlı zamanlar ve hayatın yoğunluğu içinde yarattığınız bir zaman diliminde seyahat ediyorsunuz, onun için yol arkadaşlarınız çok önemli. Her yere herkesle gidilemiyor. Bundan dolayı genellikle ya ailem ya da FEST Travel’ın grupları ile seyahat ediyorum. Önsözünüzde bahsettiğiniz Faruk Pekin hakkında biraz bizi aydınlatır mısınız? Faruk Pekin’i babamların bir arkadaşı sayesinde tanıdım ve ilk andan itibaren kendisine hayran oldum. Hem kişiliğini çok beğeniyorum ama en önemlisi bilgisi önünde saygıyla eğiliyorum. Bu kadar lafı, bu kadar dünyanın tarihine, çok gerilere giderek, çok detaylı bir şekilde aktarabilen başka birisini tanımıyorum. Tüm dünya yüzündeki o tarihte nerde ne olmuş detaylarını birleştirerek o kadar güzel anlatıyor olabilmesi bence bir mucize. Ama dinler tarihi olsun, ama siyasi tarih olsun, ama kültürel tarih olsun bütün bunları bir insanın aklında bulundurması ve aktarabilmesi inanılmaz bir şey. Tek kelime ile bir bilgi dehası ve bence Türkiye’de bu kadar bilgi donanımına ve seyahat tutkusuna sahip başka birisinin olduğuna inanmıyorum. Katıldığım hiçbir turunda bir aksama, bir sorun yaşamadım ve bu kesinlikle şans değil aksine derin bir tecrübe. Kitabınızın size ilişkin tüm gelirini Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı’na bırakacağınızı belirtmişsiniz. Bu konuda bizi biraz aydınlatır mısınız? Kendim için yazmış olduğum bu kitabın gelirini hiçbir zaman kendime almayı düşünmedim. Bundan dolayı etkinliklerine ve uğraşlarına inandığım “Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı”na tüm geliri bağışlama kararı aldım. Böylece kültüre önem veren bu vakfın gelen geliri benim yapamayacağım şekilde misyonları doğrultusunda çok daha faydalı kullanacaklarını biliyorum. Öte yandan basınımızın bu tarz vakıflardan bihaber olduğundan dolayı arkamda “Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı”nın olmasını istedim ki böylece basın belki biraz olsun faaliyetleri konusunda ilgilenir. Bu tür sosyal topluluk bilincini geliştirmemiz gerekiyor ve her fırsatta destek olunması gerektiğine inanıyorum. ? Fotoğraf: Zekeriya S. Şen Keşiften Keyfe Yolculuk/ Pervin Bilol/ İnkılâp Kitabevi/ 384 s. 856 SAYFA 9