Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
B U L M A C A 1 J 2 A 3 E 4 H 5 F 6 İLKER MUMCUOĞLU C 7 M 8 H 9 K 10 C 11 J 12 B 13 C 14 M 15 F 16 J 17 B 18 E 19 H 20 A 21 C 22 A 23 G 24 J 25 K 26 B 27 G 28 I 29 A 30 C 31 N 32 N 33 C 34 C 35 I 36 E 37 D 38 I Feyza HEPÇİLİNGİRLER 48 N Türkçe Günlükleri mında çok önemli. Bir yudum alsalar bile çayın semaverde yapılıp yapılmadığını anlıyorlar. Akşamki Hüseyin Turan konserinden önce biraz dinlenmek için otele döndüm. Şimdiye kadar, Türkçe konusundaki hemen her konuşmamı, Türkçenin kurtuluşunun gençlere, gençlerin Türkçe davasına sahip çıkmasına bağlı olduğunu söyleyerek bitirdim. Amasya’da, kendilerine “Ata Türkçeciler” diyen gençlerin çalışmaları bu yüzden çok ilgilendiriyor beni. Bir yıldan beri çalışıyorlar. Onlar sayesinde, Amasya’da yabancı ad taşıyan işyeri neredeyse kalmamış. Türkçeyi seviyor ve korumak için çırpınıyor olmalarının altında herhangi bir siyasi görüşün etkisini aramaya kalkıp bu çocukların cesaretini kırmamalı. Şimdiye kadar Türkçenin başına ne geldiyse Türkçeye politik yaklaşmaktan ötürü geldi. Herkes kendi politik bakışı çerçevesinde yaklaştı. Oysa Türkçeden yana olmak, önkoşul gerektirmemeli. Bu milliyetçilik değil, muhafazakârlık hiç değil. Küreselleşme adı altında dillerin, kültürlerin yok edilişine karşı alınması zorunlu bir tavır. Yalnız dile değil, insanın insan olarak kendisine göstermesi gereken saygının da gereği. 39 E 40 I 41 A 42 N 43 C 44 E 45 E 46 D 47 E 25 Haziran Pazar 49 B 50 A 51 B 52 D 53 L 54 A 55 H 56 E 57 G 58 K “H 59 E 60 A 61 H 62 I 63 H 64 E 65 E 66 G 67 N 68 G 69 L 70 E 71 C 72 M 73 L 74 M 75 E 76 F 77 E Önce aşağıda tanımları verilen sözcükleri bulmaya çalışın ve her bir harfi bir yatay çizgi üzerine gelecek biçimde yazın. Sonra çizgilerin altlarındaki sayılara göre bu harfleri bulmacadaki aynı sayılı karelere aktarın. (Kara kareler iki sözcük arasını gösterir. Bir satırın sonunda kara kare yoksa, bu, sözcüğün alttaki satırın başına sarktığını gösterir.) Bulmaca tamamlanınca sorulan tanımların karşılığı olan sözcüklerin ilk harfleri yukarıdan aşağıya doğru bir şairin adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse Salih Mercanoğlu’nun bir şiir kitabının adını oluşturacak; bulmaca karelerindeyse, aynı şiir kitabından bir alıntı ortaya çıkacaktır. Tanımlar ve sözcükleriniz: A. Abbas Sayar’ın bir romanı. 41 60 50 2 29 20 54 22 rimden,/ Bir yerlerinde sen uçarı ellerimin/ Yarım şişe rakının sözü mü olur”). 68 66 57 23 27 H. Kirli ya da donuk sarı renk. 8 61 19 63 4 55 I. 1990’lı yıllarda 2 sayı yayımlanmış olan bir şiirsanat seçkisi. 38 35 62 40 28 J. “Everest My ...” (Sevim Burak’ın romanoyun kitabı). 24 1 11 16 K. Deterjanlara belirli oranda katılan bir madde. 58 25 9 L. Büyük kuvvetlerin itaat halinde görünüşü ruha ne ağır bir ... veriyor.” (Ahmet Haşim). 53 69 73 M. Fas’ta sultanı devirmek isteyen kimseye verilen ad. 74 7 72 14 N. “Bir vicdan/ Bana ... ediyor işte bitip gittiğimi.” (Tevfik Fikret). 32 48 31 42 67 B. “o koku bütün hüzünlerin ilkidir/ ne kadar şairsem/ o kadar gizlidir çocukluğumda/ cizlaveT kokusu” dizelerinin de yer aldığı, Şahbender Korkmaz’ın şiir kitabı. 49 12 17 26 51 C. Bilginlerimiz sağolsunlar/ Bir vitamin buldular/ Çalışınca azıcık;/ ... .../ Ulusalcılık!” (Cemal Süreya). 6 33 10 21 34 30 71 43 13 D. Müzikte “makam” anlamında kullanılan bir sözcük. 52 46 37 E. “... ... Evi” (Anna Kavan’ın bir yapıtı). 65 45 39 3 59 75 18 47 36 70 77 56 44 64 F. “... Evi” (John Le Carre’ın bir romanı). 15 5 76 G. “Ercüment ...” (“Senin öpüşlerin benim ağzım/ Eğil su iç diyorum geyiğim/ Bir kaçak miço geliyor masmavi denizle arika bir ülke olarak süper bir gelişim gösterdik ya biz, aman da bravo bize...”ymiş. Adam bıçaklayan kadını “lönk diye” sahneye çıkaran da bizmişiz, “bir mankenin salak bir muhabirle yaptığı dandik röportajı gecenin birinde izlemeden yatma”yan da. “Kuzu sesinin ‘me’ olduğunu çözdüğümüz bulmacalarla kendimizi zeki sanır”mışız. “Hem hayvana tecavüz eder hem namus için adam doğrar”mışız. (Özgür Yici, Haftalık, 16 22 Haziran 2006, sayı: 167, sayfa: 2) Bu bir dergi yazısı. Hemen sonra baktığım bir gazetenin köşe yazısında, “Süte su katan üretici”den, “demirden çalan müteahhit”e, “çocuğunu en küçük yaramazlıkta sille tokat döven baba”dan, “arabasını geçitteki yayaların üzerine süren taksi şoförü”ne kadar pek çok tip sıralandığını ve ne zaman adam olacağımızın sorgulandığını okuyunca dayak yemiş gibi oldum. “Kişisel çıkarlarımızı adalete boyun eğer hale getirdiğimizde ‘adam oluruz’ ancak... O güne kadar, kuralsız bir cehennemde ayakta kalma yarışıdır ömrümüz.” (Yiğiter Uluğ, Vatan İki, 23 Haziran 2006, sayfa: 21) diyordu yazar. Gazetecilerin, her toplumda görülebilecek kimi sapkınlıkları toplumun geneline mal ederek kendi insanlarını aşağılamak, onların anlamlı ve güzel işler yapma cesaretlerini tümden yok etmek gibi bir görevleri mi vardır? O alay ettikleri insanların bu duruma gelmesinde “medya mensubu” olarak kendilerinin hiç mi payı yok? Her gün kafasına vura vura terbiye etmeye çalıştığınız babayı, çocuğunu dövüyor diye ayıplamaya hakkınız var mı? Hangi ülkenin gazetecisi halkını bu kadar küçümser, halkıyla bu kadar alay eder? Çinlileri, Hintlileri, Japonları da böyle küçümser mi gazetecileri? Bir Fransız gazeteci Fransızları, Amerikan gazeteci Amerikalıları böyle aşağılayabilir mi? Her gün bu sözleri duyan kişinin kendine güveni, kendine saygısı kalır mı? Peki bu insanın diline saygısı ve dilini savunma cesareti kalır mı? Türkçenin Türkçe olmaktan, Türkiye’nin Türkiye gibi görünmekten çıkmasında özgüveni yerle bir eden bu tutumun rolü mutlaka hesaba katılmalı. 29 Haziran Cuma arpıklığı işaret” mi “çarpıklığa işaret” mi? Yakup Almelek’in bir sorusu... Tümcenin tamamı şöyle: “Yazar, toplumumuzda gözlemlediği bir çarpıklığı işaret ediyor.” Eylemler yapılışlarına göre nesne ya da dolaylı tümleç alır. Dolaylı tümleç (adı üstünde) eylemle dolaylı bir ilişki içindeki kavramın görev adıdır; nesne ise eylemle doğrudan bir ilişki içindeki kavramın. “İşaret etmek” yerine Türkçesi; yani “göstermek” eylemi kullanılsaydı, nesne gerekecekti: “Bir şeyi göstermek”. Ama “işaret etmek” için “bir şeyi işaret etmek” denebileceği gibi, “bir şeye işaret etmek” de denebilir. “Ç 4 Temmuz Salı T 27 Haziran Salı Y 854. sayının çözümü: A. Oğullarım, B. Kelkit, C. Umde, D. Yf, E. Adıvar, F. Necdet, G. Ucube, H. Seghers, I. Ödemek, J. Yelve, K. Kasavet, L. Üç Halka Yirmibeş. Metin: “Belki de her kadında O vardı, belki her şefkatli göğüste suçlu ayetler ve yasak meyve. Cem Mumcu” eşilırmak’ın yeşil aktığı için, Kızılırmak’ın ise üzerinden geçtiği topraklardan dolayı kırmızı göründüğü için Yeşilırmak ve Kızılırmak adlarını aldığını bilmiyor olmam büyük bir ayıp doğrusu. Kızılırmak’ı hâlâ görmedim; ama Yeşilırmak’ın yeşil yeşil aktığını bugün gördüm. Amasya’dayım. Deniz, ırmak, göl kıyısında olan bütün kentlere suyun kazandırdığı güzelliklerin yanında mimarisiyle de tarihiyle de yaşanası bir şehir Amasya. Henüz her yerini gezme fırsatım olmadı. İki buçuk saat kadar süren konferansın yorgunluğunu atmak için öğretmen ve öğretim üyesi hanımlarla şehre tepeden bakan bir kafede semaver çayı içtik az önce. Semaver, Amasyalıların yaşa ürkan Yeşilyurt’un “Yasakmeyve” yayınlarından çıkan, özellikle ters takılmış, lacivert mor kapağıyla insanı şaşkına çeviren haşarı kitabı “dün kendimin önünden geçtim” özellikle üzerinde durmak için ayırdığım şiir kitaplarından. Şiirlerin adı da kitabın adı gibi zengin çağrışımlı, esprili: “Halüsinasyon çiçeklerini vazoya koydum”, “Özür dilerim kesici bir alettir aşk”, “Şarkıya dargın nota sehpası”, “İç hayatımı dış hayatıma nasıl sığdıracağım”, “Kalakaldım uzun konçlu çizmelerle”, “Kedi gibi hırlayan tüylü gece”, Öldürme yaşım geldi”... Bu son şiirden bir tadımlık: “göbeğinden zımbalı sıfır / iki nüshayım suretim aslım kayıp / borca batak bilançoyum / kaç poşet panik her akşam kapı önünde”? feyzahep@gmail.com Yıldız Teknik Üniversitesi Türk Dili Bölümü Çukursaray Binası Kat: 2 Barbaros Bulvarı 34349 Yıldız / İstanbul CUMHURİYET KİTAP SAYI 856 SAYFA 31