Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
? Ömer Hayyâm Rubâîleri münden üç asır sonra Şeyh Mahmudı Yerbudâğî tarafından derlendiğini, bu eserin Oxford’daki Bodleian kütüphanesinde olduğunu ve Şiraz’da yazılan bu dergiden sonra 146263’te Yâr Ahmed Reşîdi Tebrîzî’nin, Ömer Hayyâm rubailerini “Tarabhâne” (Sevinç Evi) adını verdiği dergide topladığını söylüyor. İstanbul Üniversitesi Nurı Osmânî kütüphanesinde bir nüshası bulunan bu eser ile yine İÜ Kütüphanesi “Nadide Eserler” bölümünde yer alan Tarabhâne nüshalarını çalışmasına asıl kaynak olarak aldığını belirtiyor. İngiliz yazar ve araştırmacı Fitzgerald’ın 1859’da İngilizceye büyük ustalıkla çevirdiği Hayyâm rubailerinden sonra “İngiltere’de yalnız bir yılda 1913 yapılan Ömer Hayyâm çevirilerinin sayısı 120’ye ulaştı”. Danimarkalı Christenson ve Rus Zhukovski, Ömer Hayyâm ve rubaileri üzerine kapsamlı araştırmalar yayımladılar. Türkçede de yukarıda belirttiğimiz gibi çevirileri yapılmış olan Hayyâm’ı yeniden niçin çevirdiğini şöyle açıklıyor Kırca: “Bu çalışma, yalnız ve yalnız gerçek Ömer Hayyâm rubailerini asıl metinlerine uygun olarak ve onun söyleyişindeki güzelliklere yaraşır bir şekilde sunma çabasıdır.(…) İstedim ki az ama öz olanla günümüzün bağnazlıktan, haksızlıktan, ezilmişlikten, umutsuzluktan bunalan insanına bir mesaj verebileyim.” Çevirmen, amacını böyle açıkladıktan sonra bugüne kadar yapılan çalışmaları küçümsemediğini ama yapılan çevirilerin de yeterli olmadığını belirtmektedir. Zaten kendisini Hayyâm’ı yeniden çevirmeye götüren bu etken olmuştur. Ahmet Kırca’nın bu çalışmayı yapabilmek için üç yıl boyunca kütüphaneleri mesken tuttuğunu, Fitzgerald’ın kitabını İngiltere’den getirtip incelediğini ve önsözde andığı birçok Hayyâm çevirisini karşı karşıya getirdikten sonra çeviri işine soyunduğunu biliyorum. Zaten çalışmaya değer katan, öncelikle çevirmenin bu titiz ve karşılaştırmaya önem veren tavrı olmuştur. İYİ ÇEVİRİ YAPABİLMEK İÇİN Kırca, iyi bir çeviri yapabilmek için dil bilmenin, şiiri bilmenin, ozanın düşünce biçimini bilmenin ve şiirin yazıldığı dönemdeki sosyal, siyasi ve kültürel yapıyı bilmenin gerekliliğine dikkat çekerek Yahya Kemal, V. Mahir Kocatürk ve eklenebilecek daha birkaç ismin dışında, doğru (metinlere uygun) ve güzel (şiirsel) bir Hayyâm çevirisi yapılamadığı düşüncesindedir. Bu soruya “Hayır!” cevabını veren çevirmen şöyle demektedir: “Nedeni ise açıktır; herkes işin bir ucundan tutmuş ama doğru tutmadığı, dili bilen şiiri KİTAP SAYI ? İhsan TEVFİK Dedim: Bilgiden yana kalmadı bir eksiğim, En gizliyi bile çözdüm, az çok öğrendim. Yetmiş iki yıl yaşadım gece ve gündüz; Anladım ki hiçbir şey bilip öğrenmemişim. ukarıdaki rubai, Ömer Hayyâm’ın şiirlerini Türkçeye özenle çeviren Ahmet Kırca’nın kitabından alınmıştır. Ötüken Yayınları’ndan çıkan kitapta Hayyâm’a ait 180 rubainin çevirisi yer alıyor. Hayyâm, her ne kadar bir şey bilip öğrenmedim dese de rubaileri asırlardır insanlığa çok şey söylüyor. Nice bilgelik çadırının dokumasında başusta olarak çalışmıştır da kıymeti çok sonradan bilinmiştir: “Hayyâm bilgelik çadırları dokudu da/Yine kurtulmadı, yandı dert potasında/Ecel celladı gelip ipini kesti/Ucuza satıldı kader çarşısında” Şiirleri çeviren Ahmet Kırca, Genelkurmay Başkanlığı ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı karargâh ve kuruluşlarda çeşitli görevlerde bulunmuş emekli bir albaydır. Kuleli ve Işıklar Askeri Liselerinde öğretmenlik ve Silahlı Kuvvetler Dil Okulu’nda Farsça öğretmenliği yapmıştır. Kırca, yıllardır Farsça ile olan bağını temiz ve özenli bir dille yaptığı çevirilerle yeni bir boyuta taşımayı başarmış, 24 sayfalık bir önsözle iddialı bir eser ortaya koymuştur. Y İLK ÇEVİRİ FEYZİ EFENDİ’DEN Türkçeye ilk çevirisi 1903’te Mektebi Sultanî (Galatasaray Lisesi) Farsça öğretmeni Muallim Feyzi Efendi tarafından yapılan Hayyâm, daha sonraları birçok kişi tarafından çevrilmiştir. Türkçede 20’ye yakın çevirisi olan Hayyâm’ı çevirenler arasında; Abdullah Cevdet, Abdülbaki Gölpınarlı, Yahya Kemal Beyatlı, Asaf Halet Çelebi, Hamamizade İhsan, Rüştü Şardağ, Sabahattin Eyüboğlu, Mehmet Kanar gibi isimler sayılabilir. Ahmet Kırca, önsözde Ömer Hayyâm rubailerini bir araya toplayan ilk eserin (146162) onun ölüSAYFA 26 ? CUMHURİYET 876