26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Peyami safa'mn romanları yeniden yayımlamyor I'P.YAMİ SAFA F:ıtihll;ııbı\e FatihHarbiye nıa, çok daha eski tarihlerc dayanmaktadır ve bıırada üzerinde durulması gereksiz ekonomik nedenleri de vardır ve tarih çi Mustafa Akdağ'ın vurgtıladığı üzere günümüzün terminolojisiyle dillendirildiğinde, emperyalıst bir içeriğe de sahiptiı. ( Akdağ, M. : Türkiye'nin tktisadî ve tçtimaîTarihi, C.l, s.439, Cenı Yaymevi 1974). Akdağ, Âşıkpazade'nin "Türkler Anadolu'ya gelince giyım ve yıyımlerınde derin değişiklikler olmuş, hattâ bu vaziyette muhafazakâr unsurlar Türk ccmiye tindc doğan yeni hayata itiraz seslerini yükseltmişlerdi" diye yazdığını belirtmcktedir (Akdağ. A.g.c. s. 463. 4 ııo.lu dip not). Halil lnalcık da, Doğu/Batı sorunsa lının Karlofça Barışı'nın ardından sadrazamlığa atanan Raıııî Mehmet Paşa dönemine (1699) tarihliyor ve "ButatihOs manlılar'ın Batı medeniyetine yöneliş hareketinin başlangıcıdır" diye yazıyor ( lnalcık, 11. : Doğu Batı, Makaleler, C.l, s.2l 3, Doğu Batı Yayınları, 2005). Daha Bizans'la ilk temaslardan ıtıbaren öteki kiiltüre karşı yükselcn bu tepkisel (reflexive) oldıığu kadar ideolojik olan itiraz seslerinin, Cumhuriyct döneminde birdenbiıe ve ken dıhğındcn biçimde kesilmesi olanaksızdı Siyasal ve kültü rel mııhalefet Birın ci Meclis'te kendini göstcrmiş, lzınir Suıkastından sonra re jim sertleşmek gereğini duymuş, Takrir i Siikıın Kanu nu'nu çıkarmıştır. Başka yasalar da çıkarılmıştır elbet. Fatıh/Harbıye, bu yasaların yürürlükte olduğu bir yılda (1931) Türkiye'nin modernleşmc çabalannı gündeme getırmiş, "memleket teki asrileşme cereyanlanna" (FH, s.53, Ötiiken Yayınevi, 1968. Vıırgulama benim) bir eleştirel tepki ol mııştur. Romancının kendi yetkilisi kıldığı dış anlatıcı, şöyle demektedir bir yerde, roman kişilerindeıı Neriman'da gözlenen değişiklikleri betimlerken : "Lozan sulhundan sonra, resmî Türkiye'nin de kanunla herkese kabul ettirdiği bir asrileşme, Neııman'ın ruhunda gizli gizli yaşayan lıu iştiyaka eiı kuvvetli gıdasını vermişti. Akraba ve arkadaşlarından, örnekleıden, gittikçe medenıleşen tstanbul'un dekorundan, kitaplardan, resbı lerden, tiyatro ve sinemalardan gclen bu telkinler, yeni kanunlarda müeyyidesini bulmuş oluyordıı" (s.'5'5. Vurgulama benim). Burada iki kez kullanılan yasa sözcüğiine dikkat etmek gerekir. I'oplumsal yaşam gibi kültürel yaşam da yasalarla yönlendirilmektedir. da göriilen kamusal alan çelişkilerine ("Zevkli bir kadın eliyle döşenmiş küçük bir ev odası gibi" görünen" Löbon ile "daima bir dükkân fikriyle düşünülen pastacı, muhallebici" (FH, s.3 I) olduğu kadar ekonomik, dolayısıyla sınıisal olanaksızlıklara da gömlermeler bulunmak tadır elbet romanda (Nerıman'ın babası kızartma yapmaya hazıılanan kızı Neriman'a Faiz Bey "zeytinyağını az koyun" diye seslenmekte (Fl I, s.41), para bııl mak için "sarrai sarıal dolaşmakta"dır (FH, s. 107). Ama Doğu/Batı ya da modernleşme sorunsalını alaturka/alafranga musiki düzeyinde ele almayı tercih etmişrir Peyami Safa. 2. Musiki sorunu, Tüık mulıalazakârlığının olduğu kadar Türk mondenliğinin de ideolojik turnusol kağıdı olmuştur. Tanzınıat ve Meşıutiyet lomanının hemen tümunde bu sorun düzey larklılıklarına rağ mcn, ısrarla ışlencn izleklerden başlıcasıdır. Urneğin HaJide Edip ilk romanı Heyıılâ'dan (1909) başlayarak Seviye Ialip (1910), Handan (tefrıka 1912), Mev'ud Hüküm (1918) hüküm gibi romanlarında musiki sorununa yer vermekte ve zamanının üst sınıflarında B.ıtı enstrümanlarına büyük ilgi duvulduğuna ilışkın betımlemeler yapınakta ve "piyanonun" ncredeyse Batılılaşmanın göstergesı konumuna geldiğini ima etmektedır.(Bk : Cîürbüz, U. : Meşrutiyet Romanında Yapı ve Tema, C.l,s,449, M.F..B Yayınları, 1997). Bu romanlarda açık bir Batı nıüziğı yandaşhğı sergilediği söylenebilecek olan Halide Edip, dönemın ()smanlıcılık/Türk çülük tartışmaları bağlamında Türk ınusi kisinin bir savunucusu olmaya Yeni Turan (1912) rnmanıyla başlamıştır. Bütüıı Tanzimat ve Serveti Fünıın romanı, nnı sikiye karşı gösterilen derın ılgiyi yansıtır. Roman kahramanlarının büyük bölümü en az bir enstrüman çalarlar ve Batı müzi ğinden yana bir eğiliın gıisterırler. Kuşkusuz, romancılar aıasında Batı mü/iği tutkusunu moda, daha doğrıısu bir gösteriş belirtisi sayanlar (örneğin Ahmet Mıthat F.fendi) da vardır. (Bk : Kavcar : C : Batılılaşma Açısından Servet i l ü n u n Romanı, ss. 125140. Kultur Bakanlığı Yayınları,1985). ASRİLEŞME SORUNU Peyami Safa, Türkiye'nin modemleş mc, romandaki sözcükle asrileşme sonınıınıı, doğrudan doğruya bir aydınlar çcvresınde ele almamakta (aydınlar, romanın sonıında Ferit'in evindeki toplantıda ve sınırlı sayıda bir darüllunun müderrisi, bir mıısiki muallimi ve Ferit gö rünurler, (FH s. 109 vd.) ve siyasal/felsefi sistenıler bağlamında tartışmarnakta, dış anlatıcmın "halis Türk mahallelerinden" (FH, s.29) bıri saydığı Fatih semtini top lumsal uzam olarak seçmekte, olayları emekli bir babayla Darülelhan'da okuyan kızının çevresinde örmektedir. Kuşkusuz, "lıelvacıların sakız gibı incele incele ıızanan, sokak diplerine bulaşan ezik, yapışkan seslerinin" (FH, s.39) doldurduğu Fatih ile Neriman'da "yeni bir hayatın iştiyakını ve yeni bir medeniyetin şuurunu ııyan (dıran)" (Fl 1, s.39) Harbiye arasın Daha Osmanlı döneminde betimlenmeye başlanmış iki farklı kültürün çatışmasından doğan, bugün artık Doğu/Batı sorunsalı diye adlandırılan travmatik sorunların, Peyami Safa'nın sadece romancılığını değil, düşünce adamlığını ve gazeteciliğini de yönlendirdiği söylenebilir. Öyle ki, romancı, kendisinin de yaşadığı kültürel travmayı çözümleyebilmek amacıyla,i938yılında Türk inkılâbına Bakışlar adlı bir kitap yayımlamıştır. AhmetOKTAY 1. GÜÇ BİR KARDEŞLİK... Buradan bakıldığında, Peyami Safa'nın Tanzimat ve Meşıutiyet romancılannın sorunsalı çerçevesinde kaldığını ve onla rınkine benzer bir bircşim (sentez) aradığını itiraf etmck gerekir. Bu bireşim umudunu, Fatih/Harbiye'den çok sonraki yıl larda Ahmet 1 lamdi Tanpınar şöyle dillendirır: "Dede Fiendi ile beslenmiş bir ruh için Bach sadece bir kardeştir", ne var ki, Tanpınar bu kardeşliğin arasında daima var olacak bir ıızaklık bulunacağını ima etmekten de kaçınmaz : "Bir Bach, bir Bethoven, bir Itrî, bir Mozart, bir Dede daima beraber yaşanmak için çok güç arkadaşlardır" ( Bk : Tanpınar, A.11. : Yaşadığım Gibi, s. 342 ve s.354, Dergâh Ya yınlan, Tarihsiz). Fatih/Harbiye, Ncriman ve Jjinasi'nin Darülelhan'dan "birlikte" çıkışlarıyla baş lar. tki öğrenciden Neriman ud, Şinasi kemençe çalmaktadır. Aralarında "ycdi senclik" (FH, s.12) ılişki bulunan iki genç, Neriman'ın babası Faiz Bey'ın de isteğiyle evlenmeye hazırlanmaktadırlar. Ama ikisi de aralarında bir "kara kedi"nin dolaşmakta olduğunu sezmekte dirler. Şinasi'nin içine ilk bilinçlı kuşku, Darülelhan'dan birlikte çıktıklaıı o gün, Ncriman'ı, Beyazıt'ta evine gideceğı yerde Fatih Harbiye tramvayına "herkesten evvcl atlamaya mııvaffak olduğunu" (Fl I, s.9) gördüğünde düşer. Bu olay, Şinasi'nın genç kızda meydana gelen değişmeleri epeydir fark ettiğini düşünmesıni sağlar. Orneğin "yirmi gün evvel Neriman Darülelhan'dan erken çıkmış, ayağında yeni yaptırdığı dekolte rügan iskarpinler ve üstünde filizî renkli mantosuyla" Şinasi'nin C U M H U R İ Y E T KİTAP S AY I 802 F atih/Harhiye, Peyami Safa'nın erkcn dönem yapıtları arasında, Dokuzuncu Hariciye Koğuşu'nun yanında, kült roman nitemini kazanmış ikinci kitabıdır. Fatih/1 îarbiye'nin bir kült roman oluijunun, günümüzün göstergcbılim, yorum bilgisi, psi kanaliz vb. gibi disîplinkrincien de yarar lanan yazmsal eleştiri ölçütlerini göz önünde bulundıırarak konuşursam, 1930'ların egemen romanının kıırgıı tek niklerini vc anlatım prosedürlerini dönüştürüp yenilenıesinden çok, Meşrutiyet, hattâ Tanzımat döneminde fark edilmiş küllür kırılmasının yarattığı sorunlara, Kemalıst Cumhuriyet ideulojisinin egemen kılınınaya çalışıldığı yıllarda, eleştirel açıdan değinnıesinden kaynaklandığını söylemek gerekir. Peyami Sala'nın romanın tasarlandığı ve yazıldığı yıllarda reji mc ve resmı ideolo|iye tümüylc karşı olduğu söylenemese bile gündelik hayatta sonuçları lıcmen gözlemlenebilen kimi uygulamaların ürerrıği kültürel kırılma ve çatışmalardarı tedirgin olduğ u belırtilebılir. Daha Usmanlı döııenıinde betimlenmeye başlanmış ikı tarklı kültürün çatışmasından doğan, bugün artık Doğu/Ratı sorunsalı diye adlandırılan travmatik sorunların, l'eyami Sala'ııın sadece romancılığını değil, düşünce adamlığını ve gaze teciliğini de yönlendirdiği söylenebilir. Öyle ki, romancı, kendisinin de yaşadığı kültürel travmayı çözümleyebilmek ama ctyla, 1938 yılında Türk İnkılâbına Bakışlar adlı bir kitap yayımlamıştır. Kuşkusuz, kültürel karşılaşma ve çatış SAYFA 16
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear