25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

KISAKISA... KISAKISA... KISA KISA. Oktay Akbal'ın oykuculugu • Abdurrahman KOLCU O ktay Akhal, cumhuri yct donemi Tüık ede biyatı hakkında konııs,uı vcya yazarken kcndisinden ve eserlerindcn sıkça !>öz ctnıemiz gereken öııemli bir ya/ar. 60 yılı aşkııı bir siire dır yavımlayageldigi roman, öykü, denemc, iııceleme, elcştiri, günce. vb. türdckı cscrleriyle bu çok yönlü edebiyat adamı; ıızun ve ıstıkrarlı yazı lıayatı, kısa aralıklarla yayımladıgı eserleri sayesinde okurun helleğındcki ycıini daima sıcak tutmııijtur. Akbal'ın çok yönlü edcbi kişi liği, edebiyat araştırmaularınm nnu çeşitli bakış açılanndan elc alıp incelemesi ıçin clvcrisjli bir yapıya sahip. Atatürk Universitesi öğretım üyclerinden Doç. Dr. ()sman Gündüz'ün "Düs; ilc Gerçek Arasında ()ktay Akbal'ın Oykücülüğü"( I) adlı inceleınesini bu doğrultuda yapılmış bir çalışma olarak görüyorıız. Gündüz, çalışmasının önsözündc, kendisinin Oktay Akbal'ın öyküleriyle tanışmasındaıı, bu konuda bir araştırma yapma düşüncesinın olgunlas,masından ve uyguladıgı yöntemden söz ediyor. Akbal'ın öykii yazmaya başladığı yıllarda Türk öykııcülüğüııüıı genel görıınümünc kısaca değınen Günduz, kitabın bir sonraki bölümünde yazardan ve bazı eleştirmenlerden yaptığı alıntılarla yazarın oyküeülüğü ile ilgili çeşitli görüsjeri degeılendi riyor vc öyküleriııi 1946 "58 ve 196798 olmak üzere ıkı donenıc ayuıyor. Gündüz, bu sınıi landırmasını; "tlk dönem öykii lerindc yaşadığı /amana ve değişime 'taıııklık' etme diişüncesi ağır basarken, ikincı dönem üykülcrinde anlatıcı kimlifii ilc an latım biçımi cinc (,ıkar."(2) şeklinde bir yargıyla temcllendiriyor. DÜŞLE CERÇEK Çalışmanm Arayı^laı Dönemi adını taşıyan bir sonraki böliımündc Gündii/, Akbal'ın yazı hayaüna girış serüvenini aktaıa rak dili kullanma biı,iınini ör neklerle değerlendiriyor. Yazarın öykücülüğünde en oncmli kaynaklardan birinin kişisel ya şantıları olduğunu bclirtcn Gündüz, öykülcrdc yazaı anlatıcının anılanyla, yazarın yaşamoyküsünün çoğu kez birbırinc karıştığı nı belırtıyor: "Hangisi anı, lıan gisi kurmaca.. Bunlaıı ayırt etmek oldukça güç Yazarın kcndisi dc zaten böyle bılınıncsini istiyor. Bir çeşıt dıışlc gerçek arasında gıdip gelıııe, biı ıüya hali, ama uyanık göıülcn bir rüya. Tıpkı Tanpınar'ın, l'roust'un zamanda gidıp gclmeleri, ıüya görmclerı gibı."(3) Akbal'ın öy kücülüğünün bu özelliği aynı zamanda bu çalışmanın adında da vurgulanmakta ÖYKÜ TEKNİĞI Akbal'ın oyküuilüğünde Sabahattin Ali, liscndal, Fournicr, Gorki, Duhamel, Radiquct, Gide, Maupassant gibi yazarlardan çeşitli etkiler olınakla bırlıkte asıl oncmli ve kaluı etkıyi Sait Faik vc üehov'un vaptıftını bc lirten (iünduz; varoluşçuluk, sezgicılik vc gcrçcküstücülüğün öykülerin arkasinda yer .ılan fclsefi düşüncclcı olduğunıı belirtiyor. Çahşmanın sonraki iki bölü mündc yazarın iki döııem öykülerinin genel karakterıstığı başlıklar altında incclcnıyor. 'Oykü Tckniği' adını taşıyan kitabın uygulama vc değerlendirme bölümünde Akbal'ın öyküleri, anlatım tckniği, bakış açısı, tema, yapı, mekân vc zaman başlıkları altında, çoğu kcz yazarın eserle rinden yapılan alıntılarla, ayrıntılarıyla inceleniyor. Gündüz, kıtabının Sonuç kısmında Akbal'ın öykücülüğünü genel olarak şu tümcelerle değerlendiriyor: "Içe dönük kişileriyle, bircyci tavny la, insana yönclişiyle ala nında bir yer tutan ()ktay Akbal'ın öykücülııftü için söyleyebıleceğimiz son söz şu: Turun sınırlarını zorlayarak belki dışına çıkarak dcneme rarzının rahatlığıyla sağlanan bu anlatım gücü, onun anadilini kullanmadakı ustalığmı vc Türk öykücülüğündekı ayricalığını ortaya koyııyor, aynı zamanda çelişkilcrini de..."(4) Doç. Dr. Osınan Gündüz'ün çahşması, cumhuriyct dönemi Türk oyküsünün öndc gelen bir temsilcisi olan Oktay Ak bal'ın öykücülüğüne ışık tutuyoı; uygııladığı yinıtem, ayrıntı vc alıntılanı verdiği onem açısından benzcr çalışmalaı için de iyi bir ornck oluşturu vor.B (") Atatiirk Ihuvcrsttcsi Sosyal Bılımlrr Eıı\tıtihii, Araşlırma Cörcvliu. (1) Osınan Gündüz, Düş ilc Gerçek Arasında Oktay Akbal'ın Öyküıü lüğü, Akçağ Yav., Ank , 2003. (2) Gündü/, s 29. (^)Giindıız, s. 40. (4) Günduz, s. 314. Bir Yalnız Diva Suna Korat lacak bir şcy olabilir mi nc dersin" dediğinde, yinc her za nıanki gibi biraz yüreklendirilmcye ihtiyacı oldıı^unu anla dım. Böyle kararsız kaldığı du rumlarda hemcn arar vc cndişclcrini dile getirerck görü^ümü soraıdı. Bunun üzcrinc, ki tabın tamaniını denctlcycbilcceğini, eksik veya yanlış yazılabilecck her noktayı dıizcltnıc hakkı olduğunu söylediğimde isc rahalladı ve bu konuda çalışmalar ba^layınca kendisinc yardımcı olnıamı ıica ettı. Ama nc yazık ki o çalışma başlayamadan kcndisini yitirdik. Daha sonraları Dcniz Ba noğlu arayıp, bu kitap projesinden söz edcrck, yakınlarıyla görüşüyorıım, sizinle dc görüşmek isterim deyince buluştuk. Suna Korat'ın sanatı, duygula rı, duyarlıkları, tavır vc davranışları, acıları, kırgınlıkları, kı saca insani yönlcriylc ilgili gözlemlerimi, paylaşımlarımı, anılarımı vc zaman zaman da onun için Cumhuriyet'tc yazdıftını gazctc ya/ılarımı Dcniz Hanırn'la paylaştım. Sonra da yine zaman zaman yaptıgımız göriişmelerlc, kitabın yazılış vc yayımlanış süıccini izledim. YALNIZ VE KIRILGAN Sonııçta climc geçcn kitap, Suna Korat a yakışan bir çalış ma olmuştıı. Ozclliklc onun sanat yaşamındaki hcr zaman doruklarda olan haşarılaıına karşın özel yaşamındaki yal nızlığı, kınlganlıgı vc uğradıgı haksızlıklar, ömrünün son yıl larında bılc dcjicriniıı bilinnıc yi^i iyi vurgulanmiijtı. (,ünkü o gördü^iım kadarıyla salıne dc bir dev bir ranrıça, ama K İ T A P S AY I 78 ~l Muhsine HELİMOĞLU YAVUZ H cr yılbaşı Suna Korat'tan, birbirinden zarit, anlamlı armağanlar alırdım. Onun ölümünün üstünden iki yilbaşı geçti vc yokluğunu gi derek daha çok duymaya başla dını. Derken, 30 Aralık günü kapı ı,aldı ve özcl ulağın gctir diği paketten, Deniz Banoğ lu'nun yazdiğı "Bir Yalnız Diva Suna Korat" kitabı çıktı. Kapağında da coğu bendc de bulunan, diinya güzelı fotoğraflarından birisi. Elimde tuttıığuın kitap bcni hcyccanlandırdı. Suna I lanım yine yapacağını yapmış ve bu yılbaşında da beni armağansız bırakmamıştı. Bu kitabın yazıliij serüvenine, hem "yazılan" heın dc "yazan" açısından, yakından taııık olmuiıtuın. I leyccanım biraz da bundandı. Suna Hanım tele ionla arayıp "Dcniz Banoğlu hakkımda bir kitap yazınak istiyor, ama ben kararsızım. Yanlış yorumlanacak, yanlış anlaşı C U M H U R İ Y E T 'SAYFA 24
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear