05 Kasım 2024 Salı Türkçe Subscribe Login

Catalog

O K U R L A R A Adnan Binyazar ölümsüz bir aşkı ölümsüz bir romana dönüştürmüş. Binyazar, "Ölümün Adı Yok"ta artık aramızda olmayan eşi Filiz'le yaşadığı yogun ilişkiyi anlattyor bize. Öğretmen okulu öğrencisi bir genç kız ile Anadolu nun kuytu bir köşesine yeni atanmış genç bir öğretmenin, ölüme kadar, ölümden sonra bile sürecek muhteşem sevgilerini okurken etkilenmemek, aşkın büyüklüğü karşısında şaşırmamak mümkün değil. "Masalını Yitiren Dev"den bildig'imiz usta yazar, Türkçenin bitmez tükenmez anlatım olanaklarmı sonuna kadar kullanmış kitabında. Ellerine sağlık Adnan Binyazar. Ayşe Kulin, adı on yıldır fırtına gibi esiyor yayın ve edebiyat dünyamızda, "Adı Aylin"le yakaladığı yükselişini bugün de aynı hızla süraüren Ayşe Kulin yeni kitabı "Kardelenler"le tırmanış zincirine bir halka daha ekledi. Uzun zaman önce planladıgımız ancak farklı zamanlarda yaptıpmız söyleşilerde tam bir Kulin portresi ortaya koyamadıg'ımız için yayımlamadıg'ımız Kulin söyleşilerini bu kez başardığımızı düşünüyoruz. Kulin' le yapılan söyleşi, yazanmızı daha yakından tanımak isteyen okurları için iyi bir fırsat sunuyor. Bol kitaplı günler... TURHAN GÜNAY efflail: cumkitap@cumhuriyet.com.tr Can Eryümlü son romanı "Kalimerhaba İzmir'de İzmir yangınını, 1920lerden 80lere kadar geçen zaman içinde İzmir'in değişen yüzünü, "öteki "nin gözünden bakmaya çalışarak değerlendiriyor. "Kalimerhaba izmir özellikle tarih meraklısı okurların çok sevecekleri bir roman... nlü düşünür Bertrand Russell, eğitim üzerine yazdığı bir makalede, açık fikirli öğrenciler yetiştirmek için çok akıllıca bir yöntem önermiş hükümetlere : okullarda çocuklara öğretilen tarih kitaplarının o ülkenin tarihçileri tarafından değil, başka bir ülkenin (hatta düşman ülkenin) tarihçileri tarafından yazılmışlardan okutulması. Anıerika'daki çocuklar Ikinci Dünya Savaşı'nın sonunu Japonya'da okutulan tarih kitaplarından, Japonya'daki çocuklar ise Amerikalı çocuklar için yazılmış tarih kitabından öğrenscler, Russell'a göre daha doğru bilgilerle donatılmış olurlar. Böylesi bir uygulamayı kabul edecek bir yönetim ne yazık ki şu anda ortalıkta görünmüyor. Türkiye'de Yıınan liselerinde okutulan tarih kitaplarının, Yunanistan'da da Türk tarih kitaplarının okutulacağı günün yakın olduğunu söylemek çok zor. Türkiye'de, Yunanistan'da olduğu gibi, tarih kitapları kendi kahramanlıklarımızı anlatır ama kuşkusuz bu sadece TürkiyeYunanistan için geçerli olan bir uygulama değil, her ülkede düşmanın zekâsı "kurnazlık" olarak tanıtüır, ayrıca kendi kahramanlıklannı ve askerlerinin cesaretini abartmadan anlatan bir tarih kitabı yoktur. Asuman KafaoğluBüke Yazın Sanatı U Kalimerhaba îzmir ğü ve az tanıdığı dedesini, bir yandan da onun geçmişini, geldiği ülkeyi ve kültürünü tanıyor. Zoi için bunların hcpsi hem çok yeni hem de çok bildik. Yabancıİık hissetmesini beklediği bir anda, tanımadığı insanların arasında, anlamadığı dilin konuşulduğu bir ortamda mutfaktaki tcypten tanıdık bir ezgi duyması, çok da yabancı bir yerde olmadığı hissini veriyor ona. Aslında YunanTürk ilişkilcri üzerine çok şcy yazılmış ve söylenmiştir. Bu ilişkinin bence "öteki olma hali "nde tam bir yabancılaşma yoktur. "Siz buna ne dersinizr'" "Bu nedirr1" çok farklı iki sorudur, TürkYunan ilişkilerinde de gerçek soru birincisidir; tanıdık ve ortak noktalarının çokluğu anlaşmazlığı yaratan ilk nedenlerden biridir. Halbuki gerçek bir "öteki" ile tanıdık ve ortak nokta bulunmaz. "Kalimerhaba İzmir" romanında çok kereler "o" ve "ben" birbirine karışıyor. Örneğin Panayiotis torununa Izmir'de yaşanan olaylan yıllar sonra şöyle di)e getiriyor " Yirmibin asker kaçağı olduğunu söylediler o dönemde İzmir'de. üysa otuzbeşbin asker vermiştik biz onların ordusuna. Biz de onları, 'Biz durtımumuzdan memnunduk, siz gelince Türklerle düşman olduk,' diye suçladık. Yabancı bir işgal ordusu gibi gördük anavatan ordusunu." Bu satırları okurken "onların ordusu" derken Panayiotis'in Türk ordusundan söz ettiğini sanıyor okur, halbuki "onlar" Anadolu topraklarına işgal etmeye gelenler. "Sizin bize gösterdiğinız nefrcti Türkler bile göstermemişti" sözleri de Anadolu'da yaşayan Rumların ne denli kendilerini Yunanistan'ın dışında gördüklerini iyi anlatıyor. Can Eryümlü özellikle "öteki" fikri ile oynamış roman boyunca. Evin gerçek sahibi kim sorusunu çok kereler sormuş, burada kalanlar mı, terk edenler mi, yoksa zorla bu topraklarda yaşamalan için buraya sürülenler mi? "Öteki" fikri aynı zamanda kadınerkek ilişkisinde de ortaya çıkmış, diğer bir kültürü anlamak, diğer bir politik görüşü anlamak ve sonunda diğer cinsi anlamak. Okur da roman boyunca Eryümlü'nün kime daha yakın durduğunu anlamaya çalışarak okuyor, sonunda bakış açısının en yakın durduğu kahraman Zoi, yazar bunu 124. sayfada belli ediyor, Zoi'nin hatırlamadığı bir ismi yazar da hatırlamıyor. Can Eryümlü'nün "Ben, Zaman Tanrısı," "Zamanın Bittiği Yer" ve "Son Antlaşma" romanlarını okuyanlar bu ronıandan da aynı fantastik öğeleri bekliyor ama yazar bu romanda tamamen farklı bir anlatım seçmiş. Panayiotis'in eviyle konuştuğu bölüm dışında sürreal anlatım hemen hiç yok. Romanda bana sadece Panayiotis'in Eleni ile buluşmak için 58 yıl beklemiş olması inandırıcı gelmedi. Eleni de kolaylıkla sevdiği erkeğin izini bulabilirdi, her ikisinin de birbirlerini gömmeyi tercih etmiş olmaları mantıklı gelmedi, çünkü her ikisi de ilerIcyen yaşlarına rağmen bir daha askı tatmamışlar. Romanı uzun yulann ayrılığı üzerine kurmak kuşkusuz çok daha görkemli olmuş ama Panayiotis'in politik görüşlerinin engel oluşturması bir zayıflık gibi göründü bana. "Kalimerhaba İzmir" özellikle tarih meraklısı okurların çok sevecekleri bir roman, tarihçiler arasında yoğun tartışmalara neden olacağını tahmin ediyorum. Eryümlü'nün "öteki" gözüyle bakmasını belki çok insan yadırgayacak, fakat RusselTın dediği gibi, ancak "öteki"nin açısına yaklaştıkça kcndimiz ulaşabiliriz, bu roman bize o açıyı verdiği için bence çok zor bir şey başarmış.ı asu@yazinsanati.com Kalimerhaba tzmir/ Can Eryümlü/ Dünya Kitapları/ 2004/ VJ7 sayfa. SAYFA 3 "ÖTEKİ'NİN BAKIŞ AÇISI "Öteki"nin gözünden bakabilmeyi belki de en iyi romancılar biliyor. Can Eryümlü son romanı "Kalimerhaba Izmir"de İzmir yangınını, 1920'Ierden 80'lere kadar geçen zaman içinde izmir'in değişen yüzünü, "öteki"nin gözünden bakmaya çalışarak değerlendiriyor. "Kalimerhaba îzmir" 1922'de Panayiotis Angelidis'in geride sevdiği kadını bırakıp lzmir'den kaçmasıyla başlıyor. Bölünen aileler, geride kalanlar, çekilen acılar, gittikJeri yerde yabancı kalmaya mahkum olanlar, evinden sürülmek, vb. konuları incelikle ele almış roman. Panayiotis ile İzmir'de kalan sevgilisi Eleni 58 yıl sonra bir araya geliyorlar ancak. Bunca sene sonra Panayiotis Izmir'e yanında torunu Zoi ile geliyor. Zoi ilk kez geldiği Izmir'de, bir yandan uzak büyüdüSAYI 751 K İ TA P imtiyaz Sahibi: Çağ Pazarlama Cazete Dergi Kitap Basım ve Yayın AS'yi temsilen Cumhuriyet vakfı adına llhan Selçuk Cenel Yayın Yönetmenl: İDrahlm Yıldız c Yayın Yönetmeni: Turhan Günayosorumlu Müdür Mehmet Sucu o Cörsel Yönetmen: Dilek Akıskalı o Baski: Merkez Gazete Dergi Basım Yayıncılık San. ve Tic. A.s. Barbaros Bul. No:125 BE$İKTA$ o Idare Merkezi: Türkocağı Cad. No: 3941 cağaloğlu. 34334 Istanbul. Tel: 0 (212) 512 05 05 o Cumhuriyet Reklam: Cenel Mudur özlem Ayden /Cenel Müdür Yard.: Semra Yazıcı / Reklam Müdüru: Huseyin Dalkıran / Tel: 0 212 512 47 78 512 48 30 FaX: 0212 5138463 C U M H U R İ Y E T K İ T A P hakkında tloğru bilgilere
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear