24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

'Açılmış Kanat' a Necml SELAMET S alih Bolat, "Açılmış Kanat"(l) adlı şiir dosyası ile; "2002 Ahmed Arif Şiir Ödülü"nü almıştı. Kitap, uzun birbekleyişten sonra, "KarDüşünceleri, Açılmış Kanat, Güz Şarkısı, Delta, Temmuz Şiirlcri, Şafağın Yolu" adlı altı bölümden oluşan yeni şiirlerle yayımlandı. Bolat'ın bu kitabı, daha önce yayımlanan Yaşanan,1983, (1984 Akademi Kitabcvi Şiir Başarı Ödülü), Bir Afişin Önünde,1986 (1986 Yaşar Nabi Nayır Şiir Ödülü), Sınır ve Sonsuz, 1988, Karşılaşma, 1992 (1990 Ceyhun Atuf Kansu Şiir Odülü), Uzak ve Eski, 1986. Gece Tanıklığı, 1999 adlı şiir kitaplarından sonra yedinci şiir kitabı oldu. Türk şiiri gerek Batı etkisi ve gereksc Tanzinıattan başlayarak toplumsal dönüşümler ilc Cumhuriyet tarihi boyunca dönem döneın olgunlaşarak ciddi sıçramalarda ve değişimlerde bulundu. Bu sıçrama ve değişimlerin hemcn hepsi toplumsal değişim ve dönüşümlere de denk düşer. Toplumsal yaşamın değerleri değişirken şairin bu değişimden payını almaması düşünülemez. Değişimlerin yaşandığı, şiir sorunsalının en yoğun olduğu ve şiirin en çok tartışıldığı kuşaktan gelen Salih Bolat, ilk şiirkitabı "Yaşanan (1983)" ilebaşlayan şiir serüvenini yalın ve çarpıcı tavrı ile, Ahmed Arif şiirinin debulunduğuçizgidedevam ettiriyor. Ahmed Arif şiirinin içeriğinin dizelenişi ve söylem tarzı açısından Nâzım Hikmet şiiri ile benzeştiği de söylenebilir. Salih Bolat şiiri de içcrik açısından bu şairlerimizden ayrı düşmez. Her şair kendi şiir poetikasını, kendi tarzını oluşturur. Ozgünlüğün gcreği, toplumcu gerçekçilik, söyleyiş hırkları ile, birden fazla kanaldan beslenir. Salih Bolat şiiri işte tam bu noktada söyleyış hırkı ile ayrıcalıklı bir yer açıyorkendisine " . hesaplartamamLınmış. pervazlar çakılmış / varidat'ın eski bir baskısı yeniden yorumlanmış / kedilerin suyu bile untıttılmamıştı / ve nastl yüriiınüştük ilk karda / serdar öztürk, ahmet önel, kardeşim / son defa gözden geçirmiştik ellerimizi / yanan bir ülkenin küllerinden / yüksekliği bulup çıkarmak için."(Kar Düşünceleri), "en son bir sap kasımpatı bıraktı bir genç kız / yangın ycrinde / çaresiz merdivenîere oturmuş yanmayı bekleyen / metin altıok'un gözlerindeki dehşet vardı çiçekte. "(Kasımpatı). Salih Bolat bu ayrıcalığı; raylara kulağımzı dayadığınızda ancak duyabildiğiniz, henüz çok uzaklardaki trenin sesine benzeterek; "Benim şiirimdeki öfkeyi duymak için de sözcüklere kulağmızı dayamanız gerekir."(2) der. Sıradan özne ile nesne ilişkisi, şair ile nesne ilişkisinc benzemez. Nesnel imge, sanatsal bir ürünc araç olduğunda nesnenin kimliği ve anlamı değişir. Algılama ve bilinç farkı şöyle gelişir: Sıradan özne için nesne yaşamsal değerdir. Şair için yaşamsal değer olduğu kadar yazınsal, şiirsel bir değerdir de. Şair için her nesnenin bir anadili olmasa da bir alfabesi vardır, bir simgesi, bir etkisi, bir anlamı, bir duruşu... Mallarme (18421898) Ekim 1864 tarihli Henri Cazalis'e (18401909) yazdığı mektupta şöyle der. "Sıkı çalışmaktayım. En sonunda Herodiade'ıma giriştim korku içinde ve titreyerek, çünkü yeni bir koşuk türünden kaynaklanan yeni bir dil bulguladım, ki onu kısaca şöyle açıklayabilirim: Nesnenin kendisini değil, oluşturduğu etkiyi anlatmak. Böylece, dize sözcüklerden değil amaçlardan oluşmaktadır; tüm sözcükler duyulara seslenmelidir. Nereye varmakta olduğumu görüp görmediğini bilmiyorum, ancak başardığımda beni kanıtlayacağına güveniyorum. Çünkü, yaşamımda belki de ilk kez başaracağım. Bozguna uğrayacak olursam bir daha hiç yazmayacağım." (3) Salih Bolat nesnel etki konusunda üst düzeyde şiirler sunuyor bize. Nesnelere konuşma olanağı tanıyor, her dilsize bir alfabe yaratan, geceyi giyindiren, yağmuru durduran şair, nesneleri konuşturma yetisini sıklıkla kullanıyor. Piknikte ateşi koruyan taşı konuşturur. Konır ama yanar, "şımarık alevlerin" sıcağında "eski bir piknik ateşinin kararmış taşı / topraktan sökülüp çıkarıldığı günü anımsı yor:"(KarDüşünceleri), "ateşi karıştırmak için kırılmış dal konuşuyorsa"(Kış Avlusu), "elbette taş konuşur / acının yalın diliyle / sevinciyle oluşan anlamın / ateşböcekleri susunca."(Şatağın Yolu IV). Nesneler algılar dizelerinde, konuşmakla kalmazlar; "ağaçlar alınmış bir enıir gibi büyüyor / çimenler kimlik arayışı içinde"(Sen), "kışın haberi geldiğinde / nehir bekliyordu."(Şarkı). Ikincil ve üçüncül sesleri taşıyan bu dizeler nesnel anlam arayışlarının en belirginlerinden birkaçı. Nesnelerin yaşam içindeki basitlikleri, şair için ters oranda etki oluşturmuş. Bu etki şiirleri de etkisi altında tutuyor. Şair sıradanlığın gözlemini aşarak "nesnelerin oluşturduğu etkileri" afgılıyor ve estetize ediyor. Şair bu kitabında da biçimsel arayışlarını sürdürüyor. Bilinen lirik dize tarzı dışında, düzyazı şiir tarzında da; Salih Bolat, şiirinin temel özelliklerinden kayıplar vermeden koruyarak ilerliyor. Salt güzellik, hoşluk veya genel anlamda estetik, tek başına sanat olmak için yeterli değildir. Şiirsel biçim ve sesanlam estetiği bütünleşerek yüzeye çıkıyor, Yapısalcılığı dibe çakıyor. Özgürlüklerin yetersizliğine karşın yapılan sanat; yetersizliğe karşı çıkış motifleri ve yaşamsal çelişkiler içindeki insanı temsil ederek; gerçekliği imgeleminde estetik ve anlamsalboyutta çoğaltarak somutlaştırıp, eleştirel alanada şiirlerbırakıyor. Tiyatral ve müzikal öğelerin de bolca kullanıldığı bu uzun şiirden bir bölüm: (Güz Şarkısı) "şimdi hep birlikte dinliyoruz çölün sesini. başımız hep birlikte çevriliyor umulmadık atlılar gibi cıkıp gelen rüzgâra. imkânsızın etekJerinde bekliyoruz ateşe verilmiş sorunun yanıtını: terkedilmiş otlaklann, çiğnenmiş yasaların, ailenin, duanın ve devletin sürmesi için miydi onca çılgınlık; kentin imar pıanında en çok tartışılan mezarlık?" Salih Bolat, kurumsal ve aile ortamında "uyuyan çocuğun alnındaki ışıkla ürper mezdim" (Kar tçin) diyerek, kırsalda kırsal yaşam tarzına "yaralı bir gelinciğin öfkesi orda"(Kırları Konuşmak) diyerek, kentlerde de kentsel yaşam tarzına yabancılaşmadan da şiirlerini kurguluyor. "bu gün cumartesi, bütün turistlcr caddelerde / işportacılar adres tarif ederken vücutlarıyla / eski bir filmden bir sahneyi yaşıyorlar" (Sen). Şiiri, her ortamda, yaşamı ve insanı, soğukkanlı, yoğun duyarlılıklarla betimliyor. Sözcl ve yazınsal başarının temeli dil yetisidir. Sözel başa§'• *' J ^ ^ ^ H rıdan söz ediyor olTİİii' v. İ ^ V ^ ^ I mak, şiirsel başarının var olduğu antaınına gelmez. Çünkü, şiir konuşma dilinden uzakta olduğu ölçüde şiirseldir. Dilin doğurganhğını ve aynı anadili kullanıyor olmalanna rağmen şiir, dilde ve sözcüklerin iletişiminde tüketilmez anlamlar çoğaltır. Söz ve yazı ise anlam açısından tüketilmiş olur ilk okunduğunda / söylendiğinde. Salih Bolat'ın tüketilemeyen, okudukça çoğalan dizelerinden: "bir klakson rahatsızlığı var sokakta / pencerede bir temmuz çırılçıplak / avcumuzdan kayıp giderken küçük bir şey / saatlerce susmak ncye yarar göğe karşı / kafka'nın gizli mektuplarını okumak / eleştirmek ilahi komedya'yı / bahçede güzü tartışırken iki ağaç / neye yarar uyanmak sabaha karşı / artık konuşsak. / adını koymasak da aşktı / masada aynı boşluğa bakmak." (Artık Konuşsak) Bazı sözcükler şiirlerde sıkça kullanılıyor olmalarına rağmen, şiirde gösterge ve iletişim düzeyinde sıradanlığın dışında yer aldıklarında, imgelemde anlamsalboyutta çoğalarak somudanmış olmalarından dolayı, şiirsel işlevlerini yitirmezler. Çünkü her sanatçı farklı bir bireydir. Iç ve dış dünya yaşantıları farklı ortam ve şartlarda gelişir ve sürer. Şiirsel yeti kazanmış şairler bu yetilerini durum farklılıklarından dolayı, her zaman farklı olarak yansıtırlar. Buna özellikle özen gösterirler. Salih Bolat da çok özenli bu konuda. Dildeki sıradan sözcükler onun dil ve şiirsel anlayışına göre dizelere dönüştüğünde, dil yetisini de kanıtlar edasıyla, çağrışımların odağında tutuyor şiir okurunu. Bu aşamada imge ve imge çeşitliliğinin önemi devreye giriyor. Kitaba adını veren şiir bu nedcnle ve bu açıdan en az diğer şiirler kadar, okunası ve ayrıcalıklı nitelikler taşıyor. (Açılmış Kanat) "en eski yüzleıimizle duruyoruz ayakta / alacakaranhğın kapısında / kollarımızda yıkıltnış tapınakların büstleri / yalın ve anlaşılır şeyler konuşuyoruz / gelccek günlcr hakkında / diyoruz ki artık kararmayacak sözün gümüşü / bir bulutun gölgesi olsun düşmeyecek alnımıza / ölüler de yiyccekler güz yemişlerini / gece toplayacak uykunun dağılmış harmanını /bir kez daha dinleyeceğiz toprağın öyküsünü / rüzgârın iteklediği bir dal nasıl direnirse / nasıl büyülerse kartalın açılmış kanatlarındaki görkem / sorularımızla şaşırtacağız suyu ve ateşi: / söyleyebilir mi bize şafakta gidilen yolun şarkısını / vurulmuş bir askerin miğferinde biriken yağmur / kanın ormanındasüren yangın't'"» 1 S.ılıh [Vıl.ıt, Aı.ılnıi', K.ın.ıl, l J j|ıııııs Y 96 s 2 I t.t k'nıtlkur.ın, Salih liolat ilc sovlc^ı, < umluııı \ct ^.t/cıı•sı 1 Şulı.ıı llJlJd, Kıı.ıi) l.kı 1 Sk'phaneMall.ımK1. M.ıllaı'mf'mıı Mcknıplaıı,(,.cv Ma/har ( aml.ın, Du^ıın \'a\ Kı, ]W) İRTİCAVE ABD KISKACINDATÜRKİYE • L Kaleli IRTIC ve AB TÜ KISKACIN " "Yaşadığımız dönemin bütün çirkinliğini, gerçekliğini, umutsuzluğunu, tüm çıkmazlarıyla sergileyen bir kitap." O k t a y A k b a l , 13 Ocak 2004, Cumhuriyet "Türkiye'nin son elli yıllık siyasal, sosyal ve ekonomik yapısında yer alan 'irtica odaklarını' mercek altına alıyor... Bu kitap okunmalı." Hikmet Çetinkaya, 4 Şubat 2004, Cumhuriyet GENİŞLETİLMİŞ İKİNCİ BASKI ÇIKTI Toplu Siparişlerde % 40 indirim Ki'ap Hakkında Ne Dediler Alev Yayınları Divanyolu Cd. No 54, Erçevik işhanı 102, 34110 Eminönülstanbul T/F:+90.(0)212.519 56 35 www.alevyayinleri.com SOSYM.l/.M GUNUMUZ TÜRKİYI' NEDİR SAYFA 20 CUMHURİYET KİTAP SAYI 7.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear