24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Her yazar kendinden yola çıkarak insanı anlatır. Kurgu, anlatılan gerçeği yazarın gerçeğine dönüştürür. insan da, çevre de yazarın yorumlarıyla bir başka biçim alır. önemli olan yazarın dilidir, yetkinliğidir. Dili kullanma ustası olan da yazarın kendisidir. insanın ruh yapısıyia dili arasındaki ilişkiyi değerlendirmek de yazarlık becerisinin gereğidir. Mustafa Şerif onaran Dergilerde den kırsal bölgenin nasıl anlatılığını öğrenmek, daha bilimsel bir davranış olacaktır. Bildiği Çevreyi Yazmak vazılmış, kötü yazılmış romanı, öyküsü, oyunu olabilir. Bizim aydın takımı, ta Osmanlıdan heri köye, köylü insana çok uzaktır. Onları gereği gibi anlamamıştır. ünun için de yazılmamışlardır. Bir adada tek başına yaşayan adamın bile romanı yazılıyor da, milyonlarca köylünün, işçinin esnafın romanı niye yazılmasm?" Talip Apaydın 1959 yılında Fakir Baykurt'la birlikte Yakup Kadri'yi görmeye gittikleri zaman, olaya kentsoylu aydınlar gibi değil, gerçek bir romancı gibi baktığını anımsatarak, şunları söylediğini anımsatıyor: "Çocuklar, köyde çok roman var. Onu biz anlatamadık. Siz anlatacaksmız. Çünkü siz köyden geliyorsunuz." Bunları söyleyen Yakup Kadri, bir yazarın anlatacağı çevreyi iyi bilmesi gerektiğini belirtmek istiyor. Bu görüş köy romanını ille de köyden çıkan yazarın yazacafiı anlamına gelmez. Kökeni ne olursa olsun, önce iyi bir yazar olmak gerekir. Her yazar kendinden yola çıkarak insanı anlatır. Kurgu, anlatılan gerçeği yazarın gerçeğine dönüştürür. insan da, çevre de yazann yorumlanyla bir başka biçim alır. Tuncer Uçarol'un söyleşisinde belli bir kesimin dil özelliklerinin işlcnmesi üzerinde de duruluyor. ünemli olan o bölgenin dil özelliklerini ortaya çıkarmak mıdır, yoksa o dilden genel dile kazandırılacak değerlerin saptanması mıdır? Bölge ağzı kullanarak, o bölgeye özgü sözcüklerin ağırlığından yola çıkarak roman yazılırsa Türkçenin gücüne katkısı olmaz. Anahtar sözcüklerle yetinmek, bölge ağzı özelliklerini yazış biçeminden sezdirmek gerekir, Önemli olan yazann dilidir, yetkinliğidir. Dili kullanma ustası olan da yazarın kendisidir. İnsanın ruh yapısıyia dili arasındaki ilişkiyi değerlendirmek de yazarlık becerisinin gereğidir. Onyargılı davranıp, "Köy kökenli yazarlar bu işin üstesinden gelemiyor" demek yerine; o dili incelemek, dil özelliklerin I "Bizim gençler öykü okumadan öykü yazıyorlar, şiir okumadan şiir yazmaya kalkıyorlar. Yani temel birikimleri yok. Oysa yazmanın temeli okumaktır. Yerli, yabancı ustaların yazdıklarını çok iyi okumak, özümsemek ÇEVRE gerektir. Yazma eğilimi ondan sonra başlamalıki Aydın Doğan var: Biri dır." "medya patronu", öteki "kendinin işcisi". KendiTalip Apaydın'ın denin işçisi Aydın Doğan yılğindiği sorunu benimlardır Ankara'da YABA yayuv serken, okumanın yetelarını yönetir, YABAÖYKÜ neğe biçim vermesi gediyc bir dergi çıkarırdı. Yayınlarektiğini anımsayalım. rı gene sürüyor. Artık derginin Köy Enstitüsü'nden içini de, biçimini de değiştireyetişcn yazarlar önce rek YABAEDEBÎYAT adı alköy notlarıyla gözlemtında iki ayda bir çıkarmaya lerini, izlenimlerini başladı. yazmaya başladılar. Bu tür yazılan VARLIK'ta Yaba, ağaçtan yapılma, çatal ilk başlatan Muhtar biçiminde, harman savurmada Körükçii olmuştur. kullanılan bir tarım aygıtı. AyMuhtar Körükçü dodın Doğan, emeğin simgesi sayğııda kaymakamlık yadığı için yayınlannda bu adı parken köyden notlar kullanmış olsa gerek. yazıyordu. Mahmut Tuncer Uçarol ailesi, AbdulMakal ona özenerek lah Baştürk'ün yakınları olduğu köyü anlattığı zaman için, onun adına "îşçi Öyküleri daha başanlı oldu. TaYarışması" düzenlemiş. Tuncer lip Apaydın'ın köy izUçarol, Seçici Kurul Üyesi olan Yakup Kadrl Karaosmanoğlu lenimlerini topladığı Talip Apaydın'la öykü üzerine "Bozkırda Günler" kisöyleşi yapıyor (YABAEDEBttabı da bir öykücünün, romanTalip Apaydın köyden yetiYAT, TemmuzAğustos 2004). cının geleceğini sezdiriyordu. şen, köy gerçeklerüıi bilen bir Deneyimli bir yazar olan Tayazar olarak köyü anlatmanın Demek ki sınırlı bir okuma hir Apaydın yarışmaya gelen gereğine inanıyor. bile yazarlık yeteneğini gelişti160 öyküyü izlerken izlenimleKöy Enstitüleri'nden yetişen rebiliyor. Bir yazar, okumada rini, öykü üzerine görüşlerini, bir yazar kuşağı var. Bunlar araderinleştikçe görmeyi öğrenitoplumcu edebiyatın ülkemizsında Talip Apaydın, Dursun yor, biçem beürleme çabasına deki durumunu da anlatıyor. Akçam, Mehmet Başaran, Fagirişiyor, kendinde çoğalmasını Edebiyatın dili işleme, kurgukir Baykurt, Emin Özdemir, biliyor. yu geliştirme işi olduğu bilinir Adnan Binyazar gibi yazarların Bütün bu ön hazırlıklar bir de, bunun nasıl uygulanacağı adı güncel önem kazanmısjtır. yazarın iyi bildiği çevreyi yazar tartışma konusu olabilir. sa başarıya ulaşabÜeceğini gösTalip Apaydın okumanın KÖY KÖKENÜ YAZAR teriyor. önemine inanıyor: Kimi önyargılı yazarlar "Köy edebiyatı olmaz, köyden edebiyatçı çıkmaz " anlayışıyla enstitülü yazarların çalışmalarını küçümsemişlerdir. Yeteneği sınırlı olan kimi Köy Enstitülü yazarlar basmakalıp bir anlatıma düşebilir. Bu dumm, dipten gelen dalganın gücünii küçümsemeyi gercktirmez. Talip Apaydın bu dunımıı şöylc açıklıyor: "Bizi eleştirenlerın çoğu, kırsal kesinı insanının, köylünün basit insan olduğunu, bunun büyük edebiyatı olamayacağı iizerinde dururlar. Oysa o basit detıen insanın da derin bir iç diinyası var. Sıkıntıları, özlemlerı, nefretleri, düşleri var. İyi yazılırsa bal gibi edebiyatı yapılabilir. Biz köyden gelen yazarlar her yazdığımız değerlidir demiSoldan sağa: Mehmet Başaran, Talip Apaydın, Mahmut Makal. yoruz. Kentin de, köyün de iyi MÜZİKLİ EDEBİYAT Talip Apaydın Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü Güzel Sanatlar Bölümü'nde müzik, tiyatro, edebiyat ağırlıklı bir eğitim gördü. Uzun yıllar müzik öğretmeni olarak görev yaptı. Müzikle ilgili yakınlığı için diyor ki: "İyi bir müzik dinleyicisiyim. Batı müziğinin büyük eserleri hep arşivimdedir. Her gün bir buçuk, iki saat müzik dinlerim. Bazı yapıtları belki yüz kez dinledim. Ezberimde." Burada, Devlet Konservatuvarlarının çekirdeğini oluşturan Musuki Muallim Mektebi'nin Ekim 1924te kurulduğunu, çok sesli miiziğin yurdumuza yayılmasının 80. yılında olduğumuzu anımsatmak gerekiyor. Bu okulun açılması zamanın Milli Eğitim Bakanı Vasıf Çınar zamanında olmuştur. Böyle bir okul kurma fikrinin nereden gcldiğini Cevat Dursunoğlu, Orhan Şaik Gökyay'a şöyle anlatmıştır (Musiki Ansiklopedisi, Genel Yünetmen Ahmet Say, 3. cilt, 1985 Ankara). "O zaman memlekette Batı müziğinı bilen tek adam 1910da Emrullah Efendi tarafından Avrupa'ya gönderilmiş olan Musa Süreyya idi. O zamanlar okullardaki müzik öğrctmenleri yalnızca Türk müziğini biliyor ve onu öğretiyorlar. Bu nedenle, okullarda yenilik yapılırken, Batı müziğinin de okullarda yer alması söz konusu olmuştur. Bunun için de eldeki tek eleman Riyaseti Cumhur Filarmenik Orkestrası idi. Musiki Muallim Mektebi açılacak olursa Riyaseti Cumhur Orkestrası üyelerinden öğretmen tayini mümkündür. Bazı lise müdürleri de, bakanlığa, batı tekniğini bilen elemanlar yetişinceye kadar müzik eğitiminin durdurulması için yazı yazmışlardır." Talip Apaydın'ın çelebi kişiliğinin oluşmasında çok sesli müziğin de payı var mıdır? Ancak çok sesli müziğin edebiyatı da besleyen bir derinliği olduğuna inanırım. Çok sesli müzik üniversitelerimizde konservatuvarların açılmasıyla yaygınlık kazanmıştır. En son Zonguldak Karaelmas Üniversitesi'nde konservatuvar açılmış, flüt sanatçısı Aydın tlik orada görev alanlar arasında yer almıştır. (MÜZED, Zonguldak'ta Güzel Sanatlar Günleri, Yaz 2004). Sözü Talip Apaydın'a getirecek olursak; Aydın Ilik, Talip'in oğlu müzik sanatçısı Aydın Apaydın'la ikili oluşturup konserler vermektedir. Talip Apaydın köy notlarından denemelere, öykülere, romanlara, oyunlara uzanan çok sesli bir edebiyat coğrafyasının yazarıdır. Çok sesli müziğin gücünü oğlu Aydın'a aşılayan, onun iyi bir müzikçi olmasını sağlayan bir edebiyat insanıdır. Olaya köylü yazar gözüyle bakmak küçük bir ayrıntı sayılır." Bu sayfayla iletlşim kurabllmenlz İçin dergilerinizi ve kltaplarınızı a$ağıdakl adrese gönderirseniz memnun oluruz. Hekimköy Sitesi 20. Sok. No: 8 06800 ümitköyAnkara Tel.:(0312)235 91112362346 K İ T A P SAYI 7 6 4 Mustafa şerif ONARAN SAYFA 30 C U M H U R İ Y E T
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear