29 Eylül 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

lılaştırma.özgünleştirmeyle, yazarken de onları sanki izliyor. Bıı yönüyle romanı kendı iç gerçekliğine taşıyor. 'I'erapi romanındaki gcnç kız, kinıi za ınan anmasız bir disi. Ama Levcnt Mete, ronıaıı kişisinin kimlik sorunlarına, nıhsal çalkantılarının kaynaklarına doğ rıı eğildiğinden, bu tip kendi nıhsal çalkanlıları içındc, bütünlüğünü, inandırıcılığıın hiç yitirtniyor. Ttim tutarsızlıkları içinde, romanın iç mantığına dcnk dii şen, çaıpıcı bir kimlik oluştıınıyor. Buyücıilcr Levent Mete'nin üçiincü romaııı. Romanın kök hıicresini kitabın 11411?. sayfalarındaki şu konuşmalar oluşturuyor: "Magome, teknik bir ayrıntı üzerinde konıışurken kullanılan kcndindcn emiıı vc aynı zamanda açık bir ilgiyi de bclli edcıı ses tonuyla, 'Ne tiir bir büyii istiyorsunuz.^' diye sordu. 'Halkın geleceği görmesihi sağlayacak bir biiyü' diye yanıtladı Bay Ordina. 'Ne tiir bir geleceğir'' derken, yüzündc beliren sorıı ifadesini tamamlamak üzerc cli çenesine gitti Magome'nin. 'Bizim hazırladığımız bir geleceği el bette' dcdi Bay Ordina. 'Onlara, irnparatorluğıın duvarında en kiiçiik bir ge dik bilc açmanın olanaksızlığı, hcle onıı devırmeye kalkışmanın tiimüyle boş bir hevesten başka bir şey olnıadığı, ayrıca biitiin bıı boşıına çabanın kcndilcrine getireceği acılar bııgünden gösterilmeli ve öylesinc canlı biçimdc yapılmalı ki bu, herhangi farklı bir beklenti için kalalarında nokta kadar bir boşkık bile kal masın.' 'Kan dökmek istemiyorsunıız' dedi Magomc. 'Kendi topraklarımızda artık istemi yoruz' diyc yanıtladı Bay Ordina. 'Ordıınıın gereksinimleri için ycni scfcrler dü zeııleycbiliriz clbette. Ancak, burada, bıı topraklarda bir daha kan akmamalı. Kan kokusıı insanların nıhıına işliyor çünkü. Oraya yapışıp, yeni isyanlar için onları kışkırtıp dunıyor.' 'Tamamen söküp atmak istiyorsunuz.' Bay Ordina, 'Evet, tertemiz ruhJardan oluşmuş bir ülke istiyoruz' diyc yanıtladı. Sonra yüzünde ilk kez bir gülümseme belirdi ve 'Bu aynı zamanda sizin de iilkeniz' dcdi yine hepsini hızJa dolaşıvcren bir bakışla. 'Bütün bir başkenti ve gerekirse başka bazı bölgcleri de ctkisinc alacak bir büyü' dcdi Magome. 'KesinJikleöyle.' 'Çok biiyük para.' 'Ne kadar istiyorsanız o kadar verilecek.' Sonra birlikte oturup, bu ışin altından nasıl kalkılacağıyla ilgili uzun tartışmalara giriştiler." Romanı okıımamaya başladığımda, Büyücüler'in çok farklı bir yapısı oldu ğu, bir bakıma farklı yazılmış romanlardan olıışturulmuş çarpıcı bir sentez ol duğıı düşüncesı cgemen olmuştu bende. Başka bir anlatımla; yazdığı bir romanın üzerinc, yeniden kurguJanmış bir roman izlenirni uvandırmıştı. Ilkinin ka lıntıları dcğıldi görülen. ilk romanın gerekciliği, alegorik olarak da nıtelendiri ( ebilecek, gerçekiistücülüğe yaklaşan farklılaştırmayla yeniden yapılandırılmış gibiydi. Bıı gerçekiistücülüğe de yakınlaşan anlatımıyla Levcnt Mcte, roman gcrçeğine daha da derin boyuüar kazandırıyordu. Bu yöniiyle de gcrçekçı, siyasal bir romandan, ıçeriği değiştirmeden, kurgu ve biçenıiyle gerçeküstücülüğü çağrıştıran, ama ıçeriğıyle kusursuz gcrçekçi bir siyasal roman oluşturuyordu. Bu kanımı, daha sonra Levcnt Mctc ile Vapılan bir konuşma bir bakıma doğıu < ar nitelıktcydı. Jjöyle diyordu Levent Mete: " Aşk Romanlan Yazan Adam'ı üç ayda, Tcrapı'yı sekiz günde yazmıştım. Biiyücüler'iyse, aralıklarl.ı bırakıp yeni den clıme alarak, üç yıla vakın bir siırcde tamanıladım. Ayrıca, baştan planla mamıştım ama, bir de şablon kullandırn. Sözünü ettiğin politik ve felsefi çatışmaları anlatan bir roman yazdım önce. Sonra yayımJatmaktan vazgcçip, bıı ilk romanın dünyanın uzak ve karanlıkgeçmişine düşcn gölgcsi olarak da görüıebilecek olan Büyüciiler'i yazdım. Olayları bu şekilde zamanın derinliklerine gön~ dcrmek, daha iyi görnıcmi vc hissctme mi saölayan bir mcsafc kazandırdı bajia. Ancak ötc yandan, tiinı ayrıntıları, hcr birinin üzerinde defalarca durmuş ol sam da, yine aynı yöntemJe, 'gelişcn olayların üııündc sürüklenırken bu akı^a es tetik bir biçim kazandırmak için anlık küçük müdahalelcryaparak' yazdım. Bir sokağı betımlemek için oradan kimi za man yüzlerce kez geçtim belki, ama her dcfasında yine aynı içsel yolculugu yaparak, o sırada gördükJcrimi ve hissettik lerimiyazdımyalnızca. Hiçbirnoktasın da, bilimscl bir yazı yazar gıbi, parlak bir ışıkla aydınlatıbnış kâğıdın başına geçip, şöyle mi yoksa böyle mi olmah diyc akıl yürıitmedim." Büyücülcr okııyııcuyu ilk anda içine alan bir roman. Cîizem, büyü, başkaldı rı, savaş, scrüven, yıkım, sevda iç içe ilcr liyor. Zaman ve mekân, tümüylc roma na özgü bir nitelik taşıyor. Ozgiin bir roman zamanı ve mckânı. Ama romanın kcndinc özgü zaman ve coğrafyasında: zamanla zaman dışı, düşlc gerçek, sanal ve gerçek kişilcr, okuyucııyu yakın geçmişin karşılıkJarına farklı bir boyutta ta şıyor. Tıpkı Marauez'in 'Yiiz Yulık Yalnızlık' romanındaki gibi. Buradaki za man ve tarih türnüyle romanın zaman ve tarihı. Gerçek zaman ve tarihi dışlama yan, ajna onun dönüşümü olan zaman ve tarih. Anlatım özelikleri dikkatle incelendiöindc, yazarın doğrudan roman içindeki varhğı scziliyor. Romanın kendine özgü farklı zamanına karşın, yazarın yaşamındaki zaman dilimleri örtüşiiyor. Böylcsi farklı bir roman anlayüji ile, romancmın doğrudan yaşamı, ıısta bir anlatım içinde bulıışabiliyor. Levent Mete şövle dıyor: 'Yaşamımın iki ayrı döneminden baktım bu romana, iki farklı kişiligimle yazdığımı da söyleyebilirim. Uygarlığın yirmı yıl gibi bir zaman dilimi içinde çok büyük dönüşümlerden geçtiği, toplumsal bir fay hattı üzerindeydi hayatlarımız. Oylesine derin biçimde ikiye bölündük ki, birçoğumuzun durumu psikiyatrinin çoğııl kişilik bozukJuğu admı verdiöi rııh hastalığma benzedi nercdcyse. Yıllar sonra karşılaştığım bir arkadaşım, 'Sen hâlâ aynı ismi mi kullanıyorsun?' demişti, 'Bencc değiştirmelisin, çünkü sen öldiin ve başka birisi olarak yeniden doğdun.' Bu şckilde ikiye böİiınmü.ş bir rııh hali günlük yaşamı kolaylaştırnııyor elbette, ama böyle bir roman yazarken insanın işinc yarıyor, farklı bakış açıları arasında rahatça gıdip gelmeyi sağlıyor. Karada yürümcyi zorlaştıran, ama suda buyük hız kazandıraıı yüzgeçli ördek ayakları gibi bir şey. Soruna döncrsem, hcr iki Levent Mete de karıştı romana, ama ben daha çok ilki nin, tlünvayı değiştirebileceğine inanan romantık gencin yanında yer aldım içten içe, roman her zaman oldıığu gibi kendi bıldıği yolda ilerlese dc, böyle oldu bu.' Birsen Ferahh'ııın Büyücülcr için yazdığı o doyıımsuz yazıdan sonra, roman üzerıne fazla bir şeyler söylemck gcreksiz bence. Ayrıca Büyiiciiler anlatılacak ya da özetlenecck bir roman türü de değiJ. Ama birsolukta , keyifle okunabilecek bir roman. Levent Mete ilk altı kitabıyla, romancılığını sağlam temeller üzerine kurdıı ğunu kanıtlıyor. Bilımden edebiyata, özellıklc de romana geçerkcn, ilk romrınından başlayarak sağlam, özgün bir kişıliksergiliyor. (ninümüzTürk yazınının üzerinde önemlc dıırulması gereken bir yazarı Levent Mele. Yazdıkları, yazdık larının toplamıntlan edindiğinıiz güciı ve yazacaklarıyla. • 7 16 Buhun merkezine yolculuk BİRSEN FERAHLI ıtap okumak: elime geçen her hrsatta; gece uyku öncesi, sabah kahvaltı sonrası, nöbette iki hasta arası, plajda şemsiye altı, yolculukta kentler, kasabalar art arda yanımdan geçcrken okuyorum. Yazı dünyasında kaybolmak nıutlu kılıyor bcni. Ama bu kez Levent Mete'nin son romanı 'Bııyücii ler'iıı içinde mecazi anlamda değil, gerçektcn kayboldum. Roman kahramanla rı, konunun geçtiği yerler, zaman, mekân, nesneleryolumu bulmamda yardım etmediler bana. Olan bıteni anlamak için, doğruluğunun tartı^ılması asla dü îjünülmeyeccK temel kavramlara başvurdıım: koyıı renkli bronz heykellerın ıçın den dil çıkaran plastık sıncaplar, mor akan şelaleler, gövdeleri sorıı işarcti görünümünde cuce dansçılar çıktı. 'Insan yok mıı bu kitapta?' denilcbilir: var. Dağ, deniz, evlcr, hatta çocuklar, gençler, yaşlılar... Kop Dağı'nda, Sarı Nehir'de, Yctova adlı başkentte, Yeşil Deniz'ın kıyılarında süren bir yaşam var. Roman; 'Yol', 'Büyü', 'Ferno',' I'aş Bina' olarak adlandırılmış, dört bölümden oluşuyor. Sahnc, bir kiitüphanenin tozlu arşiv odasında belgeler, yazıtlar, günlükler, büyü reçeteleri arasında aklı karışık bir adam görüntüsü ile açılıyor. Bu kişi, her bölümiin başında, birkaç cümlc söylüyor. Ayrıca kimi kez roman kah ramanlarının aralarında dolaşarak, kimi kez de zihinlerinin içine karışarak neler olup bittiğini anlamaya çalışıyor. 'Yol' adlı ilk bölüm, Kop Dağı'ndan başjıyor. Kop Dağı'nda köyler, evler, köylüler, ağaçların arasındaki daryokuş lar, hatta Kop Dağı'nın kendisi, her şey içbükey. Uzakta Yeşil Deniz'in kıyıfarı görülüyor. Dcnizin bile ufku yok sanki, yalnızca kıyıda birsu, yeşil üstelik. Bu iç bükeylik hangi sözciiklerle olusturulmuş bilmiyorum ama; oturma, kalkma, yürüme gibi eylemler bile, eliptik gibi geliyor oKiıra. Sinmiş, sinik, tekinsiz... lmparatorlıığun başkenti Yetova'dan başlavıp, Kop Üağı'nın en ücra köşelerine kadar yayılan isyan; uzun ve sözciiklerle anJatıJamaz bir kan vc dehşet dönemi ile bastırılmıştır. Matke köyün içbükey ortamında 'durmaktadır'. îsyan, K kan, dehşet ve bunların ardından lıii küm suren mııtlak sııskunluk Matke'nın sorıılarını, sorgulamalarını, geçnıiş ve gelccek düşüncesini tümüylc silememıştir. 'Taş Bina'yı merak etmektedir. Ken disinc orada bir gelecek kıırmavı düşlcmektedir hatta. Köye gclen diğer yabancı lodor, kimliği hakkında ipııcu vermez. Matke onun büyüyle ilgilcndiğını, soruların yanıtlannı bildiğini ve kendisini Taş Bina'ya ıılaştırabileceğini duşıiniır. Matke ölen ağabeyinden, insanların hastalıklarına, çıl gınlıklarına iyi gclen bazı otlaıı öğrenmiştir. Büyücülük uıertcbcsindcn çok aşağıda, basit bilgılcrdir bunlar. Ağabey dc cceliyle ölmemiştir elbet. 'Alevlerın önündc şahlanıp kışneyen doru bir at hızla gözünün önümlen gcçti. Sonra, ateş topu haünde bahçeye fırlayan adamları gördü. Çığlıklar kulaklarında çınla yıp uuruyordu. Samanlığın çatısi gürültüyle çökerken kendisini bıı görüntüle re oylesine kaptırmıştı ki, üzerine devrılen bir kalastan korunmak için ellerivle yüzünü korumaya çalıştı' diye anlatııan ölüm, gün ortasında, gece yarısında ol madık zamanlarda Marke'nin zihnini elc gcçirmektedir. Bu yaşantı Matke'nın zıh ninde geçmişi anımsamaktan iarklı olarak, bütün ayrıntıları ve fiziksel duyum lan ile yinelcnmektedir. Todor, Taş Bina'da isyan sonrası dönemde 'savaş çıl gınlığı' dcnilen bcnzeri sorunlaıla çok sık karşılaşıldığını söylcr, baş bıiyücü Magome'den söz eder Matke'ye. Baş büyücü Magome'nin, isyan sonrası dehşet düşlerine, bu tiir savaş çılgınlıklarına yardım edebildiğini anlatır. îkı gcnc, Kop Dağı'nda şifalı bitkiler ve büyü malzemcleri toplayarak sık ağaçlı ormanlar da dolaşırlar. Sorular ve yanıtlar gidip gelmektedir aralarında. Kcndilcrıni kol layarak birbirlerini tanımaya çalışırlar. Bir akşam vakti gittikleri köyde, ctrafla rı köpeklcr tarafından sarılır. Saldırıya ıığrarlar. Benzerini gazctelerde yüzlerce kez okuduğumuz, nazılarımızın bizzat tanık olduğu karşıt görüş saldırılarının bir örneği, simgcsel köpeklerle canlandırılmıştır burada (tıpkı Tamayo'nun resimlerindeki köpekler gibi). Sessiz kalabalığı arkasına almış, iri yan, uzun boy lu, yaylanarak yürüycn bir adam konuşmaya başlar. Tehdit eden, kötü sözcük ler kullanarak, ama clde edilecek bir çıkar söz konusuysa, onu da tehlikeyc atmak istemeyen bir üslupta konuşmaktadır. Diğerleri ellerinde ateş uçlıı sopalar la onun çevresini oluştıırurlar. Kafasındaki tolgalı başjık, üstündcki zırhın paçalarından sarkan yırtık pırtık pantolon vc çıplak ayaklarıyla adam komiktir de bir yandan. Yazar 'Bıı haliyle askerden çok bir tragedya oyuncıısuna bcnzıyor du' diye nitelcmiş onun bu görünümünü. Bu adamın ismi Mohini. Bu sahnede bir imparatorlıık subayı olarak görünü y or. Ama değişebilir. Saf bir köylüye, anl ayışjıbiryoldaşa,adanmışbirbağımsız lık savaşçısına, nir âşığa, bir tecavüzcüye, bir halk temsilcisine, bir katile ve bir böceğe dönüşmc yeteneğiyle donatmış yazar onu. Todor 'Kim bıı adam.'' diye sorduğu soruyıı, yine kendisi yanıtlıyor, 'Bıı adam köyün ruhu.' Saldırının ortasında kalan lodor ve Matke 'Biz büyücüyüz' deyince; kanıtla maları istcnilir. K(>ylüler de mıııldanır lar arkadan belli belirsiz, 'kanıtlasınlar, kanıtlasınlar'. Korkuyla giidülen bu insanlar, bıı kez bilınıncze lıükmcdcbilen farklı bir güç gostcrısi ile sıvılaşmak istemektedir. Sonra, mumlar ve tütsülerin ortasında sırtüstü kıpırtısız yatan bir kız gclir gö rüntüye. Kutsal sunakta ılahi güçlerc sunulacak bir adak gibi durmaktadır Ali Sorular ve yamtlar klye bölünmek 'Büyücüler'ln farklı yapısı f, Levent Mete'nin Büyucuieri anlatılacak ya da özetlenecck öır roman turu de degil Ama bir solukta . keyıtle okunabılecek bir roman. C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI l SAYFA 7
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear