29 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Orhan Tüleylioglu ndan derin, zengin, araştıran, düşündüren denemeler Fotoğraflarla ve "Karikatür Dergisi" arşivinden alınan karikatürlerle zenginleştirilen Barbar Uygarlık'ta ycr alan yazılar, bir bütün olarak oıtaya doyumsuz denemeler yaratan bir kalem çıkarıyor ve Tüleylioğlu'nun bu başarısının ürünleri, edebiyatın yaşama nıüdahalcsi bir yapıt olarak bilinçli okuruyla buluşmayi bekliyor. ÖNER YAĞCI urullalı Ataç'la başlayıp Sabahattin Eyuboğlu, Vcdat Cıünyol, Melih (".evdet Anday, Salâh Birsel, Oktay Akbal, Attilâ Illıan, Nermi Uygur, Memet Fuat, Cemal Süreya gibi büyiık ııstalarıyla var plan denememiz; Tahsin Yüccl, Emin Ozdemir, Ahmet Cemal, Muzaffer îlhan Erdost, Osman Bolıılu, Uğur Kökden, Oııat Kutlar, Ozdemir Ince, Ahmet Ozer, Sunay Akın gibi ayrı ayn kuşaklar dan sevdalıfarıyla artık edebiyatıınızın vazgeçilmezi olduğunıı kanıtladı. Tabii bu vazgeçilmezlik, oıırada adlarını yazdığım ııstalarınıızla sınırlı değil ve edebiyatımız, diğer tiirlcrdeki yoğun çiirütülmeye kar şın denenıenin görkemli zenginliğiyle ka nal çırpmaya devam ediyor. Yaşamın, kiilriirün, edebiyatm, kitabın herhangi bir kesitiııiıı ya da özgün bir kişiliğin ele alındığı, bilgilendirmenin, sortılar sorup yanıtlar aramanın yanında, dünyayı anlama ve algılarna, anlayarak ve algılayarak değiştirme konusunda ufuk açıcı özelliğiyle ueneınenin, gerçekten de edebiyatımızın olmazsa olmaz bir temeli haline gelmiş olduğunu rahathkla söyleyebiliriz. Kitap tanıtım yazılarının, kitap eleştirilerinin, bir portrenin deneme süzgeciyle suııulur hafe gelmesi bunun bir kanıtı olsa gcrek. Denenıemizin ilginç, ilginç olduğu kadar cesur, cesur olduğu kadar gerçeği arayışındaki kararlılıkla ve insani duyarlılık la da kendi özgünlüğünü yaratmış olan bir örneğinden, Orhan Tiileylioğlıı'nun denemelerinden söz etmek istiyorum. Orhan Tiıleylioğlu, "Barbar Uygarlık"* adlı yapıtmda yer alan denemeleriyle; de nenıenin sınırlarını kendi özgünlüğüyle zorlayıp genişleten; denemelerindekı du ru diliyle yaşama bakışındaki sağlaınlığı birleştiren; bunlara, dünyada yaşananlarla ilgıli birikimini ve merakını, yani yaşananların arka planında ya da bir yerlerinde saklanan gerçeği araştırma çabasını ekleyen; gizliyi açık, görünmeyeni görünür, bilinmeyeni biünir kılan bir denemeci olarak; denemenin yüzünii ağartan bir yapıta imza atiyor. N silahlanmanın kısa tarihini aktaran yazı, insanlığın sonsuz barış arayısjina olan umutla noktalanırken tarihsel bir çağ rıya, çığlığa dönüîjüyor. İnsanlığın sürekli savaslar içinde, savaş ve terör korkııstıyla yaşa maya nıahkunı edildiğini söyleyen Tüleylioglu; yeryüzünün cennete ya da cehennenıe çevirebilecek seçeneklerle dolu olduğunu görmezden gelenlere, yoksul halklan umursamayanlaı a, dünyayı yeni savaşjara sürüklemek için bahane arayan uyıtşuk vicdanlara sesle neıı bir ^iir olduğunu söylcdiği, Ali Yüce'nin; "Benim bildiğim uygarlık / Silah taşımaz cebinde / lnsan öldurüp kan dökmez / Kan döken uygarlığa / Uygarlık denmez" dizeleriyle başlayan ve içinde "Bu çürümüş zorbalık / Elbet bir gün geberccek" gibi halk bilgesi dizelerinin de yer aldığı, "Çok başh, çok ağızlı / Denıir dişli bir canavar / Kendi kendini yiyecek / Yıkılacak bu barbar uygarlık / Uygar uy garlık kurulacak yerine / Ben görmesem sen görmesen / Bizden sonrakiler görecek.' dizeleriyle biten "Barbar Uygarlık" şiirini ekliyor yazısma. Beyindeki (lephane yazısı, lisedeki bir öğreüneninin Einstein'a "Sen adam olmazsın." dediğini; Einstein'ın daha 1905 te " Başka bir enerji kaynağı var." dediğini; E=mc2 formülünü nasıî bulduğunıı; görecelik iizerine yaptığı çalışmalarla nasıî ünlendiğini; Einstein'ın denklemindc sözünü ettiği gücii Heisenberg'in Al manya'da açığa çıkardığını, ama bir bonıbaya dönüştürcmediğini; ABD'nin bu yarışı kazanarak 6 Ağustos 1945'te bir B 29 uçağından Hirosima'ya 3 metre boyundaki, 75 cm çapındakı atom bombasını attığmı anlatıvor. Zihinsef Yetisi Çok Az yazısı, yirminci yüzyıl başlarında sanatın, müziğin, eğlen cenin kenti Viyana'da, resim akademisine "Zihinsel yetisi çok az." denilerek kabul edilmeyen içe dönük, alıngan, urnutsuz, parasız, deliliğe yaklaşan, dibe vnran, tırak tefek bir gencin, be!} buçuk yıl kaldığı Viyana'dan ayrıldıktan sonra güçlü olma tııtkıısıınun doymazlığı, acımasızlığı, zalimliği, duygusuzluğu, yerleşik kunımlara nefreti, ahlakyoksunlu;u ile nasıl, dünyanın başına bea olan bir diktatöre döniiştüğünün övküsünü okuyomz. Orhan 1 üleylioğlu, bu yazısında 56 yıl yaşayan ve ömriinün son 26 yüında dünyayı kana boğan bu gencin, Adolfl litler'in, baijansızlıktan dünya politikasının merkezi haline gelişinin öyküsünü anlatıyor. Insanlar, Insanlar için Hazırlamışlardı Bu Yazgıyı yazısı, tkinci Dünya Savaşı'nın en dramatik parçalarmdan olan Nazi Toplama Kamplarıyla ilgili, öyküröportailardan oluşan ve kamplarda yaşanan vahşetin boyutlarmdan bir kısmını sergileyen, Nazi Suçlarını Araştırma Merkezi Komisyonu'ndagörevyapan PolonyalıyazarZofia Nalkowska'nın, "faşizmin aldığı milyonlarra isimsiz kurbana ödenen bir namus borcıı" olarak vazdığı "Madalyonlar" adlı kitabını anlatıyor. Buchenwald Toplama Kampında kalan Jorge Sempruıı'un "Büyük Yolculuk" ve " Yazmak ya da Yaşamak" kitaplarının da anlatıldığı yazıda, çağdaş kapitalizmin en iğrenç yüzlfrinden biri olan toplama kamplan gerçeğine ayna tutuluyor. f Tiileylioğlu'nun yapıtmda yer alan 35 denemenin her biri, dcğerbilirlikle eklenen kaynakçasıyla birlikte coğrafyadan coğrafyaya, tarilıin derinlikierindcn günürııüze, edcbiyattan fiziğe, savaştan siyasete, küreselleşmeden çaya, tütüne, tüketiın toplumundan Sivas katliamına uzanırken, okurunıı çıkardığı geziye olağanüstü güzellikler katıyor. Güzelliîderin yanı sıra da yatılan ve yaşatılan kimi çarpıcı çirkinliklerlc dc karşılaşılan denemelerin sınır tanımayan çeşitliliği, yaşamı ve insani savunnıanın silahlarıyla donatıyor okurn. Bu özellikler, bir metinden tat almanın ne demek olduğunu bileııler için, edebiyatın yaşamla sarmaş dolaş olmuş güzelliğini aynada görmeyi başaranlar için su gibi bir anlanı, şiir gibi bir sevda taşıyor. Kitaha adını da veren ilk yazıda, edebi yatçı duyarlılığının savaşa yönelmesini görüyorıız. Savaşın kökeninden başlayarak Ikincı Dünya Savaşı'na uzanan, sifahıannSAYFA 12 Sımr tammayan çeşitlilik Atom Bombası Çocukları'nda, aynı adlı kitaptan yola çıkarak 6 ve 9 Ağustos 1945'te laponya'nın I liroşima ve Nagazaki kentlerine atılan atom bombasına ve onıın insanlığa getirdiklerine ayna tutan Ti'üeylioğlu, Savaşsız Bir Dünya Ozlemi yazısında da yine atomu ve insanlığın silahsızlanma savaşımı ııı örneklerle anlatıyor. îngiliz düşiinür, Nobel Ödüllü Bertrand Russel'ın " Ya sa vaş ortadan kalkmalıdır ya da bütün uyparlık" sözüyle biten banş çağrısuıı, Yunan şair Yannis Ritsos'un "Çocuğıın gördüğü düştür Larış / Ananın gördüğü düştür banş / Ağaçlar altında söy lenen sevda sözleridir barış..." dizeleriyle başlayan "Barış" adlı şiiriyle bütünlüyor. Afiş Yapiştırıcısının Şarkısı'nda, 27 yaşında toplama kamplarında ölen bir Yahudi Rus şairyazar Jura Soyfer'le tanışıyorıız. Marksist bir devrinıci olan Soyfer, Viyana Üniversitesi'nde Almanca ve Tarih öğrencisidir. Hitler'in konuşmalarmdan sonra, "Almanya'nın geleceği yalnız kara değil, ama kapkaradır.' diye yazar. Faşizme karşı Avusturya Komünist Partisi'nde mücadele eder ve şiirler yazar. Ömrii Bııchenwald Toplama Kampı'nda Orhan Tüleylioglu, "Barbar Uygarlık" adlı yapıtmda yer alan denesona eren Soyfer'i tameleriyle bir denemeci olarak; denemenin yüzunu ağartan bir kitaba nıtan yazı onıın Afiş imza atiyor. Savaşnz WP dünya Yapıştırıcısının Şarkısı adlı şiiriyle nokla lanıyor. BirtnsanlıkSuçu, "Birzulüm biçimı ve ya devlet tarafmdan otıaylanan ve adli otoriteler tarafından atanmışgörevlilerce nygulanan bir eziyet etme yöntenıi" olarak tanımlanan işkencenin nedenlerinden kökenlerine, tarihsellik içindeki biçinılerin den çeşitli coğrafyalardaki uygalamalarına uzanan, George Rylev Scoll un "İşkencenin Tarihi" adlı kitabının, okurıı, "tarihin en koıkunç, en delışet verici yönüyle yiiz yüze getirdiğini" söyliıyor. Ateşi Çalmak, insanın başkaldırdığı /a man insan olduğunu, bııının ilk tcmsilcisinin de Prometheus olduğunu, Aiskhy los'ıın "Zincire Vurulmuş Prometheus" adlı tragedyasının bu başkaldırıyı anlattığını söyleyen Tüleylioglu, bu yapıtı bir ke/ daha irdeleyerek Aisklıylos'un Prometheus'un ağzından şunları demck istediğini vurguluyor: "Akıl gücii kaba güçlen üs tündiir, düşünceye gem vurulamaz, (i/.gür düsünce tutuklanamaz, susturulamaz, alt edilemez, olaylar nasıl gelişirse gelişsin, gelecekte egemenlik kaba kuvvetin değil, özgür düşüncenin olacaktır." Şeytanın Hileleri'nde, Haydar Akın'ın "Ortaçağ Avnıpası'nda Caaılar ve Cadı Avı" adlı kitabından yola çıkarak, bııgünü anlamak için Ortaçağ'daki cadı avının ne demek olduğunu bilmek gerekir diyen Tüleylioğlu, Erkek Gibi Kacîınlar yazısında da Burçay Anger'in "Tarih Boyunca Erkek Gibi Kadınlar" adlı kitabuıı tanıüyor. Amazonların tarihinden kadınların eşitlik savaşımcısı, 1843'te "Emekçinin Birliği" adlı kitabını yayimlayan ve Îngiliz Parlamentosu'na erkek giysisiyle giren Flora Tristan'a; ailesini kurtarmak için Teodoris adıyla askere giden, orada bir kadıru iğfal ettiği sııçlamasıyla idama gider ken bile kadın olduğunu gizleyen Azize Teodora'dan Garibaldi'ye âşık olııp Anı ta adıyla onıın silah arkaclaşı olan, "taııı bir erkek gibi yaşayıp tam bir kadın gibi seven" soylu Ispanyol kızı Anna Maria'ya; erkek elbisesi giyip Mussolini'yle birlikte kaçmaya çalışırken yakalanıp asılan Mussolini'nin sevgilisi Claretta'ya birçok er kek kılığına giren kadınların heyecan dolu öykülcriyle devam eden kitabın önem li bir araştırma olduğunu ve çalışmanın Kadın Aıniral Artcmisia, Al Banaku, Hasan Şah Hatıın, Sparta Kızları, (^esur Ucin Ana, tklinıin Soğuk Kadını, ('hristine, Dilşat Hatun, Kutsal îsyanların Kadınları, Calamity Jane bölümlerinin de ilgiyle okunduğunu söylüyor. îçmek ya da lçmemek yazısı, sigaranm tarihini, sigara tekellerinin kârlarını arttırnıak için yaptıklarını ve sigaranın nasıl dünyanın başına daha çok bela olmasını sağladıklarını anlatıyor ve sigara iizerine Suat Kemal Angı, Oktay Kifat, Cenıal Sü reya, Behçet Necatigil, Özkan Mert, Nâzım Hikmct, Cem Savran, Sunay Akın'ın yazdlğl şiirlerden örnekler veriyoı. Elektriğin Sihirbazı Bılımın Şairı yazısında, "tarihin belki de gelmiş geçmiş en büyük mucidi" Nikola Tesla ile tanışıyoruz. 1856'da Hırvatistan'ın bir köyünde doğan Nikola Tesla'nın, Prag Üniversitesi Mühendislik Fakültesi'nae şekillenen bilimsel kişiliği ile ABD'ye adım attığmda beş parasız olduğunu; bir referans mektubuyla gittiği Edison'un yanında çalışma ya başfadığını; Edison'un ticari atılımının temefini attığını, geliştirdiği regülatör sistemiyle jeneratörü diizenli bir şekilde ca lıştırdığını; Edison'un Tesla'nın tasarımlarını alıp Amerikan elektrik endüstrisini eline geçirdiğini ve Tesla'ya verdiği sözleri tutmadığını, bunun üzerinc istiia eden Tesla'nın Elektrik Company'i kurdıığıı nu; kırkın üzerinde jeneratör ve transtormatör tasarladığını, otuz ayrı patent aldığını; bugünkü Westinghou.se impararorlu ğunıın Tesla'nın yeni buluşları ve sistemiyle kurulduğunu; açtığı patent davaları ile Edison'u şirketini satmak zorunda bırak tığını okuyoruz. Tesla, 19O3'te "Kablosuz elektrik aktarımıyla yalnız telgraf mesajlarmın değil, sesin, görüntünün ve her türlü yazılı bilK İ T A P SAYI 7 16 Yıldn savaşlan C U M H U R İ Y E T
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear